sistem ne demek?

Dizge, diğer adıyla Sistem, birbiriyle etkileşen veya ilişkili olan, bir bütün oluşturan cisim veya varlıkların bileşkesidir. Bu varlıklar soyut veya somut olabilirler.

Tanım ve kapsam

Sistem kavramının farklı tanımları yapılmıştır. Genel olarak düzenli bir biçimde birbirini etkileyen ve birbirine bağlı birimlerden, değişik bölümlerden oluşan ve genel bir plana göre kurulan, belirli bir sonuca ulaşmak için amaca yönelmiş bir bütündür.1 Sistemler, parçalardan oluşan dizinin, bütünün genel amacına doğru birlik halinde çalışması ile ortaya çıkan yapılardır.2 Ackoff'a göre Sistem aralarında ilişki bulunan, belirli bir amaca ulaşmak için, birbirleriyle etkileşimde olan elemanlar grubudur. Birbirine bağımlı olan (etkileşen veya ilişkili olan) iki veya daha fazla parçadan oluşan, çalışma ve özellikleri itibarıyla belirli bir sınırı olan örgütlenmiş ve bölünmez bir bütündür. Aynı zamanda dış çevre ile ilişkisi olan cisim veya varlıkların bileşkesidir.3

Bilimsel bir kavram olarak ilk kez Eski Yunanca’da ortaya çıkan “Sistem” değişik alanlarda hatta günlük dilde kullanılan bir sözcük olarak değişik ama birbirine benzer ve bağlantılı anlamlar içermektedir ve bu anlamların farklı kullanımlar içerisinde öne çıktığı görülmektedir. Türkçede ilk kez “Sistem” sözcüğüne Mehmet Bahaettin’in “Yeni Türkçe Lugat” (1924) adlı eserinde rastlanır. Kelimenin anlam içerikleri başlıca şu şekildedir:

  1. Düzen: En genel ve en basit anlamıyla bir düzeni veya düzenli işleyişi, planlı, programlı ilerleyişi ifade eder. Örneğin: Sistemli çalışmak… Sistem kavramı çoğu zaman “düzen” ile ilişkilendirilir. “Dünyaya ve insanlara, çalışanlara, ekonomik faaliyetlere ve üretilen mallara baktığımızda ilk sorulacak soru şu olabilir: Bunun altındaki sistem ve düzen nedir?” (Walter Eucken, 1952). Bu bağlamda Türkçede bazen “Düzen” sözcüğünün Sistem manasında kullanıldığına da rastlanır. Örneğin: “Yeni Dünya Düzeni”.
  2. Yöntem: Bir sonuç elde etmek için belirli bir plana göre önceden saptanan yol, usul, yordam. Örneğin: Merkez Bankası yanlış bir sistem uygulamaktadır.
  3. Düzenek (Mekanizma): Bir aracı veya mekanik bir yapıyı oluşturan tertibat, tesisat, düzenek. Belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kompleks bir biçimde düzenlenmiş öğeler ya da parçalar bileşimi veya yapı. Örneğin: Fren sistemi, Arıtma sistemi.
  4. Oluşum: Bir bütünü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı öğelerin tümü, bütünleşik bir yapı veya kompleks yapılanma. Örneğin: Güneş sistemi, Solunum sistemi.

Ayrıca şu anlamları da ihtiva eder.

  • Prosedür: Tek tip (tek düzen) bir plan veya standart uygulamalara dayalı sıralı işleyiş veya süreç. Veya ardışık olarak ilerlemesi gereken bir işlemler dizisi ya da döngü. Örneğin: Ücretlendirme sistemi, Muhasebe sistemi, Envanter sistemi, Randevu sistemi
  • İşleyiş: Bir sonuç elde etmeye yarayan geliştirilmiş uygulama (aplikasyon), araç ya da bu bunların bileşimi. Örneğin: İşletim sistemi, Bilişim sistemi.
  • Model: Bir bütünün niteliğini anlamak için örneklenerek ele alınan veya incelenen parça veya versiyon. Bu anlam bütüne yönelik olarak örneğe yapılan vurguyu içerir. Örneğin: Son sistem bir yarış arabası.

Etimoloji

Sözcük 'birleşme', 'oluşma', 'bir araya gelme' anlamını taşıyan Latince "Systēma" ve Yunanca yerleşme, konumlanma birleşme, bir arada duruş manalarını içeren “Sustēma” (σύστημα) kelimelerinden türemiştir.4 Bu sözcükler Fr. “Système”, İng. “System”, Alm. “System” (okunuşu “Ziystem”), İsp. “Sistema”, Rus. “Sistema” şekline dönüşerek günümüzdeki biçimine ulaşmıştır. Fransızca’da “birçok unsurdan oluşan düzen" manası ön plana çıkar.

Farklı okunuşlarına rağmen tüm Dünya’da kullanılan ortak bir terim haline gelmiş olan bu sözcük nadiren de olsa bazı dillerde farklı sözcüklerle karşılanmaktadır.

  1. Dizge”: Öz-Türkçe bir kelime olarak Sistem kavramı karşılığında önerilmiştir. Ancak günlük kullanımda fazla yaygınlaşmamıştır ve genel olarak bilimsel terminoloji içerisinde de çok fazla kabul görmemiştir. Bu sözcüğün kelime kökenine bakıldığında diziler halindeki bir oluşumu, ardışıklığı, düzenli bir yapılanmayı ifade ettiği görülmektedir.5 Örneğin: Eğitim Dizgesi Sorunları.
  2. Nizam”: Modern Arapça’da birebir sistem manasını karşılamaktadır ve Arap ülkelerinin pek çoğunda bu tabir tercih edilmektedir.6 Örneğin: “Manzume-i Şemsiyye” (Güneş Sistemi) tamlamasındaki “Manzume/Manzumah” biçimi Nizam sözcüğünün çekimli halidir. Veya Arapça "Nazariyet-ül Nizam" (Ar. نظرية الأنظمة) tamlaması "Sistem Teorisi" manası taşır. Dizmek, sıralamak manaları bu sözcüğün kökeninde de bulunur. Osmanlıca üzerinden Türkçeye de geçmiş olan bu sözcük Osmanlıca’da düzen manası taşımaktadır 7 Örneğin: Osmanlı Kanunnamelerinde sıklıkla kullanılan “Nizam-ı Alem” tabiri 8. Günümüzde Türkçede hâlen bu anlamda kullanılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Arapça’daki anlamı Osmanlıca’da olduğundan biraz daha geniştir.

Sistemin özellikleri

Sistem birbiriyle madde, enerji veya bilgi alışversinde bulunan elemanlar veya parçaları anlamına gelir. Öğeler, ilişkiler ve faaliyet (eylem) ve amaç sistemlerin ortak noktalardır. Bu noktalardan hareketle, sistem öğelerden oluşmuştur. Bu öğeler arasında çeşitli boyutlarda ilişkiler vardır. Öğeler arasındaki ilişkiler ise belli bir amaca hizmet etmeye (faaliyete - eyleme) yönelmiştir. Bu durumda bu elemanlarını ve onların eylemlerini kapsayan matematiksel veya mantıksal bir model oluşturulabilir. Sistemde düzenli ve uyumlu bir işleyiş söz konusudur. Epistemolojik (bilgi fesefesi) açısından bakıldığında bu durum evrendeki düzenli işleyişin doğal bir sonucudur. Düzenli ve uyumlu işleyişteki bir aksaklık veya uyumsuzluk bir soruna yol açar. Bu sorunun büyümesi ise krize dönüşür. Örneğin siyasal anlamdaki sistem krizleri veya ekonomik krizler gibi…

Sistemler kendi aralarında bir hiyerarşi (üstlük ve astlık konumlanması) içerir.9 Bu yaklaşım farklı isimlerle yapılan sınıflandırmalarda ortaya koyulur. Örneğin yukarıda bulunandan aşağıya doğru Süper sistem, Supra sistem, Sistem şeklinde bir adlandırma yapıldığı gibi genişliğine veya kapsadığı alana göre Makro sistem, Mezo sistem, Mikro sistem şeklindeki adlandırmalara da rastlanabilmektedir. Türkçede ise Üst sistem, Sistem, Alt sistem kavramları da tercihen kullanılmaktadır.

Sistemin başlıca özellikleri şunlardır: Alt birimlerden oluşur. Alt birimler arasında tanımlı ilişkiler vardır. Her sistem, kendini meydana getiren daha küçük alt sistemlerden oluşur. Bir sistem, daha büyük bir sistemin parçasıdır (Evren hariç). Belirli bir amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Belirli bir sınırı vardır. Her sistem bir çevrede faaliyet gösterir. İç ve dış çevresi vardır. İç ve dış çevre ile etkileşim içindedir. Sistem bir döngü oluşturur. Girdileri, işleyişi, çıktıları, dengesi, denetimi ve geri bildirimi vardır. Anlamlı bir bütündür. Önemli olan bütündür, parçalar bu bütüne katkıda bulunduğu ölçüde önemlidir. Değişkenler ve parametreler (sabitler) bulunur. Dengeli durum ve dinamik bir denge vardır. Mekanik, biyolojik, organik ve sosyal sistemler bulunabilir. Sistem anlayışına göre aslında tüm evren sistemlerden örülmüştür. Bir sistem kendi başına süreklilik arz eder. Ancak üst sistemle birlikte sona erebilir. Kimi durumlarda dışarıdan enerji ve kaynak almaya bile ihtiyaç duymaz.

Bütün bunlardan hareketle Sistemi oluşturan ana özellikler şu şekilde özetlenebilir: Parçalar mutlaka birbiriyle ilişkilidir. Parçalar mutlaka birbiriyle uyumludur. Çalışırken bir bütün oluştururlar.

Sistem, davranış veya örgütlenmeyi belirleyen kurallara da değinebilir. Örneğin; Kanunlar insan sosyal davranışlarını belirleyen bir sistemdir. Gramer, dil kullanımını belirleyen bir sistemdir.

Gerçek cisimlerin veya varlıkların sistemlere bölünmeleri veya onlardan sistemlerin oluşturulması keyfidir, bu anlamda sistemler soyut bir kavramdır.

Sistem aynı zamanda kurallar bütünüdür. Bir organizasyonun olumlu sonuçlandırılması için zaman içinde elde edilen tecrübelerin birikimiyle oluşmuş bilgi kümelerinin ihtiyaç duyulan alanda kullanılmasıdır. Sistem, aralarındaki ilişkiler bulunan ve belli bir amacı gerçekleştirmek üzere bir araya getirilmiş elemanlardan oluşan bir bütün şeklinde tanımlanır. Her sistem daha büyük başka bir sistemin parçasıdır.

Sistem örnekleri

  1. Anatomik olarak organizmada aynı işlevleri gerçekleştirmek için birbirleriyle ilgili veya bağlantılı organların oluşturduğu birlik. Örneğin: Karınca Sindirim sistemi.
  2. Kimya biliminde üzerinde inceleme yapılan belirli sınırlarla çevrilmiş olan evrenin bir parçası. Örneğin: Moleküler sistem.10
  3. Biyolojide üzerinde ölçme yapılan belirli canlılar topluluğu. (Doğal olmakla birlikte denetimli olarak oluşturulmuştur). Örneğin: Koli-Basili Bakteri Kültürü Sistemi.
  4. Bilişimde sayılara dönüştürülebilen veri tanımlama yöntemleri. Örneğin: Bilgisayarların işleyişinin temelini oluşturan “0” ve “1” rakamlarının dizilişinin kombinasyonlarına dayalı olarak kullanılan “İkili (Binary) sistem”.
  5. Hukuk açısından bir işlemle veya zorunluluk sonucu ortaya çıkan insan toplulukları. Örneğin: Hapishaneler yarı-kapalı bir sistemdir.

Bunların dışında daha özgün ve özelleşmiş anlamlar içeren sistem örnekleri de mevcuttur. Örneğin:

  • Düşünce Biçimi: Felsefede bir düşün/düşünce (ide/idea) etrafında toplanmış çeşitli bilgiler anlamına gelir.11 Ayrıca temel bir prensip ya da bir dünya görüşüne göre düzenlenmiş olan öğretiler, bilgi birikimi ve düşünceler bütünü manası taşır. Örneğin: Felsefede Descartes’den önce bir sistem anlayışı bulunmaz ve oluşturduğu analitik düşünce sistemi bu alanda bir ilktir.
  • Yönetim Biçimi: Bu anlam daha çok siyasi bir oluşumu veya devletin işleyişini ifade eder. Örneğin: “Türkiye'de sistem sorunu yoktur.” (-Çağatay Yılmaz)12. Ayrıca Kapitalist sistem, Sosyalist sistem, Liberal sistem, Komünist sistem, Kolonyalist sistem, Feodal sistem gibi ekonomik temelli siyasal yönetim anlayışları da bu anlamın içeriğine dahildir.

Açık ve kapalı sistemler

Sistem ile sistemin içinde faaliyet gösterdiği çevre arasında enerji, malzeme, bilgi-alışverişi varsa ve çevresiyle ilişki kuruyorsa açık sistemdir. (Erdoğan, 1983: 40) İşletme gibi sosyal sistemler açık sistemlerdir. Kapalı sistemler, çevresiyle etkileşim ya da girdi-çıktı alış verişi olamayan sistemlerdir. Çevreleriyle ilişki içine girmeye ihtiyaçları yoktur.

  • Açık Sistem: Çevreden girdiler alan, bunları işleyerek çevreye çıktılar sunan ve çıktılarına ilişkin dönüt alan ve en az bir amacı gerçekleştiren sistemlere açık sistemler denmektedir. Açık sistem içinde yer alan öğelerden birinin ya da ikisinin bulunmaması sistemin yapısını ve türünü etkilemektedir. Sistem içindeki tüm öğeler birbirleriyle yakın bir ilişki içindedirler. Biyolojik ve toplumsal sistemler açık sistemlerdir. Açık sistemlerin Büyüme yeteneği ve kendilerini koruma eğilim ve yeteneği vardır.
  • Yarı Açık Sistem: Yarı açık sistemde, girdiler, işlemler ve çıktılar yer almakta ancak yeterli ve sürekli dönüt bulunmaktadır. Bu yüzden de sistemin amacına ulaşıp ulaşmadığı, ne düzeyde ulaştığı, aksaklıkların hangi öğe ya da öğelerden kaynaklandığı bilinememekte ve buna yönelik önlemler alınamamaktadır. Bu da sistemin ya sağlıksız büyümesine ya da küçülmesine fakat her iki durumda da bozulmasına ve bir süre sonra da ölmesine yol açabilir.
  • Kapalı Sistem: Yeterli girdisi ya da çıktısı bulunmayan bunun sonucu olarak da dönütü olmayan sistemler kapalı sistem olarak tanımlanmaktadır. Örneğin yeterli kayıt alamayan ya da mezun veremeyen bir okul, kapalı sisteme örnek olarak verilebilir. Kapalı sistem, çevresi ile etkileşimde bulunmayan bir sistemdir. Kapalı sistemler, bünyelerinde mevcut olan entropi nedeni ile bir süre sonra faaliyetlerini durdurmak zorunda kalırlar. Mekanik sistemler kapalı ya da açık sistemlerdir.

Sistem türleri

  • Doğal Sistemler: Büyüklüğü, amacı, yapı ve işleyişi insan tarafından tasarlanmayan sistemlerdir. Örneğin: Güneş sistemi. Alt Türleri: Biyolojik sistemler, Ekolojik sistemler, Fizyolojik sistemler…
  • Yapay Sistemler: Büyüklüğü, amacı, yapı ve işleyişi insan tarafından tasarlanan sistemlerdir. Örneğin: Bilgisayar sistemleri. Alt Türleri: Mekanik sistemler, Yönetim sistemleri, Siyasal sistemler, Ekonomik sistemler, Sosyal sistemler …

Alt sistem

Bir sistemi oluşturan, birbiriyle ilişkili ve çoğu kez de birbirine bağımlı parçalardır. Her sistemin bağlı olduğu daha büyük sistemlere de üst sistem denmektedir. Sistemlerin etkili ve verimli çalışabilmesi başka sistemlerle iyi işleyen bir ilişkiye ve alt sistemlerin iyi çalışmasına bağlıdır. Her alt sistem de ayrı bir sistem olarak incelenebilir. Sistem, alt sistemleriyle kaçınılmaz bir ilişki içindedir. Bir altsistem ise sistemin parçası olan ve kendisi de bir sistem oluşturan bir öğeler kümesidir. Parçalardan (alt sistemlerden) biri üzerinde yapılacak değişiklik sistemin tümünü etkileyecektir. Bir altsistem sistemin parçası olan ve kendisi de bir sistem oluşturan bir öğeler kümesidir.

Sistem yaklaşımı

Sistemlerin özelliklerini çalışan bilim dalı Sistem Kuramı, daha yakın zamanda ise Sistemik olarak adlandırılmıştır. Bu bilim dalı, madde ve zihnin organizasyonunu inceler, sistemlerin ait oldukları konudan bağımsız olarak genel kavram ve ilkeleri araştırır. İncelenen bir sorunu veya olguyu bir sistem olarak ele alan bilimsel ve düşünsel anlayıştır. Organizmaları, yapıları, örgütleri, mekanizmaları, doğal oluşumları bir bütün oluşturacak biçimde birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkili veya bağıntılı unsurlar dizisi olarak inceler. Değişik oluşumları içindeki unsurları ve nitelikleri arasındaki ilişkiler topluluğu olarak algılayan ve açıklayan bir yaklaşımdır. Olayların, durumların ve gelişmelerin incelenmesinde kullanılan bir bakış açısı bir düşünce tarzı, bir metottur. Sistem yaklaşımı, olaylar ve olgular arasındaki ilişkilerin ve karşılıklı etkileşimini inceleyerek analizlerde bulunur. Günümüzde sistem yaklaşımı metodolojik bir alan olmaktan ziyade bir yöntem, bir bakış açısı ve bir değerlendirme yöntemi olarak fen bilimlerinin yanı sıra eğitim, psikoloji, sosyoloji, siyaset, ekonomi gibi sosyal bilimlerde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Sistem Yaklaşımı kimi zaman Sistem Kuramı (İng. Systems Theory) adıyla bilimsel bir teori olarak değerlendirilir.

“Sistem Yaklaşımı” Avusturyalı biyolog Ludwig von Bertalanffy’nin 1920’lerde başlattığı “Genel Sistem Kuramı” (İng. Uluslararası yaygın isim: “General Systems Theory”, Alm. orijinal isim “Allgemeine System Theorie / Lehre”) bilim dünyasında dikkat çekmiştir.13 Alman felsefe ekollerinin savaş öncesi Almanca konuşulan komşu ülkelerdeki (Avusturya, İsviçre) etkinliği bilimde yöntem arayışlarına katkı sağlamıştır

Kaynakça

Ayrıca bakınız

Literatür

  • Ackoff, Russel (2012), Systems, Organizations and Interdisciplinary Research
  • Bailey, Kenneth D. (1994). Sociology and the New Systems Theory: Toward a Theoretical Synthesis. New York: State of New York Press.
  • Baransel, Atilla (1993), Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi, İstanbul: Avcıol Basım
  • Bertalanffy, Ludwig von (1945), Zu einer allgemeinen Systemlehre, Blätter für deutsche Philosophie, 3/4, Biologia Generalis, (1949)
  • Brauckmann, Sabine (1999). Ludwig von Bertalanffy (1901-1972), ISSS Luminaries of the Systemics Movement
  • Braziller, George (1968), General System theory: Foundations, Development, Applications, New York: revised edition 1976: ISBN 0-8076-0453-4
  • Braziller, George (1975), Perspectives on General Systems Theory. Scientific-Philosophical Studies, E. Taschdjian (eds.), New York, ISBN 0-8076-0797-5
  • Buckley, Walter F. (1967). Sociology and Modern Systems Theory, New Jersey: Englewood Cliffs.
  • Büyükduman, F. İlke, (2012) Eğitimde Sistem ve Sistem Yaklaşımı
  • Esen, Öner (1984), İşletme Yönetiminde Sistem Yaklaşımı, İstanbul: Alfa Yayınevi
  • Genç, Nurulllah (2007), Yönetim ve Organizasyon, Ankara: Seçkin Yayınevi
  • Klir, George J. (1969). Approach to General Systems Theory.
  • Luhmann, Niklas (1984). Soziale Systeme: Grundriß einer allgemeinen Theorie, Suhrkamp.
  • Marşap, Akın (2000), Yönetsel Sistem, Ankara: Gazi Kitabevi
  • Weckowicz, Thaddus E. (1989). Ludwig von Bertalanffy (1901-1972): A Pioneer of General Systems Theory, Center for Systems Research Working Paper No. 89-2. Edmonton AB: University of Alberta
  • Yozgat, Osman (1984) İşletme Yönetimi, İstanbul: Dilek Matbaası

Orijinal kaynak: sistem. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Ataman, Göksel (2002), İşletme Yönetimi, İstanbul, Türkmen Kitabevi, Sayfa: 131

  2. Efil, İsmail (2010) İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Bursa, Dora Yayınevi, Sayfa: 86

  3. Kaya, Yahya Kemal (1979). Eğitim Yönetimi Kuram ve Türkiye’deki Uygulama. Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, Sayfa: 81

  4. Liddell, Henry George; Scott, Robert; A Greek–English Lexicon, Perseus Digital Library, Sayfa: 1819

  5. Hançerlioğlu, Orhan , 1992, Türk Dili Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi, Sayfa: 175

  6. Wehr, Hans (2011), Arabic-English Dictionary: Dictionary of Modern Written Arabic, Sayfa: 355

  7. Şemseddin Sami, 1901, Kamus-u Türki

  8. Akgündüz, Ahmed (2013) Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, 1. Kitap, 2.Kısım, II. Mehmed Devri Kanunnameleri, İstanbul 2013 (eserin muhtelif yerlerinde)

  9. Litterer, Joseph (1970), Organization, Vol-2, 3-6

  10. BSTS-TDK, Kimya Terimleri, “Sistem”

  11. BSTS-TDK, Felsefe Terimleri, “Sistem”

  12. Haber Alıntısı: Yeni Asır Gazetesi, Mesut Yılmaz, 26.02.1998

  13. Brauckmann, Sabine (1999), Ludwig von Bertalanffy (1901-1972), ISSS Luminaries of the Systemics Movement, 1-50

Kategoriler