Ardipithecus, Hominini oymağına ait, soyu tükenmiş bir primat cinsidir. Yaşamış olduğu dönem, yaklaşık 4.4 milyon yıl öncesine (MÖ) dayanır ve Pliyosen dönemine aittir. En önemli fosilleri Etiyopya'da bulunmuştur ve insan evrimi çalışmalarında önemli bir yere sahiptir.
Ardipithecus cinsi ilk olarak 1994 yılında Tim White ve ekibi tarafından tanımlanmıştır. Cinsin bilinen iki türü bulunmaktadır:
Ardipithecus, hem maymun hem de insansı özellikler taşıyan mozaik bir morfolojiye sahiptir. Bu durum, insan ve maymun soylarının ayrımından hemen sonraki bir döneme ait olabileceğine işaret etmektedir.
Ardipithecus'un yaşam tarzı ve habitatı hakkında elde edilen kanıtlar, bu hominini türünün ormanlık ve ağaçlık ortamlarda yaşadığını göstermektedir. Beslenme alışkanlıkları, çeşitli bitkisel materyalleri (meyveler, yapraklar, kökler) ve muhtemelen küçük hayvanları içeriyordu.
Ardipithecus'un ağaçlarda ve yerde hareket etme yeteneği, onun hem ağaçlardaki kaynaklardan yararlanmasını hem de açık alanlarda seyahat etmesini sağlamıştır. Bu adaptasyon, insan evriminin ilk aşamalarında önemli bir rol oynamış olabilir.
Ardipithecus, insan evrimi ağacında önemli bir konuma sahiptir. Australopithecus gibi daha sonraki hominin türleri ile erken maymunlar arasında bir geçiş formu olarak kabul edilir. Ardipithecus'un keşfi, insan evriminin sadece savanlarda değil, aynı zamanda ormanlık ortamlarda da gerçekleştiği fikrini desteklemiştir.
Ardipithecus'un iki ayak üzerinde yürüme yeteneği, insan evrimindeki önemli bir dönüm noktasıdır. Bu adaptasyon, ellerin serbest kalmasını ve alet kullanımının gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca, Ardipithecus'un sosyal davranışları ve bilişsel yetenekleri de insan evriminin erken aşamalarında şekillenmeye başlamış olabilir.
Ardipithecus'un insan evrimindeki yeri ve diğer hominin türleri ile olan ilişkisi hala tartışma konusudur. Bazı bilim insanları, Ardipithecus'un insan soyuna doğrudan bir ata olmadığını, bunun yerine ayrı bir evrimsel kola ait olduğunu savunmaktadır. Ancak, Ardipithecus fosilleri, insan evriminin karmaşıklığını ve çeşitliliğini anlamamıza yardımcı olmaktadır.