iyonya ne demek?

İyonya (Grekçe: Ἰωνία Ionia), Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır. Dor istilası sonucu Yunanistan'dan kaçan Akalar tarafından Ayvalık, Efes, Foça, İzmir, Kuşadası, Milet ve Milas çevresinde kurulmuşlardır. Dünyanın yedi harikası arasında gösterilen Efes Artemis Tapınağı İyonlar döneminde inşa edilmiştir.

İyonyalılar dönemlerindeki özgür ve halkın haklarını koruyan yönetimleri sayesinde baskı altında kalmadan bilim, ticaret vb. şeylere yönelmişlerdir. Bu yaptıkları şeylerle dönemlerinde gelişmiş bir devlet olmuş ve gelecekteki çoğu özgür devletin kurucusu olmuşlardır. İyonya dönemlerinde halkı baskı altına almayan çok az sayıdaki ülkeden biridir. Ayrıca devletin dini yoktu. Bu sayede çoğu bilim insanını getirerek büyük ilerlemeler sağlamışlardır.

İsim

Aeollerin Anadolu’ya göçünden kısa bir süre sonra ikinci bir göç dalgası gelmiştir. Bu kez Orta Yunanistan’dan özellikle Attika’daki Atina ve Boeotia kentlerinden gelmişlerdir. Bu kavime İon ismi verildiğini ilk olarak Asur tabletlerinde görmekteyiz. İonia ismi Asur dilinde Yaw(a)naya ve Babil dilinde Yam(a)naya’dan haraketle Luwice ile ilişkilendirilmektedir. Halkının denizci olduğu bilinmektedir.1

Coğrafya

İlk Çağda, Anadolu’nun batı kıyılarına Yunanistan bölgesinden gelen Aiol ve Dorlar gibi yerleşen İyonlar, yaşadıkları bölgeye adlarını vermişlerdir. İyonya, batıda Ege Denizi; doğuda Lidya ve güneyde Karya ile Dor şehir devletleriyle çevrelenmiştir. Heredot İonların yerleştiği coğrafyayı şöyle tanımlar: “Panion’da toplanan Ionlar, kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altında ve en güzel iklimde kurmuşlardır. Ne daha kuzeydeki bölgeler ne daha güneyde kalanlar İonia ile bir tutulamazlar” 2 İonia kıyılarının uzunluğu 3430 stadiadır (650 km). Bu durum kıyıların girintili çıkıntılı oluşundan kaynaklanmaktadır. Kuş uçuşu mesafe daha azdır. Smyrna ile Ephesos arası mesafe 320 stadiadır. Kıyı boyunca yapılan İonia gezisi yaklaşık 3430 stadiadır. İonia kıyılarının sınırları şöyle çizilebilmektedir. Miletosluların Poseidon’undan16 ve Karia sınırlarından Phokai’ya ve Hermos nehrine kadar uzanır.3 12 İon kenti MÖ 8. Yüzyılda dini bir konfederasyon kurmuştur. Bu birliğe Panionia adı verilir. Güneyden başlayarak ilk kent Miletos’tur. Ephesos, birliğin en güçlü şehirlerindendir. Gücünü, ticaret merkezi olmasından almıştır. Kentteki ticari döngüye tekstil işiyle uğraşan, özellikle palto ve yün, tüccarları hâkimdir. Diğer kentler Myus, Priene, Erythrae, Teos, Phokaea, Kolophon, Klazomenae, Lebedos, Khios ve Samos’dur. Miletos, MÖ 2.binden beri yerleşim önemli bir merkezdir. Bu yerleşim, Girit ve Akhalar’ın koloni kenti olmuştur. 4 büyük limanı vardır. Antik çağın en önemli yün merkeziydi. Myus eski çağda Herakleia adı verilen büyük bir körfezin kenarındaki liman kentidir. Daha sonraları Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi kapatınca kent önemini yitirmiştir. Phokaia eski çağda denizcilerin yaşadığı bir kenttir. Priene bir liman kenti olarak kurulmuştur. Menderes’in alüvyonları altında kalmış ve oturulamayacak duruma gelmiştir. Kolophon, denizden içeride kurulmuştur. Kolophon Smyrna’yı idaresi altına alınca 13. kent olarak İon birliğine bağlanmıştır.4

Strabon bölgenin kuzey ve güney sınırlarını Hermos(Gediz Nehri) ile Maiandros(Büyük Menderes Nehri) Irmakları olarak belirlemiştir. Ayrıca Sakız Adası ve Sisam Adası gibi adalar da, İyonya içinde sayılır.

Bölge genel olarak oldukça dik ancak çok da yüksek olmayan dağlarla çevrili geniş tabanlı vadilerden ve alçak olan koy ve körfezin bulunduğu kıyılardan oluşuyordu. Bölgedeki en önemli yükseltiler; Karaburun Yarımadası’nda Mimas ve Corycus, İzmir’in kuzeyinde Spil(Sipylus), İzmir Körfezi’nin güneyinde Lebedos ile Teos yerşleşimlerinin arasında Corax ve içeri doğru ilerleyen Messgis ile Sisam Adası’nın karşı kıyısındaki yüksekliği 1200 m’yi bulan Dilek ve Trogilum dağları'dır. Bu dağların arasında ise kuzeyde İzmir Körfezi’ne akan Gediz, ortada Efes’e yakın akan Küçük Menderes(Caÿster) ve en güneyde o dönemler bir liman kenti olan Milet’in önünü getirdiği lığlarla(alüvyon) dolduran Büyük Menderes(Maeander) akarsuları bulunur.5

Tarih

Bugün Yunanistan’ın bulunduğu bölgeden gelen İyon kavimleri burada yerleşmişler. Yüksek bir uygarlık kurmuşlardı. Kıyı şehirleriyle Ege Denizi’ndeki adaların bir kısmı İyonlara aitti. İyonlar 12 şehir devleti kurmuşlardır ve bu 12 İyon şehrinin MÖ.1000 yılında kurulduğu tahmin ediliyor. Bu şehirler kısa bir süre içinde gelişmiş, batının birer uygarlık merkezi hâline gelmişti.

Şehirler

MÖ.700 yılında Lidya Kralı Giges, İzmir ve Milet şehirlerini istilâ etti, diğer şehirler ise ekonomik açıdan Lidya’ya bağlandı. MÖ.560-545′te Lidya kralı Kresus, İyonya’yı Lidya Krallığı’nın egemenliği altına aldı. Lidya Krallığı’nın Persler tarafından yıkılması ile Perslerin egemenliğini kabul ettiler.

İyonya nizamı, Grek mimarisinde Dor nizamından sonra ortaya çıkmış yapı nizamıdır. İyonya nizamında da karakteristik özellik sütunlarda toplanmıştır. Bu nizamla yapılmış tapınak sütunları ince uzun sütunlardır. Bir kaide üzerinde yükselmekte ve kıvrımlı başlık taşımaktadır. Sütunlar, taştan basamaklar üzerinde yer alır. Frizler ince uzun bir şerit halinde olup, üzerleri kabartma resimlerle süslenmiştir.

İyonlar denizci insanlardı. Birçok Akdeniz limanlarına mal taşıyarak hayatlarını kazanıyorlardı. MÖ. VIII.-VII. ve VI. yüzyıllarda en parlak devrini yaşayan İyonya Uygarlığı, V. yüzyılda Atina uygarlığının doğmasında önemli rol oynamıştır. İyonya, İyonya felsefesinin beşiğidir. İyonya’da filozoflar, kendi aralarında bir İyonya felsefesi kurmuşlardı.

Bu filozofların başında Thales gelir. Thales doğada en üstün kuvvetin su olduğuna inanmıştır. Thales’ten sonra Anaksimander ile Anaksimenes de her şeyin belirli bir kudrete bağlı olduğunu söylemişlerdir. Anaksimenes en üstün kuvvetin hava olduğunu söylemiştir.

İyonlar heykelcilikte, mimarlıkta da çok ilerlemişlerdi. Efes’teki Artemis Tapınağı, Samos’taki Hera Tapınağı İyonya mimarlığının şaheserleridir.

Bölgede bulunan 12 bağımsız sahil kenti (Kuzeyden Güneye) Phokaia (Foça), Klazomenai, Erythrae, Teos, Kolophon, Lebedos, Ephesos (Efes), Priene, Mydnos ve Miletos (Milet) ile birlikte Khios (Sakız) ve Samos (Sisam) ada kentleri idi. Bu kentler MÖ. 1000 dolayında Dorlardan kaçan Akalar tarafından kurulmuş 12 bağımsız şehir devletidir.

MÖ 7. 8. ve 6. yüzyıllarda İyonya kentleri (özellikle bunların en önemlileri olan Ephesos, Miletos ve Samos) tüm Akdeniz havzası üzerinde güçlü bir ticari egemenlik kurdular; bilim, sanat ve felsefe alanında, daha sonra gelişen Yunan ve Roma uygarlıklarının temeli olarak kabul edilen büyük başarılara imza attılar.

İyonya MÖ. 546 yılında Ahameniş İmparatorluğu egemenliğine girdi. MÖ. 502-496 yıllarındaki İyonya Ayaklanması'ndan sonra yıkıma uğrayarak önemini ve gücünü kaybetti. MÖ. 133'ten sonra Efes ve Milet, Roma İmparatorluğu’nun “Asia” eyaletinin önemli kentleri olarak yeniden kalkındılarsa da, MÖ. 6. yüzyıldaki kültürel ve siyasi önemlerine tekrar kavuşamadılar.

Eski Farsça "İonan" adı, Perslerin İyonyalılara vediği isimdi. Farsça ve Arapçadan Türkçeye Yunan biçiminde geçen bu ad, daha sonra Helen ulusunun tümü için İslam kültürel dairesindeki ulusların kullandığı ad oldu.6

Siyasi Yapı

Siyasi yapılanmaları bağımsız şehir devleti şeklinde idi. Şehir devletlerinin temsilcileri "Panionion" adlı kutsal alanda dinî ve siyasi amaçlar için dönemsel olarak toplanmakla birlikte, hiçbir zaman ortak bir siyasi yapıda bir araya gelmediler. Hiçbir zaman bir araya gelmedikleri için ortak karar aldıkları bir yer de yoktur.

Tüm Karadeniz, Kuzey Ege, Güney İtalya ve Sicilya sahillerinde çok sayıda koloni kurarak Akdeniz havzasındaki ticari üstünlüklerini geliştirdiler. Amasra, Sinop, Trabzon, Batum, Kefe, Varna, Enez, Napoli, Sirakuza, Marsilya, Nis gibi birçok kent ilk kez İyonyalılar tarafından kolonize edildi.

İyonya şehir devletlerinin başında en eski dönemde krallar bulunuyordu. MÖ. 7. yüzyılda halkın seçtiği kişiler, meclislerin yardımı ile şehirleri yönetmeye başladılar. 6. yüzyılda seçim yoluyla iktidarı ele geçiren güçlü yöneticiler tiranlık düzenini kurdular.

Kültürel Yapı

Felsefe ve Bilim

Ön Asya ve Akdeniz ticaret yollarının kavşak noktasında bir ülke olmaları bilim ve kültür alanında ileri gitmelerinin en önemli nedenidir. Bunun yanı sıra merkezi otoriteye bağlı olmayan bağımsız kentler olarak örgütlenmeleri, özgür düşünce geleneğinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Milet'li Thales, Batı felsefesinin ve matematiğinin kurucusu olarak anılır. Thales'in öğrencisi olan Anaksimandros, insanlık tarihinde (resmî kayıtlar ve kutsal kitaplar dışında) ilk kez bağımsız bir kitap yazan kişidir. Milet'li Hekataios eleştirel tarih anlatımının ve ampirik coğrafyanın ilk önemli eserlerini verdi; bilinen ilk dünya haritasını yayımladı. Efes'li Herakleitos "bir insan aynı nehirde iki kez yüzemez" deyimiyle özetlenen değişim felsefesini geliştirdi. Samos'lu Pythagoras üçgenin açıları arasındaki ilişkiyi hesapladı; günümüze dek Batı ve Doğu müziğinin temelini oluşturan ses dizilerini tanımladı. Milet'li Anaksagoras İyonya felsefe ekolünü Atina'ya taşıyarak, Eflatun ve Aristoteles'in öncüsü olmuştur.

İnanç

Eski Yunan halkı arasında yaygın olan tanrılara ilişkin çeşitli inanç ve efsaneler ilk kez M.Ö. 9. yüzyılda İyonyalı destan şairi (muhtemelen Sakızlı veya İzmirli) Homeros tarafından derlenerek sistemleştirildi. Homeros'un sistemleştirdiği mitoloji, Atina'nın egemenliği döneminde (MÖ 5. yüzyıl) tüm Helen dünyasının dinî referans kaynağı olarak benimsendi. Yunan tanrıları insanlara benzerdi. Tanrılarla insanlar arasındaki en önemli fark da insanların ölümlü, tanrıların ise ölümsüz olmalarıydı. İyonyalılar birden fazla tanrıya inanıyorlardı.

Mimari

Grek geleneğindeki ilk anıtsal taş yapılar olan Samos'taki Hera Tapınağı, Efes'teki Artemis Tapınağı ve Didim'deki Apollon Tapınağı, M.Ö. 560 dolayında inşa edildiler. Daha sonra yeniden inşa edilerek erken döneme ait izlerini kaybeden bu üç yapı, Batı mimarisinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.

Yazı

Fenike Alfabesi'nden uyarlanan çeşitli Yunan Alfabeleri MÖ. 9. yüzyıldan itibaren yaygınlık kazandı. Bunlar arasında soldan sağa yazılan İyonya Alfabesi zamanla diğerlerini tasfiye ederek tüm Helenler tarafından benimsendi. Hâlen Yunan Alfabesi olarak bilinen alfabe, İyonya Alfabesidir. Latin ve Kiril (Slav) alfabeleri Yunan alfabesinden türemiştir.

İyonya alfabesi
Türkçe okunuşuABGDE [eː]ZĒ [ɛː]İKLMNKsOPKRSTUPsŌ
Modern Yunanca karşılığıΑ αΒ βΓ γΔ δΕ εϜ ϝ Ͷ ͷΖ ζΗ ηΘ θΙ ιΚ κΛ λΜ μΝ νΞ ξΟ οΠ πϺ ϻϘ ϙ Ϟ ϟΡ ρΣ σ ςΤ τΥ υΦ φΧ χΨ ψΩ ω
Modern Yunanca okunuşuavgdevzi ēthiklmnks xopskr rhstif phkh chpso ō

Kaynakça

Orijinal kaynak: iyonya. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler