pkk ne demek?

PKK ( veya )1 veya tam adı ile Partiya Karkerên Kurdistanê (), Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede öz yönetim kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu topraklara sahip olabilmek için2 askerî hedeflere, köy korucularına ve sivillere3456 karşı saldırılar düzenleyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt.789101112 KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır.1314 1978 yılında, Lice'nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve kendisini destekleyen 21 kişi tarafından kurulan1516 PKK'nın ideolojisi, 2005 yılına kadar Marksizm-Leninizm, ardından demokratik konfederalizm17 üzerine kurulu olmuştur.

PKK örgütünün gerçekleştirdiği ilk silahlı eylemler 1978 yılında radikal sol örgütlere karşı gerçekleşmiştir.18 Özellikle Maocu çizgide olan Türkiye İşçi Köylü Partisi'ne (TİKP) karşı Güneydoğu illerinde 1978-1980 yılları arasında çeşitli saldırılar düzenlemiş, önde gelen TİKP mensupları öldürülmüştür.1920 1979-1980 yılları arasında ise, PKK tarafından Siverek'te bulunan Bucak aşiretine ve yöredeki sivillere karşı silahlı eylemler gerçekleştirmiştir.212223 Maddi olarak yeterli desteği aldığını ve yeterli kapasitede militanı olduğunu düşünen örgüt; 1984'te gerçekleştirdiği Eruh ve Şemdinli baskınları ile, o tarihten bu yana Türk güvenlik güçlerine ve sivillere karşı saldırılarını sürdürmektedir.2425

Bazı politikacı ve yazarlara göre, PKK gerek geçmiş dönemde gerekse günümüzde eylemleri için çeşitli Marksist-Leninist örgütler veya partiler ile iş birliği yapmıştır. Örgüt, 12 Mart 2016 tarihinde Halkların Birleşik Devrim Hareketi bileşenleri ile birleşerek Türkiye'de faaliyet yürüten bazı komünist ve Marksist-Leninist silahlı örgütlerle ortak bir cephe oluşturmuştur.26 Bununla birlikte PKK'nın Batılı ülkelerden maddi, manevi ve politik destek gördüğü; hatta örgüte silah ve teçhizat tedarik edildiği öne sürülmektedir.27 Türkiye'deki eylemlerinin finansmanının büyük bir kısmı Türkiye dışından sağlanmaktadır.28 Örgüt, kendine yeterli maddi desteği sağlayabilmek için uyuşturucu ticareti, eroin üretimi, insan ticareti, kara para aklama ve kaçakçılık gibi yasadışı suç faaliyetleri yürütmektedir.293031 2010 yılında, Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan "Organize Suç Tehdidi Değerlendirmesi" raporunda, örgütün sadece eroin kaçakçılığından yılda 50 milyon dolar ile 100 milyon dolar arasında para kazandığı belirtilmektedir.32

PKK; Avrupa Birliği ülkeleri, NATO, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Japonya, Kanada, Kazakistan ve bölgedeki Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ın da aralarında bulunduğu çeşitli ülke ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır.33 Rusya, Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrail, Tunus, Suudi Arabistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ise PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkelerden bazılarıdır.343536 Örgüt, Avustralya merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü'nün (IEP) "2018 Küresel Terörizm Endeksi" raporunda "Avrupa'nın en kanlı terör örgütü" olarak listelendi. 2016 yılında 268 kişinin, 2017 yılında ise 71 kişinin ölümünden sorumlu oldu.37 2020 itibarıyla Türkiye sınırları içerisinde 500 civarı, toplamda 60.000 civarı silahlı PKK mensubu olduğu düşünülmektedir.3839

İdeolojisi ve amacı

PKK'nın ideolojik yapısı Marksizm-Leninizm, Maoculuk, Kürt milliyetçiliği, Apoculuk40 ve demokratik konfederalizm'dir.4142 Abdullah Öcalan, PKK'yı "Kürt proleter devrimci hareketi" ve "ulusal kurtuluş mücadelesi" olarak tanımlamıştır.43

PKK, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede devlet kurmayı amaçlamaktadır.44 Mehmet Ali Birand ile yaptığı ve 16 Haziran 1988 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlanan röportajında Öcalan "Amacımız Türkiye'den toprak koparmak değil, aşamalı şekilde bir gerçeğin kabul edilmesini sağlamaktır. Her şey size bağlıdır." ifadelerini kullanmıştı.45

Faaliyet alanı büyük ölçüde Türkiye toprakları olmakla birlikte, Batı Avrupa'da,46 Suriye, Irak ve İran47 topraklarında da etkinlik göstermektedir.

Tarihi

Arka plan

Kürt isyanları

Osmanlı döneminden itibaren Anadolu'daki Kürtler, merkezi yönetime karşı çeşitli sebeplerle birçok isyanda bulunmuşlardır. 1830'da Mir Muhammed İsyanı, 1918-21'de Koçgiri İsyanı, 1920'de Milli Aşireti Ayaklanması, 1925'te Şeyh Said İsyanı gibi birçok isyan gerçekleşmiştir. Şeyh Said İsyanı sonrası çıkarılan Şark Islahat Planı4849 çerçevesinde Kürt illerinde olağanüstü hâl ilan edilmiş, halka açık yerlerde Türkçe dışında bir dil konuşulması yasaklanmış, Türkçe olmayan köy, ilçe ve il isimleri Türkçeleştirilmiştir. 1926-1930 yıllarında Ağrı ayaklanmaları ve 1937-38'de Dersim İsyanı gerçekleşmiştir. Özellikle Dersim İsyanı sertlikle bastırılmış, 13 bin 160 kişi ölmüş, 11 bin 818 kişi sürgün edilmiştir.50 Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki bu isyan ve ayaklanmalar çoğunlukla aşiret bazlı olup ayrılıkçı veya bağımsızlıkçı bir hüviyet içermemekteydi.

Doğu mitingleri

Türkiye İşçi Partisi 16 Eylül 1967'de Diyarbakır, 24 Eylül'de Silvan, 1 Ekim'de Siverek, 8 Ekim'de Batman, 15 Ekim'de Tunceli, 22 Ekim'de "Doğu Mitingleri" düzenlemiştir. 23 Mayıs 1971'de Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) kurulmuştur.

Apocular dönemi (1974-1978)

Abdullah Öcalan'ın örgütsel geçmişi 1974'te Marksist bir yapı olan Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği (ADYÖD) ile başlamaktadır.5152 Solcu Türk ve Kürt öğrencilerden oluşan dernek, 1975 yılında kapatıldı.

27 Kasım 1978 tarihli kuruluş bildirgesine kadar olan dönem Apocular olarak adlandırılmaktadır. Apocular ismi özellikle Dikmen toplantısından sonra yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öcalan'ın politik fikirlerinin geliştiği ve ülke içinde 1970'lerin ortasına kadar gelişen yapılarla bağlantılarını kurmuş ve tanıtmıştır. Bu dönemin sonlarında fikirlerini harekete koymak için Güneydoğu Anadolu'da var olan feodal yapıda yer bulması ve bu yapıyı kendi amaçları için şekillendirmesi ve kendi amaçlarının da bölgenin yapısı altında şekillenmesi fikrini benimsediler.53

Apocuların çekirdek grubu 16 kişiden oluşmaktaydı. 1975'te grubun Dikmen'de yaptığı bir toplantıda üniversiteyi bırakarak Marksist-Leninist bir grup oluşturma ve bağımsız bir Kürt devleti için savaşma kararı alındı. Alınan kararlar arasında Türk milliyetçilerine saldırılar düzenleme, militan solcularla münazaralar ile Kürt milliyetçiliğini tanıtma ve gösteriler ile dikkat çekme yer alıyordu. Yıllar içinde bu on altı kişiden sadece Öcalan grupta kalmış, bazıları kendi kuruluşunda rol oynadıkları yapı tarafından öldürülmüştür.54

Tunceli Raporu

1978 yılının 15-26 Haziran tarihlerinde Doğu'da denetlemeye çıkan bir mühendis albay, Tunceli'de denetim yaparken oradaki Harita Birliği personeli ve Ziraat Okulu öğretmenlerinden edindiği bilgilerden çok etkilendiğini ve bunları bildirmenin bir vatan borcu olduğunu ifade ederek gördüklerini ve duyduklarını bir rapor hâlinde Genelkurmay Başkanlığına sundu:

— Türkçe bilindiği hâlde askerlere ve emniyet mensuplarına Türkçe cevap verilmiyor.

— Subay, astsubay ve emniyet mensuplarına "faşist köpekler" diyorlar.

— Tunceli Valisi'nin arkasından "Eco'nun (Ecevit) faşist köpeği" diye bağırılmış.

— On beş kadar okulda bayrak merasimi yapılmamakta, İstiklal Marşı söylenmemekte.

— Emniyet müdürü dövülmüş.

— Resmî kişilere bakkallar, "Size satılacak bir şeyimiz yok." diyerek mal satmaktan imtina etmekte, bu yüzden harita personeli jandarma tavassutu ile alışveriş yapabilmekte.

— İstiklal mücadelesinde kullanılacak haritalar yapılıyor diye araziye dikilen harita işaretleri tahrip edilmekte.

19 Mayıs gösterilerine 15 okuldan ancak 17 öğrenci çıkarılabilmiş, o da Ziraat Okulundan öğrenciler.

— Tunceli'deki gizli bir komitenin emri ile sosyal ve ekonomik faaliyetler derhâl durdurulabilmekte.

— Duvarlara sarı yıldızlı Kürt millî bayrağı yapıştırılmakta.

— Kürt millî marşı diye bir marş toplu olarak okunabilmekte.

— Toplu olarak komünist enternasyonal marşı okunmakta.

— Kürt istiklal mücadelesinin patlaması ile birlikte bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun tümden mücadeleye katılacağı anlatılmakta.

Kuruluşu, şehir çatışmaları (1978-1980)

27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis mahallesinde yapılan bir toplantıyla (1. Kongre) "Kuruluş Bildirgesi"ni düzenledi ve adını Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirdi.55 PKK, bu bildirgeyle hareket alanını genişlettiğini de ilan eder ve yeni bir safha olan şehir eylemleri metotlarını uygulamaya başlar. Marksist, Leninist temelli ayrılıkçı bir organizasyon olması sebebiyle sağ organizasyonlarla da çatışmaya girmiştir. Bu dönemde Başkan olarak Abdullah Öcalan, Başkan yardımcısı olarak Cemil Bayık, Yürütme kurulu başkanı olarak Şahin Dönmez, Asker sorumlusu olarak Mehmet Karasungur, İstihbarat sorumlusu olarak Mazlum Doğan, Yürütme kurulu üyesi olarak Mehmet Hayri Durmuş, Yürütme kurulu üyesi olarak Öcalan'ın eşi olan Kesire Yıldırım yer aldı.56

Mayıs 1979'de birçok örgüt mensubunun devlet güçleri tarafından yakalanması üzerine Öcalan, Haziran 1979 tarihinde Türkiye'den Suriye'ye geçmiştir. Ardından Türkiye’de bulunan üst düzey örgüt mensuplarına “etkili bir eylemle PKK’nın kamuoyuna ilan edilmesi” talimatını vermiştir. Bunun üzerine bir grup PKK mensubu, 30 Temmuz 1979 tarihinde Hilvan-Kurt başı Köyünde bombalı ve silahlı saldırı gerçekleştirmiş ve PKK’nın kuruluş bildirisinin sonuç bölümü olay yerine bırakılmıştır.

Kuruluş bildirgesiyle bölgede varlığını geliştirme ve sosyal yapıya bürünme devresine girmiştir. 43.000 olayın yaşandığı dönemde, PKK Şehir Çatışmaları döneminde aktif bir yapıdadır. 12 Eylül 1980 büyük oranda şehir çatışmaları dönemini sona erdirse de organizasyonun eylem kabiliyetini ortadan kaldırmamıştır.57

PKK'nın çatışmaları sadece karşıt görüşlerin çatışması olmakla kalmayıp 30 Temmuz 1979'da Cuma Tak önderliğindeki grup tarafından Urfa Milletvekili Mehmet Celal Bucak'a düzenlenen suikastla, devletle iş birliği içinde olmakla ve Kürtleri sömürmekle suçladığı aşiretlere de yönlendirmiştir.58

1980 darbesi öncesi diğer komünist ve Marksist-Leninist gruplar gibi yapılanmış ve propagandasını silahlı eylemlerle duyurmuştur. 12 Eylül Darbesi ülke içinde yaşamın sekteye vurulmasını amaçlayan faaliyetlere karşı bu faaliyetleri yürüten bireylerin etkisiz kılınması amacı ile yürütülmüştür. Öcalan, ülkeyi terk etmiş ama onunla ülke dışına çıkmayan PKK militanları darbe grubunca yakalanıp hapsedilmişlerdir. Bu grup daha sonra cezaevi direniş hareketinin çekirdeğini oluşturacaktır.59 Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkence ve kötü muamelelere tabii tutulan tutukluların büyük çoğunluğu PKK'ya katılmış ve onun ana omurgasını oluşturmuştur.60 1984 yılında bu cezaevinden tahliyelerin başlamasıyla beraber PKK hızla güç kazanmaya başlamıştır.

Diyarbakır Raporu

Bu dönemde Diyarbakır'da dört lisede millî güvenlik bilgisi dersi öğretmenliği yapan subaylar, 1979'da Genelkurmay Başkanlığına bir rapor sundu:

1. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu, öğretmenlerine olan saygınlıklarını yitirmişlerdir.

2. Öğrenciler dersleri ile uğraşacaklarına siyasetle uğraşmakta ve kendilerinin ayrı bir millet olduklarını söylemekteler.

3. Bir kısım öğrenciler; millî güvenlik bilgisi derslerinin, egemen güçlerin devrimci güçleri uyutmak için konulduğu görüşündeler.

4. Okulun duvarlarında, sıraların üstlerinde Kürtçülük sloganları yazılı. Hiçbir dershanede Atatürk'ün resmi yok.

5. Öğrenciler, millî güvenlik bilgisi öğretmenlerinin şahsında bütün subaylara antipati duymakta ve onları Kürtçülüğe engelleyen bir güç olarak görmekteler.

6. Öğretmen dershaneye girdiğinde hiçbir öğrenci ayağa kalkmıyor. İkaz edilmesine rağmen kalkmamakta direniliyor. Nasıl hareket edilmesi gerektiği kendilerine izah edildiğinde bir öğrenci, "Biz Pavlov'un köpekleri değiliz." diye cevap verebiliyor.

7. Bazı okullarda öğretmene devamlı olarak aşağıdaki sorular sorulmakta:

— Pasaportunuz var mı? Diyarbakır'a nasıl girdiniz?

— Kürdistan Devleti hakkında bilgi verir misiniz?

— Kürtler, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan önce de vardı, ne dersiniz?

Atatürk'ün kaç babası vardı, Atatürk bir önder midir?

8. Öğrencilere, "Bir savaş olsa katılmaz mısınız?" diye sorulduğunda, "Kendi savaşımız olursa katılırız." şeklinde cevap alınıyor.

Bölücülük Raporu

Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanı'nın başkanlığında oluşturulan ve görevlendirilen teftiş kurulunun 22 gün süren Doğu teftişi sonucunda hazırlanan rapor, 6 Nisan 1979 günü Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında yapılan Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı'nda okundu. Rapordan bazı ifadeler şöyleydi:

Bugün Suruç'tan Uludere'ye, daha ötelere kadar, Güney hudut bölgelerimiz adım adım yoğun bir bölücülük humması içindedir.

Oralarda artık Devriye Talimatı'ndaki klasik 2 kişilik devriyelerle göreve çıkmak hayal olmuştur. Bir köye 20 kişiden az müfreze ile girmek, arama yapmak, oradan bir kanun kaçağını çıkarmak artık cesaret isteyen bir iş hâline gelmiştir.

Dağlar, taşlar anlamları korkunç Kürtçe sloganlarla doludur. Şehirler, köy ve kasabalar için için kaynamaktadır. Arkadaşlarımız kendilerini bir müstemlekeci asker gibi hissettiklerini, bölge halkının, kendilerine bir işgal ordusunun subayı nazarı ile baktığını söylemektedirler.

Hudut bölgelerimiz, sessiz ve derinden bir kaosa sürüklenmektedir.

Ne yazık, o yörelerde Silahlı Kuvvetler dışında ayakta duran sağlıklı bir devlet organı daha kalmamıştır. Devlet müesseseleri, yaygın bir güvensizlik ve ürkeklik havası içinde otorite ve saygınlığını yitirmeye başlamıştır.

Biz Mardin'de iken Derik'te bir polis güpegündüz sokak ortasında kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Davaya bakacak olan Derik Hâkimi istirahat almış, bir diğeri kendi kendini reddetmiş, Mazıdağı Hâkimi yetkisizlik kararı vermiş. Yüksek Hâkimler Kurulunca görevli kılınan Mardin Hâkimi ise sanık bir öğretmenle üç eğitim enstitüsü öğrencisini tutuklayacak yürekliliği gösterememiştir. İşin dramatik yanı, savcı, bu sanıkların sorguları yapılırken pencerelere kum torbaları yığılmak suretiyle can güvenliklerinin sağlanması talebinde bulunmuştur.

Biz Mardin'de iken Öğretmen Okulu öğrencileri, derslerin Kürtçe verilmesini sağlamak için dersleri boykot etmişlerdir.

24 Eylül 1978'de Mardin Eğitim Enstitüsü kapısına asılan pano ve pankartlarda şu sloganlar göze çarpıyordu:

"Yaşasın Kürdistan'ın Kurtuluş Savaşı!"

"Yaşasın Kürdistan Devleti!"

"Silahlı Mücadelemiz Sürecektir!"

"Yaşasın Bağımsız Kürdistan!"

"Kürtlere Özgürlük, Sonuna Kadar Savaş!"

Suruç Ortaokulunda bir öğrenci, defterinin yapraklarını niçin "kan, kan, kan" kelimeleri ile doldurmuştur? Körpe çocuklara sınıf geçme notunu ihtilal yapma metodu öğretisine göre veren öğretmenleri denetleyen bir merci kalmadı mı?

Mardin'de polis karakolu otomatik silahlarla taranmış, Cizre'de Kaymakamın evi ve polis karakolu taşlanmıştır. Tekmil devlet memurları açık açık tehdit edilerek günbegün artan baskı ve terör havası içinde pasivize edilmiş ve susturulmuştur.

Bölücülük tehlikesi, amansız bir ahtapot gibi gezdiğimiz hudut kesimlerini sarmış durumdadır. KAWA'lar, SİVANCI'lar, KOMAL, RIZGARI grupları, DDKD'ciler, KUK'çular, DAĞCI'lar, APOCU'lar, yeraltında ve yer üstünde faaliyette bulunan legal, illegal teşekküller kasabalardan köylere doğru korkunç bir doğurganlıkla yayılmakta ve çoğalmaktadırlar.

23 Nisan 1979 tarihli Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı

Doğu bölgesinde yaptığı geziden sonra 23 Nisan 1979 günü yapılan Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı'nda konuşan Adalet Bakanı Mehmet Can, "Bingöl'de okullarda İstiklal Marşı'nın söylenmediğini, Atatürk'ün resminin sınıflardan alınıp çamura atıldığını, buna engel olmaya çalışan öğretmenin öldürüldüğünü" söyledi. Can; hâkim, savcı ve valilerin durumuna dair de şöyle dedi:

"Pertek Savcısı, evinin iki defa bombalandığını söyledi. Hâkimin evini de bombalamışlar. 'Yatak odasının ışığını yakıyor, kendim karanlıkta çatı katında yatıyorum. Ne olur beni buradan alın.' diye yalvardı. Tunceli Valisi de kendisinin alınması için yalvarıyor. Diyarbakır Valisi, Kars Valisi de, 'Ne olur beni buradan alın.' diyorlar."

1980-1984

Temmuz 1979'da Abdullah Öcalan Suriye'ye geçti. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin öncesinde bir avuç PKK militanı Suriye'ye eğitim almak için geçerken, darbenin ardından büyük sayılarda geçiş başladı. 1980-1982 arasında 300 kadar PKK'lı Suriye kontrolü altında olan Lübnan'ın Bekaa Vadisi'ne yerleşmiş ve burada Filistinlilerden eğitim, Suriye'den çoğunlukla örtülü şekilde destek almıştır. 15-26 Temmuz 1981'de PKK ilk konferansını Helvi kampında yaptı. Bu toplantıya 80 kişi katıldı. Kongrede Avrupa'da yapılanmanın güçlendirilmesi ve Türkiye içinde saldırılar için planlar yapılması kararlaştırıldı. Ertesi yıl Dev-Yol ve diğer aşırı sol gruplarla işbirliğine girildi.

1982'de İsrail'in Lübnan'ı işgalinin ardından PKK bölgede kalmaya devam etmiş, Bekaa'daki kamp PKK'nın ideolojik eğitim merkezi olmuştur. 1982'de Öcalan, Mesud Barzani ile Kuzey Irak'ta kamp inşa etme ve Barzani kontrolündeki sınır bölgesinden Türkiye geçme üzerine bir anlaşmaya vardı. 1983 sonunda Suriye ile anlaşamayan Dev-Yol, militanlarını kamplardan çekmeye başladı. Cem Ersever; PKK'nın bu süreçte Bulgar ve Suriye istihbarat birimlerinden yoğun olarak yardım aldığını ileri sürmektedir.61

1983'te üç PKK'lı altı ay boyunca Tunceli-Hakkâri arasındaki bölgeyi inceledi, haritaladı ve köylülerle görüştü. Başka bir grup Diyarbakır-Şırnak arasında keşif yaptı. Bu sayede hem yerlilerin görüşleri öğrenildi hem de daha sonraki saldırılar için güzergahlar, toplanma ve saklanma alanları, coğrafi yapı gibi konularda bilgi toplandı. 1984'te PKK saldırılar için hazırdı.

1984-1993

1984 senesiyle PKK yeni bir yapıya bürünmüştür. Dönemin Suriye hükûmetinin desteği ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerilla savaşı yöntemlerini uygulamaya başlamıştır.6263

Bununla birlikte Öcalan 'Uzun süreli halk savaşı' ilan etti. 'Uzun süreli halk savaşı' 1:'stratejik savunma', 2:'stratejik dengeleme' ve 3:'stratejik saldırı' başta olmak üzere üç aşamadan ibaretti. Bunun ilk aşamasının yöntemini 'Silahlı Propaganda' olarak nitelendirerek Kürdistan Kurtuluş Güçleri (Kürtçe: Hêzên Rizgarîya Kurdistanê, HRK) kuruldu ve üç birlik oluşturdu:64 'Agit' kod adılı Mahsun Korkmaz komutasındaki '14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği' Eruh-Şırnak-Pervari bölgesine, Abdullah Ekinci komutasındaki '21 Mart Silahlı Propaganda Birliği' Hakkâri-Çukurca-Şemdinli ve Ali Ömürcan komutasındaki '18 Mayıs Silahlı Propaganda Birliği' ise Van-Çatak bölgelerine saldıracaktı. Ancak Ali Ömürcan'ın birliği hücuma geçemedi. 15 Ağustos 1984 akşam 21.30'da Eruh ve Şemdinli'de PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirdi.

25 Ekim 1986'da Lübnan'da yapılan 3.kongresinde HRK lağvedilerek yerine Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu (Kürtçe: Artêşa Rizgarîya Gelê Kurdistan, ARGK) kuruldu. 1991-1992 yılında örgütün artan eylemleri 1993'te doruk noktasına ulaştı. 24 Mayıs 1993'te Bingöl-Elazığ karayolunu kesen PKK militanları, eğitimlerini tamamlayarak görev yerlerine sevk edilen silahsız 33 eri otobüslerden indirerek kurşuna dizdi. PKK'lılar, 13 er, bir polis ve 8 vatandaşı da kaçırdılar. Olayın ardından düzenlenen operasyonda, 10 PKK'lı öldürüldü ve kaçırılanlar kurtarıldı.6566

1993-1998

Bu dönem örgütün hayatta ve ülkeler arası yapıda kalabilmek için ideolojisini büyük ölçüde yeniden gözden geçirdiği dönemdir. Komünizm (Marksist-Leninist) yerine sosyalizm benimsenmekte ve kadın erkek eşitliğini savunduğunu göstermek üzere de kadınlar da erkek davranışlarını öne çıkarmaya ve cinsel öğeleri göz ardı etme politikası uygulanmaktadır. Parti içinde dine karşı tolerans gösterilmesi bu yapının uzantısıdır.

Bu değişimlerle PKK, Kürt devleti söyleminden vazgeçmiş ve Türkiye Cumhuriyeti devleti altında otonom bir yapı amaçladığını söylemeye başlamıştır.

Örgüt bu dönemde sivillere yönelik saldırılarını yoğunlaştırmıştır.6768 Hem İnsan Hakları İzleme Örgütü hem de Uluslararası Af Örgütü; PKK'nın “devlet yanlısı” olduğunu iddia ettiği sivillere ve köylere karşı çok sayıda planlı sivil katliam gerçekleştirdiğini ve bunun örgütün resmi politikası olduğunu; 1992-1995 yılları arasında yapılan bu tür katliamlarda 39'u kadın, 76'sı çocuk olmak üzere 360 ​​kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştır.6970

1996'da Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma harcamalarına ayırdığı miktar bütün harcamalarının %4,2'sine kadar yükselmiştir.71

Başbağlar Katliamı (1993)

5 Temmuz 1993 tarihinde 100'e yakın PKK mensubu, Kemaliye'nin Başbağlar Köyü'nde sivilleri kurşuna dizip evleri ateşe verdi. 31 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.727374 Katliamı PKK üstlendi ve Öcalan Davası'nda PKK'nın eylemlerine örnek olarak gösterildi.75 PKK lideri Abdullah Öcalan olaydan habersiz olduğunu ve olayın sorumlusunun Dr. Baran kod adlı bir PKK sorumlusu olduğunu ifade ederek, katliamı PKK'nın düzenlediğini kabul etmiştir.76

İntihar saldırıları (1996-1999)

PKK 1990'ların ikinci yarısından itibaren birçok intihar saldırısı düzenlemiştir. 30 Haziran 1996'da "Zilan" kod adlı PKK'lı kadın militan Zeynep Kınacı, Tunceli'de vücuduna sardığı bombaları İstiklal Marşı'nın okunduğu sırada tören alanında patlattığı olay, Türkiye'de düzenlenen ilk intihar saldırısı oldu. Olayda ikisi astsubay, toplam 6 asker öldü.77 25 Ekim 1996'da ikinci bir canlı bomba olayı daha gerçekleşti. Adana'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü bahçesindeki polislerin arasına dalan PKK'lı Leyla Kaplan üzerindeki bombayı patlattı. Olayda 3 polis öldü.78 29 Ekim 1996'da, Sivas'ta Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı sırada Güler Otaş üzerindeki bombayı patlattı. Saldırıda üçü polis, biri sivil 4 kişi öldü. Sivas polisi hamile kadın giysili bir intihar bombacısı ihbarı almıştı. Alanda şüphelendikleri siyah çarşaflı genç kadını, bir kadın polis tarafından aranması için polis aracına götürürlerken bomba patladı.

Öcalan'ın yakalanmasının ardından intihar saldırıları artış gösterdi. Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan, Alman Der Stern dergisine verdiği bir röportajda "(eğer ağabeyine zarar gelirse) Kürtler kendilerini patlayıcı kemerlerle saracak ve Türk askeriyle beraber havaya uçacaklar" sözlerini kullandı. Örgüt, intihar eylemleriyle Öcalan'ın idam edilmesini engellemeyi ve Türk hükûmetinin sert bir tepki göstererek sivilleri etkileyecek terör karşıtı operasyonlar yapmasını, bu sayede azalan popülaritesini yeniden kazanmayı hedefliyordu. 17 Kasım 1998'de Yüksekova,7980 1 Aralık'ta Lice,81 24 Aralık'ta Van,8283 4 Mart 1999'da İstanbul,8485 20 Mart'ta Başkale,86 27 Mart'ta Taksim Meydanı,87 5 Nisan'da Bingöl,8889 8 Nisan'da Yüksekova,9091 5 Temmuz'da Seyhan92 saldırıları gerçekleşti. Ayrıca birçok saldırı da emniyet birimleri tarafından engellendi.93 PKK'nın bu stratejisi örgüte marjinal bir fayda sağladı.

PKK 2006 ve sonrasında birçok intihar saldırısı daha düzenleyecekti.

1998-2002

Şemdin Sakık'ın yakalanması

13 Nisan 1998'de PKK'nın eski ikinci adamı olup örgütten iltica ederek Mesut Barzani'nin yanına sığınmış Şemdin Sakık (Kod adı: Parmaksız Zeki) ve kardeşi Arif Sakık, Özel Harekât birimleri tarafından ele geçirilerek Türkiye'ye getirilmişlerdir.

Öcalan'ın Suriye'den çıkışı

29 Ağustos 1998'de Abdullah Öcalan MED TV'de yayınlanan basın toplantısına telefon bağlantısıyla katılarak tek taraflı ateşkes ilan etmiştir.94 Buna Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Mesut Yılmaz şöyle yanıtlamıştır:

"Eğer Türk devleti ile savaşmakta çaresizliğini anlayıp da teslim olmak için bir adım atıyorsa, ben bunu olumlu görürüm. Devamının gelmesini bekleriz. Ama eğer kendine Avrupa'da siyasi platformda yer kazanmak için bir oyun peşindeyse boşunadır. Hiçbir zaman muhatap alamayız."

16 Eylül'de Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriye'ye hitaben şöyle konuşmuştur:

"Bazı komşularımız bizim iyi niyetimizi, gösterdiğimiz yakınlığı yanlış değerlendirmişlerdir. Uzun zamandan beri Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp, onu destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Şunu açıkça söylemek istiyorum: Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir. Sabrımız tükenmek üzeredir. Sabrımızı taşırmasınlar."

1 Ekim'de TBMM'nin açış konuşmasında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel:

"Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumdan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum."

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, 6 Ekim'de Türkiye'yi ziyaret ederek arabuluculuk girişiminde bulunmuş ve Türkiye bunu kabul etmiştir.

9 Ekim'de Abdullah Öcalan PKK Yunanistan temsilcisi Ayfer Kaya (kod adı: Rozerin) ve bazı arkadaşları ile birlikte Suriye'yi terk etmiştir. (Bu olay PKK'nın literatürüne "9 Ekim Komplosu" olarak geçmiştir.)

Mısır Dışişleri Bakan Amr Musa 12 Ekim'de Ankara'ya gelerek Süleyman Demirel'e Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'ın mesajını iletmiştir. 19 Ekim'de Adana'da yapılan Türkiye-Suriye görüşmesinin sonucu "Öcalan şu andan itibaren Suriye'de değildir ve kesinlikle Suriye'ye girmesine izin verilmeyecektir" hükmünü de içeren mutabakat metni imzalanmış ve 20 Ekim'de açıklanmıştır.95

Nairobi operasyonu

Lazarus Mavros adına düzenlenmiş Kıbrıs Cumhuriyeti sahte pasaportunu taşıyan Abdullah Öcalan, 2 Şubat 1999'da saat 11.33'te Yunan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (EYP) mensubu Savvas Kalenteridis ile birlikte Kenya'nın başkenti Nairobi'ye gelmiş ve Yunanistan Büyükelçiliğine ait binaya yerleşmiştir.96 Dönemim EYP başkanı ve üst düzey Yunan devlet yetkilileri Kalenteridis'ten Öcalan'ı derhal büyükelçilikten çıkarması istemesine rağmen, Kalenteridis kendine verilen talimatlara uymamış ve Öcalan'ı büyükelçilikte tutmaya devam etmiştir.9798

Öcalan'ın büyükelçilikte kaldığını öğrenen Kenya hükûmeti 15 Şubat'ta Öcalan'ın derhal sınır dışı edilmesini talep etmiş ve Öcalan da Hollanda'ya gitmek koşuluyla binayı terk etmeyi kabul etmiştir. Kenyalı yetkililerin gözetiminde büyükelçilikten ayrılan Öcalan, Nairobi Havalimanı'na götürülmüştür; Kalenteridis de gelmek istemiş fakat buna Kenyalılar izin vermemiştir.99 Öcalan'ın Kenya'da olduğu bilgisine sahip olan Türk güvenlik güçleri bir operasyon hazırlamıştır. Cavit Çağlar'a ait TC-CAG kuyruk numaralı Falcon 900 B tipi uçağı ile, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Engin Alan'ın komuta ettiği operasyon timi Kenya'ya gönderilmiştir. Havalimanına varan Öcalan; bu özel kuvvetler timi tarafından derdest edilerek100 yakalanmış ve Türkiye'ye getirilmiştir.101102103104105 Öcalan 16 Şubat 1999'da saat sabah 3.00'da Türkiye'ye getirilmiş ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit yaptığı açıklamada "Dünyanın neresinde olursa olsun devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözünü yerine getirdi, şehit analarına verilen sözü yerine getirdi." ifadelerini kullanmıştır.

Öcalan'ın yakalanmasında Mossad'la iş birliği yapıldığına dair söylentiler ortaya atılmış fakat bunlar Mossad tarafından yalanlanmıştır.106 Benzer şekilde Kenyalı yetkililerin de Türk yetkilerlerle irtibat halinde olduğu iddia edilmiş fakat bunlar da Kenyalı makamlar tarafından reddedilmiş, Kenya'nın hiçbir şekilde bu operasyonda yer almadığı Kenya hükûmeti tarafından belirtilmiştir.107

Öcalan'ın Yargılanması (1999)

Abdullah Öcalan 29 Haziran 1999 tarihinde Türk Ceza Kanunu'nun muhtelif maddelerinde geçen ve

  1. maddesinde müeyyidesi tespit edilen "devletin birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklarda bir kısmının devlet iradesinden ayırmaya kalkışmak" suçundan yargılandı. Yargılanmasına 31 Mayıs 1999'da İmralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlanan davada Öcalan, PKK örgütünü kendisinin kurduğunu, örgütü sevk ve idare ettiğini, yakalandığı ana kadar örgütün kendisinin liderliği ve komutası altında faaliyetlerini sürdürdüğünü itiraf etti.108

29 Haziran 1999 tarihinde Abdullah Öcalan, oybirliği ile idama mahkûm edildi.109 Karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından da onandı.110111 Mahkemenin gerekçeli kararında Öcalan'ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ile içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadınların da bulunduğu binlerce insanın öldürülmüş olması ve ülke genelinde ciddi tehlike oluşturması nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun

  1. maddesinde düzenlenen cezai sorumluluğu kaldıran veya azaltan nedenlerden yararlandırılmamasına karar verildi. Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından ölüm cezası kararı verildi ancak karar uygulanmadı.112

İlk ifadesinde, yakalandıktan sonra kötü muameleye maruz kalmadığını söyledi ve PKK'nın ölümüne neden olduğu insanlardan özür diledi. Daha sonra ifadesinde PKK'nın 140 ayrı ülkeden destek gördüğünü ve eğer idam edilirse pek çok kan döküleceğini, canı bağışlanırsa çatışmaları bitirmeye çalışacağını söyledi.

Bu davada Öcalan, Türk vatandaşı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun ceza kanununu tanıdığını ve savunmasının hukuki değil siyasi olacağını belirtmiştir.

PKK'nın feshi (1999-2002)

Öcalan, 1 Ağustos 1999'da ateşkesin sürdürülmesini ve silahlı güçlerin Türkiye sınırlarının dışına çekilerek, sembolik barış gruplarının iyi niyetin bir göstergesi olarak Türkiye'ye gelmelerini ister. Ardından, örgüt tarafından PKK'nın silahlı güçleri sınırların dışına çekilerek, biri dağdan biri de Avrupa'dan olmak üzere iki barış grubu gönderilir.

PKK, 2002'de kendisini feshetti ve yerine Kürdistan Demokratik ve Özgürlük Kongresi (KADEK) kuruldu. KADEK, Avrupa Birliğinin terör örgütleri listesinde yer almaktadır.

Çözüm süreci (2009-2015)

Çözüm süreci, 2009 yılında Oslo görüşmeleri ile başlamış ve Öcalan tarafından yazılan, 2013 yılında Diyarbakır'da yapılan Sırrı Süreyya Önder tarafından okunan deklarasyonla halka açıklanmıştır.113

Örgüt yetkilileri Mart 2015'te silahlı mücadeleden vazgeçip, siyasi mücadeleye devam edeceklerini belirtmiştir. Fakat 20 Temmuz 2015'te Irak ve Şam İslam Devleti tarafından gerçekleştirilen Suruç saldırısı akabinde 22 Temmuz 2015'te iki polisin PKK tarafından öldürülmesi ile 2009 yılından beri sürmekte olan çatışmasızlık hali ve çözüm süreci askıya alınmıştır.114115116

2015-günümüz

Hendek çatışmaları (2015-2016)

Ağustos 2015'ten bu yana Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinde özyönetim talebi ve birçok noktada hendek kazılması ve belediye başkanlarının tutuklanmasının ardından ildeki birçok mahallede sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş ve pek çok mahallede sokak çatışmaları çıkmıştır. Meydana gelen bu olaylarda birçok güvenlik görevlisi ve sivil ölmüştür.117118119120121 Çok sayıda okul, hastane, cami, kütüphane gibi devlet kuruluşları PKK tarafından saldırıya uğramıştır.122123124125

2020 Türkiye yangınları

Hatay'da çıkan yangını PKK'nın bir kolu olan "Ateşin Çocukları İnisiyatifi" üstlendi.126 Aynı gün Kahramanmaraş127 ve Osmaniye'de de yangınlar çıktı.128

Gara Katliamı (2021)

13 Şubat 2021 günü Kuzey Irak'taki Gara bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Pençe-Kartal 2 Operasyonu'na başlaması üzerine PKK Gara bölgesinde mağarada tutulan on üç silahsız sivili öldürdü.

2021 Türkiye yangınları

Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Bursa, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Edirne, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kahramanmaraş, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Osmaniye, Sakarya ve Şanlıurfa'da çıkan yangınların PKK tarafından yakıldığı iddia edilmektedir.129

PKK kongreleri

PKK, Abdullah Öcalan ve 21 kurucu üyenin katılımı ile 27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice İlçesi Fis (Ziyaret) Köyü'nde "kuruluş kongresini" gerçekleştirerek kurulmuştur. Toplantıya katılanlar, çeşitli bölgelerin ve illerin ''delegeleri'' olarak katılım gerçekleştirmiştir.130 Bu ilk toplantı PKK tarafından "1. Kongre" olarak da kabul edilir. Kongrede Öcalan tarafından hazırlanan "Tüzük ve Parti Programı" aynen kabul edilmiştir. Kabul edilen programda PKK'nın amaçlarından birinin de Türkiye'deki toprakların bir kısmını ele geçirme hedefi ortaya konulmuştur. Kongrede ayrıca "devletin güvenlik güçleri ve istihbarat kaynakları, Türk milliyetçi örgütleri ve bunların önde gelen liderleri, Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’ndeki nüfuzlu ve popüler kişiler, güneydoğulu milletvekilleri, belediye başkanları, aşiretlerin ileri gelenleri ile sosyal şoven tüm sol örgütlerin" PKK'nın hedefleri arasında olduğu belirtilmiştir.131 Kongre sonrası Öcalan, partinin genel sekreteri seçilmiştir.

2. kongre 20-25 Ağustos 1982 tarihleri arasında Abdullah Öcalan başkanlığında, Suriye-Ürdün sınırına yakın bir Filistin kampında örgütün gerilla stratejisini oluşturmak için yapılmıştır.132 2. kongrede silahlı eğitimin istenen seviyeye ulaştığı, militan sayısının artırıldığı ve İsrail'in Güney Lübnan'ı işgal etmesi sebebiyle Lübnan'da daha fazla kalınamayacağı gerekçe gösterilerek, Türkiye'ye girerek saldırılar gerçekleştirmek için Irak'ın kuzey bölgelerine gitmenin gerektiği ve ilk giriş yapılacak bölgenin Şırnak olması karar altına alınmıştır. 2’nci kongrenin ardından "büyük bir eylemle silahlı propagandadan gerillaya geçişin yapılması" ve günümüzde faaliyet gösteren Halk Savunma Güçleri'nin ilk yapılanması olan Kürdistan Kurtuluş Güçleri'nin (HRK) ilan edilmesi" talimatı verilmiştir. Bu durum, 15 Ağustos 1984 tarihinde Şemdinli ve Eruh’ta yapılan saldırılar ile gerçekleştirilmiştir.

3. kongre 25-30 Ekim 1986 tarihleri arasında Öcalan liderliğinde Lübnan'da, Bekaa Vadisi'nde bulunan Helvi Kampı'nda (Mahsun Korkmaz Akademisi) yapılmıştır.133 Bu kongrede silahlı grupların bölgede varlıklarını sürdürebildiği, önemli ölçüde kitle ve bazı uluslararası çevrelerin açık desteğinin sağlandığı, örgütünün kendisini dünya kamuoyuna tanıttığı değerlendirmeleri yapılmıştır. HRK'nin lağvedilerek yerine Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu'nun (ARGK) kurulması kararlaştırılmıştır. Buna bağlı olarak ARGK'ye bağlı bir yazılı tüzük oluşturulmuştur. Bunlarla birlikte örgüt içi ve dışı istihbarat birimleri oluşturulmuştur.

4. kongre 26-31 Aralık 1990 tarihleri arasında Irak'ın kuzeyinde bulunan Haftanin bölgesinde yapılmıştır. Bu kongreye Öcalan katılmamış, ancak talimat ve değerlendirmelerini kongreye ulaştırmıştır. Bu kongrede; örgütlenme ile ilgili olarak faaliyetlerin en üst seviyede siyasi büro ve askerî komite şeklinde birbirinden ayrılması, halk ayaklanmaları sürecine gelinmesinden dolayı örgütlenmelerin bu ihtiyaca göre şekillendirilmesi, basın yayın faaliyetlerinin geliştirilmesi gibi kararlar alınmış ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasına bağlı olarak klasik Marksist-Leninist yorumlamalarda değişime gidilmiştir.

5. kongre 8-28 Ocak 1995 tarihleri arasında Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilmiştir. Kongrede PKK programında ve tüzüğünde değişiklikler yapılmıştır. Örgütün dış destek sağlaması için örgüte yardım etmeleri kaydıyla her devlet, grup veya kişi ile ittifaka girilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca Sürgünde Kürdistan Parlamentosu'nun (PKDW) oluşturulması gerektiği belirtilmiştir. PKDW'nin kurulmasına yönelik çalışmalar, bu amaçla oluşturulan komisyon tarafından 12 Ocak 1995 tarihinde resmen başlatılmıştır. Sonuç olarak 65 kişilik Sürgünde Kürdistan Parlamentosu'nun kuruluşu 12 Nisan 1995 tarihinde Lahey, Hollanda'da ilan edilmiştir.

6. kongre Ocak-Şubat 1999 döneminde Irak'ın kuzeyinde bulunan Kandil Dağı'nda yapılmıştır. Öcalan’ın hazırlayıp gönderdiği rapor 6’ncı kongreyi yönlendirmiştir. Bu raporda örgüt yapısının yeniden şekillendirilmesinde yaşanan sorunlar belirtilmiştir.

Olağanüstü olarak toplanan 7. kongre 2-23 Ocak 2000 tarihleri arasında Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilmiştir. Kongreye İmralı Adası'nda tutuklu bulunan Öcalan, 4 Aralık 1999 tarihli bir rapor göndermiştir.134 Kongrede, parti programı kökten değiştirilmiştir; yeni programda "ayrı devlet kurmanın 21. yüzyıl dünyasında fazla gerekli ve gerçekçi olmadığı" söylemi kabul edilmiştir.135 Silahlı yapılanma Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu'nun adının Halk Savunma Güçleri (HPG) olarak değiştirilmesi ve buna göre teşkilatlanması kabul edilmiştir.136 Bu kongreyle birlikte serhildan mücadelesinin başladığı da ilan edilmiştir.137

8. kongre 4-14 Nisan 2002 tarihleri arasında yapılmıştır. Öcalan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) sunduğu savunmalar benimsenmiştir.138 Savunmada 21. yüzyılı büyük ölçüde etkileyecek yeni bir küresel sistemin şekilleneceği ve bunun "daha barışçıl, daha demokratik, daha özgürlükçü ve adil bir sistem"139 olacağı ifade edilmiş, bu bağlamda yeni stratejiler oluşturularak örgüt yapısının yenilenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kongrenin ilk günü olan 4 Nisan 2002 tarihi itibarıyla "her alanda PKK adıyla yürütülen faaliyetlerin durdurulduğu" açıklanmış140 ve en üst örgütlenme olarak "Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi" (KADEK) adıyla yeni bir yapı oluşturulmuştur.141

9. kongre (KONGRA-GEL 1’inci Genel Kurul Toplantısı) 27 Ekim-6 Kasım 2003 tarihleri arasında çeşitli ülkelerden gelen 360 üyenin katılımıyla Kandil Dağı’nda yapılmıştır. Öcalan’ın yazdığı rapor kongrenin ana hattını belirlenmiştir.142 Öcalan’ın ileri sürdüğü "demokratik ekolojik toplum" ifadesinin belirleyici rol oynadığı kongrenin açılış konuşmasında dile getirilmiştir.143 Bu kongrede KADEK feshedilerek "Kürdistan Halk Kongresi" (KONGRA-GEL) adıyla yeni bir yapı oluşturulmuştur. Bu değişimin nedenleri arasında "demokratik ekolojik sisteme uyumlu yapılanma", "Marksist-Leninist etkileri değiştiren yeni bir yapılanma" ve "egemen devletlerle barışçıl demokratik çözüm"144 olarak deklare edilmiştir. Kongrede KONGRA-GEL tarafından Kürtlere ait anayasanın olması konusuna vurgu yapılarak buna zemin oluşturacak "Demokratik Haklar Bildirgesi" hazırlanmıştır.145146147

10. kongre (KONGRA-GEL 2. Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı) 16-26 Mayıs 2004 tarihleri arasında, 252 üyenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.148 Öcalan’ın Bir Halkı Savunmak isimli eseri, kongreye rapor olarak sunulmuştur.149 Kongrede tüzük değiştirilmiş, örgütün yapılanması ile ilgili yeni komitelerin kurulması kararlaştırılmıştır.150

11. kongre (Yeniden Yapılanma Kongresi) 28 Mart-4 Nisan 2005 tarihleri arasında, Irak’ın kuzeyinde, 205 üyenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Kongrenin açılış konuşmasında öncekilere benzer olarak Ortadoğu’daki ve dünyadaki sorunların çözümü için PKK'nın yeniden yapılanması ve kurulması gerektiği vurgulanmıştır. Öcalan bu yapılanmayı demokratik konfederalizm şeklinde ifade etmiştir.151

12. kongre (KONGRA-GEL 3. Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı) 4-21 Mayıs 2005 tarihleri arasında, Irak'ın kuzeyinde, 236 üyenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Kongrede içinde bulunulan dönem değerlendirilmiş, Öcalan’ın 21 Mart 2005 tarihinde ilan ettiği demokratik konfederalizm ilkeleri kabul edilmiştir. Bahsedilen bu modele göre İran'da, Türkiye'de, Suriye'de ve Irak'ta oluşacak bir Kürt yapılanmasında tüm Kürtler bir araya gelerek kendi federasyonlarını, birleşerek de üst konfederalizmi oluşturacaklardır.152

13. kongre (KONGRA-GEL 4. Genel Kurul Toplantısı) 17-23 Nisan 2006 tarihleri arasında yapılmıştır. Kongre'de "Kürdistan’daki tüm toplumsal, siyasal, demokratik kurum ve kuruluşları demokratik ulusal birlik çizgisinde dayanışma ve birliği güçlendirmek için bir ulusal konferans" çağrısı deklare edilmiştir. Kongrede ayrıca Öcalan'ın serbest bırakılmasının temel bir ilke olduğu vurgulanmıştır.153

14. kongre (KONGRA-GEL 5. Genel Kurul Toplantısı) 16-22 Mayıs 2007 tarihleri arasında, Irak’ın kuzeyinde 213 üyenin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Kongrede birçok kararın yanı sıra sistemin adında da bir değişiklik yapmıştır. Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK)” ismi kabul edilmiş ve izleyeceği politikalar belirlenmiştir. Bu kongrede; bütün “Kürdistanlı güçlere ulusal konferans” çağrısı tekrar edilmiştir. Ayrıca birinci derecede ele alınması gereken konunun Öcalan’ın sağlığı olduğu belirtilmiş ve örgüt ile ilgili tek muhatap Abdullah Öcalan'dır.” açıklaması yapılmıştır.154

15. kongre 10 Temmuz 2013 günü Kandil Dağı'nda yapılmıştır. Kongre'de YDG-H'nın oluşturulması benimsenmiştir. Yürütme Konseyi'ne Cemil Bayık getirilmiş, eski Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ise HPG'nin başına geçmiştir. Ayrıca özerk yapılanmaların her alanda yapılması fikri benimsenmiştir.155

Örgüt

Yıllara göre ölümler

Örgütün devlete, sivillere, köy korucularına ve karşıt gruplara karşı silahlı propaganda ve şiddet eylemlerine ağırlık verdiği 1984 yılından beri meydana gelen ölümlerde ciddi artışlar gözlenmiştir.156

YıllarPKK üyesiSivilAskerPolisKöy korucusu
1984112024--
19851008267--
19866474403-
198710723749310
1988103813667
1989165136111834
1990350178921156
19913561702132041
19921055761444144167
19931699121848728156
19944114108279443256
1995<sup>Altı aylık</sup>229210854504787

<small>Amerikan Bilim Adamları Federasyonu (FAS)'ın PKK ve terörizm raporu157</small>

Kuzey Irak kampları

PKK Güneydoğu Anadolu bölgesinde yeterli halk desteğini alamadığından ve güvenlik güçleri karşısında 20.000'den fazla kayıp verdiğinden sınır ötesine yerleşmeye çalışmıştır. Uzun süre Suriye'de kaldıysa da, bu hem yeterli olmamış, hem de 1998'den sonra burada da barınma imkânı kalmamıştır. Körfez Savaşı'ndan sonra oluşan güç boşluğundan yararlanan PKK 1990'ların başında Kuzey Irak'a yerleşmiştir. Irak Savaşı (2003) ise PKK'ya daha geniş bir güç boşluğu sağlamış ve Kandil Dağı ve çevresine yerleşmiştir. Bu bölgede 10'dan fazla PKK kampı vardır. ABD, Irak'ı işgal ederken bu kampları ortadan kaldırma sözü vermiş, Bağdat Yönetimi ve yerel Kürt yönetimi de PKK faaliyetlerine izin vermeyeceklerini açıklamışlardır. Ne var ki zaman içinde Her üçü de PKK'yı bu bölgeden sökmeye güçlerinin yetmediğini ima etmişlerdir. Özellikle Mesud Barzani ve Kürdistan Demokrat Partisi ise PKK faaliyetlerine göz yummanın ötesinde silah da sağlamışlardır.158 Irak ordusunun silahları PKK'lıların eline geçerken, bu silahlar sayesinde Türkiye'deki eylemleri artmıştır.159

2006 yılının Temmuz ayında PKK Türk Büyükelçiliği'nin sadece 500 metre ilerisine Öcalan Kültür Merkezi adı altında bir propaganda ofisi açmıştır. Türkiye buranın kapatılması için nota verirken, Amerikalıların ilk açıklaması "Biz böyle bir merkez görmedik" şeklinde olmuştur.

Temmuz 2006'da Türkiye'nin ABD'ye PKK kampları konusundaki tepkileri zirveye çıkmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerekirse sınır ötesi operasyonun tek taraflı olarak yapılacağını ilan etmiştir. Bu tepki bir haftada PKK terörüne verilen ölü sayısının 15'e ulaşması ile oluşmuştur. Bu uyarı Dışişleri ve diğer kanallardan da tekrarlanmıştır.160

Bu sert tepkiler üzerine ABD Başkanı George W. Bush ve Amerikan Dışişleri Bakanı Rice'dan PKK'ya karşı gerekenin yapılacağını söylemiştir.

30 Haziran 2007 tarihinde örgütün kamplarından kaçan biri kadın 4 kişi, Şırnak ilinin Silopi ilçesinde güvenlik güçlerine sığınarak pek çok itirafta bulundu. İtirafçılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin düzenleyeceği sınır ötesi operasyon söylentilerinin PKK mensupları arasında korku yarattığını belirtti.161 Basın mensuplarına da açıklama yapmalarına izin verilen itirafçılar şu açıklamalarda bulundular:

"Biz terör örgütüne kandırılarak katıldık. Örgütte yaşananlar karşısında gerçekleri gördük. Bize, teslim olursanız Türkiye'de kötü muameleyle karşılaşırsınız denildi. Ancak biz buna rağmen gelip güvenlik güçlerine teslim olduk. Bize söylenenlerin hiçbirinin doğru olmadığını gördük. Burada hiçbir kötü muameleye maruz kalmadık. Bizim gibi yüzlerce örgüt üyesi var. Eğer onlara bir güvence verilirse inanıyoruz ki hepsi gelip teslim olur. Son günlerde sınır ötesi operasyon söylentileri örgüt içinde korkuya neden oldu. Bütün kamplar boşaltıldı.''162

Teslim olmak için Habur Sınır Kapısı'nı kullanan itirafçılar, örgütün uzaktan kumandalı mayınlarla gerçekleştirdiği eylemler için gerekli teçhizatı Kuzey Irak'tan temin ettiğini söylediler.163 Kandil Dağı'ndaki kamplara 2 ABD zırhlısının silah getirdiğini öne sürerek ajan olmakla suçlandıklarına ilişkin baskılara dayanamadıklarını ve bu nedenle de teslim olduklarını, bazı arkadaşlarının ise intihar ettiğini söylediler.164

Çocuk militanlar

PKK bünyesinde silahlı çocuklar olduğu için Avrupa'da en çok çocuk askerin bulunduğu ülke Türkiye'dir.165 1994 yılında PKK, çocukları sistematik olarak silahlandırma başlamış, hatta çocuklardan oluşan birlikler kurmuştur.166 1998 yılında, örgütün bünyesinde 3.000 reşit olmayan çocuk vardır.167 Bunların %10'unun kız olduğu bilinmektedir.168 Birleşmiş Milletlerin bir raporuna göre tanık olunan en küçük yaş 7'dir.169 Batı Avrupa ülkeleri, Kuzey Avrupa ülkeleri ve Ermenistan'da yaşayan çocukların, zorla örgüte asker olarak alındığına dair raporlar ve ihbarlar vardır.170171 Benzer şekilde Türkiye'de de, bazı aileler çocuklarının örgüt tarafından zorla kaçırıldığı ve örgüte katıldığını belirtmektedir.172173 2013-2015 yılları arasında en az 410 çocuk PKK'dan kaçıp, Türk güvenlik güçlerine teslim olmuştur.174 3 Eylül 2019 tarihinde, çocuklarının dağa kaçırılıp, PKK'ya katıldığına dile getiren aileler, Diyarbakır HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemine başlamıştır.175176 8 Mart 2020 tarihi itibarıyla 13 aile çocuğuna kavuşmuştur.177 2016 yılında, İnsan Hakları İzleme Örgütü, PKK'nın Kuzey Irak'ta çocukları silahlandırdığını belgelemiş ve örgütün derhal 15 yaş altındaki çocukları silahsızlandırmasını istemiştir.178 Ayrıca, 15 yaş altındaki çocukların silahlandırılmasının bir savaş suçu olduğunu belirtmiştir.179 Amerika Birleşik Devletleri'nin 2019 yılında yayınladığı "İnsan Ticareti Raporu"nda örgütün, 11 yaşından küçük çocukların parasal vaatlerle kandırılarak, Irak'taki eğitim kamplarına götürüldüğü belirtilmiştir.180 2020 Ağustos ayında ise PKK'nın propaganda amaçlı kullandığı sosyal medya ve web siteleri vasıtasıyla, örgüte katılan 12-13 yaşında 14 kız çocuğunun silah altına alındığı örgüt tarafından kamuoyuna servis edilmiştir.181182 Çocuklar örgüt tarafından uyuşturucu ticaretinde de kullanılmaktadır.183 Örgüt; kendi safında savaşmaları için çocukları kaçırıp, zorla silah altına almaya devam etmektedir.184185

Irak Türkmen Cephesine göre, son yıllarda yaşanan silahlı mücadeledeki başarısızlıklar sonucunda PKK ciddi bir eleman sıkıntısı yaşadı ve bunun sonucu olarak silah altına aldığı kişilerin yaşı 10-11'e kadar düştü. Alınan çocukların büyük kısmı ise 14-15 yaş civarında kızlardan oluşuyor.186

Kadın militanlar

Koma Jinên Bilind (Özgür Kadın Kurultayı) isminde kadın militanların oluşturduğu bir gruba sahiptir. Kadın yapılanmasının tarihine bakıldığında Kesire Yıldırım ilk militanlar arasındadır.187

Almanya'daki faaliyetleri

Almanya Kürtlerinin büyük bölümü, PKK ile derin bir bağa sahiptir.188 1990'lı yılların başında özellikle Alman endüstrisi tarafından ucuz işçi olarak sevinçle karşılanan Kürtler, daha sonra içlerinden bir kısmının PKK'nın aktivitelerine olan destekleri ve ülke içinde yarattıkları huzursuzluklar sebebiyle "istenmeyen kişi" durumuna düşmüşlerdir.189 PKK taraftarı eylemlerde bulunan Kürtlerin sayısı Türkiye'ye göre 70.000, Alman hükûmetine göre 11.000'dir, ancak PKK destekçisi gösterilerde bu rakamların çok üzerinde kişi yer almaktadır.190 PKK, Türkiye'deki eylemleri için Almanya'yı bir mobilizasyon üssü olarak kullanmakta, Almanya Kürtleri'nin bir kısmı tarafından desteklenmektedir.191

1992 ve 1993 yıllarında PKK tarafından Almanya Türklerine karşı altı büyük saldırı dalgası düzenlenmiştir.192 Bu saldırılar Türk kökenlilerin iş yerleri ve evlerine yönelik bombalama ve kundaklamalar ile sokaklarda rastgele Türklere saldırılar şeklinde, korku ve terör yaratma amaçlı olarak düzenlenmiştir.193 PKK, 1993 yılından itibaren Almanya sınırları içindeki Türklerde korku yaratma amaçlı saldırılara başlamış, 4 Kasım 1993'te 50 farklı şehirdeki bir seri saldırıda bir kişinin ölümüne sebep olmuştur.194

PKK, Almanya'da çok sayıda basılı ve görsel medyaya sahiptir. Bu amaçla yayımlanan Serxwebûn (Kürtçe: Özgürlük) gazetesi PKK'nın propaganda organı olarak çalışmaktadır. 1995'e kadar Almanya'da periyodik olarak yayımlanan PKK taraftarı 76 farklı yayın bulunmaktadır.195

1996'ya kadar PKK propagandası yapan MED TV, uydu yayını iptal edilerek 1996 yılında kapatılmıştır. Kanal, ardından Polonya ve Fransa tarafından da kapatılmış, yerini ise Roj TV almıştır.196

KGB ve ASALA ilişkileri

Örgüt 1970’li yıllarda kurulmasına rağmen silahlı eylemlerine 1980’li yıllarda başlamıştır. Bazı iddialara göre silahlı eylemlere başlamasının arkasında KGB vardır.197198199

10 Kasım 1980'de PKK, ASALA örgütü ile beraber Strazburg'da bulunan Türk konsolosluğuna karşı bombalı saldırı düzenlemiş ve bunu "verimli işbirliklerinin" başlangıcı olarak kabul etmişlerdir.200 Bununla beraber; ASALA’nın 1983 yılında silahlı gücünü kaybetmesiyle beraber, başta KGB olmak üzere Sovyet yetkililerin Öcalan ve PKK mensuplarını 80’li yılların başından itibaren Bekaa Vadisi’nde eğitmeye başladığı iddia edilmektedir.201 Bekaa Vadisi aynı zamanda ASALA’nın da silahlı eğitim kamplarına ev sahipliği yapmaktadır.202 1983 yılında, Türk güvenlik güçlerinin Kuzey Irak'a yaptığı bir operasyonda; silahlı Kürt militanlar ve ASALA mensupları Türk güçlerine karşı beraber savaşmış hatta ASALA, önde gelen bir militan da dahil olmak üzere 22 üyesini kaybettiğini iddia etmiştir.203204205 Aynı şekilde, Ekim 1984 Kuzey Irak'ta Türk güvenlik güçlerince gerçekleştirilen saldırı sonrası yayınlanan raporlarda 250 Ermeni ASALA üyesinin Kürtler ile beraber savaştığı iddia edilmiştir.206 Yakalanıp, 1985 yılında sorgulanan PKK mensupları, duruşma sırasındaki ifadelerinde: Suriye ve Sovyetler Birliği'nin PKK'nın kurulmasında katkı sağladığını; hatta Suriye, Irak ve Lübnan'da bulunan kamplarda Suriyeliler ve Sovyetler tarafından eğitim aldıklarını öne sürmüşlerdir.207 Öte yandan, CIA'nın 1985 yılında yayınladığı ''Türkiye'de Kürt İsyanı'' adlı raporunda Sovyetler'in PKK'yi örgüt olarak desteklemediğini, hatta desteklememek için haklı sebepleri olduğu belirtilmiştir.208 Bununla beraber CIA; bazı PKK mensuplarının Sovyet eğitmenlerle bireysel olarak temas halinde olabileceğine değinmiştir.209 Aynı raporda, PKK mensuplarının Filistin'deki kamplarda Suriyeliler'in himayesinde eğitim aldığı belirtilmiştir.210 Ayrıca Suriye, başta Türkiye olmak üzere bölgeyi istikrarsızlaştırma politikası izlediği için PKK'ya destek olmaktadır.211212 KGB ajanı Karen Brutents’in hem ASALA hem de PKK’nın kurulma aşamasında fikir babası olduğu iddia edilmekte, iki örgütü de ''anti-Türk'' ideolojisi ile oluşturduğu öne sürülmektedir.213 Bunlara ek olarak, eski bir FSB elemanı olan Aleksandr Litvinenko, Öcalan’ın KGB ve FSB tarafından eğitildiğini beyan etmiştir.214 Litvinenko, 2006 yılında, Rusya, Rus yetkililer ve FSB hakkında yaptığı açıklamalardan sonra sığındığı İngiltere’de zehirlenerek öldürülmüştür.215

Taktikleri

Örgüt genellikle dağlık olan kırsal alanlarda ve yoğun kentsel alanlarda faaliyet gösterir. Dağlık arazi PKK üyeleri için mağaralarda gizleme ve askeri hava operasyonlarından saklanma avantajı sunar. PKK militanlarının bir dönem Yunanistan ve Suriye istihbarat servislerinden eğitim, öğrenim ve lojistik destek aldığı ve buralardan edindiği taktikleri eylemlerinde kullandığı belirtilmiştir.216 Hatta, Yunanistan Ulusal İstihbarat Teşkilatı PKK'nın kurucusu Öcalan'ı, onu yakalamak için arayan Türk yetkililerden korumak için Nairobi'ye kaçırmaya çalışmış fakat yakalanmasına engel olamamıştır.217

Örgüt, tarihsel süreç boyunca, hedeflediği amaçları gerçekleştirmek için farklı taktik ve yöntemlere başvurmuştur. PKK’nın birincil hedefi Türk Hükûmetine bağlı güvenlik güçleridir.218219 Örgüt; Türkiye ve Kuzey Irak’ta güvenlik güçlerine karşı silahlı eylemler gerçekleştirmekte, Avrupa'da ise gösteri yürüyüşleri yapmaktadır.220 Çocukları silahlandırarak bünyesine katmakta, onlara silah kullanma eğitimi vermektedir.221 Verdiği silahlı mücadelenin yanı sıra, Türkiye’nin çeşitli illerinde intihar saldırıları ve bombalı saldırılar düzenlemiş, bu saldırılarda güvenlik güçleri ve siviller ölmüştür.222223224 Hatta Uluslararası Af Örgütü, PKK’nın halka açık yerlere bomba yerleştirdiğini ve örgütünün siviller için ayırt gözetmeden bir tehdit oluşturduğunu beyan etmiştir.225 Bunlara ek olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü; PKK'nın çok sayıda sivil katliamı işlediğini belirtmiştir.226227 PKK'nın yüzlerce sivili katlettiği düşünülmektedir.228 Özellikle 1980'li yıllarda PKK sık sık ''devlet yanlısı'' olarak adlandırdığı köylere saldırmış, köy korucuları ile girdiği çatışmalarda çapraz ateş sonucu birçok kadın ve çocuğu öldürmüştür.229 Silahlı çatışmaların yanı sıra, köy korucularının akrabaları bazen de kasıtlı ve keyfi olarak öldürülmüştür.230 1992 ile 1995 yılları arasında, örgütün resmî politikası çerçevesinde bu tip 25 katliam gerçekleştirilmiş, 39'u kadın, 76'sı çocuk olmak üzere 360 kişi köylerde ölmüştür.231 Yine aynı zaman diliminde, İnsan Hakları İzleme Örgütü, PKK'nın izlediği taktik doğrultusunda, başta devlet memurları ve öğretmenler olmak üzere silahsız 768 kişinin yargısız bir şekilde örgüt tarafından öldürüldüğünü rapor etmiştir.232 1984 yılından beri en az 90 öğretmeni öldüren PKK, eylemlerinde öğretmenleri hedef almaktadır.233234 En son 9 Haziran 2017'de öğretmen Şenay Aybüke Yalçın ve 16 Haziran 2017'de öğretmen Necmettin Yılmaz PKK unsurları tarafından öldürülmüştür.235236237

Türkiye'nin turizm endüstrisine zarar vermek amacıyla PKK, turistik yerleri ve otelleri bombalamış hatta yabancı turistleri de kaçırmıştır.238239240241 1993 yılında, örgüt mensuplarınca, batı ülkelerinden Türkiye'ye turistik amaçla gelen 19 turist kaçırılmış, 8 turist ise 1994 yazında kaçırılmıştır.242243 2005 yazında, örgüt tarafından Kuşadası'nda gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında bir İngiliz, bir İrlanda, 3 de Türk vatandaşı ölmüştür.244245 Haziran 2012'de, bir grup PKK üyesi tarafından Diyarbakır ve Bingöl arasında bir yol kesilmiş ve bir İngiliz turist kaçırılmıştır.246

"AK Parti'nin düşünce kuruluşu" olarak da anılan,247 Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın yayınladığı bir analize göre örgütün, eylemlerini şehir merkezlerinde gerçekleştirerek sivilleri kalkan olarak kullandığı belirtildi.248

Araçlar ve silahlar

Genelkurmay Başkanlığı, Temmuz 2007 yılında, 1984-2007 arasında PKK militanlarından ele geçirilen silahlar ve kökenleri hakkında bir rapor yayınladı. Rapora göre silah toplam sayısı ve izlenebilir olanlar için kökeni aşağıdaki gibidir:249

PKK'nın izi sürülebilen silahları ve menşeleri (Temmuz 2007)250
Tip
Kalaşnikof
Tüfekler251
Roketatar
Tabanca
El bombası
Mayın

Etkileri

Can kaybı

Bölgelere göre PKK'nın eylemleri252253
Hedef
Hükûmet
İsyan254
İnsan kaçırma255
Suikast256
Sabotaj257
Kimyasal savaş
Bombalı saldırı258
Polis
Karakol
Silahlı saldırılar259
Polis
Köy korucuları
Sivil
Suikast260
Bombalı saldırı
Turistik tesis261
Ticari birimler262
Organize suç
Kaçakçılık263264
Uyuşturucu kaçakçılığı265266
İnsan kaçakçılığı267

Millî Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı verilere dayanan rakamlara göre, 15 Ağustos 1984 tarihli ilk PKK eylemlerinin başlamasından bu yana 4.828 sivil, 7.946 güvenlik görevlisi (bunlardan 5.821’i Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, 775'i emniyet görevlisi, 1350’si korucu) ve 28.000 civarında PKK'lı yaşamını yitirdi.268 Güvenlik görevlileri arasında en çok kayıp veren 10 il ise şöyle sıralanıyor: 1. Şırnak (302), 2. İstanbul (284), 3. Hakkâri (264), 4. Ankara (260), 5. Diyarbakır (233), 6. Konya (203), 7. Mardin (199),

  1. Sivas (198), 9. Adana (186), 10. Van (177).269 İçişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre, 2002-2011 yılları arasında ülke genelinde meydana gelen terör olaylarında 81 polis, 734'ü asker olmak üzere toplam 815 güvenlik mensubu yaşamını yitirdi, 5.094 asker ve polis de yaralandı.270 Türkiye Cumhuriyeti ile PKK arasındaki çatışmalarda toplamda 30.000'den fazla insan ölmüştür.271

Öğretmenlere saldırılar

PKK, özellikle 1980'lerin ikinci yarısı ve 1990'ların ilk yarısında bölgede devlet egemenliğine karşı çıkma amacıyla öğretmenlere ve diğer devlet memurlarına yönelik saldırılar düzenledi. 1987'den bu yana 90'dan fazla öğretmen bölgede öldürüldü.272273 Örgüt; öğretmenleri halen hedef almaktadır.274275

Köy boşaltmaları ve göç

1995'te Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamaya göre Batman'da 37 köy, 54 mezra, Bingöl'de 150 köy, 194 mezra, Bitlis'te 76 köy, 95 mezra, Diyarbakır'da 115 köy, 196 mezra, Hakkâri'de 38 köy, 93 mezra, Tunceli'de 154 köy, 657 mezra, Şırnak'ta 96 köy, 110 mezra olmak üzere bölge genelinde 982 köy ve 1.674 mezranın boşaltılmış ve toplam 49.593 aile ve 310.921 kişinin göç etmiştir. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)'na göre 3.500 civarında, İnsan Hakları Derneği (İHD)'ne göre 3.246, Göç Edenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER)'ne göre 4.500, Türkiye Büyük Millet Meclisi Göç Araştırma Komisyonu'na göre 2.663 köy ve mezra boşaltılmıştır.276

Avrupa Birliği

1994 yılında PKK örgütüne yardım etme ve örgüt propagandası yapma suçlamasıyla savcılıktan TBMM'ye gönderilen fezlekeler işleme konularak Demokratik Toplum Partisi (DEP) milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 1994 Aralık ayında, DEP milletvekillerinin tutuklanması ve çeşitli cezalara çarptırılması, Avrupa Parlamentosu tarafından tepkiyle karşılandı. Türkiye tarafından yapılan açıklamalarda milletvekillerin etnik kökenlerinden dolayı değil de PKK ile olan ilişkilerinden dolayı ceza aldıklarını belirtmesine rağmen, Avrupa Parlamentosu 15 Haziran 1995 tarihinde aldığı bir kararla, "eski DEP milletvekillerinin hâlen hapiste bulunması ve Kürt halkının haklarının tanınmaması nedeniyle" gümrük birliğini onaylamayacağını belirtti.277

Avrupa Birliği üyelerinden Almanya, geçmişte Türkiye'ye PKK'yla mücadelesinde kullandığı yöntemlere en sert tepkiyi gösteren ülkedir.278 Alman radyo ve televizyonları, Cizre'de bulunan ve Alman Yeşillerinden oluşan bir delegasyona dayanarak verdikleri haberde, "Türklerin, Kürtleri imhaya giriştiklerini" belirtti. Dönemin Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher de "Türkiye'nin uluslararası anlaşmalara uymadığını" belirterek Avrupa Topluluğu'nu ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü'nü Türkiye'ye karşı harekete geçirmeye çağırdı ve Yunanistan, Danimarka ile Hollanda'nın desteğini aldı.279

İdari/Hukuk

Türkiye siyasi yapısı 1980'li yıllarda 1970'li yılları son yarısını arkasında bırakarak toparlanma dönemini yaşama izlenimini verirken bu karmaşık dönemden uzanıp gelen kadrosuyla PKK Türkiye'nin önünü tıkamaya çalışmıştır. PKK 1970'lerde kazandıkları beceriler ve Filistin/Suriye/Yunan/Ermeni becerilerini bünyesine katarak sağlam bir yapıyla ortaya çıkmıştır. Tabanını çok daha belirginleştirmiş; yurt dışı bağlantılarını sağlam temeller üzerine oturtmuş; söylemini yerel olgulardan çok milletler arası olgularla doldurmuş; en önemlisi desteğini Türkiye devletinin ulaşamayacağı yerlerden ve uyuşturucudan elde etmeye başlamıştır.

PKK, devletler arası bir yapıya geçmiştir. PKK'nın sorunun kaynakları dışarıya taşıyarak yapılanması Türkiye devletinin daha önceki ayaklanmalarda uyguladığı bölgeye yönelik problemi çözme yollarını tıkamıştır. 1930'lardaki toprak reformunun bu bölgeye uzanamaması devletin ağaları mutlu etmek zorunda kalmasının bir uzantısıdır. PKK sorunu, güneydoğu sorunu olmaktan çıkartmış ve bölge halkının olaylara olan etkisini azaltmıştır.

Köy korucuları (1985)

Olağanüstü hal (1987)

Terör örgütü olarak tanınması

PKK; Avrupa Birliği,280 Amerika Birleşik Devletleri,281282283284285 Birleşmiş Milletler ve NATO286 ve bölgedeki Türkiye, Suriye, Irak, İran gibi birçok ülke ve uluslararası kuruluş tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Ayrıca; Amerika Birleşik Devletleri'nin uyuşturucu kaçakçıları listesinde287288 yer almaktadır. T.C. Emniyet Genel Müdürlüğünün yayınladığı "Türkiye'de hâlen faaliyetlerine devam eden başlıca terör örgütleri" listesinde "PKK/KONGRA-GEL (Kürdistan Halk Kongresi-KHK)" adıyla yer almıştır.289

İsviçre, resmî olarak hiçbir kuruluşu terör örgütü olarak tanımlamamaktadır ve İsviçre hükûmeti Türk yetkililerin PKK'yı ülkelerinde yasaklama isteğini reddetmiştir.290291 Buna karşılık örgütün ülkedeki faaliyetlerine ilişkin, Kasım 2008'de örgütün fon toplamasının yasaklanması gibi çeşitli kontrol ve kısıtlamalar getirilmiştir.292

İsimlendirme ve telaffuz

Kürtçe Partiya Karkerên Kurdistanê, Türkçede Kürdistan İşçi Partisi anlamına gelmektedir.293 Örgüt, Türkçe kaynaklarda bu iki kullanımı yerine büyük oranda PKK kısaltması altında ele alınır.294 Örgüt, 2002'den sonra KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi), 2003'ten sonra ise Kongra-Gel (Türkçe: Halk Kongresi) isimlerini kullanmış olmakla birlikte, PKK kısaltması tüm bu dönemleri kapsayarak kullanılabilir.295

PKK kısaltmasının telaffuzu çeşitli ideolojik pozisyonlar ile bağdaştırılmıştır. Türkçe otoritelerinin belirlediği kurallar çerçevesinde, k ünsüzü tek başına ise /e/ sesi ile beraber okunur. Buna karşın, "PKK" kısaltmasındaki "K" harflerinin /a/ sesi eklenerek "Pekaka" şekliyle okunması Türkçe yayınlarda en yaygın görülen telaffuzdur. Kısaltmanın /e/ sesi ile "Pekeke" olarak okunması genellikle örgüte duyulan sempati ile bağdaştırılmıştır.296297

Kullandığı bayraklar

Flag of Kurdistan Workers' Party 1978.svg|

<center>

PKK (1978-1995)

</center>

Flag of Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê.svg|

<center>

KADEK (2002-2003)

</center>

Flag of Kongreya Gelê Kurdistanê.svg|

<center>

KONGRA-GEL (2003-2005)

</center>

Flag of Hêzên Rizgariya Kurdistanê.svg|

<center>

HRK (1982-1986)
ARGK (1986-2000)
HPG (2000-günümüz)

</center>

Flag of Koma Komalên Kurdistan.svg|

<center>

KCK (2005-günümüz)

</center>

Flag of Kurdistan Workers Party (PKK).svg|

<center>

PKK (2005-günümüz)

</center>

İlgili ve bağlantılı örgütler

Paramiliter güçleri

İlgili örgütler

Destekleyen örgütler

Çatı örgütler

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel

Genel

Konuyla ilgili yayınlar

  • Nur Bilge Criss, 'The Nature of PKK Terrorism in Turkey', Studies in Conflict and Terrorism 8 (1995) pp. 17–37

  • Ferhad Ibrahim, Gülistan Gürbey, The Kurdish conflict in Turkey: obstacles and chances for peace and democracy

  • Robert Olson, The Kurdish nationalist movement in the 1990s: its impact on Turkey and the Middle East

  • Robert Olson, Turkey-Iran relations, 1979-2004: revolution, ideology, war, coups and geopolitics

  • Vamik Volkan, Bloodlines: from ethnic pride to ethnic terrorism

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: pkk. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Thw Washington Institute for Near East Policy (...Cemil Bayık, another top PKK leader, added another demand: "Either the Kurds will become independent or not live at all...)

  2. 1 Amerikan Bilim Adamları Federasyonu (FAS), A Report on the PKK and Terrorism(İngilizce) Alıntı:Stratejik olarak PKK liderleri, devlete, sivillere ve kendilerine asi gruplara karşı terör uygulanması gerektiğine inanmaktadır.

  3. Tacar, Pulat Y. Terör ve Demokrasi. 1. Baskı. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999. S. 167.

  4. Suriye’de PKK’lı varlığı | erişimtarihi = 26 Ekim 2020 | dil = tr-tr | çalışma = TEPAV | arşivengelli = evet |arşivurl= https://web.archive.org/web/20201029210008/https://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/6400/Suriye___de+PKK___li+varligi |arşivtarihi= 29 Ekim 2020 | ölüurl = hayır }}

  5. Özgürlüğe doğru 34 yıl , Özgür Gündem, 27 Kasım 2012, Erişim tarihi: 27 Mart 2016.

  6. Cizre ve Silopi’de çatışmalar devam ediyor , Milliyet gazetesi, 20 Aralık 2015, Erişim tarihi: 21 Aralık 2015

  7. Cizre'de gece boyu çatışma: 4 kişi öldü , Evrensel gazetesi, 5 Eylül 2015, Erişim tarihi: 21 Aralık 2015

  8. http://www.gazetevatan.com/News/Article?ID=893495

  9. Şehirli, Atila, Türkiye’de Bölücü Terör Hareketleri, İstanbul, Burak Yayınları, 2000, s. 269

  10. Öcalan, Abdullah. 7’nci Kongreye Sunulan Politik Rapor, Serxwebûn, Sayı 217, Ocak 2000

  11. Parti Programı, Serxwebûn, Sayı 220, Nisan 2000

  12. Yurtsever, Ali Haydar, PKK'ya İmralı Makyajı, Milliyet, 11 Şubat 2000

  13. 8’inci Kongre'ye sunulan Politik-Pratik Çalışma Rapor, Serxwebûn, Sayı 245, Mayıs 2002

  14. Kadek 1’inci Kuruluş Kongresi Sonuç Bildirgesi, Serxwebûn, Sayı 244, Nisan 2002

  15. Abışgil, Işıl, Terör Örgütünden İsim Oyunu, Akşam, 16 Nisan 2002

  16. Kongra-Gel Kuruluş Kongresi Sonuç Bildirgesi, Serxwebûn, Sayı 263, Kasım 2003

  17. Kongre Açılış Konuşması’, Serxwebûn, Sayı 263, Kasım 2003

  18. Kadek'in Feshine İlişkin Karar Tasarısı, Serxwebûn, Sayı 263, Kasım 2003

  19. Demokratik Haklar Bildirgesi, Serxwebûn, Sayı 263, Kasım 2003

  20. Kongra-Gel Programı, Serxwebûn, Sayı 263, Kasım 2003

  21. Kongra-Gel 2’nci Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı Sonuç Bildirgesi, Serxwebûn, Sayı 270, Haziran 2004

  22. Olağanüstü Kongra-Gel Genel Kurul Çizgisini Doğru Kavrayalım Atılımcı Bir Ruhla Pratiğe Geçirelim, Serxwebûn, Sayı 270, Haziran 2004

  23. Kongra-Gel Tüzüğü, Serxwebûn, Sayı 270, Haziran 2004

  24. "PKK Yeniden İnşa Kongresi Açılış Konuşması",

  25. "KKK Sözleşmesi", Serxwebûn.org, Erişim Tarihi: 21 Haziran 2017

  26. 4’üncü Genel Kurul Sonuç Bildirgesi

  27. 5’inci Genel Kurulun Kamuoyuna Yönelik Sonuç Bildirgesi

  28. Irak Türkmen Cephesi

  29. "Türkiye ve Terörizm" Türkiye Barolar Birliği Yayınları.2006, Ankara. s.309 ISBN 975-6689-41-5

  30. PKK: Targets and activities , Ministry of Foreign Affairs (Turkey), Federation of American Scientists.

  31. "Turkey: The PKK and a Kurdish settlement" , International Crisis Group, 11 September 2012

  32. Kanas, PKC, Dragunov Nişancı Tüfeği, Arbiki, Heckler & Koch G3, M16, Heckler & Koch PSG1 (G-1), Mauser

  33. Stephen R. Barnhart "New International Terrorism and Political Violence." page 107-109

  34. Oral Çalışlar, "En çok 'şehit' Şırnak'tan" , Radikal, 5 Eylül 2009, URL erişim tarihi: 5 Eylül 2009.

  35. "10 yılda 815 şehit", Akşam, 22 Şubat 2012. 22 Şubat 2012 tarihinde erişildi.

  36. Turkish Daily News, 15 Haziran 1995

  37. Cumhuriyet gazetesi. 30 Mart 1992

  38. ntvmsnbc.com PKK uyuşturucu kaçakçıları listesinde (erişim tarihi 31.05.2008)

  39. bbc.co.uk (erişim tarihi 31.05.2008) İngilizce

  40. Türkiye'de hâlen faaliyetlerine devam eden başlıca terör örgütleri listesi Emniyet Genel Müdürlügü. Erişim: 20 Eylül 2011 (Arşiv:<http://www.webcitation.org/61qNUjn5v >)

  41. Demir, Cenker Korhan, “Öğrenen Örgütler ve Terör Örgütleri Bağlamında PKK ”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 5, Sayı 19 (Güz 2008), s. 57-88.

Kategoriler