zatürre ne demek?

Zatürre veya pnömoni (), akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm (terminal bronşioller) ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler (alveol septumları) yoğunlukla etkilenen alanlardır.12 Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır (bakteriyel pnömoniler, virüs pnömonileri, mantar pnömonileri, parazitik pnömoni). Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.345

Her yıl, pnömoni yaklaşık 450 milyon kişiyi yani dünya toplamının yüzde yedisini etkiler ve yaklaşık 4 milyon ölümle sonuçlanır. Gelişmekte olan ülkelerde, çok yaşlı, çok genç ve kronik hastalarda pnömoni, önde gelen ölüm nedenlerindendir.67

Belirtiler ve semptomlar

Semptom sıklığı8
Semptom
Öksürük
Halsizlik
Ateş
Nefes darlığı
Balgam
Göğüs ağrısı

Bulaşıcı pnömoniye sahip kişilerde balgamlı öksürük ve ateş ile beraber titremeli üşümeler, nefes darlığı, derin nefes esnasında şiddetli veya saplanıcı türde göğüs ağrısı ve artmış solunum sayısı görülür.9 Yaşlılarda, konfüzyon en belirgin belirti olabilir.10 Beş yaşın altındaki çocuklarda görülen belirgin bulgu ve belirtiler ateş, öksürük ve hızlı veya güç solumadır.11

Ateş, birçok diğer yaygın hastalıkta da görüldüğü için özgün değildir ve ağır seyirli hastalık veya malnütrisyon sahibi kişilerde görülmeyebilir. Ayrıca, öksürük iki aydan küçük çocuklarda çoğunlukla görülmez.12 Daha şiddetli bulgu ve belirtiler arasında morarma (siyanoz), azalmış susuzluk, kasılmalar, ısrarcı kusma, aşırı yüksek vücut ısısı veya azalmış bilinç seviyesi bulunabilir.1314

Bakteriyel ve viral pnömonilerde de genellikle benzer belirtiler bulunur. Bazı nedenler klasik ancak spesifik olmayan klinik özellikler ile ilişkilendirilirler. Legionella kaynaklı pnömoni, karın ağrısı, diyare veya konfüzyon ile ortaya çıkarken,15 Streptococcus pneumonia kaynaklı pnömoni pas rengi balgam ile ilişkilendirilir 1617 ve Klebsiella kaynaklı pnömonide “kuşüzümü jeli” olarak tanımlanan kanlı balgam görülebilir.18 Kanlı balgam (hemoptizi) tüberküloz, Gram-negatif pnömoni ve akciğer absesinin yanı sıra daha yaygın olarak akut bronşit hastalarında da ortaya çıkabilir.19 Mikoplazma pnömoni, boyundaki lenf bezlerinin şişmesi (lenfadenopati), eklem ağrısı (artralji), veya bir orta kulak iltihabı (otitis media) ile ilişkili olarak ortaya çıkabilir.20 Viral pnömoni, bakteriyel pnömoniye oranla daha yaygın olarak hırıltılı solunum ortaya çıkar.2122

Türler ve Nedenler

Pnömoni Türleri

Toplum kökenli (community-acquired) akut pnömoniler23242526

Toplum kökenli (community-acquired) atipik pnömoniler

Hastane kökenli (nozokomiyal) pnömoniler

Aspirasyon pnömonileri

Kronik pnömoniler

Nekrotizan pnömoniler

Pnömoni nedenleri

Akciğerlerin özgün bir savunma sistemi vardır; ses tellerindeki kapanma refleksi, öksürük refleksi, sıvı (mukus) ve titrek tüylerin (silia) temizleyici etkisi, alveol makrofajlarının fagozitozu ile bireyin bağışıklık sisteminin gücü önemli fiziksel ve hücresel engellerdir.27282930

Pnömonilerin oluşmasında 3 önemli faktör vardır:31

  1. Akciğerlerin savunma sisteminin aksaması,
  2. Bireyin bağışıklık sistemindeki aksamalar,
  3. Etkenin gücü (bakteri/virüs sayısı ve virülansı; toksik maddenin yoğunluğu).

Bu faktörlerin etkisi risk altındaki insanlarda çok daha belirgindir.

Risk faktörlerinin başlıcaları şunlardır:32333435

Etkenlerin giriş yolları

  • İnhalasyon: Havada asılı mikrop yüklü damlacıklar (damlacık infeksiyonu - en sık bulaşma yolu)
  • Aspirasyon: Üst solunum yollarının veya ağız boşluğunun mikrop içeren sıvılarının alt solunum yollarına girmesi
  • Bakteriyemi: vücuttaki bir infeksiyon odağından kana giren mikropların akciğerlere gelmesi
  • Direkt yayılma: komşu dokulardaki bir infeksiyon odağının akciğer dokusu içine ilerlemesi

Akciğer İnfeksiyonlarının Nitelikleri

Solunum yollarının infeksiyonları

Akciğer parenkimi infeksiyonları

Bakteriyel Pnömoniler

İnfeksiyon Etkenleri ve Etki mekanizmaları

Bakteriyel pnömonilerin oluşmasında, vücut-dışı (ekstrinsik) ve vücut-içi (instrinsik) faktörler oldukça önemlidir.

Vücut-dışı (ekstrinsik) faktörler (bakteriler): İnhalasyon ve aspirasyon, en sık görülen bulaş yollarıdır. Staphylococcus türleri, akciğerlere kan yolu (hematojen) ile gelir. Streptococcus pneumoniae, olguların yaklaşık %50’sinde izole edilir. Haemophilus influenzae kökenli pnömoniler tütün kullananlar ile KOAH ve bağışıklık sistemi sorunları olanlarda görece sıktır. K. Pneumoniae, alkoliklerde, KOAH olanlarda ve diabetlilerde görülen, oldukça kötü gidişli nekrotizan pnömoninin nedenidir. S. aureus pnömonisi oldukça yaygındır, Influenza A infeksiyonunun komplikasyonu olarak görülebilir; eroin bağımlılarında, hastanelerde damar yolu açılanlarda ve protezi olan hastalarda, bakterinin kan yolu (hematojen) ile akciğerlere ulaşmasının sonucu ortaya çıkar. Gram-negatif bakteri pnömonileri, hastane infeksiyonu olarak ve bağışıklık sistemi sorunu olanlarda görülür (Escherichia coli, Pseudomonas, Enterobacter ve Serratia ailesi başlıca etkenlerdir).36373839 Bazı Streptococcus pneumoniae ve methicillin-resistant Staphylococcus aureus (MRSA) gibi antibiyotiklere dirençli bakteri infeksiyonları yaygınlaşmaktadır.40

Vücut-içi faktörler (instrinsik) faktörler: Pnömonilerin patofizyolojisinde vücut-içi faktörler (instrinsik) faktörler oldukça önemlidir.

  • Öksürük refleksinin çalışamaması (bakteri içeren ağız, burun ve boğaz salgısının solunum yollarına kaçması): Zehirlenme, felç, sarhoşluk, anestezi ve endotrakeal intübasyon durumlarında
  • İnaktivite (uzun süreli yatalak kalma)
  • Kronik hastalıklar: KOAH (bronşit, emfizem, bronşiektazi, astma), ootoimmun hastalıklar, karaciğer hastalıkları
  • Kanserler: Lenfoma, lösemi, multipl myeloma, vb
  • Tütün dumanı: Yerel vücut direncini azaltma, karbonmonoksidin toksik etkisi
  • Mide içeriği aspirasyonu (mide asidinin solunum yollarına kaçması; Mendelson sendromu): epilepsi, sarhoşluk, felç, anestezi, gebelik
  • Antikor üretimi bozuklukları (agammaglobulinemi ve hipogammaglobulinemi, multipl myeloma, lösemi, lenfoma, HIV infeksiyonu)
  • Kompleman sistemi yetersizliği
  • Dalak yokluğu (asplenia, splenektomi)
  • Solunum sisteminin akut virüs infeksiyonları (influenza virüsü)

Klinikopatolojik Türler

Bronkopnömoni

Başlıca etkenler Streptokok, Stafilokok ve H. Influenza’dır.Risk faktörlerini taşıyan prematüre bebeklerde, çocuklarda ve yaşlılarda görece sıktır. Streptococcus pneumoniae toksinleri ve üreme yetenekleriyle etkilidir. Bakteri, çevresini kuşatan kapsül ile fagositlerden korunurlar. Ağız-boğaz (orofarinks) dokuları hastalık etkeninin ilk çoğalma yeridir. Bakteri çoğalmasıyla birlikte 5-8 gün içinde bağışıklık sistemi aktifleşir; antikor ve kompleman sisteminin çabasıyla infeksiyon kontrol altına alınabilirse ateş düşer. Risk faktörlerinin varlığında infeksiyon gerileyemez ve pnömoniye dönüşür.414243444546

Bronkopnömoni, akciğerlerin farklı loblarında yamalar biçiminde oluşan eksüdasyon ile karakterizedir; genellikle iki taraflıdır ve çoğu kez akciğerlerin alt loblarında yoğunlaşır. İrinli (süpüratif) eksüda bronşiollerden başlayarak çevresindeki alveollere yayılır. Lezyonlar küçük yamalar biçimindedir. Abseleşme alanlarına ve abselerin plevraya fistülleşmesine (empiyem) rastlanabilir. Tedavisi ya da bağışıklık sistemi yetersiz kalan hastalarda sepsis ve septik şok gelişebilir.47484950

Lobar pnömoni

Olguların yaklaşık %95’inde etken Strep. pneumoniae (1,3,7, 2)’dir. Akciğer loblarından biri tümüyle etkileyen fibrinli-irinli (fibrinosüpütatif) bir yangı saptanır. Antibiyotik tedavisi oldukça etkindir. Tedavi görmeyen hastalarda lobar pnömoni 4 evre gösterir:

1.Evre - Hiperemi ve ödem (1-2. Günler): Etkilenen akciğer lobu kırmızı ve ağırlaşmıştır. Mikroskopik incelemede, damarlar eitrositlerle doludur (hiperemi). Akciğer alveollerine ödem sıvısı çıkışı vardır. Çok sayıdaki bakteri kümeleri arasında az sayıda lökosit (nötrofil polimorf) görülür. 2.Evre - Kırmızı hepatizasyon (2-4. Günler): Etkilenen akciğer lobu koyu kırmızı renklidir. Yüzeyi kuru ve beneklidir. Görünüşü ve kıvamı karaciğere benzer. Mikroskopik incelemede, hiperemi artmıştır, alveol boşluklarında eritrositler, fibrin ve nötrofil polimorf kümeleri vardır (akciğerin kıvamının ve renginin karaciğere benzemesinin nedeni alveollerin eksüda ile dolmasıdır).

3.Evre - Gri hepatizasyon (4-8. Günler): Akciğer lobunun katılaşmış durumu sürmektedir, ancak renk solmaya ve grileşmeye başlamıştır; renk değişikliğinin nedeni hipereminin gerilemesidir. Alveol boşlukları fibrin ve lökositlerle doludur, eritrosit sayısı çok azalmıştır.

4.Evre- Rezolüsyon (1-3. haftalar): Etkilenen akciğer lobunun rengi ve kıvamı normale dönmektedir. Alveol boşluklarındaki nötrofil polimorflar enzimleriyle bakterileri parçalamıştır; eksüda ve bakteri artıkları bol ve sarı renkli balgamla (öksürükle) dışarı atılır. Eksüdanın atılamayan bölümü makrofajlar tarafından fagosite edilir. Küçük eksüda artıkları (varsa), nedbe dokusuna dönüşür.

Bakteriyel Pnömonileri Komplikasyonları

Virüs Pnömonileri

Virüsler, pnömoni vakalarının yetişkinlerde yaklaşık üçte birinin51 ve çocuklarda %15’inin52 sebebidir. Yaygın bulaştırıcı ajanlar arasında rinovirüsler, koronavirüsler, influenza virüsü, Respiratory syncytial virus (RSV), adenovirüs ve parainfluenza bulunur.535455 Herpes simplex virüsü, yenidoğanlar, kanserli kişiler, transplant alıcıları ve ciddi yanıklara sahip kişiler gibi gruplar dışında nadiren pnömoniye neden olur. Organ nakli uygulanan veya bağışıklık yetmezliği olan kişiler yüksek oranda sitomegalovirüs (CMV) pnömoni gösterir.565758 Viral enfeksiyonlara sahip kişiler, özellikle diğer sağlık sorunları mevcut olduğunda, ikinci olarak Streptococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus, veya Haemophilus influenzae bakterisi ile enfekte olabilir.5960 Farklı virüsler yılın farklı dönemlerinde çoğunlukta olur. Örneğin, influenza döneminde influenza tüm viral vakaların yarısından fazlasının nedeni olabilir.61 Son yıllarda Hantavirus ve koronavirüs (SARS, Covid-19) salgınları görülmektedir; son aylardaki Covid-19 salgını pandemi niteliği kazanmıştır.6263

Virüsler akciğere birkaç farklı yoldan bulaşabilir; damlacık yoluyla ya da enfekte parmaklarla ağız-burun-göz çevresine dokunmak bulaşta çok önemlidir.64 Üst solunum yollarına giren virüsler bir süre sonra akciğer alveollerine dek ilerleyebilirler.65 Kızamık ve herpes simpleks (uçuk) gibi bazı virüsler akciğerlere kan yoluyla (viremi) ulaşabilir.666768 Akciğerde değişen düzeylerde hücre ölümüne başlar; bağışıklık sistemi infeksiyona cevap verdiğinde daha fazla akciğer hasarı meydana gelebilir.6970 Birçok virüs akciğerlere zarar vermenin yanı sıra eşzamanlı olarak diğer organları da etkiler ve böylece vücudun işlevlerini bozar; bakteriyel infeksiyonlara karşı direnç azalır ve sekonder bakteriyel pnömoni gelişebilir.7172

İnterstisiyel Pnömoni (atipik virüs pnömonisi)

Güçlü solunum sıkıntısıyla ölüme neden olabilen bir pnömoni türüdür. Çocuklardaki infeksiyonlar genellikle yalnızca virüslerle ortaya çıkar. Erişkinlerde, virüs ve bakteri birlikte etkilidir. Kronik hastalığı olanlar ve bağışıklık sistemi sorunları bulunanlarda, tipik virüs pnömonisi riski yüksektir. Adenovirus, Influenza A ve B, Parainfluenza, Respiratory syncytial virüs (RSV) pnömonilerinin bir bölümü hastane infeksiyonu (nozokomiyal infeksiyon) olarak ortaya çıkar.737475

Virüs pnömonilerinin bir bölümü akciğere özgü bir infeksiyon hastalığı olabildiği gibi, sistemik bir virüs infeksiyonun parçası da olabilir. Buna göre; akciğere özgü infeksiyona neden olan virüslerdir. İnfluenza virüsü tip A ve B, RSV, adenovirus, parainfluenza virus, rhinovirus, hantavirus ve CMV akciğere özgü bir infeksiyon hastalığı yapan virüslerdir. Akciğer etkilenmesine neden olan sistemik infeksiyon hastalığına neden olan virüsler şunlardır: Paramyxovirus species (kızamık), herpes virüsler (varicella-zoster virus, Epstein-Barr virus, CMV, herpes simplex virüs).767778

Patoloji: Tek ya da her iki akciğer etkilenebilir. Lezyonlar yama biçimindedir. Yangısal infiltrasyon alveol duvarlarındadır (septumlarda); ödem, lenfosit, plazma hücreleri ve histiositler bulunur. Güçlü olgularda alveol duvarlarında parçalanmalar ve hyalin membran adı verilen bir maddenin birikmesi görülür.7980  

Respiratory syncytial virus (RSV) infeksiyonu

Bebeklerde sık görülen bir infeksiyon hastalığıdır. İleri yaşlardaki olguların çoğu üst solunum yolu infeksiyonudur. Bebeklerdeki infeksiyon bronşiolit ve pnömoni bulgularıyla ortaya çıkar. Doğumdan sonraki ilk yıl içinde RSV bronşioliti geçiren bebeklerde astma riski yüksektir. Pnömoniye dek ilerleyebilen RSV infeksiyonlarındaki risk faktörleri şunlardır:818283

  • 6 aylıktan küçük bebekler
  • Prematüre doğanlar
  • Anne sütü eksikliği
  • Konjenital kalp hastalığı
  • İmmun yetmezlik sendromları
  • KOAH ve sigara (aktif/pasif)
  • Sosyoekonomik güçsüzlük
  • Kalabalık ortamlar

Virüsün en önemli etkisi, infeksiyon sürecinde ortaya çıkan yangısal tepkilerin solunum yollarında neden olduğu doku zararlarıdır. Doku zararlarına neden olan kimyasal maddeler bağışıklık sisteminin ürettiği medyatörlerdir. RSV, solunum sistemindeki fiziksel engellerin (mukus, silia, fagositoz, vb) işlevlerini bozarak bakteri infeksiyonlarına uygun ortamın hazırlanmasına neden olur.848586

Influenza virüsü

Erişkinlerde en sık görülen virüs pnömonisidir. İnfluenza virüsünün A, B ve C tipleri öne çıkar.878889

  • Influenza tip A: Erişkinlerdesıktır. Epidemi ve pandemi yapar. Mutasyonu kolaydır. Çiftlik hayvanlarını kullanarak çoğalır ve insanlara geçer.
  • Influenza tip B: İnsanların toplu halde bulundukları yerlerde (okullar, kışlalar, eğlence yerleri, aasansörler) yayılırlar.
  • Influenza tip C: Seyrek görülen (sporadik) infeksiyon hastalığı yaparlar.

Parainfluenza virüsü

Bebeklerde pnömoni yapar. Erişkinlerdeki infeksiyonlar hafifçe atlatılır. 6 aylıktan küçük bebeklerde alt solunum yollarını ve akciğeri etkileyen önemli bir virüstür (RSV’den sonra 2.sırayı alır).909192

Adenovirus

Farklı tipleri olan virüsün 7.tipi, bebeklerde bronşiolit ve pnömoni nedenidir. 4. ve 7. tipler kışlalarda ve yatılı okullarda salgın oluşturur; buralardaki atipik pnömonilerin ½’si adenovirüs kökenlidir. 6 aylıktan küçük bebeklerde ve immun sistem sorunları olan erişkinlerdeki pnömonilerin gidişi ağırdır.939495

Paramyxovirus

Aşılanmamış çocuklarda ve erişkinlerdeki kızamık hastalığının neden olur. Hastaların %5’inde ölüme neden olabilen pnömoni gelişebilir.969798

Herpes Virüs İnfeksiyonları

Herpes virüs infeksiyonlarında pnömoni komplikasyonu görülebilmektedir.99100101

  • Sitomegalovirüs (CMV): Bağışıklık sistem sorunları olan hastalardaki pnömonilerin önemli nedenlerinden biridir. Özellikle transplantasyon geçirenlerde ve HIV sık görülen çıkarcı etken infeksiyon hastalığı etkenlerinden biridir. CMV’nin bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkisi başkaca komplikasyonlara da neden olur; hastaların ¾’ü kaybedilir.
  • Varicella-zoster virüsü (VZV): Bağışıklık sistem sorunları olan çocuklarda ve erişkinlerde zona hastalığına neden olur, atipik virüs pnömonisi komplikasyonu görülebilir.
  • Herpes simplex virüs (HSV): Uçuk geçirenlerde pnömoni ve beyinde nekrotik lezyonlara neden olabilir.
  • Epstein-Barr virüsü (EBV): İnfeksiyöz mononükeozis hastalığının ve bazı kanserlerin nedeni olan EBV, pnömoni de yapabilmektedir.

Virüs pnömonilerinin komplikasyonları 102103104

Mantar Pnömonileri

Mantar pnömonisi yaygın değildir ancak AIDS, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar veya diğer tıbbi sorunlar nedeniyle zayıflamış bağışıklık sistemine sahip kişilerde daha yaygın olarak ortaya çıkabilir.105106 Genellikle Histoplasma capsulatum, bsoyadıomiçes, Cryptococcus neoformans, Pneumocystis jiroveci ve *Coccidioides immitis*ten kaynaklanır. Histoplasmosis en çok Mississippi River havzasında ve coccidioidomycosis ise en çok Amerika’nın Güneybatısında yaygındır.107108 Toplumda artan seyahat ve bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi oranları nedeniyle

  1. yüzyılının ikinci yarısında vaka sayısı artış göstermiştir.

Çoğu subtropikal/tropikal yörelerde etkili olan mantarların (Histoplasma capsulatum, Coccidioides immitis, Blastomyces dermatitidis, Paracoccidioides brasiliensis) neden olduğu pnömoniler ülkemizde seyrek görülen infeksiyon hastalıklarındandır. Buna karşın, Candida, Aspergillus ve Mucor türleri ile Cryptococcus neoformans edinsel ya da doğumsal immun sistem yetmezliği hastalarında sıkça görülür.109110111

Etkenlerin bulaşma yolları

  • Hayvan dışkıları (özellikle kuş, yarasa, kemirgen)
  • Laboratuvar ortamı (C. immitis çalışanlarında)
  • Ortam tozlarından (immun yetmezlik sendromu hastalarında çıkarcı infeksiyon nedeni olarak)

Patoloji: H. capsulatum ve C. immitis olgularında, ortalarında nekrozlaşma görülen granülomatöz tepkilerdeki makrofajlar içinde hastalık etkeni olan mantar görülür. Aspergillus ve Mucor lezyonlarında yangı alanlarındaki hücreler arasında mantar hifeleri vardır. Candida türlerinde, mantar hifeleri yangı yöresindeki hücreler tarafından fagosite edilmiştir.

Komplikasyon: Damar invazyonu yaparak kan akımına giren etkenler sistemik yayılma gösterirler (septik embolizm). Damar çeperlerinin yırtılması ile ağızdan kan gelebilir (hemoptizi). Özellikle Mucor türleri, üst solunum yollarını etkilerken damakta perforasyon yapar, venöz dolaşım ile beyine ulaşabilir. Akciğer lezyonları plevraya, trakea lezyonları özofagusa fistülleşebilir. Kronikleşen olgularda (özellikle histoplasmosis) mediastende fibrozis gelişir, bronşlarda kireçlenmiş mantar kolonileri oluşabilir. Mediastendeki fibrozis kalp kesesini de etkileyebilir.

Parazitik Pnömoniler

Toxoplasma gondii*, Strongyloides stercoralis, Ascaris lumbricoidesvePlasmodium malariae*dahil olmak üzere çeşitli parazitler akciğerleri etkileyebilir; vücuda genellikle doğrudan temas, yutma veya taşıyıcı bir haşere ile girerler.112113 Paragonimus westermani haricinde çoğu parazit, akciğerleri belirli bir biçimde etkilemez ancak diğer alanlara ikincil olarak akciğerlere de bulaşır.114 Ascaris ve Strongyloides gibi bazı parazitler, eozinofilik pnömoni ile sonuçlanabilecek güçlü bir eozinofilik reaksiyonu stimüle eder.115116 Gelişmiş dünyada bu infeksiyonlar en çok seyahatten dönen kişilerde veya göçmenlerde yaygındır.117 Bu infeksiyonlar dünyaca en çok bağışıklık yetmezliği olan kişilerde yaygındır.118

İdiopatik Pnömoniler

İdiopatik pnömoniler nedeni bilkinmeyen ve bulaşıcı olmayan pnömonilerdir.119120121 Bir bölümü önceki bir akut pnömoni tablosunun sekeli olabilir, çoğu kez restriktif akciğer hastalığı ile sonlanırlar122

Bronchiolitis Obliterans (Organizing Pneumonia)

Bronşiyollerin içinde zamanla nedbe dokusuna değişerek tıkanmaya (obliterasyon) neden olan granülasyon dokusunun oluşmasıyla karakterize bir kronik pnömoni türüdür (tıkayıcı bronşiolit). Olguların ½’sinde neden anlaşılamaz (bronchiolitis obliterans organizing pneumonia; BOOP), bir bölümü ise bronşiyolit komponenti olan akut pnömonilerin kronikleşmesidir. Nedeni bilinen olgularda radyoterapi, infeksiyon hastalıkları, ilaçlar ve kimyasal maddelerin etkisi önemlidir.123124125

  • Radyoterapi: Akciğer kanseri ve meme kanseri tedavisi için uygulanan radyotrapi radyasyon alanı tarafında ya da karşı taraftaki akciğerde bronchiolitis obliterans gelişmesine neden olabilir.
  • İnfeksiyon hastalıkları: akciğer transpğlantasyonu geçirenlerde Coxiella burnetii, Pseudomonas aeruginosa, Mycoplasma türleri*, human herpesvirus* 7 pnömonileri ve karaciğer transplantasyonu sonrasında görülebilen Pneumocystis jiroveci pnömonisi kronikleşerek *bronchiolitis obliterans’*a dönüşebilir. Ayrıca influenza A virüsü, kızamık, parvovirus B19, HIV, Chlamydia türleri, Plasmodium vivax, ve Plasmodium malariae infeksiyonlarında benzer türde kronikleşmeler saptanabilir.
  • İlaçlar: Minocycline, cephalosporin, acebutolol, sulfasalazine, mesalazine, bucillamine, interferon beta-1a, nitrofurantoin, amiodarone, ticlopidin,; carbamazepin,; phenytoin, sotalol, iv cyclophosphamide; anthracycline gibi ilaçların yan etkilerinden biri de akciğerlerin etkilenmesidir.
  • Kimyasal maddeler: Aerosol boyalar, tekstil ve naylon işçiliği maddeleri, kokain, duman solumak tıkayıcı bronşiolite yol açabilir.
  • Kollagen (otoimmun) hastalıklar: Romatoid artrit, Sjögren sendromu, ankylosing spondylitis, polymyositis-dermatomyositis, Behçet hastalığı, Wegener granulomatosis, ülseratif kolit, Crohn hastalığı, generalize sistemik sklekroz, SLE, primer biliyer siroz ve tiroiditlerde bronchiolitis obliterans bulgusu olabilir.
  • Bağışıklık sistemi sorunları: Kemik iliği kök hücre transplantasyonu, böbrek transplantasyonu, koroner bypass operasyonu, lösemi, lenfoma, çocukların myelodisplastik sendromları, büyük operasyonlar, önceki pnömoniler, akut solunum güçlüğü sendromu ve AIDS, bronchiolitis obliterans oluşması için risk faktörü oluştururlar.

Bronchiolitis obliterans organizing pneumonia (BOOP; Cryptogenic organizing pneumonia; COP)

Bronşiolleri ve çevre alveolleri etkileyen, yoğun bağ dokusu artışının (fibrosing) görüldüğü bir kronik pnömoni türüdür. Bronşiol boşluklarındaki poliplere benzeyen granülasyon dokusu (Masson cisimcikleri) zamanla alveol boşluklarına dek ilerleyici eğilim gösterir.126127128 BOOP tablosunun başlıca nedenleri şunlardır:

  • Akciğer infeksiyonları
  • Kronikleşen akciğer ödemi
  • Bronş obstrüksiyonları
  • Aspirasyon pnömonileri
  • Aşırı duyarlılık reaksiyonları
  • Transplantasyon sonrası akciğer komplikasyonları
  • İnhalasyon pnömonileri (toksik gazlar)
  • İlaç etkileri
  • Otoimmun hastalıklar (SLE, romatoid artrit, dermatomyozit)

İnterstisiyel Pnömoni (Usual Interstitial Pneumonia-UIP)

İnterstisiyel Pnömoni olgularını, kronik interstisiyel pnömoni ya da idiopatik pulmoner fibrozis olarak tanımayan araştırmacılar vardır. İnterstisiyel pnömonilerin en sık görülenlerindendir. Hastalar, orta yaşlı erkeklerdir. Çoğunun nedeni bilinmemektedir.129130131 Az sayıda olguda saptanan etyolojik faktörler şunlardır:

Akciğerler fibrozis nedeniyle küçülmüştür. Alt lobların etkilenmesi daha belirgindir. Yoğun fibrozis alanları içinde lenfosit kümelerine rastlanır. Eski olgularda “bal peteği” görünümü saptanır. Damarlar kalınlaşmıştır. Bu bulgular, pulmoner hipertansiyona ve cor pulmonale gelişmesine neden olur.

Alveolar proteinozis

Bronşiyollar ve alveol lümenleri sürfaktan niteliğinde lipoproteinsi madde (granüler nitelikte eozinofil madde) materyal birikir. Temel sorun, makrofajlardaki defektlerdir. Başlıca nedeleri bağışıklık sisteminde aksaklık, hematolojik kanserler, solunum sistemi infeksiyonları, inorganik tozların solunmasıdır.132133

İmmun Yetmezlik Sendromlarındaki Pnömoniler

Konjenital immu yetmezlik sendromlarının yanı sıra HIV infeksiyonu, immunosüressif tedaviler ve organ transplantasyonları çıkarcı etkenlerin neden olduğu pnömonilerin en sık görüldüğü bağışıklık sistemi yetmezlikleridir. Bu hastalarda görülen pnömonilerde en önemli canlı etkenler şunlardır: Pneumocystis jiroveci (HIV infeksiyonunda), Gram-negatif basiller, Staphylococcus türleri, mantarlar (Aspergillus, Candida), Nocardia, Streptococcus pneumoniae, Cytomegalovirus (CMV), Legionella, Mycobacterium avium-intracellulare.134135136137138

Komplikasyonlar

Konjenital Pnömoniler

Doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde gelişen pnömonilerdir. Bebeğin doğumda steril olan solunum yolları anneden ve çevreden gelen bakterilerle kirlenir. Ancak, 24 saat içinde gelişen pnömoniler özellikle endotrakeal intübasyon yapan bebeklerde gelişir. Bu girişime ek olarak uygulanan yüksek konsantrasyonlu basınçlı oksijen verilmesi örtücü mukozanın bütünlüğünü bozduğu gibi silia sisteminin işlevlerini de olumsuz etkiler.139140141142

Konjenital pnömonilerin 3 tipi vardır: (1) Gerçek konjenital pnömoniler, (2) Doğum sırasında oluşanlar, (3) Doğum sonrası (postnatal) konjenital pnömoniler:143144145146

  • 1. Gerçek konjenital pnömoni: Doğum öncesinde başlamış ve doğum sırasında devam eden pnömonilerdir. Pnömoniye neden olan etkenler anneden bebeğe kan yoluyla (annedeki bakteriyemi ya da sepsis) ya da bebeğin enfekte amnion sıvısını yutmasıyla oluşur. CVM, Treponema pallidum (pneumonia alba), Toxoplasma gondii infeksiyonlarında saptanır. Pneumonia alba ile doğan konjenital sifilisli bebeğin ekleri incelediğinde, büyük bir plasenta, kalın ve nekrozlu bir göbek kordonu özgün bulgulardır.
  • 2. İntrapartum pnömoni: Doğum sırasında, bebeğin enfekte doğum kanalından yollarından geçerken aldığı mikropların neden olduğu pnömonilerdir (örneğin, Chlamydia; Genital herpes).
  • 3. Postnatal pnömoni: Belirtileri doğumdan 24 saat sonra beliren pnömonilerdir (bu süre 2 haftaya kadar uzayabilir); bir bölümü önceki pnömonilerin ortaya çıkmasıyla açıklanır. Öteki olasılıklar, canlı etkenlerin bebekte doğum sırasında oluşan yaralardan kan veya lenf yoluyla yayılan mikroplardan ya da tüple beslenme zorunluluğu olanlarda akciğerlere kaçan besleyici sıvılardan kaynaklanmasıdır.

Patoloji: Akciğerlerde yaygın, yamalar biçiminde ya da sınırlı bir alandan oluşan katılaşmış odaklar vardır. Akciğerlerin içinde ve yüzeyinde kanamalar olabilir. Bronşiollerde ve alveollerde kanlı-seröz ya da irinli-seröz bir sıvı bulunabilir. Plevra etkilenmesi olabilir. Mikroskopla incelendiğinde, erken dönemde makrofajlar ve lenfositler, ileri dönemlerde polimorf lökositler ve mikroplar görülür. Akciğer dokusu yer yer büzüşmüştür. Hipereminin yanı sıra bronşiollerde ve alveollerde kanamalar bulunabilir.147148

Kimyasal pnömoniler

Kimyasal tozlar, sıvılar ve gazların toksik etkilerinin neden olduğu pnömonilerdir. Bu maddelerin bir bölümü yalnızca akciğerleri etkilerken, bazıları sistemik etki gösterir. Tarım ilaçları, fosil yakıtları dumanı (karbonmonoksid), toksik gazlar (amonyak, klor, fosgen), havuz temizlik maddeleri kimyasal pnömoniye neden olan başlıca maddelerdir. Akut solunum yetmezliği ile başlayan tablonun gidişi, maddenin yoğunluğu ve tedaviye başlama süresiyle orantılı olarak belirlenir.149150151

Aspirasyon ve İnhalasyon Pnömonisi

Kimyasal maddelerin (toz, gaz, sıvı), bakteri içeren ağız-boğaz sıvılarının ve mide içeriğinin solunum yollarından geçerek akciğerlere ulaşmasıyla ortaya çıkarlar.152153154 Başlıcaları:

  • Yağ aspirasyonu: Yağ içeren sıvıların solunum yollarına girmesiyle görülen lipid/lipoid pnömonileridir.
  • Organik tozlar: Antijenik yapılarıyla aşırı duyarlılık tepkisine neden olan maddelerin tozlarının neden olduğu pnömonilerdir (hipersensitivite pnömonisi)
  • İnorganik tanecikler: Silisyum, asbestos, çinko, talk, berilyum partikülleriyle oluşan pnömonilerdir.
  • Kimyasal buharların inhalasyonu: Asid buharları (sülfürik asid, hidroklorik asid, metil izosiyanat) önce akciğer ödemine, uzarsa pnömoniye neden olur.
  • Toksik gaz inhalasyonu: Oksijen, amonyak, karbonmonoksid, klor, azot dioksid pnömoniye neden olan önemli gazlardır.

Mendelson sendromu: Mide içeriğinin solunum yollarına girerek akciğerlere ulaşması (aspirasyonu) olgusudur. Yoğun aspirasyonlarda mide asidinin neden olduğu kimyasal bir pnömoni gelişir.  Özellikle, genel anestezi ve gebelik kusmalarında sıkça rastlanır. Ayrıca, öksürük refleksinin kaybolduğu bilinç kaybı koşullarında ortaya çıkar; alkol (sarhoşluk), aşırı doz yatıştırıcı ilaçlar (sedatifler), epilepsi nöbetleri, felç, kafa travması örnekleri verilebilir. Bilinç kaybı olmaksızın ortaya çıkan aspirasyonlarda nörolojik hastalıklar (myasthenia gravis, multipl skleroz, demans, vb), reflü, yutma güçlükleri (yemek borusu patolojileri, nazogastrik tüp uygulaması), endoskopi, bronkoskopi, zorlamalı kusmalar başlıca risk faktörleridir.155156157158159160

Bakteriyel pnömoniler: Bakteri içeren partiküllerin solunum yollarına kaçmasıyla oluşan pnömonilerdir. Örneklerden biri, ağız-boğaz florasına hastane koşullarından katılan gram-negatif bakterilerin ve stafilokokların neden olduğu infeksiyonlardır. Bir başka örnek diş hastalıklarında görülenidir; gangrenli diş tedavisi sırasında solunum yollarına kaçan bakterili partiküller gangrenli pnömoniye yol açabilir. Öksürük refleksinin gerçekleşemediği bilinç kaybı koşullarında (sarhoşluk, kafa travması, anestezi, vb), ağız-boğaz (orofaringeal) sıvısı içerisinde bulunan anaerobik bakterilerin solunum yollarına girmesiyle pnömoniler oluşabilmektedir.161162

Eozinofilik pnömoni

Akciğerlerde eozinofil lökositlerin yayılmasıyla ortaya çıkar; alveol boşluklarında ödem ve eozinofil lökositler görülür. Primer tipinin nedeni bilinmemektedir. Sekonder eozinofilik pnömoniler, parazit (Ascaris lumbricoides, Strongyloides stercoralis) hastalıklarında ve bazı ilaçların (amiodarone, nitrofurantoin) etkisiyle ortaya çıkabilir.163164165

Tanı

Pnömoni tanısı genellikle fiziksel belirti ve akciğer röntgeni bileşimine dayanarak konur.166 Bununla birlikte, altta yatan nedenin doğrulanması güç olabilir çünkü bakterilere dayalı olan ve olmayan kökeni birbirinden ayırt edebilen ayırıcı bir test bulunmamaktadır.167168 Dünya Sağlık Örgütü çocuklarda görülen pnömoniyi klinik olarak öksürük ya da solunum güçlüğü ve hızlı solunum hızı, göğsün içeri çekilmesi veya azalmış bilinç düzeyine dayanarak tanımlamıştır; hızlı solunum hızı 2 aylıktan küçük çocuklarda dakikada 60 soluktan daha fazlası, 2 ay ila 1 yaş arası çocuklarda dakikada 50 soluk veya 1 ila 5 yaş arası çocuklarda dakikada 40 soluktan fazlası olarak tanımlanmıştır.169 Çocuklarda artmış solunum hızı ve göğsün daha az içeri çekilmesi bir steteskop yardımıyla göğüsteki seslerin duyulmasından daha duyarlıdır.170

Yetişkinlerde, genellikle hafif vakalarda araştırma yapılması gerekmez.171: tüm yaşamsal belirtiler ve oskültasyon normalse pnömoni riski çok düşüktür. Hastaneye yatırılması gereken kişilerde, nabız oksimetre, göğüs radyografisi ve kan testleri —tam kan sayımı, serum elektrolitleri, C reaktif protein düzeyi ve belki de karaciğer fonksiyon testleri dahil—tavsiye edilir.172 İnfluenza benzeri hastalık tanısı işaret ve belirtilere dayanarak yapılabilir; ancak influenza enfeksiyonunun doğrulanması için testlerin yapılması gerekir.173 Bu nedenle tedavi çoğunlukla toplumda influenzanın varlığına veya hızlı influenza testine dayanır.174

Fiziksel muayene

Fiziksel muayene bazen düşük kan basıncı, yüksek kalp atım hızı veya düşük oksijen satürasyonunu ortaya çıkarabilir175 Solunum hızı normalden hızlı olabilir ve bu durum diğer belirtilerden bir veya iki gün önce meydana gelebilir.176177 Göğüs muayenesi normal olabilir ancak etkilenen bölgede göğsün genişlemesinde azalma görülebilir. Enflamasyonlu akciğerden iletilen, daha büyük hava yollarından gelen şiddetli nefes seslerine bronşiyal soluk adı verilir ve bir steteskop yardımıyla oskültasyonda duyulurlar.178 soluk alma esnasında etkilenen alanda sesler (hırıltılar) duyulabilir.179 Etkilenen akciğerde Perküsyon azalabilir ve azalmaktan ziyade artmış vokal rezonans pnömoniyi plevral efüzyondan ayırır.180

Görüntüleme

Göğüs radyografisi tanı konarken sıklıkla kullanılır.181 Hafif hastalığı olan kişilerde görüntüleme yalnızca potansiyel komplikasyonu olan, tedaviyle iyileşmeyen veya hastalık nedeninin belirsiz olduğu kişilerde gereklidir.182183 Kişi hastaneye yatırılmasına yetecek kadar hastaysa göğüs radyografisi tavsiye edilir.184 Bulgular her zaman hastalığın şiddetiyle bağlantılı olmayabilir ve bulgulara bakılarak bakteriyel enfeksiyon ile viral enfeksiyon güvenilir bir şekilde ayırt edilemeyebilir.185

Pnömoninin röntgen sunumları lobar pnömoni, bronkopnömoni (lobular pnömoni olarak da bilinir) ve interstisyel pnömoni şeklinde sınıflandırılabilir.186 Bakteriyel, toplumdan edinilmiş pnömoni klasik olarak akciğer segmental lobunun birinde akciğer konsolidasyonu sergiler, bu durum lobar pnömoni olarak bilinir.187 Ancak, bulgular değişiklik gösterebilir ve diğer pnömoni türlerinde diğer örnekler yaygındır.188 Aspirasyon pnömonisi kendini başlıca akciğer tabanlarında ve sağ taraftaki bilateral opasiteler ile gösterir.189 Viral pnömoni radyografileri normal, aşırı şişmiş görünebilir, bilateral düzensiz alanlara sahip olabilir veya kendini lobal konsolidasyonlu bakteriyel pnömoniye benzer şekilde gösterebilir.190 Radyolojik bulgular hastalığın erken safhalarında, özellikle dehidratasyon varlığında mevcut olmayabilir ya da obez kişilerde veya akciğer hastalığı öyküsü olanlarda bu bulguların yorumlanması güç olabilir.191 Belirsiz vakalarda BT taraması ilave bilgiler sağlayabilir.192

Mikrobiyoloji

Toplumda tedavi edilen hastalarda hastalık nedeni olan ajanın belirlenmesi masraflı değildir ve genellikle tedaviyi değiştirmez.193 Tedaviye yanıt vermeyen kişilerde balgam kültürünün düşünülmesi ve kronik prodüktif öksürüğü olan kişilerde Mycobacterium tuberculosis kültürünün gerçekleştirilmesi gerekir.194 Kamu sağlığı nedeniyle salgınlarda diğer spesifik organizmalar için test yapılması tavsiye edilebilir.195 Şiddetli hastalığa bağlı olarak hastaneye yatırılan kişilerde balgam ve kan kültürleri196 ve bunların yanı sıra idrarın Legionella ve Streptococcus antijenleri bakımından test edilmesi tavsiye edilir.197 Viral enfeksiyonlar, diğer teknikler arasından kültür veya polimeraz zincir reaksiyonu(PCR) yardımıyla virüsün veya antijenlerinin saptanmasıyla doğrulanabilir.198 Hastalığa neden olan ajan rutin mikrobiyolojik testlerle vakaların yalnızca %15'inde belirlenir.199

Sınıflandırma

Pnömoni akciğer yangısıdır; genellikle infeksiyona bağlı olan ancak bazen bulaşıcı olmayan ve pulmoner konsolidasyon özelliği olan pnömonite dayanır.200 Pnömoni çoğunlukla nerede veya nasıl edinildiğine göre sınıflandırılır: toplumdan edinilmiş, aspirasyon, sağlık hizmeti ilişkili, hastaneden edinilmiş (nozokomiyal) ve ventilatör ilişkili pnömoni.201 Pnömoni ayrıca etkilenen akciğer bölgesine göre: lobar pnömoni, bronkopnömoni ve akut interstisyel pnömoni şeklinde sınıflandırılır;202 veya hastalığa neden olan organizmaya göre de sınıflandırılabilir.203204

Ayırıcı tanı

Çeşitli hastalıklar kendini pnömoniye benzer işaret ve belirtilerle gösterebilir, örneğin: kronik obstrüktif akciğer hastalığı(KOAH), astım, akciğer ödemi, bronşiyektazi, akciğer kanseri ve akciğer embolisi.205 Pnömoninin aksine astım ve KOAH genellikle hırıltı ile, akciğer ödemi anormal elektorokardiyografi (EKG) ile, kanser ve bronşiyektazi uzun süreli öksürük ile ve akciğer embolisi akut başlangıcı olan keskin göğüs ağrısı ve nefes darlığı ile kendini gösterir.206

Önleme

Hastalığın önlenmesi aşı yapılmasını, çevresel önlemleri ve diğer sağlık sorunlarının uygun biçimde tedavi edilmesini içerir.207 Uygun önleyici önlemler global olarak başlatılsa, çocuklardaki ölüm oranının 400.000'e kadar azaltılabileceğine ve her yerde düzgün tedavi mevcut olsa çocukluk dönemi ölümlerinin bir diğer 600.000'e kadar düşürülebileceğine inanılmaktadır.208

Aşı

Aşı yapılması hem yetişkin hem de çocuklarda belirli bakteriyel ve viral pnömonilere karşı korur. İnfluenza aşıları influenza A ve B'ye karşı iddiasız bir şekilde etkilidir.209210 Hastalık Kontrolü ve Hastalık Önleme Merkezi (CDC) 6 ay ve üzerindeki tüm kişilerin her yıl aşılanmasını tavsiye etmektedir.211 Sağlık çalışanlarına bağışıklık kazandırılması hastalardaki viral pnömoni riskini azaltır.212 İnfluenza salgınları meydana geldiğinde amantadin veya rimantadin gibi ilaçlar hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir.213 Oseltamiviri üreten firma bağımsız analiz çalışma verilerini yayınlamayı reddettiğinden zanamivir veya oseltamivirin etkili olup olmadıkları bilinmemektedir.214

Haemophilus influenzae ve Streptococcus pneumoniae bakterilerine karşı yapılan aşının kullanımını destekleyen sağlam kanıtlar bulunmaktadır.215 Çocukların Streptococcus pneumoniae bakterisine karşı aşılanmaları bu enfeksiyonların yetişkinlerdeki sıklığının azalmasına yol açmıştır çünkü birçok yetişkin çocuklardan enfeksiyon kapar. Yetişkinler için de Streptococcus pneumoniae aşısı mevcuttur invazif pnömokok hastalığı riskini azalttığı bulunmuştur.216 Pnömoniye karşı koruyucu bir etkiye destek olmak üzere bulunan diğer aşılar şunlardır: boğmaca, su çiçeği ve kızamık.217

Diğer

Hem sigaranın bırakılması218 hem de kapalı mekanlarda odunla yemek pişirilmesinden ya da dışkıdan kaynaklanan iç mekan hava kirliliğinin azaltılması tavsiye edilir.219220 Sağlıklı yetişkinlerde sigara, pnömokok pnömonisinin tek en büyük risk faktörü olarak görülmektedir.221 El hijyenine dikkat edilmesi ve kola doğru öksürme de etkili bir koruyucu önlem olabilir.222 Hasta olan kişilerin cerrahi maske takması da hastalığı önleyebilir.223

Altta yatan hastalığın (örneğin; HIV/AIDS, diabetes mellitus ve beslenme bozukluğu) düzgün biçimde tedavi edilmesi pnömoni riskini azaltabilir.224225226 6 aylıktan küçük çocukların yalnızca anne sütüyle beslenmeleri hastalığın hem riskini hem de şiddetini azaltır.227 HIV/AIDS'i olan ve CD4 sayımı 200 hücre/ul'den az olan kişilerde trimetoprim/sülfametoksazol antibiyotiği Pneumocytis pneumonia riskini azaltır'228 ve aynı zamanda bağışıklık yetmezliği görülen ancak HIV'i olmayan kişilerde hastalığın önlenmesinde faydalı olabilir.229

Hamile kadınların Grup B Streptokok ve Chlamydia trachomatis bakımından test edilmesi ve gerektiğinde antibiyotik tedavisinin uygulanması bebeklerde pnömoni oranını azaltır;230231 HIV'in anneden çocuğa geçmesine yönelik koruyucu önlemler de etkili olabilir.232 Bebeklerin ağız ve boğazlarının mekonyum ile boyalı amniyotik sıvı ile emilmesinin aspirasyon pnömonisi oranını düşürmediği bulunmuştur ve bu uygulama olası bir zarara yol açabilir,233 bu nedenle çoğunlukla bu uygulama önerilmez.234 Güçsüz kalınan yaşlılık döneminde iyi ağız sağlığı bakımı aspirasyon pnömonisi riskini azaltabilir.235

Tedavi

CURB-65
Symptom
Confusion
Urea>7 mmol/l
Respiratory rate>30
SBP<90mmHg, DBP<60mmHg
Age>=65

Normalde oral antibiyotikler, dinlenme, basit analjezikler ve sıvılar tam çözüm için yeterlidir.236 Ancak, diğer tıbbi hastalıkları olanlar, yaşlılar veya solumayla ilgili belirgin sorun yaşayanlar için daha ileri bir bakım gerekebilir. Belirtiler kötüleşirse, evde yapılan tedaviye rağmen pnömoni iyileşmezse ya da komplikasyonlar meydana gelirse hastanın hastaneye yatırılması gerekebilir.237 Dünya çapında, çocuklarda görülen vakaların yaklaşık olarak %7-13'ü çocukların hastaneye yatırılmasıyla sonuçlanır238 halbuki gelişmiş ülkelerde toplumdan edinilmiş pnömonisi olan yetişkinlerin %22-24'ü hastaneye kabul edilir.239 Yetişkinlerde hastaneye yatış ihtiyacının belirlenmesinde CURB-65 puanı faydalıdır.240 Puan 0 veya 1 ise hasta genellikle evde tedavi edilir, 2 ise hastanın hastanede kısa süreli yatırılması veya yakından takip edilmesi gerekir, 3-5 ise hastanın hastaneye yatırılması tavsiye edilir.241 respiratuar distres izlenen veya oksijen satürasyonu %90'ın altında olan çocukların hastaneye yatırılmaları gereklidir.242 Pnömonide göğüs fizyoterapisinin faydası henüz belirlenmemiştir.243 Yoğun bakım ünitesine yatırılan kişilerde İnvazif olmayan solunum faydalı olabilir.244 Çocuklarda reçetesiz öksürük ilacının245 ya da çinko kullanımının etkili olduğu bulunmamıştır.246Mukolitik ilaçlar için kanıtlar yetersizdir.247

Bakteriyel

Bakteriyel pnömonisi olan kişilerde antibiyotikler sonucu iyileştirir.248 Antibiyotik seçimi başlangıçta etkilenen kişinin özelliklerine bağlıdır, örneğin; yaş, altta yatan sağlık ve enfeksiyonun bulaştığı yer. İngiltere'de, toplumdan edinilmiş pnömoni için birinci basamak tedavi olarak amoksisilin ile, ve alternatif olarak doksisiklin veya klaritromisin ile yapılan ampirik tedavi önerilmektedir.249 Toplumdan edinilimiş pnömoninin "atipik" formlarının yaygın olduğu Kuzey Amerika'da, yetişkinlerde birinci basamak poliklinik tedavisi olarak makrolidler (örneğin; azitromisin veya eritromisin) ve doksisiklin amoksisilinin yerine geçmiştir.250251 Hafif veya orta şiddette belirtiler görülen çocuklarda amoksisilin birinci basamak tedavi olarak devam etmektedir.252 Yan etkileri ile ilgili endişelerden ve direnç oluşumundan, dolayısıyla fazla bir klinik yararı olmamasından dolayı komplike olmayan vakalarda florokinolonların kullanımı tavsiye edilmemektedir.253254 Tedavi süresi geleneksel olarak yedi ila on gündür ancak artan sayıda bulgularla kısa süreli tedavilerin (üç ila beş gün) de benzer şekilde etkili olduğu ileri sürülmektedir.255 Hastaneden edinilmiş pnömoni için önerilen ilaçlar üçüncü ve dördüncü jenerasyon sefalosporinler, karbapenemler, florokinolonlar, aminoglikozitler ve vankomisindir.256 Bu antibiyotikler çoğu kez intravenöz yoldan (damar içine) verilir ve kombinasyon halinde kullanılırlar.257 Hastanede tedavi edilen hastaların %90'ından fazlası ilk verilen antibiyotiklerle düzelir.258

Viral

İnfluenza virüslerinin (influenza A ve influenza B) yol açtığı viral pnömoni tedavisinde nöroaminidaz inhibitörleri kullanılabilir.259 SARS koronavirüs, Covid-19, adenovirüs, hantavirüs ve parainfluenza virüsü dahil olmak üzere toplumdan edinilmiş viral pnömonilerin diğer türleri için herhangi bir özel antiviral ilaç tavsiye edilmemektedir.260 İnfluenza A rimantadin veya amantadin ile tedavi edilebilirken, influenza A veya B oseltamivir, zanamivir veya peramivir ile tedavi edilebilir.261 Belirtilerin başlamasından itibaren 48 saat içerisinde kullanılmaya başlanırlarsa bu ilaçlardan en yüksek etki alınır.262 Avian influenza veya "kuş gribi" olarak da bilinen H5N1 influenza A'nın birçok suşu rimantadin veya amantadine direnç göstermiştir.263 Komplikasyona neden olan bakteriyel bir enfeksiyonun göz ardı edilmesi mümkün olmadığından viral pnömonide antibiyotiklerin kullanımı bazı uzmanlarca önerilmektedir.264 İngiliz Toraks Derneği hafif hastalığı olan kişilere antibiyotiklerin verilmemesini tavsiye etmektedir.265 Kortikosteroidlerin kullanımı tartışmalıdır.266

Aspirasyon

Genellikle aspirasyon pnömonisi geleneksel olarak yalnızca aspirasyon pnömonisinde endike olan antibiyotiklerle tedavi edilir.267 Antibiyotik seçimi hastalık nedeni olduğundan şüphe edilen organizma ve pnömoninin toplumdan mı edinildiği yoksa hastane ortamında mı geliştiği dahil çeşitli faktörlere bağlı olacaktır. En yaygın seçenekler klindamisin, beta-laktam antibiyotik ile metronidazol kombinasyonu veya aminoglikozittir.268

Aspirasyon pnömonisinde kortikosteroidler bazen kullanılır ancak etkilerini destekleyen bulgular sınırlıdır.269

Prognoz

Tedaviyle birlikte çoğu bakteriyel pnömoni türü 3–6 gün içerisinde stabil hale gelir.270 Çoğu belirtinin giderilmesi genellikle birkaç haftayı alır.271 Röntgen bulguları genellikle dört hafta içerisinde bilgi sağlar ve ölüm oranı düşüktür (%1'den az).272273 Yaşlılarda veya diğer akciğer sorunu olan kişilerde iyileşme 12 haftadan uzun sürebilir. Hastaneye yatırılması gereken kişilerde ölüm oranı %10 kadar yüksek olabilir ve yoğun bakım gereken hastalarda bu oran %30-50'ye çıkabilir.274 Pnömoni ölüme yol açan en yaygın hastaneden edinilmiş enfeksiyondur.275 Antibiyotiklerin görülmesinden önce hastaneye yatırılan hastalardaki ölüm oranı genellikle %30'dur.276

Özellikle yaşlılarda ve altta yatan sağlık sorunu olan kişilerde komplikasyonlar meydana gelebilir..277 Diğerlerinin yanı sıra bu komplikasyonlar empiyem, akciğer absesi, bronşiolit obliterans, akut respiratuar distres sendromu, sepsis ve altta yatan sağlık sorunlarının kötüleşmesini içerir.278

Klinik tahmin kuralları

Pnömonide sonuçlarla ilgili daha tarafsız bir şekilde tahminde bulunmak üzere klinik tahmin kuralları geliştirilmiştir.279 Bu kurallar çoğunlukla kişinin hastaneye yatırılıp yatırılmayacağına karar vermede kullanılır.280

Plöral efüzyon, ampiyem ve abse

Pnömonide, akciğerin çevresindeki boşlukta sıvı birikimi meydana gelebilir.283 Bazen, mikroorganizmalar bu sıvıya enfeksiyon bulaştırıp empiyeme neden olurlar.284 Empiyemi daha yaygın basit parapnömonik efüzyondan ayırmak için, bir iğne yardımıyla sıvı alınıp (torasentez) incelenebilir.285 Torasentezle ampiyem bulgusuna rastlanırsa sıvının tamamen boşaltılması gerekir ve bu işlem için genellikle drenaj kateteri kullanılır.286 Şiddetli ampiyem vakalarında, ameliyat gerekli olabilir.287 Antibiyotikler plöral boşluğa kolayca geçemediklerinden enfeksiyonlu sıvı boşaltılmazsa enfeksiyon devam edebilir. Sıvı steril (mikropsuz) ise, yalnızca belirtilere neden olması ya da giderilememesi durumunda boşaltılması gerekir.288

Nadiren, akciğerdeki bakteriler akciğer absesi denen enfeksiyonlu sıvı kesesi oluşturur.289 Akciğerdeki bu abseler genellikle röntgende görülebilir ancak tanının doğrulanması için çoğunlukla göğüs BT taraması gerekir.290 Abseler normalde aspirasyon pnömonisinde oluşur ve çoğunlukla değişik türde bakterileri içerir. Akciğer absesinin tedavisinde genellikle uzun süre kullanılan antibiyotikler yeterlidir fakat bazen abse cerrah ya da radyoloji uzmanı.tarafından boşaltılmalıdır.291

Solunum ve dolaşım yetmezliği

Pnömoni, infeksiyon ve inflamatuvar yanıtın sonucu olan akut solunum sıkıntısı sendromunu (ARDS) tetikleyerek solunum yetmezliğine neden olabilir. Akciğer hızla sıvıyla dolar ve sertleşir. Alveolar sıvıya bağlı olarak oksijeni çıkaran şiddetli güçlüklerle birlikte meydana gelen bu sertlik durumunda, kişinin sağ kalması için uzun süreli mekanik ventilasyon gerekebilir.292

Sepsis olası bir pnömoni komplikasyonudur ancak normalde yalnızca zayıf bağışıklığı olan kişilerde ya da hiposplenizm durumunda meydana gelir. En yaygın görülen organizmalar Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae ve Klebsiella pneumoniae'dir. Diğer belirti nedenleri miyokard enfarktüsü ya da pulmoner embolizm gibi düşünülmelidir.293

Epidemiyoloji

Pnömoni, yılda yaklaşık olarak 450 milyon kişiyi etkileyen ve dünyanın her yerinde meydana gelebilen yaygın bir hastalıktır.294 Tüm yaş gruplarındaki başlıca ölüm nedenidir ve yılda 4 milyon ölüme yol açar (dünyadaki toplam ölümün %7'si).295296 Bu oranlar beş yaş altı çocuklarda ve 75 yaş üstü erişkinlerde daha yüksektir.297 Gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere oranla yaklaşık beş kat daha sık meydana gelir.298 Yaklaşık 200 milyon vakanın sorumlusu viral pnömonidir.299 Amerika Birleşik Devletlerinde pnömoni, 2009 itibarıyla başlıca 8. ölüm nedenidir.300

Çocuklar

2008'de, yaklaşık 156 milyon çocukta pnömoni görülmüştür (151 milyonu gelişmekte olan ülkelerde ve 5 milyonu gelişmiş ülkelerde).301 %95'i gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen 1,6 milyon ölüme ya da beş yaş altı çocuklardaki ölümlerin %28-34'e neden olmuştur.302303 Hastalık yükünün en fazla olduğu ülkeler: Hindistan (43 milyon), Çin (21 milyon) ve Pakistan (10 milyon).304 Düşük gelirli ülkelerdeki çocuklarda görülen başlıca ölüm nedenidir.305306 Bu ölümlerin çoğu yenidoğan döneminde meydana gelir. Dünya Sağlık Örgütü, yenidoğan bebeklerde görülen üç ölümden birinin pnömoniye bağlı olduğunu tahmin etmektedir.307 Pnömoniye neden olan bakteriler için piyasada etkili bir aşı var olduğundan, bu ölümlerin yaklaşık olarak yarısı teorik olarak önlenebilir.308

Tarihçe

İnsanlık tarihi boyunca pnömoni yaygın görülen bir hastalık olmuştur.309 Belirtiler Hipokrat (MÖ 460 –

  1. tarafından tanımlanmıştır:310"Buna bağlı olarak peripnömoni ve plöritik hastalıklar görülecektir: Ateş akutsa, her iki tarafta da ağrı varsa, ya da her iki durum da söz konusuysa, soluk verme olursa, öksürük olursa, çıkan balgam sarı ya da kurşun renginde ise ya da koyu, köpüklü ve kırmızı ise ya da yaygın olandan farklı bir özelliği varsa... Pnömoni son mertebesindeyken, kişi arındırılmamışsa durum tedavi edilebilir değildir ve nefes darlığı varsa, idrarı koyu ve keskinse, boyun ve baş kısmı terliyorsa, ki bu gibi terlemeler kötüdür, boğulma, hırıltı ve hastalığın şiddeti ilerliyorsa ve üstünlüğü elde ediyorsa durum kötüdür."311 Ancak, Hipokrat pnömoniden "eski uygarlıkların adlandırdığı" bir hastalık olarak bahsetmektedir. Ayrıca, cerrahi ampiyem drenajını da bildirmiştir. Maimonides (MÖ 1135–1204) şu şekilde gözlemlemiştir: "Pnömonide meydana gelen ve her zaman görülen temel belirtiler şöyledir: akut ateş, yan tarafta batıcı plevra ağrısı, kısa ve hızlı soluklar, tırtıklı nabız ve öksürük."312 Bu klinik tanımlama modern kitaplarda bulunanlarla oldukça benzerdir ve Orta Çağdan 19. yüzyıla kadar olan tıbbi bilgi derecesini yansıtmaktadır.

Edwin Klebs, 1875'te pnömoniden ölen kişilerin hava yollarında bakterileri gözlemleyen ilk kişidir.313 Yaygın iki bakteriyel neden olan Streptococcus pneumoniae ve Klebsiella pneumoniae'yı tanımlayan ilk çalışma Carl Friedländer314 ve Albert Fränkel315 tarafından, sırasıyla, 1882 ve 1884 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Friedländer'ın ilk çalışmasıyla, günümüzde hâlen bakterilerin tanımlanması ve kategorize edilmesinde kullanılan bir temel laboratuvar testi olan Gram boya tanıtılmıştır. Christian Gram'ın 1884 yılındaki prosedürü açıklayan makalesi iki bakterinin ayrıştırılmasına yardımcı olmuş ve pnömoniye birden fazla bakterinin yol açabileceğini göstermiştir.316

"Modern tıbbın babası" olarak bilinen Sir William Osler pnömoninin neden olduğu ölüm ve sakatlığı değerlendirmiş ve pnömoniyi, o zamanlardaki başlıca ölüm nedenlerinden biri olan tüberküloza yetiştiği için, 1918'de "ölüm adamlarının kaptanı" olarak tanımlamıştır. Bu ifade aslında John Bunyan tarafından "tüketim"le (tüberküloz) ilişkili olarak uydurulmuştur.317318 Daha yavaş ve daha ağrılı ölüm şekilleri olmasına rağmen pnömoniye bağlı ölüm çoğunlukla hızlı ve ağrısız olduğundan, Osler de pnömoniyi "yaşlı adamın arkadaşı" olarak tanımlamıştır.319

1900'lerdeki çeşitli gelişmeler pnömonisi olan kişilerde görülen sonuçları düzeltmiştir. 20. yüzyılda penisilin ve diğer antibiyotiklerin, modern cerrahi tekniklerin ve yoğun bakımın gelişiyle, gelişmiş ülkelerde %30' yaklaşan pnömoni kaynaklı ölüm hızla düşmüştür. Bebeklerin *Haemophilus influenzae*tip B'ye karşı aşılanması 1988 yılında başlamış ve kısa bir süre içerisinde vaka oranında dramatik bir düşüşe yol açmıştır.320 Yetiştinlerin Streptococcus pneumoniae bakterisine karşı aşılanması 1977, çocukların aşılanması 2000 yılında başlamış ve benzer bir düşüşe neden olmuştur.321

Toplum ve kültür

Gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek hastalık yükü ve gelişmiş ülkelerdeki nispeten düşük hastalık farkındalığına bağlı olarak, küresel sağlık toplumu 12 Kasım gününü, ilgili vatandaş ve politikacıların hastalığa karşı harekete geçmesini sağlayacak Dünya Pnömoni Günü ilan etmiştir.322 Toplumdan edinilmiş pnömoninin küresel ekonomik maliyetinin $17 milyar olduğu tahmin edilmektedir.323

Kaynakça

Orijinal kaynak: zatürre. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. McLuckie A (editör). Respiratory Disease and its Management. Springer, New York, 2009

  2. Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015

  3. Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019

  4. Tukington C, Ashby BL. The Encyclopedia of Infectious Diseases, 3rd edition. Facts on File Inc., New York, 2007

  5. George RB. Chest Medicine<span>: Essentials of Pulmonary and Critical Care Medicine, 5th edition. Lippincott-Williams&Wilkins, Philadelphia, 2005</span>

  6. Darby J. Could it be Legionella? Australian Family Physician. 37(10): 812–815, 2008

  7. Ortqvist A. Streptococcus pneumoniae: Epidemiology, risk factors, and clinical features. Seminars in Respiratory and Critical Care Medicine, 26 (6):563–74, 2005

  8. Tintinalli JE. Emergency Medicine: A Comprehensive Study Guide: Emergency Medicine, McGraw-Hill, New York, 2010

  9. Bowden RA, Ljungman P, Snydman DR. Transplant Infections, 3rd edition. Wolters Kluwer Health/Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia, 2010

  10. Klatt EC. Pathology of HIV/AIDS, 30th edition. Mercer University School of Medicine Savannah April 22, 2019

  11. Mason R, Broaddus VC, Martin T, et al. Murray and Nadel's Textbook of Respiratory Medicine, 5th Edition, Saunders, Philadelphia, 2010

  12. Murray and Nadel (2010). Chapter 37.

  13. Vijayan VK. Parasitic lung infection. Current opOinion in Pulmonary Medicine, 1 (3):274-282, 2009

  14. Costabel U, Du Bois RM, Egan JJ (editors). Diffuse Parenchymal Lung Disease. Karger, Basel-New York-Sydney-Tokyo, 2007

  15. Kumar AK, Abdelmalak B, Inoue Y, Culver DA. Pulmonary alveolar proteinosis in adults: pathophysiology and clinical approach. The Lancet Respiratory Medicine, 6 (7): 554–565, 2018

  16. Mendelson, CL. The aspiration of stomach contents into the lungs during obstetric anesthesia. American Journal of Obstetrics and Gynecology. 52:191–205, 1946

  17. Çöloğlu AS. Oral Patoloji (Ağız Patolojisi), Yeditepe Üniversitesi Yayınları, Mor Ajans, 2007

  18. Lynch T. A systematic review on the diagnosis of pediatric bacterial pneumonia: When gold is bronze. PLoS ONE, 5(8): e11989, 2010

  19. Ezzati M, Lopez AD, Anthony AR, Christopher JLM (‎2004)‎. Comparative quantification of health risks: global and regional burden of disease attributable to selected major risk factors, WHO, 2004

  20. Call, SA. Does this patient have influenza? Journal of the American Medical Association. 293 (8):987–997, 2005

  21. Hoare Z. Pneumonia: update on diagnosis and management. British Medical Journal, 332(7549):1088-1079, 2006

  22. Lim WS, Baudouin SV, George RC, et al. BTS guidelines for the management of community acquired pneumonia in adults: update 2009. Thorax, 64 (Suppl 3), 1–55, 2009

  23. Sharma, S. Radiological imaging in pneumonia: recent innovations. Current Opinion in Pulmonary Medicine. 13 (3):159–169, 2007

  24. Dunn, L. Pneumonia: classification, diagnosis and nursing management. Nursing Standard (Royal College of Nursing - Great Britain)<span>,19 (42):50–54, 1987</span>

  25. Demicheli V, Jefferson T, Al-Ansary LA, et al. Vaccines for preventing influenza in healthy adults. Cochrane Database Systematiche Review, 13;(3):CD001269, 2014

  26. Mandell LA, Wunderink RG, Anzueto A, et al. Infectious Diseases Society of America/American Thoracic Society consensus guidelines on the management of community-acquired pneumonia in adults. Clinical Infectious Diseases, 44(Suppl 2):S27-72, 2007

  27. Jefferson TO, Demicheli V, Deeks JJ, Rivetti D. Cochrane Database Systematiche Review, 3: CD001169, 2004

  28. Ranganathan, SC. Pneumonia and other respiratory infections. Pediatric Clinics of North America. 56 (1):135–156, 2009

  29. Gray DM, Zar HJ. Community-acquired pneumonia in HIV-infected children: a global perspective. Current Opinion in Pulmonary Medicine. 16 (3):208–216, 2010

  30. Huang L, Cattamanchi A, JL Davis JL. HIV-associated Pneumocystis pneumonia. Proceedings of the American Thoracic Society, 8(3): 294-300, 2011

  31. Murray and Nadel (2010). Chapter 32.

  32. Cunha (2010). Pages6-18.

  33. Cunha (2010). Pages 250-251.

  34. Ruuskanen O.Viral pneumonia. Lancet, 377 (9773):1264–1275, 2011

  35. Nair GB, Niederman MS.Community-acquired pneumonia: an unfinished battle. The Medical Clinics of North America, 95(6):1143-1161, 2011

  36. Wojsyk-Banaszak I, Breborowicz A. Pneumonia in Children. InTechOpen, February 2013

  37. Hippocrates On Acute Diseases wikisource link

  38. Maimonides, Fusul Musa ("Pirkei Moshe").

Kategoriler