şeytan ne demek?

İbrahimî dinlerde Şeytan (; Šạitan, lit. "sapkın"), Tanrı'ya isyan etmiş ve onun yolunu terk etmiş, onun yarattığı her şey ve herkes için muharebe ilan etmiş bir melektir. Yahudilikte, Hristiyanlıkta, ve İslamiyette dünyadaki kötülüğün baş faili olarak kabul edilir.

İblis sözcüğü de çoğu zaman Şeytan ile aynı anlamda kullanılır. Yeryüzündeki birçok dinde ve mitolojilerde Şeytan, genellikle doğaüstü güçlere sahip, sürekli insanları dinden, dolayısıyla yaratıcısının emirlerinden iyilik ve yardımlaşmak gibi şeylerden uzaklaştırmaya çalışan bir varlık olarak düşünülmüştür. Bunun yanı sıra Şeytan'a tapan veya Şeytan'ı yücelten inançlar ve akımlar da mevcuttur. Bu akımlardan en yaygın olanı Satanizm'dir.Şeytan Kur'an da ((İBLİS)) diye geçer.

Latince'de "Diábolus, Diaboli", İspanyolca'da "Diablo", Yunanca'da "Diabolos", "Karanlıkların Efendisi," "Beelzebub" (Sinek Kral), "Belial", "Mephisto" ya da "Lucifer", Rusça'da "Satana", eski Türkçede "Yek" ya da 'Albız 'olarak geçer. Kabbala felsefesinde "Samael" olarak geçer. Ancak Yahudi inanışında Samael başka bir melektir. İslam'da "İblis" () olarak da bilinir. Şeytan ayrıca "Azazil" olarak da anılmıştır.

Köken bilimi tarihçe

Eski Mısırda fırtına, karanlık, ve kaos tanrısı Set (Seth, Setesh, Sutekh, Setekh veya Suty), göklerin tanrısı Horus ile savaşında yenilerek çöle sürülmüştür (kovulmuş)ve kötülüğün sembolü haline gelmiştir.

Bu ve benzeri (ör, Amin deyimi) inanç ve deyimlerin İbranilerin Mısırda yaşadığı dönemlerde İbraniceye aktarıldığı düşünülmektedir. "Muhalif, bozucu ve bozguncu" gibi anlamlara gelen İbranice "Satan" kelimesinin kökü "komplo kurmak" anlamına gelir. İbranice'den Latince ve Yunanca'ya, oradan da diğer batılı dillere geçmiştir.1 Arapça'da ise "şetane" "rahmetten uzaklaştı, hak'dan uzak oldu" anlamlarında kullanılır. Daha sonra Pers dininin etkisiyle "şeytan" imajı, kötü ruhlar kavramına dönüştü. Pers dinine göre Ehrimen, olan altı şeytan daha yaratmıştır, Ohrmazdanın iyi ruhlarının düşmanları olan. Bu, meleklerin şeytanlara karşı çıkması fikrine yol açtı.2

Hanok kitabında Şeytan'ı günahkâr insanları ve cinleri cezalandıran Tanrı'nın bir meleği olarak bulursunuz. O ve melekleri baştan çıkarıcı, suçlayıcı ve işkenceci olarak hareket ediyor.3

Yahudilik

Eski Antlaşma'da Şeytan Hristiyanlıktaki gibi korkulan bir mahluk değildir ve kötülüklerin temelini oluşturmaz. Çünkü Musevilikte hayrın da şerrin de Tanrı'dan geldiği inancı vardır. Bu sebeple Satan ya da Samael adı verilen Şeytan'ın hile ve aldatmacalarına karşı dikkatli olunmalıdır.

Yine Talmud, Bava Batra Bölümü, Daf 16a 'ya göre:
(הוא שטן הוא יצר הרע הוא מלאך המות הוא שטן דכתיב)
Şeytan, kötü dürtüler ve Ölüm Meleği aynı şahsiyetlerdir.

Yahudilikte şeytanlar sadece yetzer hara (kötü eğilim) ile özdeşleştirilir. Midraşim bazen bunu bir meleğin neden olduğu gibi açıklar. Bu tür meleklerin insanları günah işlemeye kışkırttığı, onları göksel mahkemede suçladıkları ve insanlar suçlu bulunursa onları yok ettikleri düşünülmektedir.4 Suçlayan meleklerin lideri Samael iken, mezarın meleklerinin lideri Dumat'dır.

Hristiyanlık

İsa, Büyük Şeytan İblis'in dağdan aşağıya düşmesini istemiyor.

Şeytan özellikle Yeni Antlaşma'da ve Hristiyan inancında da kendisine daha çok yer bulmuştur. Özellikle İsa'yı sürekli olarak kışkırtır. Ancak Şeytanın kişiliğinin kaynağı İncil değil, Hristiyan edebiyatıdır. John Milton'nun epik bir şiirinde Şeytanın en üst düzeyde bir melekken insanı ve kendini yaratan tanrıya karşı düşmanlığa yönelen bir kişilik olduğu anlatılır. Ancak Şeytan kesinlikle Cehennem'de hapsolmuş biri değildir aksine istediği her yere - Dünya'ya hatta Cennet'e bile - girip çıkabilir. Bu özellikleriyle Şeytanın nihai amacı insanlığı yaratıcının yolundan saptırmaktır. Bu anlamda kendisini tanrıya bir rakip olarak kabul ettirme gayreti içindedir. Kendisine bir süre verilmiş ve bu sürenin dolmasına kadar yaratıcıya karşı açtığı savaşın sonucunu beklemektedir.

Yaradılış (Genesis) bölümünde, Âdem ve Havva'yı kışkırtan yılan figürü, Tevrat'taki anlatımın aksine daha sonraları Hristiyan uleması tarafından Şeytan olarak değerlendirilmiştir. Doğu (Ortodoks) Kilisesine göre Şeytan, insanın üç düşmanından (diğerleri günah ve ölüm) birisidir. Bütün Hristiyan inanışlarında, Şeytan, İsa'ya ve İsa figüründe Tanrı'ya karşı son bir savaş (Armageddon) açacaktır. Bu savaş aynı zamanda Şeytana verilen sürenin de (aeonios) sonuna çok yaklaşıldığını gösterecektir. Üniteryen Kilisesine göre Şeytan bu zaman geldiğinde tekrar iyi olacak ve melek özelliklerine kavuşacaktır. Bu sürenin nasıl işleyeceği her kilisede farklılıklar gösterir. Neticede Dünya tüm şeytanlıklardan arınır ve tıpkı Cennet gibi günahsız bir yere dönüşür.

Ortaçağ'da Şeytan bir keçi gibi sakallı ve boynuzlu, elinde çatal ve kuyruklu olarak tasvir edilirdi. Bu görüntünün oluşmasının sebebi İncil değildir ve Hristiyanlıktan önceki pagan inanışlarda simgelenen bazı tanrı figürlerinden (Pan, Dionysus) kaynaklanır.

Yeni Ahit

Yeni Ahit aracılığıyla, şeytanlar, şeytani ele geçirme veya şeytan çıkarma ile ilgili olarak 46 kez, 55 kez ortaya çıkar.5 King James sürüm gibi bazı eski İngilizce İncil çevirilerinin kelime dağarcığında 'demon' kelimesi yoktur ve onu 'şeytan' olarak tercüme eder. İsa'nın düşmanları olarak şeytanlar, ahlaki açıdan ikircikli ruhlar değil, kötüdürler; sefalet, ıstırap ve ölüm nedeni.6 Onlar ayartıcı değil, hem fiziksel hem de zihinsel acı, ıstırap ve hastalıkların nedenidir. Günaha sadece iblisle mahsustur.7 Yunanca inançlarındaki cin aksine, şeytanlar bir tanrıyı yatıştırmak için kurban edilmesi gereken aracı cinlar değildir. Açıkça şeytan veya Beelzebub tarafından yönetildikleri söylenir. Kökenleri belirsizdir, metinler şeytanirin varlığını sorgusuz sualsiz kabul eder. Irenaeus, Justin Martyr, İskenderiyeli Clement ve Lactantius gibi birçok erken dönem Hristiyan, şeytanirin Ahitlerarası yazılardan bilinen Nefilimlerin hayaletleri olduğunu varsaymıştır.8 Yeni Ahit boyunca şeytanların efendisi ve Şeytan'ın kötü melekleri olarak Şeytan'a atıfta bulunulması nedeniyle, diğer bilim adamları düşmüş melekleri şeytanlarla tanımladılar.9 Kötü olarak doğmuş, tamamen kötü varlıklar olarak iblisler, alternatif veya karşıt teolojilerde öğretilen özgür iradede önerilen kötülüğün kökenine uymayabilir.10

Yehova Şahitliği

Yehova'nın Şahitleri, Şeytan'ın mükemmel ruh özelliklerine sahip bir melek olarak yaratıldığına; ancak Âdem ve Havva'nın tanrı Yehova yerine kendisine itaat etmelerini sağlamaya çalışmasıyla Şeytan'a dönüştüğüne inanırlar. Şeytan'ın zamanla güzelliğinden ötürü gurura kapılarak kendisini bir tanrı gibi görmeye başladığını ve bu şekilde kendisini Yehova'ya bir rakip yaptığına inanırlar. Şeytan sözcüğünü daha kesin anlamak için, Kerub sınıfından bir melek olan "Şeytan" sözcüğünün "Karşı Koyan" anlamına geldiğinin gözönünde tutulması gerekir. Şeytan, Tanrı'nın amacına karşı koymaya çalıştığı için bu sıfatı almıştır. Şeytan adı bu varlığın özel adı değildir.

Şeytan "Aden Bahçesi"nde, "-Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün." denilerek, yasaklanan meyveyi yemesi için Havva'yı kışkırtmış ve yalan söyleyerek itaatsiz olmasını sağlamıştır. Bunu yaparken bir yılanı kukla gibi şu sözlerle konuşturmuştur: Yılan, "-Kesinlikle ölmezsiniz" dedi, "-Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.". Bu şekilde Şeytan, Âdem'le Havva'yı tanrıya itaatsiz olmaları için ayarttığında, meselenin yalnızca bir meyveyi yemek olmadığına, tanrı Yehova'nın insanları yönetme hakkına meydan okuduğuna inanırlar. Tanrı Yehova'nın, Şeytan'a ortaya çıkardığı bu dava nedeniyle (Tanrı'ya göre altı gün) 6000 yıllık bir süre tanıdığına inanırlar. Şeytan'ın ortaya çıkardığı davaların şunları içerdiğine inanırlar:

  • Şeytan'ın, "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz (anlayışınız) açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız." sözlerine göre; Şeytan Yehova'nın insanlar üzerindeki yönetiminin haksız olduğunu iddia etmiştir. Şeytan, insanların kendi kendilerini daha iyi bir şekilde yönetebileceklerini ve Yehova'nın karışması olmadan kendi yönetimleriyle Dünya'yı Cennet gibi bir yer yapabileceklerini iddia etmiştir. Bu nedenle, Şeytan'a göre, Yehova insanların kendi kendilerini yönetmelerine izin vermelidir.
  • Şeytan'a göre, Tanrı'ya gerçekten vefalı, sadık tek bir kişi bile yoktur. Sadık olan kişiler yalnızca kendileri için iyi şartlar sürdüğünde sadık kalmaya devam ederler. Eğer bu sadık insanların başlarına çeşitli sıkıntılar gelecek olursa, bu kişiler Yehova'ya sadık olmaktan vazgeçeceklerdir. Bunun ispat edilebilmesi için kendisine bir fırsat verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Yehova'nın Şahitleri, Yehova'nın Şeytan'ı bu davalar nedeniyle hemen yok etmediğini ve eğer hemen yok edecek olsaydı, bütün yarattığı ruh varlıkların zihinlerinde kendisinin haklı olup olmadığı kuşkusunun doğacağını bilerek, Şeytan'a geçici bir süre için izin verdiğine inanırlar. Ayrıca, Tanrı'nın Şeytan'a ve insan yönetimlerine izin vermekle, kötülüğe de izin verdiğine; çünkü bunun sonuçlarının kötü olacağını bildiğine inanırlar. Yehova'nın, Şeytan'ın iddialarının geçersizliğini bu kötü sonuçlara göre ispat edeceğine inanırlar.

İncil'deki "Bu Dünya'nın egemeni şimdi dışarı atılacak." ve "Artık sizinle uzun uzun konuşmayacağım. Çünkü bu Dünya'nın egemeni geliyor. Onun benim üzerimde hiçbir yetkisi yoktur." sözlerine göre, Yehova'nın Şahitleri bu davaların çözümüne kadar, 6000 yıllık bir süre için Dünya'yı perde arkasından Şeytan'ın yönettiğine inanırlar. Ve Şeytan'ın bunu yaparken "Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir." sözlerine göre, Şeytan'ın insanları çoğu kere iyilik meleği gibi görünerek kandırdığına inanırlar. Yehova'nın Şahitleri, Şeytan'ın 6000 yılın bitiminde, bir "uçuruma" atılarak 1000 yıl boyunca faaliyetsiz bırakılacağına ve 1000 yıl geçtikten sonra sonsuza dek yok edileceğine inanırlar. Bu 1000 yıllık dönemde Şeytan'ın bozduğu şeylerin telafîsinin olacağına inanırlar. Bu telafî Yehova'nın Şahitleri'ne göre yeryüzünde Cennet'in yeniden kurulması ve ölmüş kişilerden birçoğunun dirilerek bu Cennet'te yaşamasıdır.

İslam

Kur'an'da ve tefsiri

Kur'an'da "şeytan" kelimesi, "İblis"'ten daha fazla (88 kez) kullanılmıştır.

İslam'da, "Şeytanlar" İblis'i destekleyen kötü ruh varlıklarıdır. Müfessirlerin çoğuna göre bunlar Şeytan'ın gökten kovulmasından sonra yaratılmış (semûm ateşten) ve onun iradesiz kulları gibi hareket etmişlerdir. Her zaman kötülük yapan meleklerin zıddıdırlar. Tekil olarak kullanılan, İblis için bir eş anlamlı. Kur'an'a göre, şeytanlar, insanların aklına, gönüllerini fısıldayarak girerler.11 Bu fısıltılar "Vesvese" olarak adlandırılır. İnsanın kalbinde ve zihninde onu dinlemeyen, sürekli çatışma halinde tutan, zihnini ve kalbini hiçbir zaman sükûnete erdirmeyen şeytan; insanın içindeki ikinci bir kişi gibi hareket etmekte, onu vesveseleriyle ele geçirmeye çalışmaktadır.12 Sürekli kötülükler peşinde koşan ve ele geçirdiği insanı bu yönde kodlayan şeytani tarafın mutlak egemenliğiyle insan bütünüyle şeytanlaşabilmektedir. Kur’an bu tipleri insan şeytanlar olarak deşifre etmektedir. İnsandaki şeytanı aktif hale getiren ondaki irade zayıflığı, ümitsizlik, ne yapacağını bilemeyiş, kararsızlık ve şüphe halidir. İnsandaki bu zihin halleri aktif olduğu anda insanın yaptığı eylemler ve hareketler birer şeytan işine dönüşmektedir.13

Tefsirlere göre, İblis kölelerini iki gruba ayırmıştır: Bir grup cinleri, diğer grup insanları baştan çıkarır.

Tefsir-i Kelbi'de İbn Abbas hakkında şöyle dediği nakledilir: İblis lanetlidir ve askerlerini iki takım yaptı, bu yüzden onlardan bir takımını insanlara, diğer takımını da cinlere gönderdi. Onun başka bir anlatımında cinler şeytan değil, candır. Şeytanlar İblis tarafından doğdu ve sadece onunla birlikte ölürler ve mümin ve kafir de dahil olmak üzere cinler ölür. — Mahmud al-Alusi14

Hadiste

Hadislerde Allah’ın arşı dışında Peygamber’in, Cebrâil’i gökle yer arasında bir arş (taht) üzerinde otururken gördüğü, şeytanın da Allah’ın arşı gibi deniz (veya su) üzerinde bir arşı bulunduğu, çevresinin yılanlarla çevrili olduğu ve şeytanın insanları saptırmak üzere yardımcılarına emirleri buradan verip yeryüzüne saldığından sözedilir.15

Ezan okunduğunda, şeytan ezanı duymamak için arkasını dönüp zart diye yellenerek kaçar. Ezan bitince tekrar geri gelir. Kamet edilince yine arkasını dönüp kaçar. Bittiğinde yine gelir ve kişi ile nefsi arasına sokulur, Filân şeyi hatırla, filân şeyi hatırla diyerek, namazdan önce aklında olmayan şeyleri hatırlatır.16

İslam'da da farklı türden şeytanlar vardır. Cehennem-şeytanların güçlü bir sınıfı olarak kabul edilen ve öldürülen kurbanların yaşam gücüne çekilen İfrit. Göklere çaba gösteren, ancak melekler tarafından atılan marid.

Ezîdîlik

Yezîdîlik'te Yahudi-Hristiyan ve Müslüman'da olduğu gibi hiçbir Şeytan figürü yoktur.17 Bir şeytanın varlığı, Tanrı'nın her şeye gücünden şüphe duyacaktır, bu yüzden her şeytani bir şey reddedilir. Ancak bazı Hristiyanlar ve müslümanlar, Ezîdîliler Şeytan ibadetlerini suçladılar, zira Melek Taus ve İblis/Lucifer arasında bazı benzerlikler vardır. Benzer şekilde, Hristiyan Apocrypha'daki Lucifer'deki veya Kuran'da İblis, insanlık öncesi secde etmeyi reddetti, Melek Tavus'a insanlıktan önce secde etmeye ve yapmayı reddetti. Ancak Yezidi görüşüne göre bu, Melek Taus'un sadakatini ortaya koydu.

Diğer dinler

Ekankar

Ekistler Şeytan kavramını Sugmad'ın yani Tanrının negatif yönü olarak yorumlamaktadır.1819

Satanizm

Şeytanı yaratıcı ve/veya hükmedici bir figür ya da evrende temel bir güç olarak gören inanç sistemidir.

Edebiyatta Şeytan

Edebiyatın ve dinin kesiştiği birçok noktada Şeytan, olayların gelişmesinde, sonuçlanmasında ya da dallanmasında temel bir figür olarak, tıpkı hayattaki kaosun açıklanmasında olduğu gibi, yazarlarca kullanılmıştır. Şeytanın kahramanı oynadığı en önemli eserlerden birisi, Goethe'nin Faust'udur. Faust'ta Şeytan (Mefisto), başarılı çalışmalarıyla insanlığı, kendisinin sebep olduğu felaketlerden koruyan bir doktoru elde etme konusunda tanrıyla "bir kez daha" bahse girer. İnsanın Şeytan'la içsel bir kavga halinin anlatıldığı ve yeryüzündeki iyilik ve kötülük kavramlarının kaynağının sorgulandığı bir başka eser, Paulo Coelho'nun "Şeytan ve Genç Kadın" adlı romanıdır. Jeffrey Burton Russell ise Kötülük (1-4) serisinde yeryüzüne artık iyice alışmış olan Şeytan'ın, insanlardan bir farkının kalmadığını ve "onu bizden biri" gibi görerek, şeytanlaşan insanı anlatmaktadır.

Ayrıca bakınız

Notlar

<references group="lower-alpha"/>

Kaynakça

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: şeytan. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003, "Satan" maddesi

  2. Winn, Shan M.M. (1995). Heaven, heroes, and happiness : the Indo-European roots of Western ideology. Lanham, Md.: University press of America. S. 203. ISBN 0819198609.

  3. Rabbi Rachel Timoner Breath of Life: God as Spirit in Judaism Paraclete Press 2011;ISBN 978-1-557-25899-1

  4. Egdunas Racius ISLAMIC EXEGESIS ON THE JINN: THEIR ORIGIN, KINDS AND SUBSTANCE AND THEIR RELATION TO OTHER BEINGS s. 132

  5. Szombathy, Zoltan, “Exorcism”, in: Encyclopaedia of Islam, THREE, Edited by: Kate Fleet, Gudrun Krämer, Denis Matringe, John Nawas, Everett Rowson. Consulted online on 15 November 2019<http://dx.doi.org/10.1163/1573-3912_ei3_COM_26268 > First published online: 2014 First print edition: 9789004269637, 2014, 2014-4

  6. Katja Sündermann Spirituelle Heiler im modernen Syrien: Berufsbild und Selbstverständnis – Wissen und Praxis Verlag Hans Schiler, 2006 s. 211 (Almanca)

  7. Buhârî, Ezân 4, Müslim, Salât 19, Ebû Dâvûd, Salât 31; Nesâî, Ezân 20, 30

  8. Birgül Açikyildiz The Yezidis: The History of a Community, Culture and Religion I.B.Tauris 2014 S. 74 (İngilizce)

Kategoriler