Vizigot Krallığı, Geç Antik Çağ ve Erken Orta Çağ dönemlerinde, yaklaşık olarak 5. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar İber Yarımadası (günümüz İspanya ve Portekiz) ve Güneybatı Galya (günümüz Fransa'sı) bölgelerinde hüküm sürmüş bir Germen krallığıdır. Başlangıçta Roma İmparatorluğu'nun foederatisi olarak ortaya çıkan Vizigotlar, Batı Roma İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla birlikte bağımsızlıklarını ilan etmiş ve kendi krallıklarını kurmuşlardır.
Vizigotlar, diğer Germen halkları gibi, Doğu Avrupa kökenlidir. 3. yüzyılda Gotlar'ın bir parçası olarak Karadeniz'in kuzeyinde yaşamışlardır. Roma İmparatorluğu ile sık sık çatışma halinde olan Vizigotlar, 4. yüzyılda Hunlar'ın baskısıyla batıya doğru göç etmeye başlamışlardır.
376 yılında Vizigotlar, İmparator Valens'ten Tuna Nehri'ni geçerek Roma topraklarına sığınma izni almışlardır. Ancak, Roma yönetiminin kötü muamelesi ve yolsuzluklar, Vizigotların 377'de isyan etmesine yol açmıştır. 378'de Hadrianopolis Muharebesi'nde Roma ordusunu ağır bir yenilgiye uğratan Vizigotlar, Balkanlar'da etkili bir güç haline gelmişlerdir.
Hadrianopolis zaferinden sonra Vizigotlar, Roma İmparatorluğu ile karmaşık bir ilişki sürdürmüşlerdir. Bir yandan Roma İmparatorluğu'nun foederatisi olarak hizmet etmişler, diğer yandan da kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmişlerdir. 410 yılında Vizigot kralı Alarik, Roma şehrini yağmalamıştır. Bu olay, Batı Roma İmparatorluğu'nun zayıflığının bir göstergesi olarak kabul edilir ve tarihte önemli bir dönüm noktasıdır.
Roma'daki yağmadan sonra Vizigotlar, Galya'ya (günümüz Fransa'sı) yerleşmişlerdir. 418 yılında Roma İmparatorluğu ile yapılan bir anlaşma sonucunda, Galya'nın güneybatısında, merkezi Toulouse olan bir krallık kurmuşlardır.
Vizigotlar, İber Yarımadası'nda Suebi, Vandallar ve Alanlar gibi diğer Germen halklarıyla karşılaşmışlardır. Uzun süren savaşlar ve siyasi manevralar sonucunda Vizigotlar, İber Yarımadası'nın büyük bir bölümünü kontrol altına almayı başarmışlardır.
Vizigotlar, başlangıçta Germen geleneklerine bağlı bir toplum yapısına sahip olsalar da, zamanla Roma kültürüyle etkileşim içinde olmuşlardır. Vizigot Krallığı'nda Latin dili ve kültürü yaygın olarak kullanılmış, Roma hukuk sistemi benimsenmiştir.
Vizigot sanatı ve mimarisi, Roma ve Germen etkilerinin bir karışımını yansıtmaktadır. Vizigot kiliseleri ve sarayları, dönemin mimari özelliklerini taşımaktadır.
Vizigot toplumunda, kralın yetkileri sınırlıydı ve soyluların önemli bir rolü vardı. Kral, soylular tarafından seçilirdi ve soyluların desteğini kaybetmesi durumunda tahttan indirilebilirdi.
Vizigot hukuku, Roma hukukunun ve Germen geleneklerinin bir karışımını yansıtmaktadır. 7. yüzyılda Kral Recceswinth tarafından derlenen Liber Iudiciorum (Vizigot Kanunu), Vizigot Krallığı'nın en önemli hukuk metnidir. Liber Iudiciorum, hem Vizigotlar hem de İspanyol-Romen halkı için geçerli olan bir hukuk sistemi oluşturmuştur.
Vizigot Krallığı'nın son kralı Roderic, Guadalete Muharebesi'nde öldürülmüştür. Vizigot soyluları, kuzeye sığınarak bağımsız Hristiyan krallıklar kurmuşlardır. Bu krallıklar, İber Yarımadası'nın Müslümanlardan geri alınması sürecinde (Reconquista) önemli bir rol oynamışlardır.
Vizigot Krallığı, İber Yarımadası tarihinde önemli bir yere sahiptir. Vizigotlar, İber Yarımadası'nda Roma ve Germen kültürlerini bir araya getirmiş, Hristiyanlığın yayılmasına katkıda bulunmuşlardır. Vizigot hukuku ve kurumları, İber Yarımadası'nın sonraki dönemlerinde etkili olmuştur.