Koruyuculuk (Protectionism)
Koruyuculuk, bir ülkenin yerel endüstrilerini dış rekabetten korumak amacıyla uyguladığı ekonomik politikalardır. Bu politikalar genellikle ithalat üzerine uygulanan kısıtlamalar, vergiler veya sübvansiyonlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Koruyuculuk, serbest ticaret karşıtı bir yaklaşımdır ve farklı gerekçelerle savunulabilir veya eleştirilebilir.
Tarihçe
Koruyuculuğun kökenleri, merkantilizm dönemine kadar uzanır. Merkantilizm, bir ülkenin zenginliğinin, ihracat fazlası ve değerli maden birikimiyle ölçüldüğü bir ekonomik sistemdir. Bu dönemde ülkeler, ihracatı teşvik etmek ve ithalatı kısıtlamak amacıyla çeşitli politikalar uygulamışlardır.
-
yüzyılda, serbest ticaret düşüncesi yaygınlaşsa da, koruyuculuk uygulamaları tamamen ortadan kalkmamıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, yerel endüstrilerini büyütmek için koruyucu politikalara başvurmuşlardır.
-
yüzyılda, Büyük Buhran gibi ekonomik krizler sırasında koruyuculuk yeniden önem kazanmıştır. Ülkeler, işsizliği azaltmak ve ekonomik toparlanmayı hızlandırmak amacıyla ithalatı kısıtlamışlardır. Ancak, bu tür politikaların genellikle ticaret savaşlarına ve küresel ekonomik sorunlara yol açtığı görülmüştür.
Koruyuculuğun Araçları
Koruyuculuğun uygulanmasında kullanılan başlıca araçlar şunlardır:
- Tarifeler (Gümrük Vergileri): İthal edilen mallara uygulanan vergilerdir. İthal malların fiyatını yükselterek yerli üreticilerin rekabet gücünü artırır.
- Kotalar: İthal edilebilecek mal miktarını sınırlar. Bu da ithal malların arzını azaltarak fiyatlarını yükseltir.
- Sübvansiyonlar: Yerli üreticilere devlet tarafından sağlanan mali desteklerdir. Üretim maliyetlerini düşürerek yerli üreticilerin rekabet gücünü artırır.
- Gönüllü İhracat Kısıtlamaları (VER): Bir ülkenin, başka bir ülkenin baskısıyla kendi ihracatını gönüllü olarak kısıtlamasıdır.
- Standartlar: İthal mallara yönelik teknik, sağlık veya güvenlik standartlarıdır. Bu standartları karşılamayan malların ithalatı engellenebilir.
- Damping Karşıtı Vergiler: Bir ülkenin, başka bir ülkede daha düşük fiyata satılan (damping yapılan) mallara uyguladığı vergilerdir.
- Yerli Üretim Zorunluluğu: Bazı sektörlerde (örneğin, kamu alımlarında) yerli ürünlerin kullanılmasını zorunlu tutulmasıdır.
Koruyuculuğun Savunulması
Koruyuculuğun savunulmasında öne sürülen başlıca argümanlar şunlardır:
- İşsizliğin Azaltılması: İthalatı kısıtlayarak yerli üretimi artırmak ve dolayısıyla istihdamı artırmak.
- Stratejik Sektörlerin Korunması: Savunma sanayi, enerji gibi stratejik öneme sahip sektörlerin dış rekabetten korunması.
- Gelişmekte Olan Ülkelerin Korunması: Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerle rekabet edemeyecekleri için yerel endüstrilerinin korunması.
- Yerel Kültürün Korunması: İthal malların, yerel kültürün değerlerini tehdit edebileceği gerekçesiyle kısıtlanması.
- Damping'e Karşı Önlem: Diğer ülkelerin damping uygulamalarına karşı yerli üreticileri korumak.
- Ulus Güvenliği: Ülkenin bazı temel malları kendisinin üretmesi, dışarıya bağımlı olmaması savunması.
Koruyuculuğun Eleştirisi
Koruyuculuğun eleştirilmesinde öne sürülen başlıca argümanlar şunlardır:
- Tüketici Refahının Azalması: İthal malların fiyatının yükselmesi veya arzının azalması, tüketicilerin daha yüksek fiyatlarla daha az seçeneğe sahip olmasına neden olur.
- Rekabetin Azalması: Yerli üreticiler, dış rekabetten korundukları için daha az yenilik yapma ve verimliliği artırma eğiliminde olurlar.
- Verimliliğin Düşmesi: Korunan sektörlerde verimlilik artışı yavaşlar, bu da genel ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler.
- Ticaret Savaşları: Bir ülkenin koruyucu politikalara başvurması, diğer ülkelerin de benzer önlemler almasına ve ticaret savaşlarına yol açabilir.
- Kaynakların Yanlış Dağılımı: Kaynaklar, daha verimli sektörler yerine, korunan ve rekabet gücü düşük sektörlere yönlendirilir.
- Yolsuzluk ve Rant Kollama: Koruyucu politikalar, bazı grupların (örneğin, korunan sektörlerdeki şirketlerin) siyasi nüfuz kullanarak ekonomik rant elde etmesine yol açabilir.
Koruyuculuk ve Küreselleşme
Küreselleşme, ülkeler arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyonun artması sürecidir. Küreselleşme, serbest ticaret'in yaygınlaşmasını ve koruyucu politikaların azalmasını teşvik etmiştir. Ancak, küreselleşmenin bazı olumsuz etkileri (örneğin, işsizlik, gelir eşitsizliği) nedeniyle, son yıllarda koruyuculuk yeniden tartışma konusu olmuştur.
Günümüzde Koruyuculuk
- yüzyılda, bazı ülkelerin Brexit ve ABD-Çin Ticaret Savaşı gibi olaylarla birlikte koruyucu politikalara yöneldiği görülmektedir. Ancak, küresel ticaretin ve yatırımın önemi nedeniyle, koruyuculuğun uzun vadeli etkileri ve uygulanabilirliği tartışmalıdır. COVID-19 pandemisi sonrası tedarik zincirlerindeki aksamalar da bazı ülkelerde koruyucu önlemlerin alınmasına zemin hazırlamıştır.
Sonuç
Koruyuculuk, ekonomik, sosyal ve politik açılardan karmaşık bir konudur. Koruyucu politikaların savunulmasında ve eleştirilmesinde geçerli argümanlar bulunmaktadır. Ancak, koruyuculuğun genellikle uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediği ve küresel ticaretin serbestleştirilmesinin daha faydalı olduğu yönünde bir görüş birliği vardır. Yine de ülkeler, belirli durumlarda ve belirli sektörlerde koruyucu politikalara başvurabilirler. Bu tür politikaların etkileri ve sonuçları dikkatlice değerlendirilmelidir.