gümüşhane ne demek?

Gümüşhane, Gümüşhane ilinin aynı isimli merkez ilçesi olan yönetsel birimdir.

Köken bilimi

Türkçe: gümüş ve Farsça: خانه hane=khane kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuştur. Şehir ismini yakınlarındaki gümüş madenlerinden almıştır. Bizans döneminde şehrin bulunduğu bölge Haldia (Chaldia) isimleri ile bilinmektedir. 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı kaynaklarında yerleşim Gümüşhane olarak adlandırılmaya başlanmıştır. 1850'lerde Helen Revivalizmi'nin bölgede de etkinleşmesi ile birlikte eğitimli Rumlar tarafından şehre Yunanca, Gümüş kenti anlamına gelen Argyropolis (Yunanca: Αργυρούπολις. άργυρος argyros "gümüş" + πόλις (polis) kent) denmeye başlanmıştır. Yabancı seyyahlarda kendi dillerine göre kenti adlandırmakla birlikte Argyropolis adını yaygın şekilde kullanmışlardır.1 Günümüzde Yunanistan'da Atina'nın güneyinde ve Girit'te aynı isimli kentler bulunmaktadır.

Tarih

Gümüşhane şehrinde yerleşimin ne zaman başladığına dair bilgi bulunmamaktadır. İlk yerleşim, günümüzde şehrin batı-kuzeybatısında bulunan Canca Mahallesi'nde kurulmuştur. Canca Mahallesi'nin güneybatısındaki sarp kayalık alanda da Canca Kalesi bulunmaktadır. Kalenin yapılış tarihi bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, İskender'in hükümdarlığı sırasında (MÖ 336-323) Philikos adlı bir görevlisinin bölgede gümüş madenleri bulmasıyla beraber kalenin onarıldığını yazmış olup2 buna göre kalenin yapılış tarihi daha eski dönemlere uzanmalıdır. Ancak bu görüş, arkeolojik bulgularla birlikte henüz kesinleşmemiştir.

Kimmer ve İskit saldırılarından sonra Pontus Krallığı ve Roma İmparatorluğu, yerleşimin içinde olduğu bölgeye hakim olmuştur. Roma İmparatorluğu'nun bölünmesiyle birlikte yerleşimin de içerisinde olduğu bölge Bizans idaresinde kalmıştır. Bizans kaynaklarında geçen Tzanicha ya da Tzantzakon olarak geçen bahsedilen yerin Canca Kalesi ve yerleşimi olduğu düşünülmektedir.3 Bizans döneminde yerleşim Haldia theması içerisinde bulunmaktadır. 7. yüzyıl sonlarından itibaren yerleşiminde içinde olduğu bölgeye Arap akınları yaşanmış ve 8. yüzyıl ortalarına kadar yerleşim Bizans-Arap güçleri arasında el değiştirmiştir. Araplar'ın çekilmesiyle yeniden Bizans hakimiyetine katılan yerleşim, 1048 yılından itibaren geçici olarak Türk hakimiyetine girmiştir. 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Emir Mengücek tarafından Türk idaresine alınmıştır. II. Gıyâseddin Keyhüsrev 1237 yılında Anadolu Selçuklu Devleti tahtına geçtikten sonra Trabzon üzerine düzenlediği sefer esnasında tarihi Gümüşhane yerleşimini de ele geçirmiştir. Selçukluların Moğol hakimiyetine girmesinin akabinde İlhanlılar bölgeye hakim olmuş, İlhanlılar'ın zayıflamasıyla da 14. yüzyıl ortalarında Celayirliler'in hakimiyetine katılmıştır. Bundan sonra tarihi yerleşim ve çevresi sırasıyla Eretna Beyliği, Kadı Burhâneddin Devleti, Akkoyunlular, Karakoyunlular ve zaman zamanda Trabzon İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında kalmıştır. Osmanlılar'ın 1461 yılında Trabzon İmparatorluğu'nu ilhak etmesiyle yerleşim Osmanlı hakimiyetine girse de 1467'de Akkoyunlular'ca ele geçirilmiştir. 1473 yılında gerçekleşen Otlukbeli Muharebesi'nden sonra kesin Osmanlı hakimiyetine geçmiştir.

1486 yılı kaydında yerleşim "Palu Canca" adıyla bir köy olarak görülmektedir. Osmanlı idaresine geçtikten sonra savaşlarda harap olan yerleşimlerin canlandırılması için çeşitli çalışmalar yapılmış, madenciliğinde gelişmesiyle yerleşim de nüfus artmaya başlamıştır. Bunun sonucunda günümüz Canca Mahallesinin olduğu ilk yerleşim Eski Canca adıyla görülmeye başlarken, günümüz yerleşim merkezinin 4 km güneybatısında Musalla Deresine bakan yamaçta (günümüz Süleymaniye Mahallesi) "Nefs-i Canca-yı Ma'den" yerleşimi de kurulmuştur. Bu yeni kurulan yerleşim 17. yüzyılda "Nefs-i kasabayı Gümüşhane nâm-ı diğer Canca" olarak kaza merkezi olarak görülmektedir. 1554 yılında yerleşimde 31 Müslüman hane ve 13 Müslüman mücerred (bekar erkek) ile 113 Hristiyan hane ve 27 Hristiyan mücerred (bekar erkek) kaydedilmiştir. Bu tarihte her hanede ortalama 5 kişinin yaşadığı kabulü ve bekar erkeklerle birlikte 760 kişiye ilave olarak vergiden muaf kişiler ve askeri görevlilerde yerleşimde yaşamaktadır. 1583 yılında ise 50 Müslüman hane 16 Müslüman mücerred (bekar erkek) ile 594 Hristiyan hane kaydedilmiştir. Özellikle madencilik faaliyetlerinin artmasıyla dışarıdan çalışmaya gelinmesine bağlı olarak Hristiyan nüfusta çok yüksek artış olmuştur. Bu tarihte yerleşimde yaşayan sayısı, kayıtlı olanlara ilave olarak vergiden muaflarla birlikte 3300-3500 civarında tahmin edilmektedir. 1643 tarihli avarız kaydına göre yerleşimde; Canca, Meşhed, Hızır İlyas, Hamam ve Ermeni olmak üzere 5 mahalle bulunurken, 134'ü Müslüman ve 569'u Hristiyan olmak üzere toplam 703 hane yaşamaktadır. Kazada 58'i Müslümanlara ve 24'ü Hristiyanlara ait olmak üzere 82 bahçe kaydedilmiştir. Bu tarihte kaza merkezinde; 11 yeniçeri, 8 kale muhafızı, 17 dergah-ı ali sipahileri, 5 tımarlı sipahi, 2 sair olmak üzere 41 ehl-i örf (devlet görevlisi) bulunmaktadır. Bu tarihte şehir sakinlerinin önemli kısmı Canca Madenlerinde çalışmaktadır. Bu kayıtta Canca Mahallesinden 99 Müslüman, diğer dört mahalleden de 545 Hristiyan bu madende çalışmaktadır.4

17. yüzyıl başlarında Hacıemin Mahallesi'nin bulunduğu yerde darphane açılmış ve bir süre faaliyet göstermiştir.5 18. yüzyılda kasabadan sadece Gümüşhane olarak bahsedildiği ve Canca adının kullanılmadığı görülmektedir. 18. yüzyılda maden ocaklarının suyla dolmaya başlamasıyla madenciliğin yapılamaması sonucu şehrin gelişimini azalmaya başlamıştır. Madenciliğin bitmeye başlamasının yanı sıra 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı da şehrin gerilemesine sebebiyet vermiş, Hristiyan nüfus başta Rusya olmak üzere Osmanlı sınırları dışı ya da içerisindeki başka yerlere göç etmeye başlamıştır.

  1. yüzyılda yerleşimi ziyaret eden yabancı seyyahlar madenciliğin bittiğinden bahsederken, halkın ana geçim kaynağının özellikle ayva ve elma yetiştiriciliği başta olmak üzere meyvecilik olduğunu belirtmişlerdir.6 1837 yılı nüfus defterine göre yerleşimde 391'i Müslümanlar, 262'si Rumlar ve 185'i de Ermenilerden olmak üzere toplam 838 hane bulunmaktadır.7 Osmanlı kaynaklarına göre 1839-1861 yılları arasında kasabadaki 384 Hristiyan'ın Osmanlı sınırları içerisindeki başka yerlere ya da Rus topraklarına göç ettiği görülmektedir.8

1869 yılında Gümüşhane'de belediye teşkilatı kurulmuş olup ilk belediye başkanı da Hafız Mustafa Efendi olmuştur.9 1870 yılında 14 mahallesi bulunan yerleşimde 920 hane bulunmaktadır.10 1876 yılında Gümüşhane kasaba merkezinde 11, Bahçeler mevkiinde de 5 adet olmak üzere 16 mahallesi bulunmaktadır. Kasabada merkezinde mahallelerden; 5'i Müslüman, 5'i Rum ve 1'de Ermeni nüfustan oluşmaktadır. Bu mahalleler, Süleymaniye Cami etrafında kurulan Cami-i Kebîr Mahallesi, Cami-i Kebîr Mahallesinin karşısındaki yamaçta bulunan Cami-i Sagîr Mahallesi, Cami-i Cedîd Mahallesi, Cami-i Çarşı Mahallesi, Cami-i Rüstem Mahallesi, Ermeni (Kilise) Mahallesi, İstavroz Mahallesi, Meryem Ana Mahallesi, Ayatodor Mahallesi, Hızırilyas Mahallesi ve Ayana Mahallesidir. Bahçeler mevkisi günümüz şehir merkezi dolayları olup bu mevkide tamamı Müslümanlardan oluşan mahallelerin adı da; Daltaban, Sorda (Bağlarbaşı), Burhaneddin (günümüz Özcan Mahallesi), Emirler ve Saadeddin (günümüz Hasanbey ve Karşıyaka mahalleleri) şeklindedir. 1876 yılı sayımında sadece erkek nüfus sayılmış olup buna göre; Cami-i Kebîr Mahallesinde 55 hanede 173 erkek, Cami-i Sagîr Mahallesinde 41 hanede 109 erkek, Cami-i Cedîd Mahallesinde 76 hanede 149 erkek, Çarşı Mahallesinde 9 hanede 25 erkek, Emirler Mahallesinde 103 hanede 244 erkek, Sorda Mahallesinde 62 hanede 132 erkek, Burhaneddin Mahallesinde 76 hanede 179 erkek, Saadettin Mahallesinde 10 hanede 22 erkek, Ermeni Mahallesinde 54 hanede 147 erkek, Meryemana Mahallesinde 105 hanede 253 erkek, Hızırilyas Mahallesinde 41 hanede 137 erkek, Ayatodor Mahallesinde 22 hanede 51 erkek, Ayana Mahallesinde 5 hanede 9 erkek, İstavroz Mahallesinde 208 hanede 649 erkek yaşamaktadır. Bu tarihteki kayda göre kasabada 14 mahalle olup toplam hane sayısı da 867'dir.11 1883'de madenlerin işletmesi hakkını alan Daniel Pappa et Co. şirketi, bir süre madenleri çalıştırmış ancak ekonomik olmaması nedeniyle faaliyetini durdurmuştur. Madencilik faaliyetlerinin bitmesinin yanı sıra, Trabzon-Erzurum yolu güzergahı üzerinde olması nedeniyle kasaba merkezi Harşit Çayı kenarında eskiden bahçelerin bulunduğu Bahçeler mevkisine doğru taşınmaya başlamış ve günümüz yerleşiminin temelleri atılmıştır.12 93 Harbi'nde Gümüşhane Rus güçlerince ele geçirilmese de güvenlik nedeniyle göç hareketleri görülmüştür. Öncesinde ve sonrasında madencilik faaliyetlerinin azalması ve bitmesiyle birlikte de Gümüşhane'den göçler görülmüştür. 1893-1894 yıllarında yaşanan kıtlık nedeniyle de özellikle Hristiyanlar başta olmak üzere Trabzon'a göç yaşanmıştır. 1856 yılında ilan edilen Islahat Fermanı uyarınca Hristiyan nüfusa getirilen, Müslümanlar gibi askerlik yapma zorunluluğundan dolayı da yurt dışına gitmek ve yabancı ülke vatandaşlığına geçmek istemekteydiler. 1902 yılına ait bir kayda göre Gümüşhane sancağından çalışmak üzere Rusya başta olmak üzere yurt dışında çalışmak için 684'ü Hristiyan ve 585'i Müslüman olmak üzere toplam 1.264 kişi pasaport başvurusu yapmıştır. Özellikle Hristiyan nüfus çalışmaya gittiği yerlerde kalıcı olarak yerleşmeye başlamış ve ailesini de getirmek için başvurular yapmaya başlamıştır.13 1895 yılında Anadolu genelinde olduğu gibi yerleşimde 25 Ekim 1895'de Ermeni isyanına sahne olmuştur. Dönemin Zaptiye Nazırı Hüseyin Nâzım Paşa'nın raporuna göre 247 hane Ermeni'nin olduğu kasabada yaşanan olaylarda, 8'i Ermeni ve 2'si Müslüman olmak üzere toplam 10 kişinin öldüğü belirtilmektedir.14 1904 yılı salnamesine göre kasabada 5930 kişi yaşamakta olup bunun 3240'ı Müslümanlardan oluşmaktadır.15

Kasabadaki Ermeni nüfus sayıca az olduğunda 27 Mayıs 1915'de çıkarılan Tehcir Kanunu uyarınca zorunlu göçe tabi tutulmamıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı güçlerinin çekilmesiyle Rus güçleri 19 Temmuz 1916'da şehri ele geçirmiştir. Rus İmparatorluğunda yaşanan Ekim Devrimi sonucunda 15 Aralık 1917'de imzalanan Erzincan Mütarekesi sonucunda Rus güçleri geri çekilirken Ermeni nüfusta onlarla birlikte gitmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında Gümüşhane'nin de olduğu bölgede Ermeni çeteleri/milis güçlerinin saldırıları devam etmiştir. Kazım Karabekir komutasındaki Osmanlı güçleri 14 Şubat 1918'de şehre girerek Osmanlı idaresini yeniden tesis etmiştir.16 Yerleşimdeki Rumlar'da 1923 yılında gerçekleşen mübadelesi uyarınca Yunanistan'a gönderilmişlerdir.

Türk Kurtuluş Savaşı'nın akabinde Ankara Hükûmeti tarafından Gümüşhane'nin yeni yerleşim yerinde Hükumet Konağı kurulmasıyla şehrin (günümüz yerleşimi) gelişimi hız kazanmıştır. Osmanlı döneminde uzun yıllar sancak merkezi olan yerleşim, 20 Haziran 1924'de Gümüşhane ilinin kurulmasıyla da bu yeni kurulan ilin merkez ilçesi olmuştur.

Merkez ilçeye bağlı köy olan Akçakale Köyü'nün referandum sonucunda %80'lik bir oranla merkez ilçeye mahalle olarak bağlanmayı kabul etmesi üzerine, 2018 yılında Akçakale mahalle oldu.17

Bugün toponimi ve etnografya çalışmalarıyla anlaşılmaktadır ki içlerinde eriyenler ve diğer halklarla kaynaşanlar olmakla birlikte Kıpçaklar, Gümüşhane yöresinde yoğun olarak bulunmaktadırlar. Bu Kıpçak unsur Gümüşhane'ye Oğuz Türklerinin aksine Horasan bölgesinden değil, Kafkasya'dan inmişlerdir. Bu yoğun Kıpçak bakiyesine Gümüşhane'den başka Bayburt ve Yusufeli'nde de rastlanır.18

Coğrafya

Gümüşhane kenti ağırlıklı olarak Harşit Çayı'nın sağ sahilinde, yüksek tepeliklerin nispeten dar eteklerinde 12 km uzunluğunda şerit halinde uzanmaktadır. Topoğrafyanın imkan verdiği ölçüde Harşit Çayı'nın sol sahilinde de yerleşim görülmektedir. Şehir merkezinin en yüksek 1952 m yüksekliğindeki Kuşakkaya Tepesi'dir.19

İklim ve bitki örtüsü

Gümüşhane şehri Karadeniz Bölgesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Türkiye'de Karasal ikliminin etkisi altındadır ancak Gümüşhane'nin bazı kesimlerinde Doğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz bölümü arasında bir geçiş teşkil etmektedir. Bunun nedeni ise, Yüksek Zigana duvarları Doğu Anadolu Bölgesinin şiddetli soğuklarının gelmesini engellemesidir.

Gümüşhane Dağlarında kayın, meşe, ladin, köknar ve sarıçam ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplıdır.

Nüfus

Ekonomi

Gümüşhane şehrinin ekonomisi il merkezi olması nedeniyle ağırlıklı olarak hizmet sektörü ve ticarete dayanmaktadır. Tarım arazi azlığı nedeniyle kısıtlı alanlarda yapılmakla birlikte tarımsal faaliyet olarak geçmiş yıllardan beri devam eden meyve yetiştiriciliği ön plandadır. Özellikle Harşit Vadisi'nin tabanında çeşitli meyve bahçeleri vardır. Ticari faaliyet olarak şehirde çok sayıda bulunan pestil ve köme işletmeleri ön plandadır. Bununla birlikte kuşburnu marmelatı ve meyve suyu üreten işletmelerde bulunmaktadır. 20

Spor

Profesyonel liglerde yer alan Gümüşhanespor, 3. Ligde yer almaktadır. Ayrıca Bayanlar Voleybol 3. liginde Gümüşhane Gençlerbirliği mücadele etmektedir. Şehir merkezinde bir adet futbol stadyumu, bir adet de kapalı spor salonu bulunmaktadır.

Eğitim

Gümüşhane Üniversitesi, 2008 yılında Gümüşhane'de Devlet Üniversitesi olarak kurulmuştur. Gümüşhane Üniversitesinin çeşitli fakülteleri bulunmaktadır. Genelde mühendislik ağırlıklı yan bilim dallarında öğrenim gören öğrencileri vardır. Ayrıca Kelkit, Şiran ve Kürtün'de yüksekokul bulunmaktadır. Gümüşhane Üniversitesi 2013 yılında 10 bine yakın öğrenciye eğitim imkânı tanımaktadır.

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: gümüşhane. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Ortaylı, İlber. Türklerin Tarihi (İstanbul: Timaş Yayınları, 2015), 202-264.

Kategoriler