subjektiflik ne demek?

Subjektiflik: Kişisel Bakış Açısının Etkisi

Subjektiflik, bir kişinin duygu, inanç, deneyim ve önyargılarından etkilenen kişisel bir bakış açısına dayanarak oluşan düşünce, duygu ve yargıları ifade eder. Bir durumun, olayın veya nesnenin kişiye özel algılanma biçimidir. Objektifliğin zıddı olarak kabul edilir. Objektiflik, gerçekleri tarafsız bir şekilde değerlendirmeye çalışırken, subjektiflik kişisel yorumları ve değerlendirmeleri içerir.

İçindekiler

  1. Tanım ve Kökeni
  2. Subjektifliğin Kaynakları
  3. Subjektiflik ve Objektiflik Arasındaki Fark
  4. Felsefedeki Yeri
  5. Psikolojideki Yeri
  6. Sanattaki Yeri
  7. Hukuktaki Yeri
  8. Subjektifliğin Avantaj ve Dezavantajları
  9. Subjektifliği Azaltma Yolları
  10. Eleştiri ve Tartışmalar
  11. Ayrıca Bakınız
  12. Kaynakça

1. Tanım ve Kökeni <a name="tanım-ve-kökeni"></a>

Subjektiflik, Latince "subjectus" kelimesinden türetilmiştir ve "bir şeyin altında yatan" veya "bir şeye tabi olan" anlamına gelir. Felsefi anlamda, öznenin (subject) deneyimlerinin, algılarının ve yargılarının nesnel gerçeklikten bağımsız olduğunu ifade eder.

2. Subjektifliğin Kaynakları <a name="subjektifliğin-kaynakları"></a>

Subjektiflik, çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir:

  • Duygular: Duygular, bir durumun veya olayın kişisel önemini vurgulayarak algıları etkiler.
  • Deneyimler: Geçmiş deneyimler, bir kişinin yeni durumları yorumlama şeklini şekillendirir.
  • İnançlar ve Değerler: Kişinin inanç sistemi ve değerleri, olaylara bakış açısını belirler.
  • Önyargılar: Önyargılar, bir kişi veya grup hakkında önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargılardır.
  • Kültürel Etkiler: Bireyin içinde bulunduğu kültür, dünya görüşünü ve değerlerini etkiler.
  • Kişilik: Kişilik özellikleri, olaylara tepki verme ve yorumlama biçimini etkiler.

3. Subjektiflik ve Objektiflik Arasındaki Fark <a name="subjektiflik-ve-objektiflik-arasındaki-fark"></a>

Subjektiflik ve objektiflik, bilgi ve gerçeklik arasındaki temel farklılıkları ifade eden iki zıt kavramdır.

  • Objektiflik: Gerçeklerin, kanıtların ve mantıksal akıl yürütmenin nesnel bir değerlendirmesine dayanır. Kişisel duygu, inanç veya önyargılardan etkilenmez. Bilimsel araştırmalar genellikle objektifliği hedefler.
  • Subjektiflik: Kişisel duygu, inanç, deneyim ve önyargılardan etkilenen bir bakış açısına dayanır. Kişiden kişiye değişebilir ve evrensel olarak doğrulanamaz.

Örneğin, "Hava sıcak" ifadesi subjektiftir çünkü sıcaklık algısı kişiden kişiye değişebilir. Ancak, "Termometre 30 dereceyi gösteriyor" ifadesi objektiftir çünkü ölçüme dayanır ve herkes tarafından doğrulanabilir.

4. Felsefedeki Yeri <a name="felsefedeki-yeri"></a>

Felsefede subjektiflik, epistemoloji (bilgi felsefesi) ve etik gibi alanlarda önemli bir rol oynar.

  • Epistemoloji: Bazı filozoflar, bilginin doğası gereği subjektif olduğunu savunurlar. İmmanuel Kant, deneyimlerimizin duyularımız ve zihnimizin yapısı tarafından şekillendirildiğini, dolayısıyla "şeylerin kendisini" (noumenon) asla bilemeyeceğimizi öne sürmüştür.
  • Etik: Subjektif ahlak teorileri, ahlaki yargıların kişisel inançlara veya duygulara dayandığını savunur. Nietzsche gibi bazı filozoflar, "gerçek" bir ahlakın olmadığını, ahlakın bireylerin güç istencini ifade etme biçimi olduğunu savunmuşlardır.

5. Psikolojideki Yeri <a name="psikolojideki-yeri"></a>

Psikoloji, subjektif deneyimleri anlamaya odaklanır. Bireylerin dünyayı nasıl algıladığı, yorumladığı ve anlamlandırdığı psikolojik süreçlerin merkezinde yer alır.

  • Algı: Algı, duyusal bilgilerin zihin tarafından yorumlanmasıdır. Algı süreçleri, kişinin geçmiş deneyimleri, beklentileri ve dikkat düzeyi gibi faktörlerden etkilenir.
  • Duygu: Duygular, davranışlarımızı ve düşüncelerimizi etkileyen subjektif deneyimlerdir. Mutluluk, üzüntü, öfke gibi temel duygular, kişiden kişiye farklı yoğunluklarda ve şekillerde yaşanır.
  • Benlik Algısı: Benlik algısı, kişinin kendisi hakkındaki inançları ve değerlendirmeleridir. Benlik algısı, özsaygıyı ve kimlik duygusunu etkiler.

6. Sanattaki Yeri <a name="sanattaki-yeri"></a>

Sanat, subjektif deneyimleri ifade etme ve yorumlama için bir araçtır. Sanatçılar, duygularını, düşüncelerini ve dünya görüşlerini eserleri aracılığıyla ifade ederler. Sanat eserleri, izleyicinin de kişisel yorumlarına açıktır.

  • Resim: Vincent van Gogh'un "Yıldızlı Gece" tablosu, sanatçının duygusal durumunu ve doğa algısını subjektif bir şekilde yansıtır.
  • Edebiyat: Oğuz Atay'ın "Tutunamayanlar" romanı, karakterlerin iç dünyalarını ve toplumla olan yabancılaşmalarını subjektif bir bakış açısıyla anlatır.
  • Müzik: Müzik, duygusal ifade için güçlü bir araçtır. Bir müzik parçasının dinleyici üzerindeki etkisi, kişinin müzik zevkine, geçmiş deneyimlerine ve duygusal durumuna göre değişebilir.

7. Hukuktaki Yeri <a name="hukuktaki-yeri"></a>

Hukukta, subjektif unsurlar, özellikle ceza hukuku ve tazminat davalarında önemli bir rol oynar.

  • Kast: Bir suçun işlenmesindeki kast, failin zihinsel durumunu ifade eder ve bu subjektif bir unsurdur.
  • Zarar: Tazminat davalarında, manevi zarar gibi subjektif unsurlar da dikkate alınır. Manevi zarar, kişinin çektiği acı, üzüntü ve travma gibi duygusal zararları ifade eder.

Ancak, hukukun temel amacı objektifliği sağlamaktır. Delillerin değerlendirilmesi, tanık ifadelerinin doğruluğunun tespiti ve yasal yorumların yapılması sürecinde tarafsızlık ve nesnellik esastır.

8. Subjektifliğin Avantaj ve Dezavantajları <a name="subjektifliğin-avantaj-ve-dezavantajları"></a>

Avantajları:

  • Yaratıcılık: Subjektiflik, yeni fikirlerin ve sanatsal ifadelerin ortaya çıkmasına olanak tanır.
  • Empati: Başkalarının deneyimlerini anlama ve onlarla empati kurma yeteneğini geliştirir.
  • Kişisel Anlam: Hayata kişisel bir anlam ve değer katmamıza yardımcı olur.

Dezavantajları:

  • Yanlılık: Subjektiflik, önyargılara ve hatalı yargılara yol açabilir.
  • Anlaşmazlık: Farklı subjektif bakış açıları, iletişim sorunlarına ve anlaşmazlıklara neden olabilir.
  • Objektif Gerçeklikten Uzaklaşma: Subjektif deneyimlere aşırı odaklanma, objektif gerçekliği gözden kaçırmamıza neden olabilir.

9. Subjektifliği Azaltma Yolları <a name="subjektifliği-azaltma-yolları"></a>

Subjektifliği tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, etkisini azaltmanın yolları vardır:

  • Eleştirel Düşünme: Kendi düşüncelerimizi ve önyargılarımızı sorgulamak, objektif bir bakış açısı geliştirmemize yardımcı olur.
  • Farklı Bakış Açılarını Anlama: Farklı kültürlerden ve geçmişlerden gelen insanların deneyimlerini anlamaya çalışmak, empati yeteneğimizi geliştirir.
  • Kanıta Dayalı Karar Verme: Kararlarımızı duygularımız yerine kanıtlara ve verilere dayandırmak, objektifliği artırır.
  • Açık Fikirli Olma: Yeni bilgilere ve farklı fikirlere açık olmak, önyargılarımızı azaltır.
  • Objektif Ölçütler Kullanma: Değerlendirmelerimizde, subjektif yargılar yerine objektif ölçütler kullanmak, tarafsızlığı sağlar.

10. Eleştiri ve Tartışmalar <a name="eleştiri-ve-tartışmalar"></a>

Subjektiflik, felsefe, psikoloji ve diğer alanlarda tartışmalı bir konudur. Bazı eleştirmenler, subjektifliğin gerçekliğe ulaşmamızı engellediğini ve yanıltıcı olabileceğini savunurlar. Diğerleri ise, subjektif deneyimlerin insan yaşamının önemli bir parçası olduğunu ve göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtirler.

11. Ayrıca Bakınız <a name="ayrıca-bakınız"></a>

12. Kaynakça <a name="kaynakça"></a>

  • Audi, R. (Ed.). (1999). The Cambridge Dictionary of Philosophy. Cambridge University Press.
  • Blackburn, S. (2008). The Oxford Dictionary of Philosophy. Oxford University Press.
  • Honderich, T. (Ed.). (2005). The Oxford Companion to Philosophy. Oxford University Press.
Kendi sorunu sor