inanna ne demek?

İnanna ( 1); aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar () olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.

İnanna'ya Sümerlerde en erken Uruk Dönemi'nin (MÖ 4000-3100) başlarında tapınılırken Akad Kralı Sargon'un bölgeyi ele geçirmesinden önce bölgede kendisine tapınma pek yaygın değildi. Sargon sonrası dönemde ise Mezopotamya'da tapınaklarıyla Sümer panteonunda en çok saygı duyulan tanrılardan biri hâline gelmiştir. Çeşitli cinsel ayinlerle ilişkilendirilme ihtimali olan İnanna/İştar kültü, bölgedeki Sümerleri özümseyen ve başarılı olan Doğu Sami diline mensup kişiler (Akadlar, Asurlar] ve Babilliler) tarafından devam ettirilmiştir. Özellikle Asurlar tarafından sevilmiş hatta sıralamada millî tanrıları Aşur'un da önüne geçerek panteonlarındaki en parlak tanrı olmuştur. Tanah'ta İnanna/İştar'dan üstü kapalı bir şekilde bahsedilmiş ve Ugaritli Ashtart ile ilerleyen dönemlerde muhtemelen Yunan Tanrıçası Afrodit'in gelişimini etkileyecek olan Fenikeli Astarte'yi büyük ölçüde etkilemiştir. İnanna'ya tapınma, Hristiyanlığın doğuşuyla MS 1 ila 6. yüzyıl arasında yavaş yavaş ortadan kalkmıştır.

İnanna, diğer Sümer tanrılarına göre daha fazla mitlerde yer almaktadır. Ayrıca, yalnızca Nergal ile karşılaştırılabilecek kadar benzersiz bir şekilde yüksek sayıda sıfata ve alternatif isme sahip olmuştur.2 Mitlerinin çoğu, diğer tanrıların alanlarını ele geçirmesini içerir. Uygarlığın tüm olumlu ve olumsuz yönlerini temsil eden me{{'}}leri Bilgelik Tanrısı Enki'den çaldığına; Eanna tapınağını ise Gökyüzü Tanrısı An'dan aldığına inanılmıştır. Daha sonra Şamaş olarak anılacak olan ikiz kardeşi Utu ile İnanna, ilahi hükmün uygulayıcı olmuştur. Otoritesine meydan okuduğu için Ebih Dağı'nı yıkmış, uykudayken kendisine tecavüz eden Bahçıvan Şukaletuda'ya öfkeyle saldırmış, Dumuzid'i öldürdüğü için haydut kadın Bilulu'nun izini arayıp bularak ilahi adaletle Bilulu'yu öldürmüştür. Gılgamış Destanı{{'}}nın standart Akadca versiyonunda İştar, Gılgamış'tan eşi olmasını ister fakat reddedilince Enkidu'nun ölümüyle sonuçlanan Gök Boğası'nı serbest bırakır ve bu da Gılgamış'ın ölümsüzlüğü aramasıyla sonuçlanır.

İnanna/İştar'ın en ünlü miti, İnanna/İştar'ın antik Mezopotamya yeraltı dünyası Kur{{'}}a inişinin ve oradan geri dönüşünün hikâyesidir. Bu mite göre yeraltı dünyasının kraliçesi olan ablası Ereşkigal'in topraklarını fethetmeye çalışır, buna karşılık yeraltı dünyasının yedi yargıcı tarafından kibirden (hybris) suçlu sayılır ve vurularak öldürülür. Üç gün sonra, Ninşubur tüm tanrılara İnanna'yı geri getirmeleri için yalvarır ancak İnanna'yı kurtarmak için iki cinsiyetsiz varlık gönderen Enki dışında hepsi kendisini reddeder. İnanna'ya yeraltı dünyasının dışına kadar eşlik ederler ancak yeraltı dünyasının koruyucuları olan galla, İnanna yerine kocası Dumuzid'i yeraltı dünyasına sürükler. Sonuç olarak Dumuzid'in yılın yarısı için cennete dönmesine izin verilirken Dumuzid'in kız kardeşi Geştinanna, diğer yarısı için yeraltı dünyasında kalır ve bu da mevsim döngüsünü meydana getirir.

Etimolojisi

İnanna ve İştar başlangıçta ayrı, ilgisiz iki tanrıçayken Akadlı Sargon'un saltanatı sırasında birbirleriyle denk hâle getirilmiş ve iki farklı isim altında fiilen aynı tanrıça olarak kabul edilmiştir. İnanna'nın adı, "Cennetin Hanımı" anlamına gelen Sümercedeki nin-an-ak ifadesinden türemiş olabilir fakat "İnanna" () çivi yazısı işareti, "cennet" (Sümerce: an; Çivi yazısı: AN) ile "hanım" (Sümerce: nin; Çivi yazısı: SAL.TUG<sub>2</sub>) işaretlerinin birleşiminden oluşmamaktadır. İnanna'nın adından kaynaklanan bu zorluklar; bazı erken Asurbilimcileri, İnanna'nın başlangıçta bir Proto-Fırat tanrıçası olabileceğini ve ancak daha sonra Sümer panteonuna kabul edildiğini öne sürmeye yöneltmiştir. Güney Irak'ta Sümerceden önce bir Proto-Fırat alt tabaka dilinin olduğu görüşü, modern Asurologlar tarafından geniş çapta kabul görmemektedir.

İştar adı; Akad, Asur ve Babil'de hem Sargon öncesi hem de Sargon sonrası dönemlerde kişisel isimlerde bir unsur olarak ortaya çıkar. Bu ad, Sami kökenlidir ve muhtemelen etimolojik olarak daha sonraki Ugarit ve Güney Arabistan yazıtlarında bahsedilen Batı Sami Tanrısı Attar'ın adıyla ilişkilidir. Sabah yıldızı, savaş sanatlarına başkanlık eden bir erkek tanrı; akşam yıldızı ise aşk sanatlarına başkanlık eden bir kadın tanrı olarak düşünülmüş olabilir. Akad, Asur ve Babiller döneminde erkek tanrının adı, sonuç olarak kadın muadilinin adının yerini almış fakat İnanna ile olan yaygın bağdaşma nedeniyle, tanrının adı eril formda olmasına rağmen dişi form ile kalmıştır.

Kökenleri ve gelişimi

İnanna, güç alanının diğer herhangi bir tanrınınkinden daha farklı ve çelişkili yönler içermesi gerçeğinden dolayı birçok eski Sümer bilim insanı için bir sorun teşkil etmiştir. Kökenleri ile ilgili iki büyük teori öne sürülmüştür: İlk açıklama, İnanna'nın tamamen farklı alanlara sahip, daha önce ilişkisiz birkaç Sümer tanrısı arasındaki bir senkretizm sonucu ortaya çıktığını ileri sürerken ikinci açıklama ise İnanna'nın Sümer panteonunun tam olarak yapılmasıyla panteona sonradan giren ve henüz diğer tanrılara verilmemiş tüm rolleri üstlenen bir Sami tanrısı olduğunu ileri sürer.

Uruk Dönemi'ne ( MÖ 4000 - MÖ 3100) kadar giden erken bir tarihte İnanna, zaten Uruk şehriyle ilişkilendirilmiştir. III. Uruk Dönemi’nin kült nesnelerinin yer aldığı yerde bulunan Uruk Vazosu’nda çanaklar, kaplar ve çiftlik ürünleri içeren sepetler gibi çeşitli nesneleri taşıyan ve koyun ile keçileri yüzü hükümdara dönük olan bir kadın figürüne getiren bir dizi çıplak adam tasvir edilmiştir. Kadın, İnanna'nın kapı direğinde bükülmüş iki kamış simgesinin önünde dururken erkek figür, bir kutu ve kâse yığını tutar, daha sonraki çivi yazısı işareti En'i veya tapınağın baş rahibini gösterir.

Cemdet Nasr Dönemi'ne ( MÖ 3100 – MÖ 2900) ait mühür baskıları; Ur, Larsa, Zabalam, Urum, Arina ve muhtemelen Keş dahil olmak üzere çeşitli şehirleri temsil eden sabit bir sembol dizisini gösterir. Bu liste, muhtemelen İnanna'ya Uruk'ta onun kültünü destekleyen şehirlerden gelen katkıların raporunu yansıtmaktadır. Ur'daki Erken Hanedanlık Dönemi'nin I. evresinden ( MÖ 2900 - MÖ 2350) itibaren İnanna'nın rozet sembolü ile birlikte çok sayıda benzer mührü keşfedilmiştir. Bu mühürler, İnanna’nın kültü için ayrılan malzemeleri korumak için depoları kilitlemek için kullanılmıştır.

İnanna adına MÖ 2600 dolaylarında Kiş Kralı Aga adına bir boncuk ya da MÖ 2400 dolaylarında Kral Lugal-kisalsi'nin bir tableti gibi çeşitli yazıtlar bilinmektedir:

"Tüm ülkelerin kralı An için ve (...) kraliçesi İnanna için Kiş Kralı Lugal-kisalsi, avlunun duvarını inşa etti."
:::::—Lugal-kisalsi Yazıtı3

Akad döneminde ( MÖ 2334 – MÖ 2154) ise Akadlı Sargon'un fetihlerinden sonra İnanna ve İştar, o kadar kapsamlı bir şekilde birleştirildi ki fiilen aynı kişi olarak kabul edildi. Sargon'un kızı Akad şairi Enheduanna, İnanna'ya onu İştar ile özdeşleştiren sayısız ilahiler yazmıştır. Sargon; İnanna ve An'ı otoritesinin kaynağı olarak ilan etmiştir. Bunun bir sonucu olarak İnanna/İştar'ın kültünün popülaritesi artmıştır. Ebla'nın ilk kazılarında yer alan Alfonso Archi, İştar'ın aslen Fırat Vadisi'nde tapılan bir tanrıça olduğunu varsayar ve İştar'la çöl kavağı arasındaki bir ilişkinin hem Ebla hem de Mari'den gelen en eski metinlerde doğrulandığına işaret eder.4

İbadet

Sargon öncesi dönemde İnanna kültü oldukça sınırlıyken Sargon'un saltanatından sonra İnanna, hızla Sümer panteonunda en çok saygı duyulan tanrılardan biri haline gelmiştir. İnanna'ya ait Nippur, Lagaş, Şuruppak, Zabalam ile Ur'da tapınaklar vardı fakat tanrıçanın ana kült merkezi, adı "Cennetin Evi" (Sümerce: e<sub>2</sub>-anna; Çivi yazısı: E<sub>2</sub>.AN) anlamına gelen Uruk'taki Eanna tapınağıydı. Bu MÖ dördüncü binyıl kentinin esas koruyucu tanrısı muhtemelen An idi. Tapınağın İnanna'ya adanmasıyla tapınak, tanrıçanın rahibelerine ev sahipliği yapmış gibi görünüyor. Uruk'un hemen yanındaki Zabalam, İnanna ibadetinin en önemli ilk dönem bölgesidir ve şehrin adı, yaygın olarak sırasıyla "İnanna" ve "kutsal alan" anlamına gelen MUŠ<sub>3</sub> ve UNUG işaretleriyle yazılmıştır. Zabalam şehrinin tanrıçasının başlangıçta ayrı bir tanrı olması mümkündür ve kültü çok erken bir tarihte Urukean tanrıçasının kültü tarafından özümsenmiş olsa da kült, çok erken bir zamanda Urukean tanrıçası tarafından özümsenmiştir. Joan Goodnick Westenholz, bir zame ilahisinde İştaran ile ilişkilendirilen Nin-UM (okunuşu ve anlamı belirsiz) adıyla tanımlanan bir tanrıçanın, Zabalamlı İnanna'nın orijinal kimliği olduğunu öne sürmüştür.

Eski Akad döneminde İnanna, Agade şehri ile ilişkili Akad tanrıçası İştar ile birleşmiştir. O dönemden bir ilahi, Akad İştar'ına Uruk ve Zabalam'lı İnanna'nın yanında "Ulmaš'ın İnanna'sı" olarak hitap eder. İştar'a tapınma ve İştar ile İnanna arasındaki bağdaştırma, Sargon ve halefleri tarafından teşvik edilmiş ve sonuç olarak kısa sürede Mezopotamya panteonunda en çok saygı duyulan tanrılardan biri haline gelmiştir. Sargon, Naram-Sin ve Şar-Kali-Şarri yazıtlarında, İştar en sık dua edilen tanrıdır. Eski Babil döneminde ana tapınma merkezleri, yukarıda bahsedilen Uruk, Zabalam ve Agade'ye ek olarak ayrıca İlip idi. Tapınma merkezi, Uruk'tan Kiş'e de götürülmüştür.

Daha sonraki zamanlarda, Uruk'taki kültü gelişmeye devam ederken İştar ayrıca Asur'un Yukarı Mezopotamya'daki krallığında (günümüzde Kuzey Irak, Kuzeydoğu Suriye ve Güneydoğu Türkiye), özellikle Ninova, Aššur ve Arbela (günümüzde Erbil) şehirlerinde de ibadet edilmiştir. Asur Kralı Assurbanipal'in saltanatı sırasında İştar, Asur ulusal tanrısı Aşur'u bile geride bırakarak Asur panteonundaki en önemli ve en çok saygı duyulan tanrı haline gelmiştir. Ana Asur tapınağında bulunan adak eşyaları, İştar'ın kadınlar arasında popüler bir tanrı olduğunu göstermektedir.

Geleneksel ikili cinsiyete karşı çıkan kişiler, İnanna kültüne yoğun bir şekilde dahil olmuştur. Sümer zamanlarında gala olarak bilinen bir dizi rahip, İnanna'nın tapınaklarında çalışmış; burada ağıt ve mersiye yakmışlardır. Gala olan erkekler, arada kadın isimlerini benimsemiş ve şarkılarını Sümercenin eme-sal lehçesinde bestelemiştir. Bu edebî metinler, normalde kadın karakterlerin konuşmasını içermektedir. Bazı Sümer atasözleri, gala{{'}}nın erkeklerle anal seks yapmakla ünlü olduğunu öne sürüyor gibi görünmektedir. Akad Dönemi'nde kurgarrū ve assinnu, kadın kıyafetleri giyen ve İştar'ın tapınaklarında savaş dansları yapan hizmetkârlarıdır. Birkaç Akad atasözü, bu kişilerin de eşcinsel eğilimleri olabileceğini öne sürüyor gibi görünmektedir. Mezopotamya üzerine yazılarıyla tanınan bir antropolog olan Gwendolyn Leick, bu bireyleri çağdaş Hint hicrasıyla karşılaştırmıştır. Bir Akad ilahisinde İştar, erkekleri kadınlara dönüştüren olarak tanımlanır.

Samuel Noah Kramer'e göre MÖ üçüncü binyılın sonlarına doğru Uruk kralları, İnanna'nın eşi olan Çoban Dumuzid'in rolünü üstlenerek meşruiyetlerini sağlamış olabilirler. Bu ritüel, her yıl bahar ekinoksunda kutlanan Sümer yeni yıl festivali Akitu'nun onuncu gününde bir gece sürmüştür. Kral daha sonra, tanrıça rolünü üstlenen İnanna'nın yüksek rahibesi ile dinsel cinsel ilişkiye girdiği "kutsal evlilik" törenine katılırdı. Yirminci yüzyılın sonlarında, kutsal evlilik ritüelinin tarihselliği, bilim insanları tarafından aşağı yukarı yerleşik bir gerçek olarak ele alınmış ancak büyük ölçüde Pirjo Lapinkivi'nin yazılarından dolayı birçoğu kutsal evliliği gerçek bir ritüelden ziyade edebi bir icat olarak görmeye başlamıştır.

İştar kültünün uzun zaman boyunca kutsal bir fuhuşu içerdiği düşünülmüş ancak bu, günümüzde birçok bilim insanı tarafından reddedilmiştir. İştaritum olarak bilinen tapınaklardaki köle veya fahişeler, İştar'ın tapınaklarında çalıştığı bildirilmiş fakat ancak bu tür rahibelerin gerçekten herhangi bir seks eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği belirsizdir ve bazı modern bilim insanları, bu kişilerin bu eylemi yapmadıklarını iddia etmişlerdir. Antik Yakın Doğu'daki kadınlar, küllerde pişirilen çörekleri (kamān tumri olarak bilinir) adayarak İştar'a tapmıştır. Bu tür bir tapınma, bir Akad ilahisinde anlatılmaktadır. Mari'de keşfedilen birkaç kil çörek kalıbı, göğüslerini kavrayan büyük kalçalı çıplak kadınlara benzemektedir. Bazı bilim insanları, bu kalıplardan yapılan çöreklerin İştar'ın kendisini temsil etmesi gerektiğini öne sürmüştür.

İkonografi

Semboller

İnanna/İştar’ın en yaygın sembolü, noktaların tam sayısı bazen değişse de sekiz köşeli yıldızdır. Altı köşeli yıldızlar da sıklıkla görülse de sembolik anlamları bilinmemektedir. Sekiz köşeli yıldız, başlangıçta göklerle genel bir ilişkiye sahipmiş gibi görünmekte fakat Eski Babil Dönemi'nde (y. MÖ 1830 - y. MÖ 1531) özellikle İştar'ın tanımlandığı Venüs gezegeni ile ilişkilendirilmiştir. Bu dönemden itibaren İştar yıldızı dairesel bir diskin içine alınmıştır. Daha sonraki Babil zamanlarında İştar'ın tapınaklarında çalışan köleler, bazen sekiz köşeli yıldızın mührü ile damgalanmıştır. Sınır taşlarında ve silindir mühürlerde, sekiz köşeli yıldız bazen Sin'in (Sümerlerde Nanna) sembolü olan hilal ve Şamaş'ın (Sümerlerde Utu) sembolü olan ışınlı güneş diskinin yanında gösterilmiştir.

İnanna'nın çivi yazısı ideogramı, bereket ve bolluğun ortak bir sembolü olan ambar kapı sövesini temsil eden kanca şeklinde bükülmüş bir kamış budağıdır. Rozet, İnanna'nın bir diğer önemli sembolü olmuş ve birleşimden sonra İştar'ın sembolü olarak kullanılmaya devam etmiştir. Yeni Asur Dönemi (MÖ 911-609) sırasında, rozet aslında sekiz köşeli yıldızı gölgede bırakmış ve İştar'ın ana sembolü olmuş olabilir. Aššur kentindeki İştar tapınağı çok sayıda rozetle süslenmiştir.

İnanna/İştar, Mezopotamyalıların güç sembolü olarak gördüğü aslanlarla da ilişkilendirilmiştir. Tanrıçanın aslanlarla olan ilişkisi Sümer döneminde başlamıştır: Nippur'daki İnanna tapınağındaki bir klorit kâsede dev bir yılanla savaşan büyük bir kediyi tasvir edilmekte ve kâsenin üzerindeki çivi yazılı bir yazıtta kedinin tanrıçayı temsil etmesi gerektiğini gösteren "İnanna ve Yılan" yazısı mevcuttur. Akad Dönemi boyunca İştar, özelliklerinden biri olan aslanla birlikte sık sık ağır silahlı bir savaşçı tanrıça olarak tasvir edilmiştir.

Güvercinler de İnanna/İştar ile ilişkilendirilen önemli hayvan sembollerindendir. Güvercinler, MÖ 3. binyılın başlarında İnanna ile ilişkilendirilen kült nesnelerinde yer almıştır. Aššur'daki İştar tapınağında MÖ 13. yüzyıla tarihlenen kurşun güvercin heykelcikleri keşfedilmiş ve Suriye'deki Mari antik kentinde bulunan boyanmış bir fresk, İştar Tapınağı'ndaki bir palmiye ağacından çıkan dev bir güvercini betimlemekte ve bu, tanrıçanın kendisinin bazen bir güvercin şeklini aldığına inanıldığını göstermektedir.

Venüs gezegeniyle ilişiği

Yine de, Jemdet Nasr dönemine ait bir silindir mühür, eski Sümerlerin sabah ve akşam yıldızlarının aynı gök cismi olduğunu bildiklerini gösteriyor. İnanna, adını Roma eşdeğeri Venüs'ten alan Venüs gezegeni ile ilişkilendirilmiştir. Birkaç ilahi, İnanna'yı Venüs gezegeninin tanrıçası veya kişileştirilmesi rolünde över. İlahiyat Profesörü Jeffrey Cooley, birçok efsanede İnanna'nın hareketlerinin Venüs gezegeninin gökyüzündeki hareketlerine karşılık gelebileceğini savunmuştur. İnanna'nın Yeraltı Dünyasına İnişi'nde anlatınlara göre diğer tanrının aksine İnanna, ölüler diyarına inebilir ve cennete geri dönebilir. Venüs gezegeni de benzer bir iniş yapar: Batıda batıp ardından doğuda yeniden yükselir. Bir ilahi girişinde, İnanna'nın gökleri terk ettiği ve dağ olduğu tahmin edilen "Kur"a doğru ilerlediğini anlatır. Bu da İnanna'nın batıya yükselişini ve yerleşimini taklit eder. İnanna ve Şukaletuda'da "Şukaletuda", muhtemelen doğu ve batı ufuklarını araştırarak İnanna'yı aramak için gökyüzünü taramak olarak tanımlanır. Aynı efsanede, İnanna saldırganını ararken, Venüs'ün gökyüzündeki hareketlerine karşılık gelen birkaç hareket yapar.

Venüs'ün hareketleri aralıklı göründüğü için (Güneş'e yakınlığı nedeniyle birçok gün boyunca kaybolur ve sonra diğer ufukta yeniden ortaya çıkar) bazı kültürler, Venüs'ü tek bir varlık olarak tanımamıştır. Bundan ötürü Venüs, her ufukta akşam ve sabah yıldızı şeklinde iki ayrı yıldız olarak varsayılmıştır. Yine de, Cemdet Nasr Dönemi'ne ait bir silindir mühür, eski Sümerlerin sabah ve akşam yıldızlarının aynı gök cismi olduğunu bildiklerini göstermektedir. Venüs'ün aralıklı hareketleri hem mitolojiyle hem de İnanna'nın ikili doğasıyla ilişkilendirilmiştir.

Modern astrologlar, İnanna'nın yeraltı dünyasına iniş hikâyesini, geri giden Venüs ile ilişkili astronomik bir olguya referans olarak kabul eder. Venüs, geri hareketinden yedi gün önce güneşle alt düzeyde kavuşumunu gerçekleştirir ve akşam gökyüzünden kaybolur. Bu kaybolma ile kavuşumun kendisi arasındaki yedi günlük süre, iniş mitinin dayandığı astronomik olgu olarak görülür. Kavuşumdan sonra, Venüs'ün yeraltı dünyasından yükselişe karşılık gelen sabah yıldızı olarak görünmesinden önce yedi gün daha geçer.

Dosya:Ishtar Eshnunna Louvre AO12456.jpg|Eşnunna'da bulunan İştar'ın Babil pişmiş toprak kabartması (MÖ 2. binyılın başlarında) Dosya:Deesse au vase (Mari).jpg|Mari, Suriye'de bulunan vazo tutan bir tanrıça heykeli ki bu, muhtemelen İştar'ın gerçek boyutlu heykelidir (MÖ on sekizinci yüzyıl) Dosya:Winged goddess-AO6501-IMG 0638-black.jpg|Larsa'da bulunan kanatlı İştar'ın pişmiş toprak kabartması (MÖ 2. binyıl) Dosya:Ishtar - stele of Shamsh-res-usur, governor of Mari and Suhi.jpg|İştar'ın Ennigaldi-Nanna'nın müzesinde sergilenen ve bir yay tuttuğunu gösteren steli (MÖ sekizinci yüzyıl) Dosya:IshtarDamascusMuseum.jpg|İştar'ın Palmira'da bulunan ve hizmetçisiyle birlikte yer aldığı Helenleştirilmiş yarım kabartma heykeli (MS üçüncü yüzyıl)

Karakteri

Sümerler, İnanna'ya hem savaş hem de aşk tanrıçası olarak tapmıştır. Rolleri sabit ve alanları sınırlı olan diğer tanrıların aksine, İnanna'nın hikâyeleri onu fetihten fetihe giden biri olarak tanımlar. Kendisine verilen güçten daha fazlası için çabalayan, genç ve aceleci biri olarak tasvir edilmiştir.

Aşk tanrıçası olarak tapılsa da İnanna evlilik tanrıçası değildi ve hiçbir zaman bir ana tanrıça olarak görülmemiştir. Andrew R. George, bu konuda "Bütün mitolojiye göre, İštar (...) mizaç olarak bu tür işlevlere yatkın değildi." demiştir.

Dipnotlar

Kaynakça

Bibliyografi

  • Enheduanna.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Fulco, William J., S.J. "Inanna." In Eliade, Mircea, ed., The Encyclopedia of Religion. New York: Macmillan Group, 1987. Vol. 7, 145–146.

Orijinal kaynak: inanna. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. F. Wiggerman, *Nergal A. philologisch * [in:] Reallexikon der Assyriologie und vorderasiatischen Archäologie vol. 9, 1998, s. 216

  2. A. Archi, The Gods of Ebla [in:] J. Eidem, C.H. van Zoest (ed.), *Annual Report NINO and NIT 2010 *, 2011, s. 3

Kategoriler