hanak ne demek?

Hanak, Ardahan ilinin bir ilçesi ve bu ilçenin merkezi olan kasabadır.

Etimoloji

Hanak yakın tarihe kadar üç köyün ortak adıydı. Gürcüce Hanaki (ხანაკი) ve Hanahi (ხანახი) olarak yazılan yer adının kökenine ilişkin bilgi yoktur. İlk Osmanlı tahrirlerinden olan 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan’da ve 1694-1732 tarihli Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır’da Hanak (“خاناق” / “خناق”) olarak geçer.12 Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır’daki yazılış (“خناق”) biçimi, 1928 tarihli Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları adlı Osmanlıca yayında da tekrarlanmıştır.3 Bu yazım biçimi köyün adının Hinak biçiminde okunmasına da yol açmıştır.4 Yerleşim yerinin adı Latin harfli Türkçe bütün kayıtlarda Hanak olarak yazılmıştır.

Tarihçe

Tao-Klarceti’nin bir parçası olan Eruşeti bölgesinde yer alan Hanak'ın ortaçağda tek bir yerleşim yerinden çok bir bölgeyi karşılıyor olması ihtimali daha yüksektir. Çünkü bugünkü Hanak kasabasının olduğu yerde eskiden üç köy yer alıyordu. Bunlar Yukarı Hanak, Orta Hanak ve Aşağı Hanak köyleriydi.5 Bununla birlikte, tarihsel Eruşeti bölgesinde eskiden bir kent olan Nakalakevi'deki (bugün Hanak kasabasının Ortakent mahallesi) bulunan bir kaya üzerindeki Urartu yazıtında Urartu kralı I. Argişti’nin Diaohi ülkesinin kralı Utupurşi’yi yendiği belirtilir.6 Bu yazıttan hareketle Hanak’ın İÖ 8. yüzyılda Urartu ya da Diaohi devleti sınırları içinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan bugünkü Hanak kasabasında bulunan kilise ve kale kalıntıları buranın eski bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Bugünkü Hanak ilçesi sınırları içindeyse, çok sayıda kilise kalıntısı vardır ve bu kiliselerin bir kısmının yapılışı 9-10. yüzyıllara uzanmaktadır. Bukiliseler arasında Eruşeti köyündeki kilise farklı bir konuma sahiptir. Hanak kasabasına çok uzak olmayan ve 4. yüzyıla tarihlenen yapı, Gürcü Ortodoks Kilisesi'nin piskoposluk kilisesiydi. Eruşeti ise Gürcü Hristiyanlığının en eski merkezi olarak bilinmektedir.7 Bu kiliselerin varlığı, Hanak’ın erken ortaçağda Gürcü Krallığı sınırları içinde yer aldığını göstermektedir. Birleşik Gürcistan Krallığı’nın parçalanmasından sonra Hanak’ın da içinde yer aldığı bölge, Gürcü atabeglerin yönetimindeki Samtshe-Saatabago sınırları içinde yer aldı. Osmanlılar 16. yüzyılın ikinci yarısında Samtshe-Saatabago topraklarının tamamını ele geçirdiler. Bu toprakların en eski tahrirlerinden olan 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan’da Hanak, üç köyün adında geçmektedir. Bunlar Hanak-i Vasat (خاناق وسط), Hanak-i Küçük (خاناق كوپك) ve Hanak-i Ulya’dır (خاناق عليا).8 Bununla birlikte daha geç tarihli Osmanlı tahririnde Ardahan-i Büzürg livasına bağlı Meşe nahiyesinde Hanak adında sadece bir köy kaydedilmiştir.9

Uzun süre Osmanlı yönetiminde kalan Hanak, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusya İmparatorluğu’nun eline geçti. Rus yönetimi sırasında Hanak, Ardahan Okrugu'na bağlı Ardahan kazasında (uçastok) bir nahiye (selskiy okrug) idi. Rus kayıtlarına göre Hanak nahiyesine bağlı Yukarı Hanak ve Orta Hanak köylerinde Türkler, Aşağı Hanak köyünde ise Rumlar yaşıyordu. Sırasıyla 1886, 1896 ve 1906 yıllarında Yukarı Hanak’ın nüfusu 111, 180 ve 240; Orta Hanak’ın nüfusu 224, 315 ve 260; Aşağı Hanak’ın nüfusu 289, 415 ve 475 kişiden oluşuyordu.10

I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Rus ordusunun bölgeden çekilmesinin ardından Hanak bağımsız Gürcistan sınırları içinde yer aldı. Kızıl Ordu'nun Gürcistan'ı işgali sırasında Ankara Hükümeti tarafından fiilen yeniden Türkiye’ye katıldı.11 Ekim 1921’de imzalanan Kars Antlaşması’yla Hanak’ın da içinde yer aldığı Ardahan ve Artvin bölgeleri Türkiye’ye bırakıldı. 1928 tarihli Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları adlı Osmanlıca yayına göre Hanak, Kars vilayetinin Ardahan kazasına bağlı bir nahiyeydi ve nahiye sınırları içinde 26 köy vardı.12 Hanak nahiyesinin köyleri arasında Aşağı Hanak, Orta Hanak ve Yukarı Hanak da yer alıyordu.13 Dahiliye Vekaleti'nin 1933'te yayımladığı Köylerimiz adlı yayından Hanak'ın Kars iline bağlı Ardahan kazasının bir nahiyesi olduğu anlaşılmaktadır. Tarihi boyunca köy ve nahiye statüsü taşıyan Hanak, 1958 yılında ilçe ve ilçe merkezi olmuştur. 1968'de İçişleri Bakanlığı'nın yayımladığı Köylerimiz kitabında ise, Hanak Kars'ın ilçelerinden biridir. Yukarı Hanak köyünün adı ise Avcılar olarak değiştirilmiştir.1415 Bu bilgiden hareketle Orta Hanak ile Aşağı Hanak'ın Hanak kasabasını oluşturduğu, Yukarı Hanak'ın ise köy olarak kaldığı sonucuna varılabilir. . Hanak ilçesi 1992’de il statüsü kazanan Ardahan’a bağlanırken, Hanak kasabası da bu ilçenin merkezi oldu.

Tarihsel yapılar

Eskiden köy olan bugünkü Hanak kasabasında köy kiliseleri olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri Hanak kasabasının merkezinde bulunuyordu. Kilisenin bulunduğu yerde günümüzde 1953 yılında inşa edilmiş olan cami yer almaktadır. I. Dünya Savaşı sırasında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli’nin verdiği bilgiye göre, bugünkü Hanak kasabasını oluşturan köylerin sınırları içinde 1917 yılında beş kilise daha vardı. İkinci kilise ise, Hanak kasabasının 1 km batısında, bir düzlükte bulunuyordu. İki kiliseden de geriye bir şey kalmamıştır.16

Hanak ilçesi sınırları içindeyse çok sayıda kilise ve kale kalıntısı vardır. Nakalakevi Manastırı bugün Çayağzı adını taşıyan eski Büyük Nakalakevi köyünde yer alır. Eski Veli (Sevimli) köyünde Vaftizci Yahya’ya adanmış olan kilise 954 yılında inşa edilmiş tek nefli bir yapıdır. Köyde iki adet de kale kilisesi vardır. Eruşeti (Oğuzyolu) köyündeki piskoposluk kilisesi

  1. yüzyılda inşa edilmiştir ve burası Gürcü Ortodoks Kilisesi’nin en eski merkezlerinden biridir. Ayrıca Ahalşeni (Sazlıçayır), Börk, Geci (Geçköy), Guguba (Binbaşak), Vardosani (Yamaçyolu), Verana Nakalakevi (Çavdarlı), Yukarı Tikani (Baştoklu), Yukarı Tsurmani (Yukarıaydere), Maçveti (Yamçılı), Mglinavi (Çayağzı), Çihireti (Yünbüken), Danidani (Serinkuyu), Piklobi (İncedere), Kerkedeni (Güneşgören), Komki (Arıkonak), Şavtsihe (Karakale, Hanak|Karakale), Çimliçayır, Çoti (Çatköy), Hoşureti (Dilekdere) gibi eski adlara sahip köylerde çok sayıda kilise ve kale vardır. Bunların bir kısmı büyük ölçüde yıkılmış ya da tamamen ortadan kalkmış, bir kısmı da yarı harabe biçimde günümüze ulaşmıştır.

Coğrafya

Doğudan Gürcistan ve Çıldır, güneyden Ardahan, batıdan Şavşat, kuzeyinden ise Posof ile çevrili oӀan ilçe, denizden 1800 metre yüksekliktedir. Kuzeyden Ilgar Dağı (2915 metre), batıdan ise Cin Dağı (2957 metre)17 ilçenin en yüksek yeridir. Doğu ve Güney kısımları da iç kısımlara göre yükseklik gösterir.

İlçesinin yüzölçümü 547 km², toplam nüfusu ise, 10.135'tir. 44 köyü vardır. İlçenin güneydoğu köşesinden Kura ırmağı geçer. Bu ırmağa karışan Çaytetik suyu da önemli bir akarsudur.

İlçe, kendi adını taşıyan Hanak Çayı vadisinde kurulmuştur. Şehir kuzeyden güneye doğru vadi boyunca uzanmaktadır. 1958 yılında ilçe haline getirilen Hanak’ta henüz şehircilik görülmediği gibi, bir imar planı da uygulanmamıştır. Posof-Ardahan yolunun geçtiği tek caddesi vardır. Hanak'ta çok sayıda irili ufaklı dere vardır. Ural Dağı eteklerindeki derelerin sularını alarak ilçe merkezinin içinden geçen çay, batıdan Cin Dağı eteklerinden gelen ve yukarı Aydere, Aşağı Aydere, Karakale, Çiçeklidağ, Serinkuyu Çat, Çavdarli, Baştoklu, ve Selamverdi mahallesi ve köylerin sağına ve soluna akarak çayla birleşerek Çıldır hududunda Kür Nehri’ne karışır. Kür nehri, Binbaşak köyü hududlarında Ardahan topraklarını terk ederken yine aynı köy topraklarından Çıldır’a geçer.

İklim

1800 rakımlı ilçemizde sert karadeniz iklimi görülmektedir. Kışlar kar yağışlı ve soğuk, yazlar serin ve yağışlı geçer. Her yıl yağışlıdır. En soğuk ay ortalaması (Ocak, -12 derece), en sıcak ay ortalaması ise (Temmuz 17 derece) derecedir. Yıllık sıcaklık ortalaması ise 4 derece civarındadır. Yıllık ortalama 600–700 mm yağış almaktadır.

Soğuklar ilçede ve bütün köylerinde Eylül ayından itibaren görünmeye başlar. Kasım ortalarında da kar yağar. Yazın yağış alan Hanak, en sıcak günlerini Temmuz ayının yarısından Ağustos ortamlarına kadar devam eder. Sisli geçen gün sayısı oldukça fazladır. Tıpkı kapalı gün sayısının, güneşli gün sayısından fazla olması gibi.

çiğ ve kırağı da bölgede hemen hemen her gün görülmektedir. Yayla iklimi de görüldüğün Sert Karadeniz iklimi olarak da adlandırılır.

Eskiden Meşe Ardahan diye söylenen Hanak çam ormanlarıyla kapalı olan bir yaylaydı. 18. Asırda çıkan bir orman hastalığı yüzünden kuruyup çıplak kalmıştır. Bu ormanın tek kalıntısı bugün bir koru halinde olan Selamverdi ve Avcılar mahalle hudutlarıyla ilçe merkezinin kuzeyindeki yamaçları kaplayan küçük bir sahadan başka Alaçam mahallesinin güney yamacındaki çamlıklardır. Bitki örtüsü çayır ve meralardır.

Nüfus

Hanak ilçesindeki köyler

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: hanak. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Defter-i Mufassal Vilayet-i Gürcistan (Gürcüce ve Osmanlıca), yayımlayan: Sergi Cikia, Tiflis, 1958, 3. cilt, s. 545.

  2. Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır 1694-1732 (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayıma hazırlayan) Tsisana Abuladze, Tiflis, 1979, s. 256, 299.

  3. Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928, s. 759-760.

  4. Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928, s. 10.

  5. Tao-Klarceti - Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 211, ISBN 9789941478178.

  6. Tao-Klarceti - Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 205, ISBN 9789941478178.

  7. Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Gürcüce ve Osmanlıca), yayımlayan: Sergi Cikia, Tiflis, 1958, 3. cilt, s. 545.

  8. Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018, s. 69, 111.

  9. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt, s. 41.

  10. Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928, s. 30.

  11. Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928, s. 759-760.

  12. Köylerimiz, (Yayımlayan) Dahiliye Vekaleti, İstanbul, 1933, bütün sayfalar.

  13. Köylerimiz, (Yayımlayan) İçişleri Bakanlığı, Ankara, 1968, s. 782.

Kategoriler