Karaçur, Türk ve Altay mitolojilerinde önemli bir figürdür. Mitolojik anlatılarda genellikle yeraltı dünyasının veya kötülüğün sembolü olarak karşımıza çıkar. Karaçur, karanlık güçleri temsil eden, insanlara zarar veren ve felaketlere neden olan kötü bir ruhtur.
"Karaçur" kelimesi, Türkçe kökenlidir. "Kara" kelimesi, renk olarak siyahı ifade etmesinin yanı sıra, karanlık, kötü, uğursuz gibi anlamlara da gelebilir. "Çur" ise, ruh, can veya kötücül varlık anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Karaçur, "karanlık ruh" veya "kötü ruh" olarak tercüme edilebilir.
Karaçur, Türk ve Altay mitolojisinde farklı özelliklerle tasvir edilebilir:
Karaçur hakkında pek çok mitolojik öykü bulunmaktadır. Bu öykülerde Karaçur'un insanlara nasıl zarar verdiği, şamanların onunla nasıl mücadele ettiği ve doğa olayları üzerindeki etkisi anlatılır. Bu öyküler, Karaçur'un mitolojik önemini ve kültürel etkisini göstermektedir.
Örneğin, bir efsaneye göre Karaçur, kuraklık ve kıtlık getirerek insanları aç bırakır. Şaman, Karaçur'u yenmek için yeraltı dünyasına iner ve onunla mücadele eder. Şaman, Karaçur'u yendikten sonra yağmur yağar ve kıtlık sona erer.
Karaçur, Türk ve Altay kültüründe derin izler bırakmıştır. Günümüzde bile Karaçur'a dair inanışlar ve semboller, bazı geleneklerde ve ritüellerde yaşamaya devam etmektedir. Ayrıca, Karaçur figürü, edebiyat, sanat ve popüler kültürde de sıkça kullanılmaktadır.
Karaçur'a benzer şekilde, diğer mitolojilerde de kötü ruhları veya yeraltı dünyasının hükümdarlarını temsil eden figürler bulunmaktadır. Örneğin: