Aşikaga Şogunluğu (足利幕府, Ashikaga bakufu) veya diğer adıyla Muromaçi Şogunluğu (室町幕府, Muromachi bakufu), 1336'dan 1573'e kadar Japonya'yı yöneten feodal askeri diktatörlüktür. Şogunluk, Aşikaga Takauji tarafından kurulmuş ve adını almıştır. Başkenti Kyoto'nun Muromaçi bölgesinde yer aldığından Muromaçi Şogunluğu olarak da bilinir. Aşikaga Şogunluğu, Kamakura Şogunluğu'nun ardından kurulan ikinci şogunluktur ve yaklaşık 230 yıl boyunca Japonya'yı yönetmiştir.
Aşikaga Şogunluğu'nun kuruluşu, Kemmu Restorasyonu olarak bilinen kısa süreli bir imparatorluk restorasyon girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından gerçekleşti. İmparator Go-Daigo, Kamakura Şogunluğu'nu devirmek için ayaklanan Aşikaga Takauji ile işbirliği yapmıştı. Ancak, iktidarı ele geçirdikten sonra, Takauji imparatorla anlaşmazlığa düştü ve 1336'da yeni bir şogunluk kurdu.
Aşikaga Şogunluğu'nun ilk dönemleri, Nanboku-cho Dönemi (Kuzey ve Güney Mahkemeleri Dönemi) olarak da bilinen uzun bir iç savaş dönemiyle geçti. Bu dönemde, Aşikaga Şogunluğu Kuzey Mahkemesi'ni (Kyoto'daki Aşikaga yanlısı imparatoru destekleyenler) desteklerken, İmparator Go-Daigo'nun varisleri Güney Mahkemesi'ni (Yoshino'da bulunan imparatorluk ailesinin meşru kolunu destekleyenler) destekliyordu. Bu iç savaş 1392'ye kadar sürdü ve sonunda Kuzey Mahkemesi'nin zaferiyle sona erdi.
Aşikaga Şogunluğu, 1573'te Oda Nobunaga'nın son şogun Aşikaga Yoşiaki'yi Kyoto'dan sürmesiyle resmen sona erdi. Nobunaga, Japonya'yı birleştirme sürecini başlattı ve ardından Toyotomi Hideyoshi ve Tokugawa İeyasu tarafından tamamlandı.
Aşikaga Şogunluğu, Japon kültür ve sanatının önemli bir dönemiydi. Şogunluk döneminde, Zen Budizmi, Japonya'da büyük bir etki kazandı ve sanat, edebiyat ve felsefe üzerinde derin bir etki bıraktı.
Bu dönemde, No tiyatrosu, Zen bahçeleri, İkebana (çiçek düzenleme sanatı) ve Çay seremonisi gibi birçok önemli kültürel unsur gelişti. Kinkaku-ji (Altın Köşk) ve Ginkaku-ji (Gümüş Köşk) gibi ünlü tapınaklar da bu dönemde inşa edildi.
Ayrıca, Sesshu Toyo gibi önemli ressamlar ve Yoshimasa Aşikağa gibi sanat hamileri de bu dönemin kültürel gelişimine önemli katkılarda bulundular.
Aşikağa Şogunluğu, feodal bir askeri diktatörlük olarak yönetiliyordu. Şogun, ülkenin en yüksek askeri ve siyasi lideriydi ve doğrudan vasalleri olan daimyo'lardan oluşan bir hiyerarşi aracılığıyla ülkeyi yönetiyordu. Şogunluk, merkezi bir hükümete sahipti, ancak yerel daimyo'lar bölgelerinde büyük ölçüde özerkti.
Şogunluğun gücü zamanla azaldı ve merkezi hükümetin kontrolü zayıfladı. Özellikle Sengoku Dönemi'nde, daimyo'lar kendi bölgelerinde neredeyse bağımsız hale geldiler ve şogunluğun otoritesi fiilen ortadan kalktı.
Aşikaga Şogunluğu, Japon tarihinde önemli bir dönüm noktasıydı. Şogunluk, Japonya'da uzun bir iç savaş dönemine son verdi ve ülkenin yeniden birleşmesine zemin hazırladı. Ayrıca, Japon kültür ve sanatının önemli bir dönemini temsil etti ve günümüzde hala etkileri görülebilen birçok kültürel unsurun gelişmesine katkıda bulundu. Şogunluğun çöküşü, Japonya'nın Oda Nobunaga, Toyotomi Hideyoshi ve Tokugawa İeyasu gibi güçlü liderler tarafından yeniden birleştirilmesinin yolunu açtı.