arius ne demek?

Arius (; 256 - 336), İskenderiye'de Baucalis Kilisesi'nde görev yapmış Libya kökenli çileci Hristiyan bir din adamıdır.1 Tanrı'nın doğası hakkındaki öğretisi, Baba'nın Oğul üzerindeki kutsallığının altını çizmesi ve teslis inancına muhalefeti, 325 yılında Roma İmparatoru Konstantin tarafından toplanan Birinci İznik Konsili'nde onu ana konu hâline getirmiştir.

İmparatorlar Licinius ve Konstantin, Roma İmparatorluğu'nda zamanın Hristiyanlığını meşru ve resmi hale getirdikten sonra, yeni tanınan Katolik Kilisesi tek ve berrak teoloji arayışına girdi. İskenderiyeli Athanasius'un da aralarında olduğu Teslis savunucuları, Arius ve Aryanizm'i, Tanrı Baba ile Nasıralı İsa'nın "aynı mahiyetten" eş-tözlü ve eş-ebedi/ezeli olduklarını söyleyen denklik üzerine kurulu Teslis inancı Kristolojisi ile aynı fikirde olmayanları tanımlamakta kullanmışlardır.

Arius'un teolojisini destekleyen bütün yazılar ortadan kaldırılmış veya gizlenmiş olsalar da, karşı olanların yazıları Arius'un teolojisini "Baba Tanrı"nın, "Oğul"dan önce var olduğu bir dönem olduğu şeklinde tanımlamaktadır. Birlikte hareket eden tüm muhalefete rağmen, 'Arian' ya da teslis karşıtı kiliseler, Gotlar arasında ve Alman krallıklarında, Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşamışlardır. Beşinci ve yedinci yüzyıllardan sonra askeri fetihler ile bastırılmışlar ya da kraliyetler gönüllü olarak Katolik inancına dönmüşlerdir.

"Aryanizm" isim olarak öğretinin kaynağının Arius olduğuna işaret etse de, Oğul'un Baba ile kesin ilişkisi üzerine tartışma Arius ile başlamamıştır. Bu konu, onun gelişinden onlarca yıl tartışılmıştır, Arius, ihtilafı toparlamış ve İzmitli Eusebius gibi "Arian" destekçileri uzun erimde daha etkili kanıtlayabilecekleri kilise çapındaki izleyicilere taşımıştır. İzmitli Eusebius, Kayseryalı Eusebius ile karıştırılmamalıdır. Gerçekten bazı sonradan gelen "Arian" destekçileri bu ismi öğretilerinin kendileri ile ilişkili olmadıklarını beyan ederek, inkar etmişlerdir.23 Arius ve hasımları arasındaki tartışma bu konuyu teolojik olarak öne getirmiş ve Arius'un ilan ettiği doktrin onun tarafından oluşturulmasa da "onun" olarak kullanılmıştır.

Erken dönem ve kişiliği

Arius'un hayatını ve doktrinini anlatmak onun hiçbir orijinal yazması günümüze gelmediği için oldukça zor bir iştir. İmparator Konstantin, Arius hala yaşarken, hepsinin yakılmasını emretmiştir, bu temizlikten arta kalanlar ise Ortodoks muhalifleri tarafından yok edilmişlerdir. Bu çalışmalara, Onu "Kafir" olarak ilan eden kilise adamlarının yazmalarında yapılan alıntılarda yaşamaktadır. Bu, hepsi olmasa da bazılarının güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır.4

Arius, muhtemelen Antik Libya'dan Berberi kökenlidir. Babasının adı Ammonius'tur. Arius'un, Aziz Lukianos'un hocalığında Antakya'da tefsir okulunda öğrenci olduğuna inanılmaktadır. İskenderiye'ye döndüğünde, Arius, Roma zulmünden korkup Hristiyanlığı red edenlerin geri kabulü ile ilgili tartışmada Likopolisli Meletius'un tarafını tutan tek kaynağa göre, Meletius'un himayesinde diyakoz olarak atanmıştır. 311 yılında Meletius'u desteklediği için piskopos Peter tarafından aforoz edilmiştir,5 fakat Peter'in ardılı Achillas yönetiminde, Arius komünyona tekrar kabul edilmiş ve 313 yılında İskenderiye'nin Baucalis bölgesine papaz olarak atanmıştır.

Rakipleri tarafından karakterine çok seyrek dil uzatılsa da, Arius, kişisel çileci başarıları olan, saf ahlak ve inanış sahibi olarak ortaya çıkar. Arius'un rakibi Salamisli Epiphanius'u yorumlayan Katolik Kilisesi tarihçisi Warren H. Carroll onu "uzun ve sade, ayırt edilen ve parlak hitaplı. Kadınların çok sevdiği, güzel davranışlarla etlileyen, çileci görünümü dokunan. Düşünsel üstünlüğünün aurası ile insanları etkileyen" olarak tanımlamaktadır.6

Arius ayrıca rakipleri tarafından kafir olarak tanımlanırken aşırı liberal ve teolojisini gevşetmekle suçlanmıştır. Fakat bazı tarihçiler Arius'un oldukça muhafazakâr olduklarını belirtirler, ve kendi bakışına göre Hristiyan Teolojisinin nasıl bu kadar rahat Yunan Pagan Felsefesi ile karıştırılmasından ızdırap duyduğunu belirtirler.

Arian İhtilafı

Arius, dördüncü yüzyılın Hristiyan dünyasını sarsan ve kilisenin ilk ekümenik konsilin toplanmasına neden olan büyük teolojik ihtilafta olan Arian İhtilafı'nda rolü nedeniyle çok önemli yer tutar. Bu ihtilafın merkezinde Tanrının oğlunun doğası ve Onun Tanrı Baba ile olan kesin ilişkisi yer alır.

Başlangıç

Teslis savunucu tarihçi Konstantinopolisli Socrates, İskenderiye Piskoposu olarak Achillas'ı takip eden İskenderiyeli Aziz Aleksandros'un Baba ile Oğul'un benzerliği ile ilgili vaaz verdiğinde adının ihtilafa çekilmesine Arius'un ateşlediğini bildirir. Arius'un Aleksandros'un konuşmasını Sabellianism'in canlanması olarak yorumlamıştır, konuşmayı kınamış ve sonra "eğer Baba Oğlu başlatmışsa, Baba yaratılışın başlangıcında var ise ve bu kanıta dayanarak, Oğul'un olmadığı bir zaman vardır. Sonuçta mantıksal olarak şu sonuca ulaşılır ki: Onun[Oğul]kendi mahiyeti hiçliktendir"7 Bu yorum Arius'un doktrininin temelini oluşturur.

Konstantinopolisli Socrates, Arius'un düşüncelerinde Hristiyan babası şehit Aziz Lukianos'un öğretilerinin etkileri olduğuna inanır. Arius'un patriği İskenderiyeli Aziz Aleksandros, Konstantinopolis Patriği Aleksandros'a yazdığı mektupta, Arius'un Lukianos'un teolojisinden türettiğini yazmıştır. Aleksandros'un mektubunun hızlı amacı, Arius'un yaydığı doktrinleri şikâyet etmektir, fakat Aleksandros'un Arius'a karşı kafirlik suçlaması bulanıktı ve diğer otoriteler tarafından desteklenmedi. Ayrıca Aleksandros'un mektubunun o günlerin diğer polemikçilerinin çoğunda olduğu gibi oldukça ağzı bozuk bir dili vardı. Üstelik, Aleksandros'un kendisi bile Lukianos'u Arianizmi desteklemekle suçlamadı, yerine Lukianos'u kafir eğilimleri ad invidiam olmakla suçlamıştır ki bu da açıkça, ona göre, öğrencisi Arius'a geçmiştir.8

Rus tarihçi Aleksandr Vasiliev, Lukianos'u "Arius'tan önce Arius" olarak tanımlamıştır.9

Origenes ve Arius

Üçüncü yüzyıl Hristiyan alimlerinin çoğu gibi, Arius, geniş şekilde ilk büyük Hristiyan teoloğu olarak kabul edilen Origenes'in yazılarından etkilenmiştir.10

Fakat, Arius'un Logos üzerine Origenes'in teorilerini destek olarak kullanması, bu ikilinin her konuda aynı fikirde olması anlamına gelmez. Arius açıkça, Logos{{'}}un başlangıcı olduğunu ve Oğul'un ezeli olmadığına inanır. Karşıt olarak, Origenes, Oğul'un Baba'ya olan ilişkisinin başlangıcı olmadığına ve Oğul'un "ezeli üretildiğine" inanmaktaydı.11

Arius, Origenes'in doktrinine itiraz etti, kendisi de Lukianos'un öğrencisi olan İzmitli Eusebius'a yazdığı mektupta bunun hakkında şikâyet etmiştir. Diğer taraftan, bu noktada Origenes ile aynı fikirde olmasa da, Arius, Logos{{'}}un Baba'dan farlı muhteviyattan olduğunu ve Baba'nın iradesi ile yaratıldığını belirten ifadeler içeren Origenes'in yazılarında teselli bulmuştur. Ancak, Origenes'in teolojik spekülasyonları sıklıkla herhangi bir tartışmayı bitirmekten çok derinleştirdi, hem Arius hem de muhalifleri tartışmaları sırasında bu zamanının saygı duyulan teoloğunu otoritesine başvurabilmişlerdir.12

Başlangıç tepkileri

İlk olarak, İskenderiye piskoposu Aleksandros, Arius hakkında ne yapacağı konusunda emin olmamış gibi görünür. Arius'un sorduğu soru iki kuşak önce çözümsüz olarak bırakılmıştı; eğer bir manada karar verilse, bu karar homoousion (Arius'a muhalif Athanasius ve teslis taraftarlarınca benimsenen Baba, Oğul ve Kutsal Ruh aynı muhteviyattandırlar ve Tanrı'nın eşit dereceli kimlikleridirler fikri) fikrinin rakiplerinin lehine olurdu. Sonuç olarak, Aleksandros, Kilise'nin esenliği için tehdit oluşturmaya başladığına inana kadar ihtilafın devam etmesine müsaade etmiştir. Bir kez karara varınca, yerel kardinaller konsilini toplamış ve görüşlerini almıştır. Bu konsil Arius'a karşı karar almış ve Aleksandros, Arius'u görevden almış, Onu ve destekçilerini aforoz etmiştir.13

Birinci İznik Konsili

"Aryanizm", İskenderiye piskoposluk bölgesinde daha fazla duramadı. Piskopos Aleksandros sonunda dik başlı papaza karşı harekete geçtiğinde, Arius'un doktrini onun gördüğünün çok ötesine yayılmıştı, tüm kilisede tartışma ve rahatsızlık konusu olmuştu. Konstantin'in 313 yılında yayınladığı Milan Fermanı ile kanuni hale gelen Kilise artık Roma İmparatorluğu'nda güçlü bir kuvvet olmuştu. İmparator, 316 yılındaki Donatist İhtilafı da dahil birçok ekümenik konuyu kişisel alakasına almıştı ve Arian tartışmasına bir son vermek istiyordu. Bunu sona erdirmek için Córdoba Kardinali Hosius'u araştırması ve mümkünse ihtilafı çözmesi için gönderdi. Hosius, İmparator'dan açık bir mektup ile donatılmıştı: "Binaenaleyh sizlerin her biri diğerine nezaket gösterecek, sizin sadık kulunuzun tarafsız nasihatlarını dinleyeceksiniz" Fakat Hosius'un çabalarına rağmen tartışma hiddetlenerek devam etti, Konstantin 325 yılında eşi benzeri görülmemiş bir adım attı: Muhtemelen Hosius'un tavsiyesi ile İmparatorluğun dört bir tarafındaki kilise piskoposluk bölgelerinden bu sorunu çözmesi için bir Konsil çağırdı.14

Roma Britanyası hariç tüm İmparatorluğun bölgeleri, Konsil'e bir ya da daha fazla temsilci yolladılar; kardinallerin çoğunluğu Doğu'dan geldiler. Papa I. Sylvester, çok yaşlı olduğu için kendisi katılamamış, yerine iki rahipten oluşan delegasyonu katılmıştır. Piskoposu Aleksandros gibi Arius'un kendisi de Konsil'e katıldı. Ayrıca Kayseryalı Eusebius, İzmitli Eusebius ve hayatının çoğunu Aryanizm ile mücadele ile harcayan ve Konsil tarafından uyarlanan Teslis Dogmasının şampiyonu olan genç papaz Athanasius da katılmıştır. Ana oturum toplanmadan önce, Hosius İznik'te başta Aleksandros ve taraftarları ile buluştu.15 Konsil, İmparatorun başkanlığında toplantı, İmparator, bazı tartışmalara katıldı, hatta bazılarını kendisi yönetti.16

Birinci İznik Konsili, İzmitli Eusebius'un liderliğinde 22 kardinal Arius'u destekliyorlardı. Fakat Arius'un bazı yazdıkları yüksek sesle okununca, çoğu katılımcı tarafından kafirlikle suçlandılar.17

Tanrı Baba ile Nasıralı İsa'nın "aynı mahiyetten" eş-tözlü ve eş-ebedi/ezeli olduklarını söyleyen denklik üzerine kurulu Teslis inancını savunanlara, genç rahip Athanasius liderlik ediyordu. Bunun yerine Nasıralı İsa'nın Tanrı Baba'dan zaman ve töz olarak sonra geldiğini savunanlara ise Rahip Arius liderlik ediyordu. Yaklaşık iki ay, taraflar pozisyonlarını haklı çıkarmak için Kutsal Kitap'a başvurarak argümanlarını sunup, tartıştılar.18 Arius, Oğul'un hiçlikten Tanrı tarafından tüm zamanlardan önce ilk yaratılanı olduğunu belirtmeye devam ediyordu. Ve kalan her şeyin Oğul'dan yaratıldığını belirtiyordu. Böylece, sadece Oğul'un doğrudan Tanrı tarafından yaratıldığını ve üstelik Oğul'un Tanrı'yı, baba yaptığını söylüyordu, ayrıca Oğul'un var olmadığı bir zaman vardı. Oğul, kendi özgür iradesine muktedirdi ve böylece "O, en doğru his ile oğuldu, O, Baba'dan sonra gelmeliydi, sonuç olarak O henüz yokken bir zaman vardı ve bu yüzden O sonlu bir yaratılmıştı." 19 Arius, Yuhanna İncili'nde 14:28 ayetine vurgu yapıyordu: "Çünkü Baba benden üstündür." 20 Ve ayrıca "Yahya O’na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: ‘Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı’ diye sözünü ettiğim kişi budur."21 Sonuç olarak Arius, Baba'nın ilahiliği, Oğul'unkinden büyüktür ve Oğul Baba Tanrı'nın altında, onunla akran değil ve eş-ebedi/ezeli değildir görüşünde ısrar etti.

Konstantin'in etkisi ile, kardinallerin çoğunluğu daha sonra "İznik Amentüsü" olarak bilinecek amentü üzerinde ittifak ettiler. Bu amentü, "eştözlü" ya da "muhteviyatta bir" anlamlarına gelen homoousios kelimesini içeriyordu ki bu da Arius'un inançlarına uygun değildi.22 19 Haziran 325 tarihinde Konsil ve İmparator İskenderiye ve çevresindeki kiliselere bir yazışma yayınladılar: Arius ve iki yandaşı (Theonas ve Secundus)23 aforoz edildiler ve İlirya eyaletine sürgüne gönderildiler. Kararı üç diğer destekçisi İzmitli Eusebius, İznikli Theognis ve Halkedonlu Maris yalnızca İmparatora saygıdan imzalamışlardı. Fakat Konstantin, bu üç kişinin samimiyetinden daha sonra şüphe etti ve Arius için açıklanan karara onları da ekledi.

Sürgün, dönüş ve ölüm

Fakat İznik'te Homoousian taraftarlarının zaferi kısa süreli yaşadı. Arius'un sürgününe ve Konsil'in amentüsünün sözde sonucuna rağmen, Arian İhtilafı tekrar başladı. Piskopos Aleksandros 327 yılında öldü, İskenderiyeli Athanasius, ruhbanlıkta yaş ile ilgili şartı karşılamasa da onun ardılı oldu. Arian ve Teslis taraftarları arasındaki ihtilafı ortadan kaldırmak isteyen, Konstantin sonunda İznik Konsil'inin sürgün ettiklerine daha hoşgörülü hale geldi.24

Konsil ya da kararlarını hiçbir zaman reddetmese de, İmparator temel olarak Filistin' sığınmış olan Arius'a izin vermiş ve onun birçok taraftarı evine dönmüştür, Arius kendi Kristolojisini formüle ederken, en sakıncalı bulunan fikirleri eleştirilerinde dile getirmemiştir. Athanasius, daha sonra geri çağrılsa da 335 yılında Birinci Sur Sinodu'nda kınanıp, sürgüne gönderilmiş ve ertesi yıl toplanan Kudüs Sinod'un da Arius, komünyona tekrar kabul edilmiştir. İmparator, Konstantinopolis Piskoposu Aleksandros'a, kardinallerin tüm itirazlarına rağmen Arius'u kabul etme emri vermiştir; Aleksandros, bu olmadan önce, Arius'un helak olması için ısrarla dua etmiştir.25

Arius'un düşmanı Socrates, Arius'un ölümünü şöyle anlatmıştır:

Çoğu İznik Amentüsu taraftarı Hristiyan, Arius'un ölümünün onun kafir görüşlerinin mucizevi bir sonucu olduğunu iddia ettiler. Birçok son dönem yazar ise Arius'un rakipleri tarafından zehirlenebileceğini iddia etmektedirler.262728

Adaşının ölümü ile, Arian İhtilafı da sona erdi ve onyıllar ya da yüzyıllar boyunca Batı'nın gündemine tekrar gelmedi.

Arius sonrası Aryanizm

İvedi sonuçları

Tarihçiler, Konstantin'in hayatı boyunca bir Hristiyan olarak hiçbir zaman vaftiz olmadığını, ölüm yatağında Arian olan İzmitli Eusebius tarafından vaftiz edildiğini bildirirler.2930

Konstantin'in ardılı İmparator II. Constantius, bir Arian sempatizanıydı.31

Julianus'un imparatorlukta paganizmi geri getirmesinin yıkıcı çabalarından sonra, kendisi de bir Arian olan İmparator Valens, İznik taraftarı piskoposlara eziyet etmiştir. Fakat Valens'in ardılı I. Theodosius, Aryanizm'i Doğu Roma İmparatorluğu elitleri arasından imparatorluk fermanı, eziyet ve Arius'un yeniden lanetlendiği İznik amentusunun tekrar doğrulanıp genişletildiği 381 yılında toplanan İkinci Ekümenik Konsil'i çağırarak etkili bir şekilde silmiştir.32 Böylece Aryanizm imparatorluğun Alman olmayan tebaasında genellikle son bulmuştur.

Batı'da Aryanizm

Batı Roma İmparatorluğu'nda olaylar farklı ilerlemiştir. II. Constantius'un hükümdarlığında, Arian Gotlar, Kardinal İzmitli Eusebius tarafından kutsanıp, insanlarına dini öğretmesi için gönderilen Piskopos Ulfilas (Wulfila) tarafından Hristiyan yapılmışlardır. Başarısı, Aryanizm'in Gotlar ve Vandallar arasında, Krallarının İznik ametüsüne bağlı komşularına boyun eğdikleri ya da gönüllü İznik ametüsünü kabul ettikleri sekizinci yüzyılın başlarına kadar yaşamasını sağlamıştır. Arianlar, ayrıca Kuzey Afrika, İspanya ve İtalya'nın bazı bölgelerinde de altıncı ve yedinci yüzyıllarda bastırılıncaya kadar yaşamışlardır.33

On ikinci yüzyılda yaşayan Muhterem Peter, İslam peygamberi Muhammed'i "Arius'un halefi ve Deccal'ın habercisi" olarak görmüştür.

Protestan Reform hareketi sırasında, Polonyalı Brethren olarak bilinen Polonyalı bir tarikat Kutsal Teslis'i reddetmeleri nedeniyle sıklıkla Arian olarak isimlendirilmişlerdir.34

Günümüzde Aryanizm

Kendisine Arian Katolizminin Kutsal Katolik ve Apostolik Kilisesi diyen bir İngiliz kilisesi, Arian öğretilerini izlediğini iddia etmekte ve 16 Haziran 2006 tarihinde Arius'u Aziz ilan etmiştir.35

Yehova Şahitleri genellikle rakipleri tarafından, "Modern Arianlar" ya da "yarı-Arianlar" olarak bazen adlandırılırlar.36373839

Teoloji ve doktrin olarak önemli benzerlikler olmasına rağmen, Yehova Şahitleri, Arianlardan, Oğul tamamıyla Baba'yı tanıyabilir söylemi (Arius'un kendisinin itiraz ettiği şey) ve Yehova Şahitleri'nin Kutsal Ruh'un kişiliğine itirazı ile ayrılmaktadırlar. Arius, Kutsal Ruh'un başlangıca sahip kişilik ya da yüksek dereceli melek olan bir varlık olarak düşünürken Yehova Şahitleri, Kutsal Ruh'un başlangıcı ve gerçek kişiliği olmayan ama Tanrı'nın "işleyen gücü" ya da "enerji" ya da "kutsal nefes" olarak düşünürler. Yehova Şahitleri İsa'ya Tanrı'nın Oğlu ve Mesih olarak hürmet gösterip, kutsayıp ve Ona bir arabulucu ya da önder olarak dua ederken, en yüksek ibadet ve bağlılığı Baba Tanrı'ya verirlerken orijinal Arianlar genellikle doğrudan İsa'ya dua ederlerdi.40

İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi ("Mormonlar") üyeleri, bazen rakipleri tarafından, Arian olmakla suçlanırlar.41 Fakat bu kilisenin Kristolojisi, Arian Teolojisinden birçok önemli noktada farklılık gösterir.42

Arius'un doktrini

Giriş

İskenderiyeli Aleksandros, Konstantinopolis Patriği Aleksandros ve İzmitli Eusebius'a yazdığı mektupta, Arius'un düştüğüne inandığı hataların detayını vermektedir. Aleksandros'a göre, Arius düşünmektedir ki:

Aleksandros ayrıca Arius'un şiirsel Thalia eserinden de bahsetmiştir:

Logos

Kristoloji biliminin teolojik bir parçası olarak Baba ile Oğul arasındaki ilişki ile ilgili soru, Arius'tan 50 yıl önce ortaya çıkmıştı, Samsatlı Pavlus Baba ile Oğul arasındaki ilişkiyi tanımlamakta Yunanca aynı mahiyette anlamına gelen homoousios kelimesini kullanınca 269 yılında görevden alınmıştı. Sabellian eğilimlerinin olduğu zamanda43 bu terim gösterilen olaylara rağmen etki alanı anlamıyla tatmin edici olarak tarif edilmemişti. Pavlus'un görevden alınmasını takip eden tartışmalarda, İskenderiye kardinali Dionysius, Arius'un daha sonra kullandığına çok benzer bir dil kullanmıştır ve bu güne ulaşan mektuplaşmalarda Pavlus'u böyle bir terminoloji kullanmakla itham etmiştir. Dionysius, geniş tereddüt içeren bir açıklama ile cevap vermiştir. Antakya Synod'u, İskenderiye kardinali Dionysius diğerinin savunmasını üstlenmesine rağmen Samsatlı Pavlus'u kınamış, homoousios kelimesini onaylamadığını ifade etmiştir. İhtilah daha sonra Arius önderlik ettiği fikirlere dayansa da, konu hakkında açık bir karara varılamadı; İskenderiye'nin entelektüel atmosferinde, tartışma gelecekte daha da yoğunlaşarak tekrar yüzeye çıktı.

Arius, Oğul ve Söz (Logos) hakkında aşağıdaki doktrinleri kabul etmiştir, İsa ile ilgili Yuhanna 1:1 "Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı." ayetine bakılmalıdır.44:

  1. Söz (Logos) ve Baba aynı mahiyetten (ousia) gelmez ki;
  2. Oğul yaratılmış bir varlıktır (ktisma ya da poiema) ki ve;
  3. Dünyalar onun aracılığıyla yaratılmıştır ki, sonuçta o onlardan ve tüm zamandan önce var olmalıydı.
  4. Ancak, O, Baba olmadan önce, Oğlun olmadığı vakit, "önce" vardı [Arius chronos ya da aion gibi "zaman" anlamına gelecek kelimeler kullanmamıştır],

Tanrı'yı oluşturan üç kişiliği arasında farkları vurgulamak için, Arius ὁμοιούσιος (homoioúsios, ὁμός, homós, "aynı" kelimesinden ziyade ὅμοιος, hómoios, "benzer" kelimesinden gelir) terimini kullanmayı tercih etmiştir fakat homoousios terimi, hem Batı hem de Doğu'da İznik Ortodoksluğunun kalıcı işareti olmuştur.

Thalia

Athanasius'a göre, Arius Thalia ("bereket", "iyi yiyecek" ya da "şölen") isimli bir şiir yazmıştır: onun Logos üzerine görüşlerinin özeti.45 Thalia{{'}}nın bir parçası Athanasius'un Arianlara karşı Dört Söylev{{'}}ında alıntılanmıştır.

"Ve Tanrı'nın amam gerçekten kendisi, herkese tarif edilemez.

O'nun eşiti yoktur, hiç kimseye benzemez ('homoios'), ve hiç kimse de aynı haşmet yoktur.

Biz O'nu doğmamış olarak çağrırız, doğası gereği doğmuş olan onun aksine.

Başlangıcı olmadığı için O'na methiye sunarız, başlangıcı olan onun aksine.

Biz O'na ebedi olduğu için ibadet ederiz, var olduğu bir zaman olan onun aksine.

O şeyleri yarattığı bir başlangıçta Oğul'u yaptı ki başlangıcı yoktur. O, onu bir evlat olarak Kendisine bir oğul olarak üretti.

O [Oğul] Tanrı'nın kendi varlığının özelliklerinden hiçbirine sahip değildir ('kat' hypostasis')

O'nunla ne aynı varlığa ('homoousios') sahiptir ne de eşittir."

Thalia{{'}}dan ayrıca:

"Oğul'un sahip olduğu büyüklük ve özellikler, Tanrı'nın arzusuyladır.

Onun ne zaman ve kimden ve sonradan var oluşunun hepsi Tanrı'dandır.

O, güçlü Tanrı nedeniyle, onun daha üstününün bir parçası ('ek merous') olarak şükreder".

Sonuç olarak, tüm çağlardan önce Tanrı'nın ilk düşüncesi Oğul'un yaratılmasıdır demektedir Arius, böylece zaman, Logos ya da Söz'ün Cennette yaratılması ile başlar.

Thalia{{'}}nın bu bölümünde, Arius Baba'nın Oğula temel anlaşılmazlığını anlatmaya çalışmaktadır:

"Kısaca Tanrı Oğul'a tarif edilemez.

O, sadece ve olduğu gibi O betimlenemez.

Sonuçta Oğul, bu şeylerin hiçbirini anlayamaz ya da onları açıklama kavrayışına sahip değildir.

Baba'yı olduğu gibi idrak etmesi mümkün değildir.

Oğul, kendisi, onun kendi içeriğini ('ousia') dahi bilemez.

Oğul olarak, varlığı çok büyük kesinlikle Baba'nın iradesindedir.

Baba'dan gelen ona, kendi ebeveynini anlamak ve bilmek için hangi akıl yürütme izin veriyor?

Açıkça, başlangıcı olan, başlangıcı olmayanın varlığı idrak edmez ya da kavrayamaz".

Burada, Arius Oğul'un eğer ezeli değilse nasıl hala Tanrı olabildiğini açıklar:

"Anlaşılmalıdır ki Tek [ezeli] vardı; fakat Çift varolmadan önce yoktu.

Hemen takip eder ki Oğul henüz ortada yok iken, Baba hala Tanrı'ydı.

Sonuçta [ezeli] olmayan Oğul, Baba'nın arzusu ile var olmuştur,

O [Oğul] yalnızca baba olmuş Tanrıdır ve o [tüm] diğerlerinden farklıdır."

Kaybolmamış yazılar

Arius'a atfedilen, İskenderiyeli Aleksandros'a yazılmış üç kaybolmamış mektup,46 İzmitli Eusebius'a mektubu,47 ve Konstantin'e ikrarı.48 Ayrıca, başkaları tarafından Arius'a adreslenmiş ve rakiplerinin polemik içeren çalışmalarında yorumlanmış birçok mektup günümüze ulaşmıştır. Bu şekilde kullanılan ve Arius'un mektuplarından alındığı söylenen yorumlar sıklıkla kısadır, ayrıca ne kadar kesinlikte Arius'un gerçek düşüncelerini temsil ettiği ya da onu yorumladığını söylemek zordur.

Arius'un düz yazı ve şiir karışımı ünlü eseri Thalia{{'}}sının küçük parçaları yorumlar içinde günümüze gelmiştir. Bu çalışmadan iki referans rakibi Athanasius tarafından kaydedilmiştir: İlki Arianlara karşı Söylev{{'}}de Arius'un öğretisinin lahiyasıdır, 1:5-6. Bu açıklamayı, aralara serpiştirilmiş olumsuz yorumlara sahip olduğu için, tamamen güvenilir olarak kabul etmek oldukça zordur. İkinci alıntı ise Arminum and Seleucia Konsilleri üzerine dokümanıdır, sayfa 15. Bu bölüm tamamen düzensiz bir şiirdir ve doğrudan alıntı ya da alıntıların yorumlanması olarak gözükür; Athanasius dışında bir başkası tarafından yazılmış olabilir, belki de Arius'a sempati ile bakan birisi.49 Şiir vezni formundaki ikinci alıntı, rakipleri tarafından Arius'a atfedilen özellikleri içeren birçok ifadeyi içermez ve Arius'a atfedilen diğer metin parçalarına benzer. Ayrıca Oğul hakkında bazı olumlu ifadeler de içerir.50 Fakat bu alıntılar oldukça doğru gözükseler de, onların asıl metinleri kayıptır, bu nedenle Arius'un düşünce sisteminin tamamını yeniden kurmak mümkün değildir.

Kaynakça

Özel

Genel

  • İskenderiyeli Athanasius. History of the Arians. Online at CCEL. Part I Part II Part III Part IV Part V Part VI Part VII Part VIII. Accessed 13 December 2009.

  • Artemi, Eirini, The religious policy of the Byzantine emperors since the First to the Fourth ecoumenical council online onhttp://www.impantokratoros.gr/thriskeftikh-politikh.el.aspx

  • Ayres, Lewis. Nicaea and its Legacy: An Approach to Fourth-Century Trinitarian Theology. New York: Oxford University Press, 2004.

  • Hanson, R.P.C. The Search for the Christian Doctrine of God: The Arian Controversy, 318–381. T&T Clark, 1988.

  • Parvis, Sara. Marcellus of Ancyra And the Lost Years of the Arian Controversy 325–345. New York: Oxford University Press, 2006.

  • Rusch, William C. The Trinitarian Controversy. Sources of Early Christian Thought, 1980. ISBN 0-8006-1410-0

  • Schaff, Philip. "Theological Controversies and the Development of Orthodoxy". In History of the Christian Church, Vol III, Ch. IX. Online at CCEL. Accessed 13 December 2009.

  • Wace, Henry. A Dictionary of Christian Biography and Literature to the End of the Sixth Century A.D., with an Account of the Principal Sects a.d Heresies]. Online at CCEL. Accessed 13 December 2009.

Dış bağlantılar

Orijinal kaynak: arius. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. 'da yorumlanmıştır.

  2. Select Treatises of St. Athanasius - In Controversy With the Arians - Freely Translated by John Henry Cardinal Newmann - Longmans, Green, and Co., 1911, footnote, page 124

  3. Athanasius tarafından korunmuştur, On the Councils of Arminum and Seleucia, 16; Epiphanius, Refutation of All Heresies, 69.7; and Hilary, On the Trinity, 4.12)

  4. Epiphanius tarafından kaydedilmiştir, Refutation of All Heresies, 69.6 and Theodoret, Church History, 1.5

  5. Socrates Scholasticus tarafından kaydedilmiştir, Church History 1.26.2 and Sozomen, Church History 2.27.6-10

Kategoriler