anevrizma ne demek?

Anevrizma, kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları (Willis poligonu) ve aort, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Anevrizmalar biçimlerine, bulundukları bölgelere, duvar yapılarına veya boyutlarına göre sınıflandırılabilirler. Anevrizmalar, toplardamarlara kıyasla atardamarlarda çok daha sık görülür.1

Anevrizmalar, zayıf duvar yapıları nedeni ile patlayarak ölümcül kanamalara neden olabilirler. Beyin anevrizmaları genellikle patlama öncesi belirti vermezler, ancak patladıkları takdirde şiddetli baş ağrısı görülebilir. Aort anevrizmaları ise genellikle belirtisizdir. Tütün ve alkol kullanımı, obezite, diyabet, yüksek tansiyon ve kolestrol, anevrizmalar için temel risk faktörleridir. Anevrizma tedavisi, aktif gözlem ve yüksek tansiyon kontrolüyle veya anevrizma içine kan girişinin cerrahi olarak engellenmesiyle gerçekleştirilmektedir.

Sınıflandırma

Anevrizmalar, morfolojilerine göre saküler ve fusiform olarak sınıflandırılırlar. Damar duvarının belirli bir noktasından çıkıp, nispeten yuvarlak bir şekle sahip anevrizmalara, saküler anevrizma adı verilir. Damar duvarında “iğ” şeklinde bir genişleme şeklinde olan anevrizmalar, fusiform anevrizmalar olarak tanımlanır.

Ayrıca, anevrizmalar, duvar yapılarına göre “gerçek anevrizmalar” ve “yalancı (psödo) anevrizmalar” olarak sınıflandırılırlar. Bir gerçek anevrizmanın duvar yapısı, normal atardamar duvarını oluşturan tüm tabakaları (intima, media ve adventisya) içerir. Yalancı veya psödo anevrizmalar, damar duvarında oluşan yırtılma sonucu oluşur ve yalancı anevrizma duvarında damarsal tabakaların tümü bulunmaz.

Anevrizmalar ayrıca bulundukları bölgelere göre de sınıflandırılabilir. Beyin atardamarları ve aort damarı, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir, ancak böbrek bölgesinde de anevrizmalar meydana gelebilir.

Risk faktörleri

Diyabet, obezite, hipertansiyon, tütün kullanımı, alkolizm, yüksek kolesterol, bakır eksikliği, yaşlanma ve üçüncül sifilis enfeksiyonları anevrizmalar için temel risk faktörleridir.2

Polikistik böbrek hastalığı tanısı almış hastalarda ve yakınlarında anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama hikâyesi olan kişilerde beyin anevrizma gelişme riski daha yüksektir. Beyin anevrizmalarının toplumda görülme sıklığı, %2-3’dür.

Mekanizma

Anevrizmalar, normal bir atardamara göre çok daha zayıf duvar yapısına sahip oldukları için, patlayarak hayatı tehdit eden ciddi kanamalara neden olabilirler. Beyin anevrizmalarının patlaması, beyin ile beyin zarı arasındaki boşluk (subaraknoid boşluk) içinde kanamaya neden olur 3. Bu tip beyin kanamaları ‘’subaraknoid kanama’’ olarak adlandırılır.

Semptomlar ve teşhis

Beyin anevrizmalarının büyük kısmı patlamadan önce belirti vermezler. Beyin atardamarında anevrizma gelişmiş olan hastaların önemli bir kısmında anevrizma teşhisi, anevrizmaya bağlı olmayan şikayetlerin araştırılması amacıyla yapılan manyetik rezonans görüntüleme (MR), bilgisayaralı tomografi (BT) gibi tetkiklerin sonucunda tesadüfi olarak bulunur.

Bununla birlikte, özellikle büyük boyutlu anevrizmalar, baş ağrısı, göz arkasında ağrı hissi, bulantı-kusma, göz kapağında düşüklük, çift veya bulanık görme gibi şikayet ve bulgular oluşturabilir. Genel olarak daha önce kanamamış bir beyin anevrizmasının yıllık kanama riski % 1-2’dir. Anevrizmaya bağlı subaraknoid kanama geçiren hastalarda en sık görülen şikayet, ani başlayan şiddetli baş ağrısıdır. Suabaraknoid kanama geçirmiş olan hastaların büyük kısmı bu ağrıyı "O ana kadar yaşadıkları en şiddetli baş ağrısı" olarak tarif ederler. Subaraknoid kanama geçiren hastalarda, baş ağrısının yanında, bulantı-kusma, bilinç bulanıklğı veya bilinç kaybı, diğer sık görülen şikayet ve bulgulardır.

Tedavi

Beyin anevrizmaları

Henüz kanamamış bir anevrizma teşhis edilen hastalarda tedavi kararı, hastanın yaşı, anevrizmanın oluşturduğu şikayetler, anevrizmanın morfolojisi (yapısı/görünümü), anevrizmanın yerleşim yeri, anevrizmanın boyutları ve hastaya özel diğer tıbbı şartlar göz önüne alınarak verilir. Anevrizma patlaması sonucu beyin kanaması gelişmiş hastalarda ise, eğer anevrizma tedavi edilmezse (kapatılmazsa), hastaların yaklaşık %35’inde ilk kanamadan sonra, 30 gün içinde anevrizma tekrar patlayarak ikinci bir beyin kanamasına neden olur. Bu nedenle anevrizmaya bağlı beyin kanaması geçiren hastalar, en kısa süre içinde tedavi edilmelidir.

Anevrizma tedavisinin temel prensibi, anevrizma içine kan girişini engelleyerek (tekrar) patlama riskini ortadan kaldırmaktır. Beyin anevrizmalarının tedavisi açık cerrahi ve endovasküler tedavi (kapalı cerrahi) olacak şekilde iki farklı metotla yapılabilir.

Açık cerrahi tedavi, uzman beyin cerrahları tarafından gerçekleştirilir.4 Açık cerrahi yöntemde kafatası açılarak anevrizmanın yerleştiği damar bulunup, damar ile anevrizma boynu arasına metal bir klip konularak anevrizma içine kan girişi engellenir.

Endovasküler tedaviler, Nöroradyoloji uzmanları tarafından kafatası açılmadan, damar içinden uygulanan yöntemlerle gerçekleştirilir 567. Endovasküler anevrizma tedavisi, anjiografi cihazı kullanılarak, işlemin tüm aşamaları X ışını altında izlenip, yönlendirilirek gerçekleştirilir. Günümüzde, endovasküler yöntemler, anevrizma tedavisinde ilk seçenek haline gelmiştir. Endovasküler anevrizma tedavisinde, anevrizma içine çok ince çaplı kateterlerle ulaşılıp, anevrizma kesesi "Koil" adı verilen platinden yapılmış, çok yumuşak yapıda metal tellerle doldurulur. Bu işleme anevrizmanın ‘’koillenmesi’’ adı verilir.8 Anevrizma kesesi, koillerle tamamen doldurulup, anevrizma içine kan girişi engellenerek tedavi gerçekleştirilir.

Aort anevrizması

Abdominal aort anevrizması tedavisinde ameliyat yapılıp yapılmaması gerektiği anevrizmanın boyutu ve neden olduğu belirtilere bağlıdır. Anevrizmanın çapı erkeklerde 5.5 cm, kadınlarda 5 cm'yi geçtiği durumlarda genellikle cerrahi işlemler tavsiye edilmektedir.9 Yılda 1 cm'den hızlı büyüyen ve belirtilere yol açan anevrizmalar da ameliyat gerektirebilir.10

Açık cerrahi veya endovasküler aort tamiri (EVAR) ameliyat yöntemleri arasında bulunur.11 Açık ameliyata göre EVAR'da kısa vadede daha az ölüm riski vardır ve hastanede daha az yatmayı gerektirir; ancak EVAR her zaman seçenekler değildir.121314 Uzun vadeli sonuç açısından ikisi arasında fark olmadığı gözlemlenmektedir.15 EVAR prosedürünün uygulanması ameliyatın tekrarlanma olasılığını artırmaktadır.16

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: anevrizma. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler