gökkuşağı ne demek?

Gökkuşağı, atmosferde su damlacıkları olduğunda ve güneş ışığı bu damlacıklar içinden geçtiğinde ortaya çıkan optik ve meteorolojik bir olgudur. Temel olarak, güneş ışığının kırılması ve yansıması sonucu oluşur.

Gökkuşağının oluşumu şu şekilde özetlenebilir:

  1. Kırılma: Güneş ışığı bir su damlasına girdiğinde, ışığın hızı değişir ve ışık farklı açılarda bükülür. Bu olaya kırılma denir. Farklı renkler farklı açılarda kırılır.
  2. Yansıma: Kırılan ışık, su damlasının arka yüzeyine çarpar ve buradan yansır.
  3. Tekrar Kırılma: Yansıyan ışık, su damlasından dışarı çıkarken tekrar kırılır ve bu da renklerin daha da ayrılmasına neden olur.

Gökkuşağı, tipik olarak yedi renkten oluşur: kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor. Bu renkler, güneş ışığının farklı dalga boylarının farklı açılarda kırılması sonucu oluşur.

Gökkuşağı, her zaman gözlemcinin güneşin tam tersi yönünde, ideal olarak yaklaşık 42 derecelik bir açıda görülür. Bu nedenle, bir gökkuşağı görmek için güneşin arkanızda olması ve yağmurun önünüzde olması gerekir.

Bazen çift gökkuşağı da görülebilir. Çift gökkuşağında, ikinci gökkuşağı daha soluktur ve renkleri tersine çevrilmiştir (yani, kırmızı en içte ve mor en dışta yer alır). Bunun nedeni, ışığın su damlası içinde iki kez yansımasıdır.

Gökkuşağı sadece yağmur sırasında değil, şelalelerin veya su fıskiyelerinin yakınında da görülebilir, çünkü bu tür yerlerde havada yeterli miktarda su damlacığı bulunur. Gökkuşağının şekli, genellikle bir yaydır, ancak bazen, özellikle uçaklardan bakıldığında, tam bir daire şeklinde de görülebilir. Gökkuşağı, havadaki su damlacıklarının konumu ve gözlemcinin pozisyonuna göre değişir, bu yüzden herkes aynı gökkuşağını tam olarak aynı şekilde görmez. Bu da gökkuşağının%20göreceliliği olarak adlandırılabilir.