Şiîlik, Şia veya Şiatül Ali, ( eş-Şia, Şia), Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından halife olarak seçildiğine inanılan İslâm mezhebi.1 Sünnilikten sonra gelen ikinci geniş nüfusa sahip mezheptir ve İslam dünyası içerisinde %10-15'lik bir kısmı oluşturur.2 Şiîlik sözcüğü, Câferîlik ile eş anlamlı olarak kullanılabilmekteyse de Şiîlik veya Şiâ, hilâfet veya imamet sorununda tarihsel olarak "Ali'ye yandaş olan kişiler" anlamına gelmektedir.3 Başlangıç dönemindeki bu ayrılık, daha sonraki devirlerde kendi kavramsal ve teolojik alt yapısını oluşturarak mezhepleşmiştir.
"Şia" terimi "takipçiler" veya "izdeşler" anlamına gelen Arapça شيعة kelimesinden gelmektedir. Tarihteki kullanım "Şiât-u Ali", yani "Ali'nin takipçileri" anlamına gelen شيعة علي ifadesinin kısaltılmış formudur. Sünnî kaynaklar, bu terimin Muhammed'in ölümünü takip eden yıllarda kullanılmaya başlandığına, Şiiler ise daha önce de kullanıldığına inanırlar.
Şiî İslam inancında Ali'nin çok özel bir yeri vardır. Şii amentüsünde bulunan imamet anlayışına göre İslam peygamberi Muhammed öldükten sonra onun yerine imam/halife olması gereken kişi Ali'dir ve imamet Ali'nin soyundan devam eder.
Şiilik akımı değişik fikirler barındırmaktadır. Ortak noktaları, Muhammed'in ölümünün sonrasında imamet veya halifelik makamının Ali ile başlamak üzere O’nun soyundan gelen insanlara ait olduğunu kabul etmektir.
Şiiler arasında İmamet hakkında farklı görüşler var oluuğundan Şiilik genel olarak üç kategoriye ayrılmaktadır:
Zeydîler, Muhammed'den sonra İmamların sıralamasının şu şekilde olduğuna inanırlar: Ali el-Mûrtezâ, Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali, Ali bin Hüseyin (Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn), Zeyd bin Ali.
Daylam ve Taberistan bölgesinde 864 yılından 928 yılına kadar hüküm süren Alavîler adındaki devlet, tarihte kurulmuş olan ilk Zeydî devletidir. Tarihte değişik Zeydî inançları ortaya çıkmıştır. Günümüzde Zeydîler en yoğun olarak Yemen'de yaşamaktadırlar.
İsmâ‘ilîler'e göre, İmâmet sıralaması şöyledir: Ali el-Mûrtezâ, Hasan bin Ali (Nizârîler'e göre İmâm değildir), Hüseyin bin Ali, Ali bin Hüseyin (Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn), Muhammed el-Bakır, Cafer es-Sadık, İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek, Muhammed bin İsmâ‘îl eş-Şâkir.
İsmâ‘ilîler'in "İmâmet" konusunda değişik inanca sahip farklı kolları ve inanç grupları vardır. Yediciler ve Karmatiler'e göre İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek'in son imâm olduğuna inanılırken Mustali fıkhında Yirmibirinci İmâm olan "Et-Tâyyîb Ebû’l-Kâsım" gayba hâlinde saklanan son imâmdır. Nizârîler olarak bilinen İsmâilî grupları ise imâmetin İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek'in soyundan gelen kişiler ile günümüze kadar devam ettiğine inanırlar. Tarihte Fâtımîler ilk İsmâilî devletidir. İsmâ‘ilîler, Safevîler dönemine kadar dünya Şiiliğinin çoğunluğunu oluşturmaktaydı. Günümüzde İsmailîler sayıları çok fazla olmamakla birlikte özellikle Hindistan, Pakistan, İran, Afganistan, Tacikistan coğrafyalarında ve Suriye'de yaşamaktadırlar.
Onikiciler'e göre İmâmet sıralaması şöyledir: Ali el-Mûrtezâ, Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali, Ali bin Hüseyin (Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn), Muhammed el-Bakır, Cafer es-Sadık, Musa el-Kâzım, Ali er-Rıza, Muhammed el-Cevâd, Ali Naki, Hasan el-Askerî, Muhammed Mehdi.
Onikiciler, Safevîler döneminden beri Şiiler arasında çoğunluktadırlar. Onikici olan birçok inanç bulunmaktadır. Bunların en yaygını Câferîlik mezhebidir. Bunun dışında Nusayrîlik, Anadolu Aleviliği, Bektaşîlik, Ehl-i Hak, Malang, Nurbakşî tarikatı gibi inanışlar da Onikicidir. Ama Câferîler, Câferîlik mezhebinden başka hiçbir mezhebin Şiî olduğunu kabul etmez. Diğer on ikici inanışların ve yedici inanışların İslâm dışı olduğuna inanır. Şiî mezhebi olan Zeydî Mezhebi'ni Müslüman saymakla beraber "hak" bir mezhep olmadığına inanırlar.
İman'ın Şartları (Usûl el-Dîn)
İslam'ın Şartları (Furû el-Dîn)
Câferîler, Sünnîlerden farklı olarak sadece imamlar yoluyla nakledilen ve kendilerince peygamberin "gerçek" sünneti olarak tanımlanan sünneti takip ettiklerini ifade ederler.
Câferîlik ve Sünnîliğin kayıtlı şifahi gelenek olan hadislere farklı yaklaşımları ile her iki grubun farklı hadis külliyatları oluşmuştur. Câferî inancına göre Şiîlik ve Sünnîlik arasındaki ayrılma, peygamberin ölümüyle bir kısım Müslümanların Ali'nin önderliğini (hilâfet) benimserken diğerlerinin güçlü bir şekilde Ebû Bekir'i desteklemesiyle başlamıştır. Şiîler, Ali'ye hilâfetin Gâdir-i Hum'da verildiğine ve bu olayın güvenilir kaynaklarda bulunduğuna inanmaktadırlar.
Şeriat veya İslam hukuku kısmen hadise dayalı olduğundan Câferiyye Şiiliği Sünnî hâdis kaynaklarından bazılarını reddederken Sünnîliğin de Şiî hadis kaynaklarından bazılarını reddetmesi, her iki grubun şeriat anlayışlarında farklılıklar doğmasına neden olmuştur.
Yine Caferîlerde Sünnîlikte reddedilen ve İslam'ın ilk zamanlarında uygulandığı hâlde daha sonra İslam peygamberi Muhammed tarafından tümüyle uygulamadan kaldırıldığına ve yasaklandığına inanılan mut'a nikâhını uygulanmaya devam etmektedir. Câferîler, bunun Ömer bin Hattâb tarafından kaldırıldığını ve peygamber zamanında kabul görülen bir şeyin kaldırılmasının uygun olmadığına inanırlar. Bu inanışa göre peygamberin doğru gördüğü Kıyamet’e kadar doğru, yanlış gördüğü ise Kıyamet’e kadar yanlıştır.
Câferîlikte sünnet, Muhammed'den aktarılan sözlü gelenek olduğu kadar imamlardan aktarılanları da kapsamaktadır. Tabatâî'ye göre "Şia dünyasında en güvenilen ve benimsenen hadis" külliyatı içeriğinde dört bin hadis bulunduran Kuleynî'nin "Al-Kâfî"’sidir. Şiîlerin güvenilir kabul ettiği diğer hadis kaynakları ise
Şiîler, diğer dinî konularda ve hadis konusunda zengin kaynaklara sahiptirler. Fakat bunların çoğu diğer mezheplerce çok fazla dikkate alınmazlar.
Sünnî ve Şiî ayrımı İslam peygamberi Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn ʿAbd Allâh ibn ʿAbd’ûl-Muttâlib'in 632 tarihinde vefatıyla birlikte başlamıştır. Yaşadığı sürece dinî rehberliğin yanı sıra siyâsî önder vasfını da kendisinde bulunduran Muhammed’in artık hayatta olmayışı, Müslüman toplumu yeni önderin kim olacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmıştı. Sakife denilen yerde toplanan bir grup Müslüman, hilâfete Ebu Bekir'i seçmiş, daha sonra “Şiat‘ü Ali” olarak adlandırılacak olan Ali taraftarı bir grup Müslüman da Muhammed'in damadı olan Ali'nin bu göreve daha layık olduğunu ve Ebu Bekir'i seçen grubun hak yoldan saptığını düşünmüştür. Dahası Ebu Bekir'in halifeliği Ali'nin elinden Fatıma'nın evinin basılması ve yakılması ile zorla aldığını iddia ederler.
Peygamberin ölümü üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra İslam toplumu ilk iç savaşı yaşamıştır. Bu savaş, Müslümanların Emevî taraftarları, Ali taraftarları ve Hâricîler olarak bölünmesine yol açmıştır. Sünnî yaklaşım:
Muhammed'in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma'nın da, Ebu Bekir'in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı.4 Muhammed öldüğünde geride önemli mal varlığı bırakmadı. Nitekim ondan geriye ne altın, ne gümüş cinsinden bir para, ne bir köle veya câriye, ne de koyun veya deve gibi hayvanlar kalmıştı.5 Her ne kadar kendisinden geriye bir takım arazilerin veya malların kaldığı nakledilmişse de güvenilir kaynaklarda zikredilen hadisler ve diğer nakiller, Peygamber'in miras bırakmadığını ve kendisinden sonra kalan malların sadaka olarak dağıtılacağını ya da devlet hazinesine nakledileceğini haber vermektedir.6 Yine de bazı hususlarda anlaşmazlıkların yaşandığı rivâyet edilmiştir. Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi'dir.7
Ebu Bekir'e göre bu mal ve arazilerin gelirinden Peygamber halka yardımlarda bulunuyordu ve dolayısıyla devlete aitti. Ayrıca onun görüşüne göre peygamberler miras bırakmazdı.8 Ali ise "Muhammed'e gelen veraset ile ilgili vahiylerin Peygamber'in mirasını da kapsadığını iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu. Zîrâ Kur'an'da ölen bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir. Şiîlere göre Ebu Bekir Muhammed'in dul eşlerine devletten maaş bağlamış, ancak Muhammed'in kanından olan Ali, Fatıma ve İbn Abbas'a o kadarını bile vermemiş ve Ali'nin etki ve nüfuzunu kırmak için bu Fedek Hurmalığı'nın gasp etmişti.
Eşi Fatıma'nın ölümünden sonra Ali, Fatıma'nın Muhammed’in mirasından payını almak için tekrar başvurduysa da başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi. Bununla birlikte Ebu Bekir'den halifeliği devralan Ömer, Medine'deki arazileri Muhammed'in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbas'a verdi; Hayber ve Fedek Arazisi'ni ise devlet malı saydı.9. Şiî kaynaklara göre bu durum Muhammed'in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir.10
Alevîlerin büyük çoğunluğu kendini Şiî olarak tanımlamamaktadır, aynı zamanda bâzı Alevîler arasında Alevîliğin İslâmiyetdışı bir inanış olduğunu savunan Alevîler de bulunmaktadır.11 Alevîlerin çoğunluğu ise Alevîliği İslâmiyet içerisindeki bir mezhep ya da tasavvufî yorum olarak kabul etmektedir. Bununla birlikte Batılı kaynaklarda Alevîlik, genellikle bir Şiî inancı olarak ya da Türk veya Osmanlı Şiiliği olarak tanımlanır.12
Türkiye'de Şiîlik teriminin Câferîlik mezhebi ile eş anlamlı kullanılmasından dolayı Alevîlerin bir kısmı doğal olarak kendilerini Şiî saymazlar. Fakat Alevîlerin en kutsal eserlerinden olan Buyruk'ta Şiî sözcüğünün "Ali yandaşı" veya "Ali yolcusu" şeklinde bir tanımlaması mevcuttur. Alevîlere benzerlik gösteren inanış grupları ise Şiîlik terimini Türkiye dışında var olan Şiî tâifesine uygun olarak "Ali yandaşlığı" olarak tanımlar ve dolayısıyla kendilerini de Şiî olarak görürler (İran Ehl-i Hakları, Suriye Nusayrîleri, Arnavut Bektâşîliği ve Nizârî İsmâilîlik bunun örnekleridir).
Türkiye ve Suriye'de yaşayan Alevîler, bu ülkelerdeki Şiî nüfusun çoğunu oluştururlar. Türkiye'de heterodoks Şiî olarak tanımlanan Alevîlerin yanı sıra bâzı yerleşim birimlerinde ortodoks Şiîler de yaşamaktadır.
Şiiler, İslam dinine mensup 1,5 milyar insanın25, yaklaşık olarak 200 milyonunu temsil ederek, İslam âleminin %16'sını oluşturmaktadırlar. İran, Azerbaycan, Bahreyn, Irak ve bir olasılıkla Yemen'de nüfusun çoğunluğunu, ayrıca Lübnan'ın da önemli bir kısmını oluşturmaktadırlar .
Şiilik, İran'ın %89'u26, Azerbaycan'ın %85'i27, Irak'ın %60-%6528, Bahreyn, Katar, Türkmenistan, Türkiye ve Yemen'nin %10'u ve Lübnan'ın %65'i Şii nüfusludur. Ayrıca Suudi Arabistan'ın %15'i, Pakistan'ın %20'si29 ve Afganistan'ın %19'u30 Şiîdir. Ayrıca AB ülkelerinde 10 milyona yakın, Amerika kıtasına dağılmış olarak 20 milyonun üzerinde, Afrika'da sadece Nijerya'da 4-6 milyon Şii olduğu 31 tahmin edilmektedir.
Türkiye'de çoğunluk sırasına göre Alevîler, Câferîler ve Nusayrîler yaşamaktadır.
Ülke | Şii nüfus3233 | Ülkedeki Şiî nüfus oranı3435 | Şii nüfusa göre oranı3637 | Asgarî tahmin/iddia | Âzamî tahmin/iddia |
---|---|---|---|---|---|
İran | 66.000.000 – 70.000.000 | 90–95 | 37–40 | ||
Irak | 19.000.000 – 22.000.000 | 65–70 | 11–12 | ||
Pakistan | 28.000.000 – 36.000.000 | 15–20 | 10–15 | 43.250.00038 – 57.666.6663940 | |
Hindistan | 40.000.000 – 45.000.000 | 20-25 | 15–20 | 50.000.00041 – 50.000.000.42 | |
Yemen | 9.000.000 – 10.000.000 | 40-45 | 5-6 | ||
Türkiye | 500.000 – 1.000.000 | 7–7,5 | 1 | ||
Azerbaycan | 5.000.000 – 7.000.000 | 65–75 | 3–4 | Toplam nüfusun %85'i43 | |
Endonezya | 5.000.000 – 6.000.000 | 2,7 | 3 | <7.000.000 | |
Afganistan | 3.000.000 – 4.000.000 | 10–15 | <2 | Toplam nüfusun %15–19'u44 | |
Suriye | 3.000.000 – 4.000.000 | 15–20 | <2 | ||
Nijerya | <4.000.000 | <5 | <2 | 5-10 milyon45 | |
Suudi Arabistan | 3.000.000 – 4.000.000 | 15–22 | <1 | ||
Lübnan | 1.000.000 – 1.600.00046 | 30-35474849 | <1 | Tahmini veri. Resmi sayım mevcut değil.50 | |
Tanzanya | <2.000.000 | <10 | <1 | ||
Umman | 700.000 – 900.000 | 5–10 | <1 | 948.75051 | |
Kuveyt | 500.000 – 700.000 | 30–35 | <1 | Toplam nüfusun %35–40'ı52 | |
Almanya | 400.000 – 600.000 | 10–15 | <1 | ||
Bahreyn | 375.000 – 400.000 | 66–70 | <1 | 375.000 (Toplam nüfusun %66'sı53) | 400.000 (Toplam nüfusun %70'i54) |
Tacikistan | 400.000 | 7 | <1 | ||
Birleşik Arap Emirlikleri | 300.000 – 400.000 | 10 | <1 | ||
ABD | 200.000 – 400.000 | 10–15 | <1 | ||
Birleşik Krallık | 100.000 – 300.000 | 10–15 | <1 | ||
Bulgaristan | 100.000 | 10–15 | <1 | ||
Katar | 100.000 | 10 | <1 |
Dünya'da 200-230.000.000 arasında Şii bulunmaktadır5556
{{-}}
Orijinal kaynak: şiilik. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4, 256, Ha. No. 2724 (neşr. A. Şakir); İbn Sa'd, Tabakat, 4,132-133 (Kahire, 1358). ↩
Buharî, Nafakat, 2, Cihâd, 200, Vesâya, 33, Cihâd, 202; Müslim, Cihad, 16; Ahmed, Müsned, 3, 125, Ha. No. 1685. ↩
Müsned-i Ahmed, Cilt 1, Sayfa 9 ↩
Madelung, 1997 s. 62 ↩
Bu duruma dair her iki tarafın düşüncelerini savunmakta kullandığı hadislere şu siteden ulaşılabilir: Sahih Buhari Book 80 (İngilizce) ↩
W. Madelung, "Khurrammiya" in Encyclopaedia of Islam. Edited by: P. Bearman , Th. Bianquis , C.E. Bosworth , E. van Donzel and W.P. Heinrichs. Brill, 2009. Brill Online. ↩
Yarshater, Ehsan, 1983. The Cambridge history of Iran, cilt 2, s. 1005, 1008. ↩
Ahmet Yaşar Ocak, Anadolu Türk Sûfîliğinde Ahmed-i Yesevî Geleneğinin Teşekkülü Milletlerarası Ahmed Yesevi Sempozyumu Bildirileri (26-27 Eylül 1991), Ankara 1992, Kültür Bakanlığı Yayınları, s.79-80 ↩
Dursun Gümüşoğlu: Tâcü'l Arifîn es-Seyyid Ebu'l Vefâ Menakıbnamesi - Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 61. ↩
Dursun Gümüşoğlu: Tâcü'l Arifîn es-Seyyid Ebu'l Vefâ Menakıbnamesi - Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 73. ↩
Dursun Gümüşoğlu: Tâcü'l Arifîn es-Seyyid Ebu'l Vefâ Menakıbnamesi - Yaşamı ve Tasavvufi Görüşleri, Can Yayınları, 2006, s. 48 ↩
Elahi, Bahram (1987). The path of perfection, the spiritual teachings of Master Nur Ali Elahi. ISBN 0-7126-0200-3. ↩
Roger M. Savory (ref. Abdülbaki Gölpınarlı), Encyclopaedia of Islâm, "Kizil-Bash", Online Edition 2005 ↩
Nigeria: 'No Settlement With Iran Yet' , Paul Ohia, allAfrica - This Day, 2010-11-16 ↩
Hazran, Yusri. The Shiite Community in Lebanon: From Marginalization to Ascendancy, Brandeis University ↩
Hassan, Farzana. Prophecy and the Fundamentalist Quest, page 158 ↩
Corstange, Daniel M. Institutions and Ethnic politics in Lebanon and Yemen, page 53 ↩
Dagher, Carole H. Bring Down the Walls: Lebanon's Post-War Challenge, page 70 ↩
Growth of the world's urban and rural population:n1920-2000, Page 81. United Nations. Dept. of Economic and Social Affairs ↩
Top 15 Countries with Highest Proportion of Shiites in the Population , 1999-07-07 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page