Efkâri, Türk edebiyatında özellikle Tasavvuf düşüncesiyle yoğrulmuş, derin anlamlar içeren, düşündürücü ve öğretici nitelikteki şiirler için kullanılan bir terimdir. Efkâr, kelime anlamı olarak fikirler, düşünceler demektir. Efkâri şiirler, okuyucuyu derin düşüncelere sevk etmeyi, varoluşsal sorgulamalar yapmaya yönlendirmeyi amaçlar.
Efkâri kelimesi, Arapça "fikr" (düşünce) kelimesinin çoğulu olan "efkâr"dan türetilmiştir. Bu kelime, Türkçede hem düşünce hem de fikir anlamında kullanılmaktadır. Efkâri şiirler, genellikle Divan Edebiyatı geleneği içerisinde yer alır ve bu edebiyatın temel unsurlarını barındırır.
Efkâri şiirlerin belirgin özellikleri şunlardır:
Efkâri şiir türünde eserler veren önemli şairler şunlardır:
Efkâri şiirler, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Bu tür şiirler, okuyucuyu düşünmeye sevk ederek, manevi gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca, tasavvufi düşüncelerin yayılmasına ve anlaşılmasına yardımcı olur. Efkâri şiirler, günümüzde de okunmaya ve incelenmeye devam etmektedir. Bu şiirler, edebiyatseverlere derin anlamlar sunarken, aynı zamanda Türk-İslam kültürünün önemli bir parçasını oluşturur.
Aşağıda Yunus Emre'nin bir şiiri, efkâri şiir türüne örnek olarak verilebilir:
“Ben gelmedim dava için, Benim işim sevi için. Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmağa geldim.”
Bu dörtlük, Yunus Emre'nin temel felsefesini yansıtmaktadır. Dava gütmek yerine, sevgi ve hoşgörüyü yaymayı amaçladığını, dostluğun ve gönül yapmanın önemini vurgulamaktadır. Bu şiir, okuyucuyu sevgi, hoşgörü ve birlik gibi değerler üzerine düşünmeye sevk etmektedir.