süngerler ne demek?

Süngerler [Porifera; Latince, porus (delik) ve ferre (taşımak)], omurgasız hayvanlar şubesi. Eumetazoa'nın kardeş grubudur.1 Su diplerinde kayalara, hayvan kabuklarına veya zemine yapışarak yaşar. Süngerler suyu içine alıp filtre eder, böylece suyu temizler ve filreledikleri suda bulunan mikroorganizmalar ile beslenir. Gelişmiş sistemleri yoktur. Dolaşım sisteminin görevini vucut içinde bulunan delikler arasından geçen su akıntıları ile gerçekleşir. Sindirim vucut arasından dolaşan küçük parçaçıkları her hücrenin kendi yakalaması ile olur. Boşaltımda bu aradan geçen akıntıda her hücrenin çevreye salgıladığı atıklar vasıtasıyla olur. Kısacası tek başına hayatta kalabilecek ökaryot hücrelerin belli bir simetriyle yığın oluşturması olarak özetlenebilir. Yani kısaca özelleşmiş bir organ sistemi yoktur ama her hücresinde sistemlerin işlevini basit bir şekilde yapacak durumdadır.

Açıklama

Süngerler, çok hücreli olmaları, heterotrofik olmaları, hücre duvarlarından yoksun olmaları ve sperm hücreleri üretmeleri bakımından diğer hayvanlara benzerdir. Diğer hayvanlardan farklı olarak, gerçek dokulardan ve organlardan yoksundurlar.23 Tüm süngerler, suda yaşayan hayvanlardır. Su altı yüzeyine yapışır ve yerinde sabit kalırlar (yani seyahat etmezler). Tatlı su türleri olmasına rağmen, büyük çoğunluğu deniz (tuzlu su) türleridir ve habitatları gelgit bölgelerinden 8800 m'yi (5,5 mil) aşan derinliklere kadar değişir. Bilinen yaklaşık 5.000-10.000 sünger türünün çoğu sudaki bakteriler ve diğer mikroskobik yiyeceklerle beslenmesine rağmen, bazıları fotosentez yapan mikroorganizmaları endosembiyoz olarak barındırır ve bu ittifaklar genellikle tükettiklerinden daha fazla yiyecek ve oksijen üretir. Besin açısından fakir ortamlarda yaşayan birkaç sünger türü, esas olarak küçük kabukluları avlayan etoburlar olarak evrimleşmiştir.4 Çoğu tür, bazı türlerde salınan ve diğerlerinde "anne" tarafından tutulan yumurtayı döllemek için sperm hücrelerini suya bırakarak cinsel üremeyi kullanır. Döllenmiş yumurtalar , yerleşecek yer bulmak için yüzen larvalara dönüşür. 5 Süngerlerin kırılan parçalardan yenilendiği çoğu görece ilkel türde olduğu gibi belirgin bir özelliktir, ancak bu yalnızca parçalar doğru hücre türlerini içeriyorsa işe yarar. Birkaç tür tomurcuklanarak çoğalır. Örneğin sıcaklıklar düştüğünde, çevresel koşullar süngerler için daha az misafirperver hale geldiğinde, birçok tatlı su türü ve birkaç deniz canlısı gemmul yani süngerlerde bulunan iç tomurcuk yapılar olan, eşeysiz üreme ile ilgili kısımlar üretir. Bu gemmullar, bir organizmaya, yani yetişkin bir süngere dönüşebilen, eşeysiz olarak çoğalan bir hücre kütlesidir. Koşullar iyileşene kadar hareketsiz kalan özelleşmemiş hücrelerin "hayatta kalma bölmeleri"; daha sonra ya tamamen yeni süngerler oluştururlar ya da ebeveynlerinin iskeletlerini yeniden kolonize ederler. 6

Çoğu süngerde, mezohyl adı verilen bir iç jelatinimsi matris, bir iç iskelet işlevi görür ve yumuşak süngerlerdeki kayalar gibi sert yüzeyleri kaplayan tek iskelettir. Daha yaygın olarak, mezohil mineral spiküller , sünger lifler veya her ikisi ile sertleştirilir. Demospongiae sınıfında karşımıza çıkan özelliklerdendir; birçok türün silika dikenleri vardır, oysa bazı türlerin kalsiyum karbonat dış iskeletleri vardır. Bu sınıf tüm tatlı su türleri dahil, bilinen tüm sünger türlerinin yaklaşık %90'ını oluşturur ve en geniş habitat yelpazesine sahiptirler. Calcarea sınıfının yani Türkçe taksonomi sınıflandırmasında "kalkerli süngerler" sınıfı, kalsiyum karbonat (CaCO3) spiküllerine yani iskelet görünümlü iğne şeklindeki mineral temelli yapılara ve bazı türlerde kalsiyum karbonat dış iskeletlerine sahip bu canlıların yaşam alanı kalsiyum karbonat üretiminin en kolay olduğu nispeten sığ deniz sularıyla sınırlıdır.7 Bazı uzmanlara göre en uzun ömürlü hayvanlardan olan ve kırılgan bir spikül bazlı bir "iskelet" benzeri yapı içeren kırılgan Hexactinellida ya da Türkçede bilinen adıyla "cam süngerleri" sınıfı, yırtıcıların nadir olduğu kutup bölgeleri ve okyanus derinlikleriyle sınırlıdır. Bu yüzden cam süngerleri nispeten nadirdir ve çoğunlukla deniz seviyesinden 450 ila 900 metre arasındaki derinliklerde bulunur. Bu duruma tek isnisna Oopsacas minuta türü sığ suda bulunmuş olsa da, diğerleri çok daha derinlerde bulunmuştur.89 Özellikle Antarktika ve Kuzey Pasifik sularında yaygın olmalarına rağmen, dünyanın tüm okyanuslarında bulunurlar. 580 milyon yıl öncesine tarihlenen kayaçlarda bu tür fosillerin örneklerine rastlanmıştır. Ayrıca 530-490 milyon yıl önce fosilleri kayalarda yaygın olan Archaeocyathidler günümüzde bir sünger türü olarak kabul edilmektedir. Archaeocyatha taksomu üyeleri ya da bazı amatör Türk biyoloji meraklılarının verdiği ismi ile "Kadim Kupa Süngerleri"10 Kambriyen Dönemi'nde sıcak tropik ve subtropikal sularda yaşayan soyu tükenmiş, sapsız, resif inşa eden deniz süngerlerini tanımlamak için kullanılır.

Tek hücreli ökaryot, Choanoflagellatea sınıfı ya da Türkçe isimleri ile koanoflagellatlar(yakalı kamçılılar), su akış sistemlerini çalıştırmak ve yiyeceklerinin çoğunu yakalamak için kullanılan süngerlerin koanosit hücrelerine benzer. Bu, ribozomal moleküllerin filogenetik çalışmalarıyla birlikte süngerlerin diğer hayvanlarla kardeş grup olduğunu öne sürmek için morfolojik kanıt olarak kullanılmıştır.11 Bazı araştırmalar süngerlerin monofiletik bir grup oluşturmadığını, başka bir deyişle ortak bir atadan gelenlerin tümünü ve yalnızca torunlarını içermediğini göstermiştir. Son filogenetik analizler, süngerlerden ziyade taraklıların yani Ctenophora şubesinin diğer hayvanların kardeş grubu olduğunu ileri sürmüştür.121314

Sünger yaşamı

Savunma Sistemleri

Süngerler, diğer birçok hayvanın karmaşık bağışıklık sistemlerine sahip değildir. Bununla birlikte, diğer türlerden gelen aşıları reddederler, ancak onları kendi türlerinin diğer üyelerinden kabul ederler. Birkaç deniz türünde gri hücreler, yabancı maddelerin reddedilmesinde başrolü oynar. İşgal edildiklerinde, etkilenen bölgedeki diğer hücrelerin hareketini durduran ve böylece davetsiz misafirin süngerin iç taşıma sistemlerini kullanmasını engelleyen bir kimyasal üretirler. İzinsiz giriş devam ederse, gri hücreler bölgede yoğunlaşır ve bölgedeki tüm hücreleri öldüren toksinleri serbest bırakır. "Bağışıklık" sistemi bu aktif durumda üç haftaya kadar kalabilir.15 Bu tarz bağışıklık sistemleri hayvanlar aleminin en temel bağışıklık sistemlerinden biri sayılabilir.

Üreme

Süngerlerin gonadları yani üreme organları olmamasına rağmen, süngerlerin çoğu hermafrodit yani aynı anda her iki cinsiyete sahip canlılardır. Süngerler eşeyli ya da eşeysiz üreyebilirler.16

Eşeyli üreme

Eşeyli üremede mazenşimatil tabaka içinde yumurta ve spermatozoitler meydana gelir. Her iki çeşit üreme hücresi de aynı vey ayrı ayrı hayvanlarda bulunabilir. Döllenme vücut içerisinde gerçekleşir. Yan deliklerden suyla giren spermatozoonlar, göçmen hücreler tarafından taşınarak yumurtayı döllerler. Birkaç tür, döllenmiş yumurtaları suya bırakır, ancak çoğu yumurtaları yumurtadan çıkana kadar tutar. Dört tür larva vardır, ancak hepsi, kamçıları veya kirpikleri larvaların hareket etmesini sağlayan bir dış hücre katmanına sahip hücre toplarıdır. Birkaç gün yüzdükten sonra larvalar batar ve yerleşecek bir yer bulana kadar sürünür. Hücrelerin çoğu, önce minyatür bir yetişkin süngere ve daha sonra bulundukları yere uygun olacak tiplere dönüşürler.17

Eşeysiz üreme

Eşeysiz üreme vücudun yanlarındaki tomurcuklarla meydana gelir. Tomurcuk ana hayvandan ayrılarak yeni bir sünger meydana getirir. Ayrılmadığı takdirde sünger kolonisi meydana gelmiş olur.

Tatlı su süngerlerinde sert iklimlere karşı "gemulla" denilen bir üreme şekli görülür. Sonbahara doğru mezenşim tabakası içinde toplu iğne başı boyutunda renkli kürecikler meydana gelir. Bunlar bol besinli embriyonal hücrelerdir. Gemulla denen bu küreler iki katlı bir zarla çevrilidirler. Ana hayvan öldükten sonra bunlar çok soğuklarda dahi hayatlarını sürdürebilirler. İlkbaharda gemulla içindeki üreme hücreleri etrafındaki deliklerinden çıkarak yeni süngerleri meydana getirirler.

Yaşam döngüsü

Ilıman bölgelerdeki süngerler en fazla birkaç yıl yaşar, ancak bazı tropikal türler ve belki de bazı derin okyanus türleri 200 yıl veya daha fazla yaşayabilir. Bazı kalkerli süngerler yılda yalnızca 0,2 mm (0,0079 inç) büyür ve bu oran sabitse, 1 m (3,3 ft) genişliğindeki numuneler yaklaşık 5.000 yaşında olmalıdır. Bazı süngerler sadece birkaç haftalıkken cinsel üremeye başlarken, diğerleri birkaç yaşına kadar bekler.18

Hareket ve hücresel koordinasyon

Yetişkin süngerler, nöron hücresinden ve bunla bağlantılı olarak herhangi bir sinir dokusundan yoksundur.1920

Galeri

Dosya:Reef3859 - Flickr - NOAA Photo Library.jpg|Sünger biyoçeşitliliği; Aplysina fistularis (sarı), Niphates digitalis (mor), Spiratrella coccinea (kırmızı) ve Callyspongia (gri) Karayip Denizi, Kayman Adaları. Dosya:Chaetetid Bird Spring Upper Carboniferous Nevada.jpg|Bir geç Karbonifer fosili, Nevada Elephant-ear-sponge.jpg| Aplysina aerophoba.jpg|

Kaynakça

Kitap

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: süngerler. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Moroz LL, Kocot KM, Citarella MR, Dosung S, Norekian TP, Povolotskaya IS, et al. (June 2014). "The ctenophore genome and the evolutionary origins of neural systems ". Nature. 510 (7503): 109–14.

  2. Bergquist PR (1998). "Porifera". In Anderson DT (ed.). Invertebrate Zoology. Oxford University Press. pp. 10–27. ISBN <bdi>978-0-19-551368-4</bdi>.

  3. Hayvanlar Ansiklopedisi sf. 352

Kategoriler