Roma, uzun tarihi boyunca birçok kez kuşatılmış ve yağmalanmıştır. Bu yağmalar, şehrin siyasi, ekonomik ve kültürel yapısı üzerinde derin izler bırakmıştır. Bu makalede, Roma'nın tarihindeki en önemli yağmalanmalar incelenecektir.
Roma'nın bilinen ilk büyük yağmalanması, MÖ 390 yılında Galya kabileleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Brennus liderliğindeki Senones kabilesi, Allia Muharebesi'nde Roma ordusunu yenerek şehre girmiştir. Romalılar, Kapitol Tepesi'ne sığınmış olsa da, geri kalan şehir Galyalılar tarafından yağmalanmış ve yakılmıştır. Efsaneye göre, Galyalılar şehri terk etmek için yüksek bir fidye talep etmişlerdir. Bu olay, Roma tarihinde derin bir travma yaratmış ve Romalıların askeri stratejilerini geliştirmelerine yol açmıştır.
MS 410 yılında, Vizigotlar'ın lideri Alarik komutasındaki ordu, Roma'yı üç gün boyunca yağmalamıştır. Bu olay, Batı Roma İmparatorluğu'nun zayıflığının bir göstergesi olarak kabul edilir. Hristiyan olan Vizigotlar, kiliselere dokunmamış olsalar da, pagan tapınakları ve zengin evleri yağmalamışlardır. Bu yağma, Roma'nın prestijini zedelemiş ve imparatorluğun çöküş sürecini hızlandırmıştır.
MS 455 yılında, Vandallar Kralı Genserik liderliğindeki ordu, Roma'yı iki hafta boyunca yağmalamıştır. Vizigot yağmasından daha acımasız olan bu yağma, şehrin sanatsal ve kültürel mirasına büyük zarar vermiştir. Vandallar, tapınakları, sarayları ve özel evleri yağmalamış, birçok sanat eserini ve değerli eşyayı Kuzey Afrika'ya taşımışlardır. "Vandalizm" kelimesi, bu yağma olayından türetilmiştir.
1527'de Kutsal Roma İmparatorluğu ordusu, İmparator V. Karl adına Roma'yı kuşatmış ve yağmalamıştır. Bu olay, Sacco di Roma (Roma'nın Çuvalı) olarak bilinir. İsyancı Alman paralı askerleri (Landsknecht), şehre girerek büyük bir yıkıma neden olmuşlardır. Papa VII. Clement, Castel Sant'Angelo'ya sığınmak zorunda kalmıştır. Bu olay, Rönesans'ın sonunu ve İtalya'daki siyasi dengelerin değişmesini simgeler.
Roma'nın yağmalanması, şehrin ve Batı medeniyetinin tarihinde önemli bir yer tutar. Bu olaylar, Roma'nın gücünü, zayıflığını ve dayanıklılığını göstermiştir. Her bir yağma, farklı nedenlerle ve farklı sonuçlarla meydana gelmiş olsa da, hepsinin ortak noktası Roma'nın tarihinde derin izler bırakmış olmalarıdır. Bu yağmalar, günümüzde de tarihçiler ve araştırmacılar tarafından incelenmekte ve tartışılmaktadır.