Otoseksüalite, kişinin kendisine cinsel olarak ilgi duyması, kendi vücudundan veya kendine yönelik fantezilerden cinsel uyarılma ve tatmin yaşaması durumunu ifade eden bir terimdir. Bu terim, genellikle kişinin başka insanlara yönelik cinsel ilgi duymaması veya bu ilginin çok az olmasıyla birlikte görülür. Otoseksüalite, cinsel yönelim spektrumunun bir parçası olarak kabul edilebilir ve her zaman bir sorun teşkil etmez.
"Otoseksüalite" terimi, Yunanca "autos" (kendi) ve "sexualis" (cinsel) kelimelerinden türetilmiştir. Terim, ilk olarak Sigmund Freud tarafından kullanılmıştır. Freud, otoseksüaliteyi erken çocukluk döneminde normal bir gelişim aşaması olarak görmüştür. Ona göre, bebekler ve küçük çocuklar öncelikle kendi vücutlarıyla ilgilenirler ve cinsel tatmini buradan sağlarlar. Ancak, Freud'a göre, normal gelişim sürecinde birey, bu otoseksüel evreyi aşarak başkalarına yönelik cinsel ilgi geliştirmelidir.
Otoseksüalite, bazen narsisizm ile karıştırılabilir veya ilişkilendirilebilir. Narsisizm, kişinin kendine aşırı hayranlık duyması, kendini beğenmesi ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız olması durumudur. Otoseksüalite ve narsisizm arasında bir bağlantı olabileceği düşünülse de, her otoseksüel birey narsist değildir ve her narsist birey de otoseksüel değildir.
Mastürbasyon, otoseksüalitenin bir ifadesi olabilir, ancak ikisi aynı şey değildir. Mastürbasyon, kişinin kendi cinsel organlarını veya vücudunun diğer bölgelerini uyararak cinsel tatmin sağlamasıdır. Otoseksüel bir birey, mastürbasyon yoluyla kendi vücudundan cinsel haz alabilir. Ancak, mastürbasyon her zaman otoseksüel bir davranış değildir; heteroseksüel, homoseksüel veya biseksüel bireyler de mastürbasyon yapabilirler.
Otoseksüalite, başlı başına bir cinsel yönelim olarak kabul edilip edilmediği konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Bazı uzmanlar, otoseksüalitenin ayrı bir yönelim olduğunu savunurken, bazıları ise bunun bir tür cinsel ilgi eksikliği veya başka cinsel yönelimlerin bir varyasyonu olduğunu düşünmektedir.
Genellikle, otoseksüel bireyler, diğer insanlara karşı çok az veya hiç cinsel ilgi duymazlar. Bu durum, aseksüellik ile benzerlik gösterebilir. Aseksüellik, bireyin cinsel çekim hissetmemesi veya cinsel ilişkiye ilgi duymaması durumudur. Ancak, otoseksüel bir birey, cinsel çekim hissetmese bile kendi vücudundan cinsel tatmin alabilirken, aseksüel bir birey genellikle cinsel çekim veya ilgi duymaz.
Otoseksüalitenin nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Genetik, hormonal, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Çocukluk deneyimleri, travmalar, ilişki sorunları ve kişisel tercihler de otoseksüalitenin gelişiminde etkili olabilir.
Otoseksüalitenin yaygınlığı hakkında kesin bir veri bulunmamaktadır. Çünkü birçok insan bu durumu özel olarak yaşar ve bu konuda konuşmaktan çekinebilir. Ayrıca, otoseksüalitenin tanımı ve sınıflandırılması konusunda da farklılıklar bulunmaktadır.
Otoseksüalite, tek başına bir sorun teşkil etmez. Eğer kişi bu durumdan mutlu ve tatminse, herhangi bir tedavi veya müdahale gerektirmez. Ancak, otoseksüalite kişinin sosyal ilişkilerini, iş hayatını veya genel ruh sağlığını olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana danışmak faydalı olabilir. Özellikle, kişi başkalarıyla ilişki kurmak istiyor ancak otoseksüel eğilimleri nedeniyle zorlanıyorsa, terapi veya danışmanlık yardımcı olabilir.
Otoseksüalite, kişinin kendi vücudundan cinsel haz alması durumudur. Cinsel yönelim spektrumunun bir parçası olarak kabul edilebilir ve her zaman bir sorun teşkil etmez. Ancak, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, bir uzmana danışmak önemlidir. Otoseksüalite, narsisizm ve mastürbasyon gibi kavramlarla ilişkilendirilebilir, ancak her otoseksüel birey narsist veya mastürbasyon bağımlısı değildir. Her bireyin cinsel deneyimi ve ifadesi farklıdır ve bu çeşitlilik saygı duyulması gereken bir olgudur.