Rikâpdar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir saray görevlisidir. Kelime kökeni Farsça "rikâb" (üzengi) ve "dar" (sahip, tutan) kelimelerinden gelir ve "üzengi tutan, padişahın atına binmesine yardımcı olan" anlamına gelir. Zamanla bu görev, padişahın yakınında bulunma ve ona hizmet etme ayrıcalığı nedeniyle daha önemli bir konuma yükselmiştir.
Rikâpdarın temel görevi padişahın ata binmesine yardımcı olmak olsa da, zamanla bu görevin kapsamı genişlemiştir. Rikâpdarlar, padişahın yakınında bulundukları için önemli siyasi ve askeri olaylara tanık olmuşlar ve bazen bu olaylarda rol oynamışlardır. Görevleri şu şekilde özetlenebilir:
Rikâpdarlar, padişahın yakınında bulundukları için önemli bir nüfuza sahip olabilirlerdi. Padişahın güvenini kazanan rikâpdarlar, devlet işlerinde söz sahibi olabilir, önemli kararların alınmasında etkili olabilirlerdi. Bu nedenle rikâpdarlık, saray hiyerarşisinde yükselmek isteyenler için önemli bir basamak olarak görülürdü.
Rikâpdarlar, sadece padişahın ata binmesine yardımcı olan kişiler değil, aynı zamanda onun yakınında bulunan, güvenilir ve sadık hizmetkarlarıydılar. Bu nedenle rikâpdarlık, Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli bir görev olarak kabul edilmiştir.
Tarihte bazı rikâpdarlar, padişah üzerindeki etkileri ve devlet işlerindeki rolleri nedeniyle ün kazanmışlardır. Ancak, rikâpdarlık görevi genellikle saray içindeki daha alt kademelerden birisi olduğu için, bu görevi üstlenen kişilerin hayatları ve etkileri hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır.
Günümüzde rikâpdarlık gibi bir görev bulunmamaktadır. Ancak, "rikâpdar" kelimesi bazen mecazi anlamda, bir kişiye aşırı derecede yakın duran, onun himayesinde olan veya ona yaranmaya çalışan kişiler için kullanılabilir. Bu kullanım, kelimenin tarihi kökeni ve saraydaki konumundan kaynaklanmaktadır.
Bu makale, rikâpdar hakkında temel bilgileri içermektedir. Daha detaylı bilgi için Osmanlı tarihi ve saray teşkilatına dair kaynaklara başvurulabilir.