Füru, Arapça kökenli bir kelime olup, temel anlamıyla "dal", "kol", "uzantı" anlamına gelir. Özellikle İslam hukukunda ve fıkıh terminolojisinde sıkça kullanılır. Bu bağlamda, bir meselenin ana kaynağı (asıl) değil, ondan türeyen, ona bağlı olan alt meseleleri ifade eder.
"Füru" kelimesi, Arapça "فرع" (fer'a) kökünden gelir. Bu kök, sözlükte "dal", "kol", "soy", "nesil" gibi anlamlara sahiptir. Kelime, Türkçeye Arapçadan geçmiş ve benzer anlamlarda kullanılmaya başlanmıştır.
İslam hukukunda, "füru" kavramı, hukuki hükümlerin kaynakları ve uygulanması açısından önemli bir yere sahiptir. Bir hükmün aslı (temeli) Kur'an veya Sünnet gibi temel kaynaklara dayanırken, füru ise bu temel kaynaklardan çıkarılan, onlara dayalı olan tali hükümleri ifade eder.
Füru ilmi, İslam hukuku kapsamında, fıkhi meselelerin detaylı olarak incelendiği ve hükümlerin açıklandığı alandır. Bu ilim, İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Şafii, İmam Malik ve İmam Ahmed bin Hanbel gibi büyük müctehidlerin ve onların takipçilerinin çalışmalarıyla zenginleşmiştir. Farklı mezheplerin fıkhi görüşleri, füru ilmi sayesinde detaylı bir şekilde öğrenilebilir ve karşılaştırılabilir.
Füru kelimesi, sadece İslam hukuku ile sınırlı kalmayıp, genel olarak da bir şeyin uzantısı, dalı veya alt kolu anlamında kullanılabilir. Örneğin:
Günümüzde, füru kelimesi daha çok akademik ve dini metinlerde kullanılmaktadır. Gündelik dilde kullanımı azalmış olsa da, özellikle İslam hukuku ve fıkıh alanında çalışanlar için önemli bir kavramdır. İslam dünyasında, güncel meselelere İslami çözümler arayan araştırmacılar ve hukukçular, füru kavramını kullanarak, asıl hükümlerden hareketle yeni yorumlar ve çözümler üretmeye devam etmektedirler. Bu bağlamda, füru ilmi, İslam hukukunun dinamik ve yaşayan bir sistem olmasını sağlamaktadır.