misya ne demek?

Misya (Mysia), Antik Çağ'da Anadolu'nun kuzeybatısında yer alan ve günümüzde yaklaşık olarak Bandırma , Erdek , Balıkesir , ilinin tümünü , Manisa , İzmir , Kütahya , Bursa , Çanakkale illerinin bir kısmını kapsayan bölge ve çevrenin adıdır.12 Herodot’tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (M.Ö. 64-M.S. 21) yazdığı Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos’u olarak geçer. Strabon, Mysia isminin aslının Lidya'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte olduğunu belirtir. Ünlü coğrafyacı, Prusia (Bursa) kentinin 3 Mysia Olympos’u (Uludağ) eteklerinde kurulduğunu, Frigyalılar ve Misyalılar sınır komşusu olduğunu belirtir.

Etimoloji

İsmini, bölgenin yerli halkı olan ve ilk olarak Truva Savaşı döneminde Truvalıların müttefikleri arasında bahsi geçen Misyalılar (Mys Kavmi)'dan almıştır. Ayrıca Misya isminin Lidya dilinde bir çeşit kayın ağacı anlamına gelen "mysus" kelimesinde türediği açıklaması antik çağ kaynaklarında yer almaktadır. Bölge Hitit metinlerinde Masa Ülkesi olarak geçer.

Köken

Mysıalılar kökeni hakkında antik kaynaklardaki ilk görüş birçok antik yazarın ortak buluştuğu Track (Thrakia)'lı olduklarıdır.4

Yerleşim

Antik kaynaklar bölgenin ilk yerleşimi hakkında farklı görüşler ileri sürmektedir. Fakat Mysialılar yerleşimlerini Olympos dağı (Uludağ) dolaylarında bir süre yaşadıktan sonra Thrakia'dan gelen Phrygialılar, Troia ve dolaylarını çevirerek burayı ele geçirince, bunlar da Lydia'ya komşu olan Kaikos kaynağının üst tarafına yerleşmişlerdir.5 Antik tarihçi Herodotos ise, Mysialıların Lydialılar ve Karialılarla kardeş ulus olduklarını ve bunların Karia halkı atası Kar'ın kardeşleri olan Lydos ve Mysos'tan türediği inancında olduğunu, bu yüzden de Mylasa'daki Zeus Karios tapınağına Karia'lı olmayan halklardan sadece Mysialıların kabul edildiğini bildirmektedir. Homeros da, İliada'sında Mysialılardan bahsederken, Troialıların yanında savaşa katıldıklarını ve Lykialılarla birlikte Troas'da oturduklarını söylemektedir. Tekin Gün'ün Direnen Tarih (2) eserinde adı geçen antik bölgenin, bir Thrak boyu olan Mysler'den almış olduğu ve Anadolu'ya nereden geldikleri kesin olmamakla birlikte Thrakia ve Boğazlar üzerinden girmiş olduklarını sanmaktayız.6 Phrygialı'lar gibi, onlar da aşağı Tuna bölgesinden Trakya'ya doğru yayıldıkları ve Troia'nın M.Ö. 13. yüzyılın ikinci yarısında yıkılışından sonra buraya yerleştikleri ve Anadolu'ya hareket ettikleri düşünülmektedir. Ayrıca Strabon bize, bu görüşü destekleyen, Mysler‟in Istros (Tuna) civarında yaşadıkları bilgisini de vermektedir. Plinius ise, halkın adını Avrupalı göçmen Moesi oymağından aldığını aktarmakta. Trakyalı Mysialıları Moesi'lerle aynı kabul edersek, asıl yerleşim yerlerini Tuna'nın güneyine kuzey Trakya bölgesine yerleştirmemiz gerekmektedir.7

Tarihçe

Mysia” adının aslında Hellenleşme öncesi dönemlerde yerli bir kültürün dilinden geldiği, daha sonra ise Hellen ağzına uydurularak Mysia biçimini aldığı düşünülmektedir, fakat hangi kültürün dilinden geldiği ve öz biçiminin ne olduğu saptanamamıştır. Strabon, Mysia adının aslının Lydialılarda gürgen ağacı'na verilen isimden çıktığını söylerken, şöyle devam eder: Olympos (Uludağ) dağı'nın dolayları çok sayıda gürgen ağacı vardır. Gene bu açıklamaya göre halkın onda biri buraya yollanmıştır.8 Ve bunların torunlarına Oksya ağacından dolayı Mysialı denmiştir ve dillerinde de bunu doğrulayan kanıtlar vardır. Mysialıların dilleri bir bakıma Lydia ve Phrygia dillerinin bir karışımıdır. Çünkü Mysialılar Olympos dağı dolaylarında bir süre yaşadıktan sonra Thrakia’dan gelen Phrygialılar, Troia ve dolaylarını çevirerek burayı ele geçirince, bunlar da Lydia’ya komşu olan Kaikos kaynağının üst tarafına yerleşmişlerdir.”Antik tarihçi Herodotos ise, Mysialıların Lydialılar ve Karialılarla kardeş ulus olduklarını ve bunların Karia halkı atası Kar’ın kardeşleri olan Lydos ve Mysos’tan türediği inancında olduğunu, bu yüzden de Mylasa’daki Zeus Karios tapınağına Karia’lı olmayan halklardan sadece Mysialıların kabul edildiğini bildirmektedir.9 Homeros da, İliada’sında Mysialılardan bahsederken, Troialıların yanında savaşa katıldıklarını ve Lykialılarla birlikte Troas’da oturduklarını söylemektedir. Çalışma konumuzu oluşturan bölge ise adını, bir Thrak boyu olan Mysler’den almıştırve Anadolu’ya nereden geldikleri kesin olmamakla birlikte Thrakia ve Boğazlar üzerinden girmiş oldukları düşünülmektedir. Phrygialı’lar gibi, onlar da aşağı Tuna bölgesinden Trakya’ya doğru yayıldıkları ve Troia’nın İ.Ö. 13. yüzyılın ikinci yarısında yıkılışından sonra buraya yerleştikleri ve Anadolu’ya hareket ettikleri düşünülmektedir. Ayrıca Strabon bize, bu görüşü destekleyen, Mysler’in Istros (Tuna) civarında yaşadıkları bilgisini de vermektedir.10 Plinius ise, halkın adını Avrupalı göçmen “Moesi” oymağından aldığını söyler. Trakyalı Mysialıları Moesi’lerle aynı kabul edersek, asıl yerleşim yerlerini Tuna’nın güneyine kuzey Trakya bölgesine yerleştirmemiz gerekmektedir. Tüm eski çağ yazarları onların Trakya kökenli bir ulus oldukları konusunda aynı fikirdedirler. Ege göçlerinden sonra Anadolu’da hem Phrygler hem de Mysialılar tarafından hakimiyet altına alınan bölgeler, Asurlular tarafından Muşki adıyla anılan bölgedir. Dolayısıyla, bu ifadeyi Mysoi’larla ilişkilendirmek de olasıdır. Kısaca Mysia Bölgesi, Anadolu’nun kuzeybatısında, muhtemelen İ.Ö. 12. yüzyılda Trakya’dan göç ederek buraya yerleşmiş Trakya kabilesine ait olan ve “Mysoi” adıyla bilinen bölgedir11. Ülkenin kapladığı tüm alanı Strabon şöyle açıklar: “Mysia iç kısımda Olympene’den Pergamane’ye ve Kaikos adını taşıyan ovaya kadar uzanan bir alanı kaplar. Ve bu nedenle İda dağı ile Katakekaumene arasında uzanır”. Bu açıklamaya göre, kuzeydoğuda Uludağ’ın güneyinden, güneybatıda Bakırçay ovasına, kuzeybatıda ise Gönen çayı ile Kaz Dağı’nın güneyinden Kula’ya değin uzanan kesim Mysia bölgesini oluşturmaktadır. Mysia kabaca doğuda Phrygia, batıda Troas ve Ege denizi, güneyde Aiolis ve Lydia, kuzeydoğuda ise Bithynia bölgeleriyle komşudur. Phrygia ile olan doğal sınırı, Olympos Dağı’nın (Uludağ) güneyinden başlayarak Kütahya’nın Gediz (Kadoi) ilçesindeki Şaphane Dağı’na kadar uzanmaktadır. Güneydeki sınırı zor tespit edilmektedir. Lydia ve Aiolis arasındaki doğal sınırı Kaikos (Bakırçay) nehri oluşturmaktadır. Burası Kaikos vadisinin kuzeyi yani Katakekaumene adı verilen yerdir. Bu alan hem Lydialıların hem de Mysialıların ortaklaşa kullandıkları yerdir. Ancak bu sınır çizgileri çok kesin olmayıp siyasal gelişmelerle ilgili olarak zaman zaman değişmelere ve hatta tartışmalara neden olmuştur. Örneğin Plinius, bir kuzey Lydia kenti olan Thyateira’yı (Akhisar) Mysialıların en uzaktaki kenti olarak tanımlamaktadır. Kuzeydeki doğal sınır ise, Aisepos (Gönen) çayından, Rhyndakos ve Olympos’a doğru uzanan Propontis (Marmara denizi) kıyılarını içermektedir.11 Olympos’un kuzeyi Bithynia, Güneyi ise Mysia’ya aitti. Strabon bunu şöyle anlatır.Bithynialılar, Migdonialılar ve Dolionlar, öte yanı ise Mysialılar ve Epiktetos tarafından iskan edilmiştir. Herodotos ve Ksenophon, Mysialıların Oympos dağı çevresinde oturan bu halkın Kios’a (Gemlik) kadar yerleştiklerini söylerler. Ayrıca yine Strabon’dan Mysialıların Bithynia’da yerleşmiş olduklarını öğreniyoruz. Strabon bu bilgiyi Karianda’lı bir denizci olan Skylaks’ın bildirdiğini; Askania Gölü’nün (İznik Gölü) etrafında Phrygialılar ve Mysialıların yaşadıklarını belirtmektedir.12

Coğrafya

Mysia bölge coğrafyası, Bithynia ile Aisepos ırmağının denize döküldüğü kıyıdan Olympos’a kadar olan bölgeyi içine almaktadır. Misya batıda Troad (Troas), güneybatıda Aiolis, güneyde Lidya, güneydoğuda Frigya ve son olarak doğuda Bitinya ile çevrelenmiştir. Bölgenin batı sınırını Gönen Çayı (Aesipus), doğu sınırını da "Mysian Olympus" olarak adlandırılan Uludağ oluşturur. Misyalıların yayılımını güneyde Kula yakınlarındaki Yanıkyöre (Katakekaumene) bölgesine kadar uzatan kaynaklar olduğu gibi, bu bölgeyi Lidya (Meonia) veya Frigya'nın bir parçası sayan kaynaklar da bulunmaktadır. Bölgenin Frigya ile olan sınırları ise Strabo'nun da şu şekilde belirttiği gibi kesin değildir:"Misyalılar’ın ve Frigyalılar’ın sınırları ayrıdır fakat aralarındaki sınır ayrımını yapmak zordur." Homeros, Aisepos’u Mysia sınırlarına dâhil eder. Aisepos’un ilerisinde, Mysia bölgesi Troas’ın kuzey ve doğu sınırındaydı. Bithynia’nın güney sınırında Mysia Olympos’u denen dağın etrafında Mysia ve Phrygliler oturuyordu. Mysia ve Phrygialılara ait söylentiler Troia savaşından önceye dayanmaktadır. Propontis’e hâkim mevkide, İda dağı ve Mysia Olympos’u bulunmaktadır. Kaikos ırmağı, Pergamon yakınından ve Mysianın en verimli ovalarından geçmektedir.13 Strabon’un Mysia ile ilgili aktardığı bu bilgilerin dışında Ekrem Akurgal’a göre Güneydoğu Avrupadaki Mosia ile Marmara’nın güneyindeki Mysia adlarının Muşkilerle ilişkisi vardır. Bu bilgiler ile Frigler gibi Mysialıların da Balkan kavimlerinden biri olduğu söylenebilmektedir. Mysialılar’ın MÖ 2. binin sonunda Anadolu’ya geldikleri varsayımına Hitit metinlerinden ulaşılır.14

jeopolitik

Mysia bölgesinin jeopolitik ve coğrafi özellikleri hakkındaki bilgilerden sonra bölgenin tarihçesine bakacak olursak, Mysia bölgesine Hititler zamanında Assuwa ülkesi denildiği bilinmektedir. Mysia ile doğrudan ilişkiler kuran II. Tuthalia’dır. MÖ 1450-1420 arasındai dönemde bazı Batı Anadolu kavimlerinin Hititleri tehdit ettiği bilinmektedir.15 Assuwalılar da II. Tuthalia’ya karşı ayaklanmışlardı. 1296 Kadeş Savaşı sırasında, Assuwa bölgesinde oturan Ma-salar’ın Hitit müttefiki olarak savaştıkları bilinmektedir. Benzer bir durum Troia Savaşı sırasında da yaşanmıştır. Mysialılar, Anadolu kavimi olan Troialılar’ın yanında savaştılar. Troai Savaşından sonra başlayan Ege Göçlerinden sonra Mysialılar’ın akıbetine dair bilgi yoktur. Troia’nın düşüşünden sonra Lydialılar, Aeolis’liler, İonialılar, Persler, Makedonyalılar ve son olarak da Romalılar Mysia topraklarında hâkimiyet kurmuşlardır. Provincia Asia’nın (Asya Eyaletleri ) kurucusu Manius Aquillius’tur. Bu eyalet, Lydia, Phrygia, Karia ve Mysia’yı içine alır. Mysia bölgesinde yaşayan halklar zaman içinde değişik parçalara bölünmüş ve daha sonraları ise isimlerini de kaybetmişlerdir.16

Bazı kaynaklarda tüm Batı Anadolu Misya, Lidya ve Karya arasında paylaştırılır. Bu görüşte Troad'nın tamamı ile Aiolis'in kuzeyi de Misya'ya dahil edilir. Fakat bazı kaynaklarda bu bölge için Misya adı hiç kullanılmaz, onun yerine daha bilinen Frigya'ya ithafen Lesser Phrygia ya da Phrygia Minor (Küçük Frigya) olarak adlandırılır. Daha sonraları ise yine az sayıda kaynak bölgenin özellikle Marmara kıyıları için Phrygia Hellespontica tabirini kullanmıştır.

Bölgenin başlıca yükseltileri batıda Kazdağı (İda), doğuda Uludağ ve güneydoğuda bulunan Simav Dağı(Temnos)'dır. Simav Çayı veya Susurluk Çayı (Makestos) ise bölgenin en büyük akarsuyudur.

Mysia Olympos'u

Bursa'nın ilçelerinden olan Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ve Keles'i kapsayan alanda bulunmaktadır. Uzun yıllar boyunca bölge insanları için kutsal bir yeri olmuştur. Antik dönemde tanrıların mekanı olarak kabul edilen dağ Hristiyanlık Dönemi'nde keşişler tarafından ilgi görmüş ve günümüze kadar önemini korumaya devam etmiştir. Bu çalışma ile bilimsel araştırma yöntemleri kullanılarak bölgede bulunan arkeolojik eserler, sikkeler ve yazılı eserler incelenerek hangi tanrı ve tanrıçaların yoğunlukta tapınım gördükleri, hangi yerel isimleri aldıkları ve nasıl tasvir edildikleri incelenmiştir. Bunun yanında bölgede ele geçen arkeolojik buluntular ve yüzey araştırması ile tespit edilen yapı kalıntıları ışığında bölgedeki kutsal alanlar araştırılmış ve bu kutsal alanların baş tanrı ya da tanrıçalarının hangileri oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır.17

İç bölgeler

  • Abbaitis, bölgenin güneydoğusunda Simav Çayı'nın dağlık yukarı bölgesidir.
  • Abrettene, yaklaşık olarak Simav Çayı'nın Balıkesir Merkez bölgesine verilen addır.
  • Olympene, Uludağ'ın özellikle batı ve güney kısmı için kullanılan isimdir.
  • Teuthrania, Madra bölgesi için kullanılan bir bölge içi bir assır.

Bölge sınırları

Mysia, tarihin değişik dönemlerinde farklı yüzölçümlerine sahip bir yer olarak bilinmektedir. Bölge hakkında bilgi veren antik kaynakların üstünkörü tutulmuş kayıtları ve bazılarının kendi içinde çelişen ifadeleri nedeniyle ve en önemlisi Mysia’nın idari bir yapı olmayıp Mysialıların yaşadığı yer anlamındaki coğrafi bir terim olması sebebiyle ve araştırmacıların da sınırları belirleme hususunda farklı kaynakları referans almalarıyla Mysia coğrafyasını belirlemek imkansız hale gelmektedir. Örneğin, yazıtlar, mühür ve para katalogları gibi bölgeye has materyalin toplandığı Corpuslar bölgeyi farklı sınırlara koymuşlar ve neticede Lampsakos (Lapseki) ve Kyme gibi kentler bölge sınırları içinde gösterilmiştir.Bu detaylara girmeden Mysia bölgesinin sınırlarını kabaca çizecek olursak; batıda Troas ve Aiolis, güneyde Lydia, doğuda ise Phrygia ve Bithynia arasında kalan yöre Mysia’dır.Bölge hakkında bilgi veren ilk kayıtlardan itibaren Mysia’nın kuzeyden güneye doğru kaydığı ve coğrafi sınırlarında bir daralma görülmektedir.18 Strabon’un (XII, 4, 8) Khalkisli Dionysios’tan yaptığı aktarmaya göre Mysialıların yaşadığı yerler kuzeyde Bosporos’tan başlar. Boğazın her iki yakasında özellikle de Thrakia’da yoğun bir Mysialı varlığı mevcuttur. Mysialıların bu kalabalığından ötürü boğaza Thrakia Bosporos’u yerine Mysia Bosporos’u denmektedir. Bu veriler söylenceden ibaret olup başka yazarlar tarafından teyit edilmemektedir. Belki de Mysialıların da bölgede oturan diğer uluslar gibi Thrak kavmi olması sebebiyle Troia Savaşı öncesi bu yerlerde yaşayan Thraklara ortak isim olarak Mysialı denmiş olabilir. Strabon’un belirttiği (XII, 3,3) bölgede yaşayan Bithynlere bazı yazarlar yanlış olarak Mysialılar demiştir sözü ise her iki görüşün kendisi tarafından aktarılması sebebiyle çelişkilidir. Söylediğimiz gibi bu bilgi teyit edilebilecek durumda değildir.MÖ V. yüzyılda yaşamış Karyandalı Skylaks, Periplus adlı coğrafya eserinde (XCIII) Mysia’yı kuzeyde Thrakia’dan sonraki yer olarak adlandırır. Olbia Körfezinden (İzmit Körfezi) başlattığı bölgeyi Propontis (MarmaraDenizi) kıyısı boyunca getirir ve Kios (Gemlik) kentinin doğusundaki nehre (Ekheleos- Parmaklar Deresi) kadar olan bölgeye Mysia der. Ona göre Mysia bugünkü Yalova ili ve Bursa ilini toprakları arasında kalan Armutlu yarımadasından ibarettir. Nitekim Skylaks’tan biraz daha sonra yaşamış Herodotos (MÖ V. yy) ve Ksenophon (MÖ IV. yy) sınırda bulunan Kios kentinden Mysia kenti olarak bahsetmektedir (Historiai. V. 122; Hellenika. I,4, 7). Bu bağlamda erken dönemde Mysialıların yaşadığı yerler olarak Askanios (İznik Gölü) gölü ve çevresi gösterilebilir (Sevin, 2001; Texier, 2002; Hüryılmaz, 2003). Bithynlerin güçlenmesiyle Mysialılar, Askanios civarından çıkarılıp daha batıya doğru gelmişlerdir. Strabon’un yaşadığı dönemde ise (MÖ I. yy ile MS I. yy) kuzey doğudaki sınırı Rhyndakos nehrinin (Orhaneli- Adırnaz Çay) yatağı belirlemiştir.19 İç kesimlerde Olympos Dağı’nın (Uludağ) batı etekleri Mysialıların bölgesi olarak bilinmektedir. Yörede yoğun olarak bulunan Mysialılar nedeniyle dağa Mysia Olympos’u denmiştir (Strabon, XII. 8, 10; Herodotos, I. 36). Dağın kuzey ve doğu yamaçları Bithynler, Mygdonlar, Dolionlar, diğer yerleri ise Epiktetler ve Mysler tarafından iskan edilmiştir. Rhyndakos nehrinden başlayarak Propontis kıyısı boyunca Aisepos nehrine (Gönen Çayı) kadar uzanan kıyı bölgesi kuzeydoğu ile kuzeybatı sınırını oluşturmuştur. Söylediğimiz gibi farklı kaynakların farklı bilgiler vermesi Mysia sınırının tespitini güçleştirmektedir. Örneğin Skylaks (XCIV) Phrygia’nın kıyı kentlerini Myrlea’dan (Mudanya) başlatıp Kyzikos (Belkız), Plaika (?), Prokonnesos (Marmara Adası), Priapos (Karabiga), Parion (Kemer), Lampsakos, Perkote (Umurbey yakınları) ve Abydos’a (Aydos/Nara Burnu) kadar götürüp Mysia’ya ait kentleri Phrygia’ya dahil etmiştir. Ondan sonra yaşayan Ptolemaios (Geographike Hiphegesis, V,2, 2, 14) Propontis kıyısındaki Mysia kentlerini Kyzikos’tan başlatıp Lampsakos’a kadar götürmektedir. Görüldüğü üzere farklı kaynaklar farklı bilgiler vermiş ve neticede bu yazılanları referans alan antik yazarlar ve günümüz araştırmacıları kendilerine göre bir sınır tayin etmişlerdir. Verilenbilgilerle çakışmayan ve günümüzdeki araştırmacıların çoğunun referans kaynağı olan Strabon esas alınarak ve farklı bilgileri de göz önünde tutarak yeniden bir değerlendirme yapılacak olursa bölgenin coğrafi sınırları batıdan başlayarak şöyledir.20

Mysia-Troas,(Truva) Sınırı

Anadolu’nun kuzey batısında nehirler, dağların yapısı gereği güneyden kuzeye, Propontis’e akar. Mysia ile Troas arasında sınır görevi gören Aisepos nehri İda Dağı (Kaz Dağı) silsilesinin doğu kısmını oluşturan Sakan Dağlarından ve Evbekdağ’dan çıkar. Aisepos’un denize ulaştığı yerden başlayarak güneye doğru nehrin batısı Troia, doğusu Mysia’dır. Bölge hakkında ilk bilgileri veren Homeros nehrin batı yakasında Troaslı Zeleialıların (Sarıköy) oturduğunu bize nakletmektedir (İlyada, II, 824- 825).Herodotos Homeros’tan farklı olarak Prokonnesos ve Kyzikos satraplarını Hellespontos bölgesine ait satraplar olarak vermektedir.21 Aisepos nehrinin kaynaklarından güneye doğru inildikçe İda Dağı’nın güneybatısı Aiollere, batısı Troas’a aittir. Adramytteion körfezinde (Edremit Körfezi) batıya doğru en uç sınır Antandros’un (Yarmataş) biraz daha doğusunda bulunan Astyra (Ilıca) kentinden başlamaktadır. Verimliliği ile ünlü Thebe Ovası’nın doğusu Mysialılara aittir (Livius, XXXVII, 19, 8). Aiollerin Yunanistan anakarasından ve adalardan bölgeye göç etmesiyle Mysialılar iç kesimlere çekilmek durumunda kalmışlardır. Sınır problemi bu kısımda fazla olmamakla birlikte Homeros çağında Troaslılar kuzeyde Aisepos nehrinden başlayarak güneyde Kaikos Nehri’ne (Bakırçay) kadar ulaşmaktadır (Strabon, XIII, 1, 2). Lekton Burnu (Baba Burnu) ile Astyra arasında bulunan Antandros kentinde önemli bir Leleg yoğunlaşması mevcuttur (İlyada, XIV. 442 -445; Strabon, XIII, 1, 56; Sayce, 1880; Texier, 2002). Herodotos, (VII, 42) Yunanistan seferine giderken Kserkses’in başından geçenleri anlattığı bölümde coğrafyayı ve kentleri yanlış olarak vermiş, Thebe Ovası’nı Antandros’tan sonraya koymuştur. Bu yanlışlığa rağmen sınır belirleme konusunda bize bir ipucu da bırakmıştır. Buna göre Mysia ile Troas arasında bir tampon bölge olarak Assos ve Antandros’un bulunduğunu en azından kıyıda Troas’ın Kaikos’a kadar uzanmadığını bize göstermektedir. MÖ VII yüzyılda yaşamış Yunan şair Alkman, Assos’un (Behramkale) Mysia’da Aiollerce koloni edilmiş bir yerleşim olduğunu belirtmektedir (Lyra Graeca; Frg. 120). Aiol nüfusunun artması ile bölge tamamen Aiollerin kontrolü altına girmiş ve Mysialılar daha iç kesimlere çekilmişlerdir.22 Yine Mysia’nın bu köşesinde Ptolemaios (5, 2, 4, 15) yanlış olarak küçük Phrygia’yı Aleksandria Troas’tan (Eski İstanbul) başlatıp Assos’a kadar getirmiştir. Aynı müellif yanlışlığa devam ederek (5, 2,5, 5) ''Plaiskepsis ve Antandros’u Mysia kentleri olarak zikretmiş ve zaten mevcut olan karışıklığı daha da alevlendirmiştir. Daha öncede bahsettiğimiz gibi bölgeden üstünkörü söz edilmesi yörede yaşayan halkların ve bu halkların yaşadığı bölgelerin birbirine karıştırılmasına neden olmuştur. Bütün antik kaynaklar içerisinde en iyi tespitlerin Strabon tarafından yapıldığı gözlenmektedir. Onun belirttiği ve günümüz araştırmacılarının da kabul ettiği sınır olarak en kuzeyde Adrasteia Ovası’nın (Biga Ovası) doğusundan ve Aisepos nehrinden başlayarak, Artamea (Gönen) içerde kalacak şekilde Armutçuk Dağı’nın ve Kiraz Tepesi’nin doğusu, Argyra (Pazarköy) ve Perikharaksis (Balya) Mysia’ya bırakılarak ve Yenice’nin doğusundaki vadi izlenerek Sakar Dağı’nın doğusuna ve oradan Astyra kentine kadar çizginin doğu tarafını Mysia oluşturur.23

  1. Bithynia,(Bitinya)- Mysia Sınırı
  2. Phrygia,(Firigya)- Mysia Sınırı
  3. Lidya, - Mysia Sınırı

Mysia Minor: Kuzey kesimdeki küçük bölge. Mysia Maiör: Pergamon dâhil güneydeki büyük kısım ve yöreler. Mysia ‘nın bazı şehirleri, Pergamon, Teuthrania, Apollonia, Daskyleion, Kyzikos, Artake, Prokonnesos, Miletopolis, Apollonia’dır.24

Misya Kentleri

Misya kentlerinin bazıları şunlardır:25

Ovalar

  • Kizikos Ovası
  • Apia Ovası (Balıkesir Ovası)
  • Kaikos Ovası (Bergama Ovası)
  • Thebe Ovası (Havran Ovası)

Dağlar

Nehirler

Misyalılar

Homeros, atlı birlikleri ile ünlü Trakyalılar, kısrak sütü içen Hippomolgiler ve itaatkâr Abiilerle birlikte, "çıplak elle ve mızrakla savaşan aslan yürekli" Misyalıları da Truvalıların müttefikleri arasında zikretmekte, savaşa katılan bazı Misyalıların isimlerini saymaktadır.

Strabo'ya göre Misyalılar canlı varlıkları yemekten kaçınmakta, süt, peynir ve balla beslenmekteydi. Herodot Misyalıların başlangıçta bir Lidya kolonisi olarak ortaya çıktıklarını ve Lidyalılar ve Karyalılar ile akraba oldukları için Milas'taki Karya Zeus'u Tapınağı'nda ibadet etme hakkına sahip olan üç halk arasında yer aldıklarını belirtmektedir. Yine Herodot, Misyalıların bir dönem Avrupa yakasına geçerek Adriyatik Denizi'ne kadar uzanan ve güneyde Peneus Nehri'ne kadar inen bölgeyi ele geçirdiklerini yazmaktadır.

Öte yandan, Misya kökenlerini Balkanlarda arayan kaynaklar da mevcuttur. Strabo da her iki tezi dile getirmektedir. Misyalılar için Anadolu veya Trakya kökeni savları arasında veya bu halkın her iki kökenden kavimlerin kaynaşması sonucu ortaya çıkmış olabileceğini öne süren görüşler arasındaki tartışmalar sürmektedir.

Misya kralları

İki Misya kralının ismi, ilki eski Yunan mitolojisi, ikincisi de Lidya tarihi yolu ile günümüze ulaşmıştır.

Krallardan ilki, eski Yunan mitolojisi kahramanı Telefus ve annesi Auge'nin Arkadya'dan kovulduktan sonra bir kayıkla Kaikos Nehri (Bakırçay) ağzına kadar sürüklenmesi sonrasında, Auge ile evlenerek Telefus'u evlat edinmiş ve yetiştirmiş olan kral Teutras'tır. Bu kral aynı zamanda yukarı Bakırçay havzasında yer alan günümüz Dikili bölgesindeki Teutronia kentinin kurucusudur.

Tarihe geçen ikinci Misya kralı ise kızı Tudo'yu Lidya kralı Sadyattes ile evlendirmiş olan Arnossos'tur. Tudo, Sadyattes'in öldürülmesi ile, ilk kocasının katili olan kral Giges ile evlenmiştir.

Misya ülkesinin iki büyük kenti Bergama (Pergamum ya da Pergamon) ve Erdek (Kyzikos) olmuştur.

Misya'da Pers, eski Yunan ve Roma dönemleri

MÖ'da 790'da Kyzikos ve Prokonnes'te Miletos kolonileri kuruldu. MÖ 680'de Kyzikos'a yine Miletos'tan büyük bir göçmen grubu daha geldi ve Kyzikos'un "altın çağı" başladı. MÖ 600'lerden itibaren Anadolu'nun diğer bölgeleri gibi Mysia bölgesi de Pers İmparatorluğu etkisi altına girdi. Bölgedeki satraplık merkezi Deskileion (Manyas yakınlarındaki Ergili mevkii) oldu. MÖ 546-547'de Edremit'te bir isyan çıktı ve Persler Atina tarafını tutan bütün Adramytionluları öldürttü. MÖ 500'de Persler'e karşı düzenlenen İyonya merkezli ayaklanmaya Misya kentleri de katıldı. 494'te isyan bastırıldıktan sonra Misya'da bulunan kentler de cezalandırıldı.

MÖ 480'de Pers İmparatoru Kserkses Yunanistan üzerine sefere çıkarken Misya bölgesinden geçti (Maraton Savaşı). MÖ 478-477'de Misya kıyılarındaki şehir devletleri de Attik Delos Birliğine katıldılar. MÖ 410'da Kyzikos'u kuşatan Persler'e karşı kente yardıma gelen Atinalı Alkibiades Bandırma Körfezinde yaptığı deniz savaşını kazandı.

MÖ 334'te Makedonyalı Büyük İskender Çanakkale Boğazından Anadolu'ya geçti. Biga Çayı (Granikos) yakınlarında III. Darius'ün Pers ordusunu yendi. Bölge Perslerden temizlendi.

Büyük İskender'in ölümünden sonra Misya bölgesi Silifke Hanedanına (Selevkoslar) bağlandı.

Batı Anadolu'nun Roma İmparatorluğu'na tabi hale gelmesinden sonra MÖ 129'da iç bölgelerde önemli bir direniş hareketi yaşandı.

Araştırmalar

Antik Anadolu coğrafyası içinde çok az bilgiye sahip olduğumuz Mysia bölgesinin başta coğrafyası olmak üzere tarihi ve nüfus yapısı tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu eksiklik, Mysia’nın idari bir bölge olmayıp coğrafi bir terim olarak kullanılması ve antik kaynakların yeterince araştırılmamasından meydana gelmektedir. Bu kaynaklar, kitap biçiminde olabileceği gibi epigrafik (yazıt) ve nümizmatik (para) biçimde de olabilir. Özen gösterilerek yapılacak araştırmalarla Mysia bölgesine ait cevap bekleyen soruların önemli bir kısmı çözülecektir.26 Bu çalışmanın amacı eskiçağ yazarlarının ve yazdıkları eserlerin Mysia ile alakalı bölümlerini dilimize kazandırmaktır. Çalışmamızda eskiçağ literatürü taranarak Mysia bölgesine ait kayıtlar saptanmış ve Türkçeye çevrilmiş olanlar doğrudan alınarak, çevrilmeyenler ise tercüme edilerek bir araya getirilmiştir. Bu bağlamda Mysia’nın coğrafyası, tarihi ve kültleri ile alakalı metinler çeviri olarak verilmiştir. Mysia bölgesinde XIX. yüzyılın ikinci yarısında başlayan arkeolojik araştırmalar XX. yüzyılda gelişerek devam etmiştir. Ancak bu araştırmalar Kyzikos ve Pergamon gibi kentlerde yoğunlaşmış, bu iki kent dışında kalan yerler çok zayıf bir şekilde araştırılmıştır. Buna karşılık antik kaynakların Mysia ile ilgili kısımları bu güne kadar tek bir çalışmada toplanmamıştır. Bu noktada çalışmamızın önemli bir eksikliği gidereceğini umuyoruz. Genel olarak çalışmamız iki bölüm halinde hazırlanmıştır. Birinci bölümde çalışmamızın temelini oluşturan çeviri metinlerin daha iyi anlaşılabilmesi için altı alt bölüm halinde kısa kısa metinlere giriş mahiyetinde bilgiler verilmiştir. Birinci alt bölümde Troia Savaşı perspektifinden Mysialıların Anadolu’ya gelişi ele alınmış, arkeoloji ve antik kaynakların ışığında konu aydınlığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. İkinci alt bölümde Mysialıların etnik kökeni üzerinde durulmuş, üçüncü alt bölümde bölge coğrafi olarak tanımlanmıştır. Dördüncü alt bölümde coğrafi ve ekonomik yapı ele alınmış, beşinci alt bölümde kaynakların bahsettiği kadarıyla kentler ve kent paralarında görülen kültlere değinilmiştir. Çevirilerin verildiği ikinci bölümde kültler literatürde geçtiği şekilde işlenmiştir.27 Altıncı alt bölümde bölge tarihinin aydınlatılması için Pergamon Krallığı ile ilgili bilgiler verilmiştir. Çalışmamızın ikinci ana bölümünde yukarıdaki alt bölümler esas alınarak metinler konularına göre dağıtılmıştır. Literatürde geçen kültler eğer herhangi bir kent ismi verilmeden zikredilmişse ikinci bölümün sonuna. Kültler başlığı altında işlenmiştir. Çalışmamızda karşılaştığımız en büyük sorun antik kaynaklara ulaşmak olmuştur. Kaynakların çok az bir kısmının dilimize kazandırıldığı göz önüne alındığında ve Türkçeye çevrilmeyenlerin de eksik olarak bazı ihtisas kütüphanelerinde bulunması ve bu kütüphanelere erişimin zor olması sebebiyle oldukça sancılı bir süreçten sonra tarama işlemi yapılabilmiştir. Tüm çabalara rağmen yine de Ksanthos gibi ulaşamadığımız ya da Pomponius Mela gibi yazarların eserlerine ulaştığımız halde kitabın baskısının 1700 tarihli olması sebebiyle fotokopi almamıza izin verilmediği için yararlanamadığımız kaynaklar olmuştur. Kaynakların verdiği bilgilerin kesik kesik olması sebebiyle aradaki boşlukları doldurmak için CIL (CorpusInscriptionum Latinorum), OGI (Orientis Graeci Inscriptiones Selectae) ve IGR (Inscriptiones Graecae Ad Res Romanas Pertinentes) gibi kataloglardan yararlanılmaya çalışılmış olmasına rağmen bu katalogların baskıları 1900’lü yıllarda yapıldığından fotokopi almamıza izin verilmemiş ve bu kataloglar süremizin kısıtlı olması ve taranacak kaynağın çok olması sebebiyle göz ardı edilmiştir. Karşılaştığımız diğer bir sıkıntı da Mysia bölgesinde bulunan kentlere ait kayıtlardır. Eskiçağ dünyasının önde gelen kentlerinden olan Kyzikos ile alakalı oldukça fazla kayıt olmasına rağmen Hiera Germe gibi kentler sadece isim olarak zikredilmiş ve bu, bölgeye ait bilgilerin eksik kalmasına neden olmuştur. Kaynaklarda zikredilmemiş fakat daha geç dönemlerde kilise listelerine dahil edilmiş ya da epigrafik ve nümismatik kaynaklardan varlıkları tespit edilmiş kentler kapsam dışı bırakılmıştır. Pergamon ve Kyzikos hakkında çok sayıda kayıt olmasına rağmen bu kayıtların pek çoğu kentleri sadece isim olarak zikretmekten öteye gitmemiştir. Bu gibi kayıtlar çalışmamıza alınmamıştır. Genel olarak siyasi tarih kentler ile birlikte verilmiş ve MÖ I. yüzyıla kadar getirilmiştir.28 Bunun nedeni MÖ 133 yılında bölgenin bir vasiyetle Roma’ya bırakılıp Mysia, Lydia, Ionia ve Phrygia bölgelerinin Asia Eyaleti adı altında birleştirilmiş olmasıdır. Tutulan kayıtların Mysia’ya özel olmayıp genel olarak tüm Batı Anadolu’yu ifade eder biçimde verilmesiyle coğrafya karışması meydana gelmiştir. Biz de olabildiğince bu karışıklıktan uzak durmaya çalıştık. Pergamon Krallarının Roma ile girdiği siyasi ilişkiler eğer doğrudan Mysia bölgesiyle alakalı değilse birinci kısımdaki altıncı bölümde dipnot olarak verilmiş, çeviri olarak alınmamıştır. MÖ VIII. yüzyıl ile MS IV. yüzyıllar arasındaki kaynaklar çeviri olarak verilmiştir. Stephanos Byzantinos, Prokopios ve Photios gibi geç dönem yazarları sadece dipnot olarak kullanılmıştır. Bölge coğrafyasının ve kentlerinin belirlenmesinde antik kaynaklardan Strabon’un Geographika’sı, araştırma eserlerden Veli Sevin’in Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası ve A.H.M. Jones’un The Cities of The Estern Roman Provinces adlı eserleri referans olarak alınmıştır. Her konuda başvuru kaynağımız Oxford University Press tarafından yayınlanan The Oxford Classical Dictionary olmuştur. Çevirisini yaptığımız metinler İngilizcelerinden tercüme edilmiştir.29

Antik yazarlar'dan Mysıa

Homeros

Yaşadığı zaman ve tarihsel kişiliği tam olarak bilinmemekle beraber genel olarak MÖ VIII.’da yaşadığına ve Ionialı olduğuna inanılmaktadır. Batı dünyasının ilk ozanı olan Homeros, İlyada ve Odysseia adlı iki destanın anlatıcısıdır. İlk defa MÖ VI. yüzyılda Atina’da Peisistratos’un tiranlığı zamanında yazıya geçirilmiş olan destanlar Türkçeye A. Kadir ve Azra Erhat tarafından kazandırılmıştır. Homeros’un Mysia ile ilgili verdiği bilgiler ilk olması bakımından önemlidir. Homeros tarafından Mysialılar, önderlerinin isimleri verilerek Troia Savaşı’nda Priamos’un müttefikleri olarak gösterilmiştir.30

Hesiodos

MÖ VII. yüzyılda yaşamış olan Hesiodos, Yunan tanrılarının soy ağaçlarını belirlemiştir. Askralı ozan, Yunan Arkaik çağının Homeros’tan sonra en önemli yazarıdır. Dilimize Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu tarafında çevrilen İşler Ve Günler (Erga Kai Hemerai) ve Tanrıların Doğuşu (Theogonia) Yunan dinini anlamamız bakımından önemlidir. Kaynak doğrudan Mysialılar ile ilgili bilgiler vermemektedir.31

Aiskhylos

MÖ 525-455 yılları arasında yaşayan Atinalı tiyatro yazarıdır. Dönemin siyasi koşullarına uygun tragedyalar yazan Aiskhylos oyunları günümüze kadar ulaşabilen ender yazarlardandır. Pers Yunan Savaşını konu alan Persai (Persler) oyununda Mysialılar ile ilgili olarak Perslerin müttefikleri olması dolayısıyla bilgi verilmiştir. Aiskhylos’a göre Mysialılar, kargı ustaları ve savaşçı bir ulustur.32

Skylaks

MÖ VI. yüzyılda yaşamış Karialı denizcidir. Pers kralı I. Dareios tarafından İndus Nehri’nin kaynaklarının araştırılması için görevlendirilmiştir. Skylaks’ın bilgileri Mysia’nın tarihi coğrafyasına ait ilk bilgiler olması sebebiyle önemlidir. Ona göre Mysia, Kios Körfezi ile Olbia Körfezi arasında bugünkü modern Armutlu yarımadası topraklarıdır.33

Herodotos

MÖ 484-425 yılları arasında yaşayan ve Cicero’ya göre Tarihin Babası olarak kabul edilen tarihçi Halikarnasos (Bodrum) doğumludur. Uzun süren seyahatlerinin sonucunda eseri Tarihler’i (Historiai) Atina’da kaleme almıştır. Eserinin konusunu MÖ 492–449 yılları arasında yapılan Pers Savaşları oluşturur. Eser ayrıca Herodotos’un yaşadığı çağın bilinen dünyasını da yansıtır. Herodotos, Mysia ile ilgili olarak pek çok efsanevi bilgi vermekle birlikte genel olarak, Persler ile Mysialıların ilişkileri, Mysia kentleri, Mysia dini ve ilk defa onun tarafından dillendirilmiş olan Mysialılar ile Lydialılar’ın ve Karialılarla Mysialıların kardeş uluslar olduklarının bilgisini vermektedir.34

Theophrastos

MÖ IV. yüzyılda yaşamış Lesboslu bir filozof olan Theophrastos Platon ve Aristoteles’in öğrencisi olmuştur. Botanik biliminin ilk örneklerinden olan De Historia Plantarum adlı eseriyle İda Dağı’nda yetişen bitkilerle ilgili bilgiler vermiştir.35

Thukydides

Trakya kökenli yazar MÖ 460–400 yılları arasında yaşamıştır. Atinalılar ve Spartalılar arasında yapılan savaşta Strategos (Kumandan) olarak görev aldığı işi başaramamış ve gönüllü olarak sürgüne gitmiştir. Sürgün sırasında belirli bir adı bulunmayan ve genel olarak Peloponnesoslularla Atinalıların Savaşı olarak bilinen 8 kitaplık bir tarih kitabı kaleme almıştır. Mysia ile doğrudan alakalı olmamakla birlikte Kyzikos, Daskyleion ve Adramytteion ile ilgili bilgiler vermiştir.36

Ksenophon

MÖ 430–355 yılları arasında yaşamış Atinalı tarihçidir. Oldukça üretken olan yazar, Sokrates’in doğrudan öğrencisi olmamakla beraber onun çevresinde olan ve ondan etkilenen kişilerdendir. Thukydides’in eserini kaldığı yerden devam ettirdiği Hellen Tarihi (Hellenika) ve Kyros’un kardeşine karşı yaptığı seferden Yunan askerleri geri dönüşünü anlattığı Onbinlerin Dönüşü (Anabasis) adlı eserleri kaleme almıştır. Ksenophon, Mysia’nın en önemli kentlerinden olan Pergamon ve çevresindeki kentler hakkında bilgi veren ilk kişidir. Ayrıca onun Daskyleion hakkında verdiği emsalsiz bilgiler XX. yüzyılda kentin yeniden bulunmasına olanak sağlamıştır. Ksenophon MÖ 411 yılında yapılan Kyzikos muharebesini en detaylı anlatan yazardır.37

Aristoteles

MÖ IV. yüzyılda yaşamış Makedonya doğumlu filozoftur. Assos ve Atarneos’da bir süre oturduğu için Mysialıları en iyi tanıması gereken yazarlardan biridir. Buna rağmen eserlerinde Mysialılar ile ilgili doyurucu bilgi yoktur. Retorik’te geçen Mysialı av tabiri dolayısıyla dipnot olarak kullanılmıştır.38

Hellenika Oksyrhynkhia

Yazarı bilinmeyen ancak MÖ IV. yüzyılda kaleme alındığı sanılan ve adını 1906 yılında Mısır’da bulunmuş papirüsten alan eserdir. Ksenophon’un Hellenika’sı gibi Thukydides’in eserinin devamı niteliğindedir. Agesialos’un Küçük Asia seferi münasebetiyle Mysia hakkında bilgi vermiştir. Apia Ovası’nın ilk geçtiği metin olması sebebiyle önemlidir.39

Apollonios Rhodios

MÖ III. yüzyılda yaşamış şair ve kütüphanecidir. Belirli bir süre Rodos’ta yaşadığı için Rhodios lakabıyla tanınır. Mysia ile ilgili olarak Argonautların Arktonnesos yarımadasında karaya çıkmaları sebebiyle bölgenin canlı bir tasvirini yapmıştır. Bu vesileyle Mysialıların dini inanışlarını hakkında da bilgi sahibi olmaktayız.40

Polybios

Megapolis (Arkadia) doğumlu tarihçi MÖ 200–120 yılları arasında yaşamıştır. MÖ 264 ile 144 yıllarını kapsayan 40 kitaplık Tarihler (Historiai) adında bir dünya tarihi kaleme almıştır. Mysia ile ilgili bilgilerini genellikle Pergamon Krallarının Roma ile ilişkileri münasebetiyle vermektedir.41

Apollodoros

MÖ II. yüzyılda yaşamış Atinalı gramercidir. Apollodoros eserinde genel olarak mitolojik olaylara değinmiştir. Mysia ile ilgili olarak Troia Savaşı döneminde Mysia Kralı Teuthras ve Herakles tarafından iğfal edilen Auge’nin Mysia’ya gelişi ve oğlu Telephos’un Troia Savaşına katılması ve Mysia’da tapım gören tanrıların bilgisini vermiştir.42

Marcus Tullius Cicero

MÖ 106–43 yılları arasında yaşamış Romalı hatip ve düşünür olan Cicero, eskiçağın en üretken yazarlarından biridir. İyi bir eğitim almış olan Cicero devlet yönetiminde önemli görevlerde bulunmuştur. Mysia ile bilgi veren yapıtları genel olarak mektupları ve söylevleri olmuştur.43

Diodoros Sicilus

MÖ I. yüzyılda yaşamış Sicilyalı tarihçidir. Ulaşabildiği kaynakları genellikle kopya etmek suretiyle yazan tarihçi, Bibliotheka adında 40 kitaplık bir dünya tarihi kaleme almıştır. 1–5 ve 11–20. kitapları günümüze ulaşmış olan yazar Mysia hakkında Pers Satraplarının bölgedeki faaliyetleri ve İda Dağı ile ilgili anlatılan efsaneler vasıtasıyla bilgi vermiştir.44

Dionysios Halikarnassos

MÖ I. yüzyılda yaşamış Halikarnassos’lu hatip ve tarihçidir. Roma tarihini anlattığı 20 kitaplık Rhomaike Arkhaiologia adlı eseri kaleme almıştır. 1-10. kitaplar tam olarak, 11-20 kitaplar ise parçalar halinde günümüze ulaşmıştır. Yazar Aeneas’ın İtalya’ya gelmeden önce kuzey Mysia’ya gelmesi ile alakalı olarak Mysia hakkında bilgi vermiştir.45

Vitruvius

MÖ I. yüzyılda yaşamış Romalı mimar ve mühendistir. Vitruvius eskiçağdan günümüze kalan tek mimarlık eserini 10 kitap halinde kaleme almıştır. Mysia ile ilgili verdiği bilgiler Prokonnesos mermeri ve Pergamon Kütüphanesi sayesinde olmuştur.46

Vergilius

MÖ. 70 MS 19 yılları arasında yaşayan yazar Mantua yakınlarındaki Andes kasabasında dünyaya gelmiştir. Augustus çağının İmparatorluk şairi olan Vergilius, Mysia ile ilgili olarak Çiftçilik Sanatı’nda (Georgica) bölgenin ekonomik ve natürel zenginliğinin canlı tasvirini yapmıştır.47

Horatius Flaccus

MÖ 65 yılında Apulia yakınlarında dünyaya geldi. Yunanca ve felsefe öğrenimi için babası tarafından Atina’ya gönderildi. Augustus döneminin en önemli şairlerinden olan Horatius, Pergamon Krallarının mirasına ve bu mirasın kabulüne her Romalının iyi gözle bakmadığını şiirlerinde belirtmiştir. Horatius, MÖ 8 yılında ölmüştür.48

Strabon

MÖ 64 MS 19 Amaseialı (Amasya) coğrafyacı ve tarihçidir. 47 kitaplık bir tarih eseri yazmasına rağmen eseri günümüze ulaşamamıştır. 17 kitaplık Coğrafya (Geographika) eserinin 12-14. kitapları Anadolu ile ilgilidir. Mysialıların kökeni başta olmak üzere, bölgenin coğrafi yapısı ve tarihi hakkında kendisinden önce yaşayan ve eserleri günümüze ulaşmamış olan yazarların Mysialılara bakışlarını da aktararak yazan Strabon Mysia ve Mysialılar hakkında en detaylı bilgi veren kaynaktır. Eğer Strabon’un coğrafyası günümüze ulaşamamış olsaydı Mysia ve Mysialılar tabiri bölük pörçük bilgilerden ibaret olup anlamsız olarak çözülmeyi bekleyecekti.49

Hyginus

Hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz Hyginus MÖ 64 MS 17 yılları arasında yaşamıştır. Fabulae adlı eserinde Mysialı mitolojik kahramanlar olan Kyzikos, Teuthras, Auge ve Telephos hakkında bilinenler diğer yazarlardan farklı olarak anlatmıştır.50

Livius

MÖ 59 MS 17 yılları arasında yaşamış Patavium’lu tarihçidir. 142 kitaplık Kentin Kuruluşundan İtibaren isimli (Ab Urbe Condita) bir Roma Tarihi kaleme alan yazar, siyasetten uzak durmasına rağmen İmparator Augustus ile tanışmıştır. Eserinin 1-10 kitapları ve 21- 45. kitapları tam olarak, diğerleri ise (11-20 arası hariç) özetler halinde günümüze ulaşmıştır. Livius, Mysia ile ilgili olarak Pergamon Krallarının diğer krallarla olan savaşları ve onların Roma İmparatorluğu ile olan münasebetleri vesilesiyle bilgi vermiştir.51

Velleius Paterculus

MÖ 19 MS 31 Capualı tarihçidir. Devlet görevlerinde bulunan yazar, Troia Savaşından başlayarak MS 30 yılına kadar geltirdiği 2 kitaplık Roma Tarihi özeti yazmıştır. Mysia ile ilgili olarak Pergamon Krallığı vasıtasıyla ve III. Attalos’un ölümüyle birlikte Romalıların bir vasiyetle bölgeyi ele geçirmeleri suretiyle bilgi vermiştir. Plinius: MS 23-79 yılları arasında yaşamış Romalı politikacı, tarihçi ve yazardır. Günümüze 37 kitabı ulaşan ve çağının bilgi ansiklopedisi niteliğinde olan Doğa Tarihi (Naturalis Historia) sanat tarihi, coğrafya kültür tarihi konularının başvuru kaynağıdır. Plinius, Strabon’dan sonra Mysia kentleri ve coğrafyası hakkında en detaylı bilgi veren yazardır. Yaşadığı dönemde ayakta olan veya olmayan kentleri tek tek saymış ve bunların bir kısmının bağlı bulunduğu yargılama bölgelerini de belirtmiştir. Mysialıların kökeni sorununa o da cevap bulmaya çalışmıştır.

Sextus Iulius Frontinus

MS 30-104 yılları arasında yaşamış, teknik ve askeri konularda yazmış Romalı politikacı ve yazardır. Roma’da ve diğer eyaletlerde pek çok görev yapmış olan Frontinus Mysia ile ilgili olarak Alkibiades ve Mithridates’in Kyzikos kuşatması ve Pergamon’da taht iddiacısı olan Aristonikos vasıtasıyla bilgi vermiştir.

Plutarkhos

MS 46-120 yılları arasında yaşamış Khaironeialı (Boiotia) biyografi yazarıdır. Paralel Yaşamlar (Bioi Paralelloi) dizisinde eskiçağın en çok bilinen ya da en önemli kişilerinin yaşamöykülerini kaleme alan yazar Ethika (Moralia) adlı felsefi yazıları da bulunmaktadır. Plutarkhos, Romalı komutan Lucullus’un hayatını anlattığı yapıtında Mithridates’in Kyzikos kuşatması vasıtasıyla Kyzikos hakkında, Marcus Antonius’un biyografisinde Pergamon kütüphanesi ve Tiberius Gracchus biyografisinde ise III. Attalos’un ölümü üzerine bölge topraklarının Romalılara bırakılması ile ilgili bilgi vermiştir.

Tacitus

MS 55-117 yılları arasında yaşayan Gallia kökenli tarihçidir. İyi bir hitabet eğitimi alan yazar, üst düzey devlet görevlerinde bulunmuştur. Mysia ile ilgili verdiği bilgiler Kyzikos ve Pergamon vasıtasıyla olmuştur.

Columella

MS I. yüzyılda yaşamış ve hakkında çok az şey bilinen Hispania doğumlu yazar De Re Rustica (Tarım Üzerine) adlı eserinde Mysia topraklarının verimliliğinden bahsetmektedir.

Memnon

Hakkında çok az şey bilinen Memnon, muhtemelen MS I. yüzyılda yaşamış Heraklea Pontikalı (Karadeniz Ereğlisi) tarihçidir. Mysia ile ilgili verdiği bilgiler Mithridates’in Kyzikos kuşatması ile alakalıdır.

Polyaenos

MS II. yüzyılda yaşamış ve Makedonyalı olan Polyaenos, Retorikçi olarak bilinir. Savaşlar (Stratagemata) adlı eserinde Pergamon Kralı I. Attalos’un Galatları yenerek Basileos (Kral) ünvanını alması dolayısıyla bilgi vermektedir.52

Ptolemaios

MS 83-161 yılları arasında yaşamış, Mısırlı coğrafyacı,matematikçi ve gök bilimcisidir. Ptolemaios, Mysia kentleri ve bu kentlerin matematiksel konumları hakkında bilgi vermiştir. Verilen bu bilgilerin büyük bir kısmı diğer kaynakların verdiği bilgilerle çelişmektedir. Buna rağmen Hiera Germe gibi başka kaynaklar tarafından gözden kaçırılmış Mysia kentlerinden bahsetmiş olması önemlidir.

Aelius Aristides

MS 117-180 yılları arasında yaşayan ve Balıkesir yakınlarındaki Hadrianutherae kentinde dünyaya gelen Aristides, iyi bir eğitim almıştır. Mysialı olmasına rağmen kullanmış olduğumuz Hieroi Logoi (Kutsal Hikâyeler) adlı eserindeki bilgilerin pek çoğu kendi yaşantısı ve rüyaları ile ilgilidir. Yine de bölgede tapım gören tanrıları bilmemiz açısından önemlidir.

Lukianos

Yaklaşık olarak MS 120-200 yılları arasında yaşayan Lukianos, Samosata doğumludur. Mysia’da kahinlik ve haydutluk yapan Aleksandros’un yaşamöyküsüyle bölge hakkında bilgi sahibi olmaktayız.53

Galenus

MS 130-200 yılları arasında yaşamış ve Pergamon’da doğmuş fizik ve tıp uzmanıdır. İkincil literatürde, Galenus’un, özellikle Adramytteion kentinin kuzeyi hakkında önemli bilgiler verdiği zaman zaman not edilmektedir. Bu çalışma çerçevesinde, yapılan kütüphane taramalarında Galenus’un eserlerine ne yazık ki ulaşılamamıştır.

Athenaeos

Hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız yazar MS II. ve III. yüzyıllarda yaşamış Mısır doğumlu gramercidir. Mysia ile ilgili verdiği bilgiler genellikle tarımsal üretimle ve bitkiler ile alakalıdır.

Appianos

MS II. Yüzyılda yaşamış İskenderiyeli tarihçidir. Yunanca olarak 24 kitaptan oluşan bir Roma Tarihi (Rhomaika) kaleme almıştır. Yazarın Mysia ile ilgili verdiği bilgiler Mithridates Savaşları sırasında Mysia Mikras da denen Mysia bölgesinin kuzeyi ile ve Pergamon Krallığı vasıtasıyla olmuştur.

Lucius Annius Florus

MS II. Yüzyılda yaşamış tarihçi, Roma kentinin kuruluşundan İmparator Augustus’a kadar olan dönemi ele alan 2 kitaplık Roma Tarihi eserini kaleme almıştır. Genel olarak eser, Livius’un eserinin bir özeti durumundadır. Florus, Kyzikos kenti ve Pergamon Krallığının Roma İmparatorluğuna ilhakı vesilesiyle bölge hakkında bilgi vermiştir.

Flavios Arrianos

MS II. yüzyılda yaşayan Bithynialı tarihçidir. Yazar, Büyük İskender’in hayatını anlattığı İskender’in Seferi adlı eserinde Granikos Savaşı sonrası Daskyleion satraplığı vasıtasıyla bölge hakkında bilgi vermiştir.

Pausanias

MS II. yüzyılda yaşamış Lydia doğumlu seyyahtır. 10 kitaptan oluşan Hellas’ın Tasviri (Perihegesis Tes Hellados) isimli seyahat kitabının günümüzde özellikle Yunanistan için el kitabı olarak kullanılması mümkündür. Pausanias eserinde genel olarak Yunan tanrılarını işlediği için Mysia ile ilgili olarak yine bölgede bulunan ve tapım gören tanrılar hakkında bilgi vermiştir.54

Cassius Dio Cocceianus

MS 150–235 yılları arasında yaşamış Bithynialı tarihçidir. En eski devirlerden başlayıp yaşadığı çağa kadar getirdiği Yunanca seksen kitaplık bir Roma Tarihi (Romaika) yazmıştır. Eserinin bazı bölümleri fragmanlar halinde günümüze ulaşmıştır. Yazarın Mysia hakkında verdiği bilgiler genelde Kyzikos üzerinden olmuş, Hadrianoutherae kentinin İmparator Hadrianus tarafından kurulduğunu kayda geçiren ilk tarihçi olmuştur.

Eusebios

MS 260–340 yılları arasında yaşamış Kaisareialı Hristiyan kilise tarihçisidir. 10 kitaplık bir Kilise Tarihi (Historia Ecclesiastica) kaleme alan yazar, Mysia ile ilgili olarak Montanizim vasıtasıyla bilgi vermektedir. Eusebios’un Propontis’in güneyinde bulunan Kyzikos, Artake ve diğer kentler hakkında bilgi verdiği diğer eseri de Khronikon’dur. Ne yazık ki bu metne ulaşılamamıştır.

Ammianus Marcellinus

MS 322–400 yılları arasında yaşamış ve 31 kitaplık bir Roma Tarihi (Res Gestae) yazmış Antiokheialı tarihçidir. Yazmış olduğu Roma Tarihi’nin ilk 13 kitabı kaybolmuştur ve yazar Mysia hakkında Kyzikos vasıtasıyla bilgi vermiştir.

Eutropius

MS IV. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçidir. 10 kitaplık bir Roma Tarihi özeti kaleme alan yazar, Pergamon Krallarının III. Antiokhos ile savaşı, bölgenin Attaloslara bırakılması ve Kyzikos kenti vasıtasıyla Mysia bölgesi hakkında bilgi vermiştir.55

Historia Augusta

MS IV. yüzyılda bir araya toplanan ve kim tarafından yazıldığı bilinmeyen İmparatorlar tarihidir. Mysia ile ilgili olarak İmparator Hadrianus’un yaşam öyküsünde verilen bilgiler sonucunda bilgi sahibi olmaktayız. Stephanos Byzantinos: MS VI. yüzyılda yaşamış Byzantiumlu sözlük yazarıdır. Çalışmamız için oldukça geç bir dönem kabul edildiği ve sözlüğünün pek çok maddesinin uydurma olduğu saptanmıştır. Adramytteion kentinin kuruluşunu izah ederken dipnot olarak kullanılmıştır.

Photios

MS IX. yüzyılda yaşayan Photios, MÖ V. yüzyılda yaşayan Ktesias’ın Persika isimli eserinin özetinin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Çalışmamız için oldukça geç dönem olması sebebiyle dipnot olarak kullanılmıştır.56

Kaynakça

Özel

Dipnot

Genel

Orijinal kaynak: misya. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler