Gülüş, genellikle mutluluk, keyif, neşe, şakaya tepki veya sosyalleşme gibi çeşitli duygusal ve sosyal durumları ifade etmek için yüz kaslarının kasılmasıyla ortaya çıkan bir ifadedir. Sadece insanlara özgü değildir; birçok memeli türünde de gözlemlenir.
Gülüş, yüz kaslarının, özellikle elmacık kemiği kasının (zygomaticus major) kasılmasıyla karakterizedir. Bu kasılma, ağız köşelerinin yukarı ve yanlara doğru çekilmesine neden olur. Gülüşün yoğunluğuna bağlı olarak, göz çevresindeki kaslar (orbicularis oculi) da kasılabilir, bu da "gülüş kırışıklıkları" olarak bilinen kırışıklıkların oluşmasına yol açar.
Gülüş, beynin limbik sistemi ve motor korteksi dahil olmak üzere karmaşık bir nörolojik süreç tarafından kontrol edilir. Esprili bir durum veya komik bir fıkra gibi bir uyaran, beyindeki ödül merkezlerini harekete geçirir ve bu da gülme isteği ve gülüş ifadesine yol açar.
Gülüş, çeşitli şekillerde ve yoğunluklarda ortaya çıkabilir. Farklı gülüş türleri, farklı duygusal durumları ve sosyal bağlamları yansıtır.
Gülüşün, hem psikolojik hem de fizyolojik olarak birçok faydası vardır.
Psikolojik Etkiler:
Fizyolojik Etkiler:
Gülüş ifadesi, kültürel farklılıklardan etkilenir. Bazı kültürlerde gülmek daha kabul edilebilir ve teşvik edilirken, bazı kültürlerde daha ölçülü ve kontrollü bir ifade olarak görülür. Örneğin, bazı Doğu kültürlerinde aşırı gülmek saygısızlık veya uygunsuz davranış olarak kabul edilebilirken, Batı kültürlerinde daha yaygın ve kabul gören bir ifadedir.
Gülüşün anlamı da kültüre göre değişebilir. Örneğin, bazı kültürlerde bir yabancıya gülümsemek dostluk ve açıklık anlamına gelirken, diğer kültürlerde şüphe veya güvensizlik uyandırabilir.
Gülüşün evrimi, primatların sosyal davranışlarıyla yakından ilişkilidir. Primatlarda "oyun yüzü" olarak bilinen bir ifade, insanlardaki gülüşün evrimsel kökeni olarak kabul edilir. Bu ifade, dişlerin görünmediği, ağzın açık ve rahat olduğu bir yüz ifadesidir ve oyun oynarken veya sosyalleşirken kullanılır.
Birçok memeli türünde, özellikle primatlarda, insanlardaki gülüşe benzer ifadeler gözlemlenir. Şempanzeler ve goriller gibi hayvanlar, oyun oynarken veya gıdıklanırken insanlara benzer bir şekilde gülebilirler.
Gülme yeteneği, bazı nörolojik ve psikolojik hastalıklar tarafından etkilenebilir. Örneğin, depresyon veya şizofreni gibi rahatsızlıkları olan kişilerde gülme sıklığı ve yoğunluğu azalabilir. Bazı nörolojik rahatsızlıklar, istemsiz veya uygunsuz gülmeye neden olabilir. Sahte gülme (pseudobulbar affect), nörolojik hasar sonucu ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen gülme veya ağlama nöbetleriyle karakterizedir.