antifosfolipid antikorları ne demek?

Antifosfolipid Antikorları (APA)

Antifosfolipid antikorları (APA), vücudun kendi fosfolipidlerine ve fosfolipid bağlayıcı proteinlerine karşı ürettiği otoantikorlardır. Bu antikorların varlığı, Antifosfolipid Sendromu (APS) olarak bilinen otoimmün bir bozukluğa işaret edebilir. APS, tekrarlayan tromboz (kan pıhtıları), gebelik komplikasyonları ve trombositopeni (düşük trombosit sayısı) ile karakterizedir.

Genel Bakış

Antifosfolipid antikorları sağlıklı insanlarda da bulunabilir, ancak yüksek titrelerde ve belirli türlerde bulunmaları APS tanısı için önemlidir. APA'lar, laboratuvar testleri ile tespit edilir ve genellikle lupus antikoagülanı (LA), antikardiyolipin antikorları (aCL) ve anti-beta 2 glikoprotein I antikorları (aβ2GPI) olmak üzere üç ana grupta sınıflandırılır.

Sınıflandırılması ve Türleri

  1. Lupus Antikoagülanı (LA): Pıhtılaşma testlerini in vitro olarak inhibe eden, ancak in vivo olarak tromboza neden olan bir antikor türüdür. LA varlığı, pıhtılaşma testlerinin uzamasıyla tespit edilir ve çeşitli doğrulama testleri ile doğrulanır.

  2. Antikardiyolipin Antikorları (aCL): Kardiyolipin adı verilen bir fosfolipide karşı üretilen antikorlardır. IgG, IgM ve IgA izotiplerinde bulunabilirler. Yüksek titrelerde ve kalıcı olarak bulunmaları APS için daha anlamlıdır.

  3. Anti-Beta 2 Glikoprotein I Antikorları (aβ2GPI): Beta 2 glikoprotein I (β2GPI) adı verilen bir proteine karşı üretilen antikorlardır. β2GPI, fosfolipidlere bağlanır ve antikorların fosfolipidlere bağlanmasını kolaylaştırır. Özellikle IgG ve IgM izotipleri klinik olarak önemlidir.

Patofizyoloji

Antifosfolipid antikorlarının tromboza nasıl yol açtığı tam olarak anlaşılamamıştır, ancak birkaç mekanizma öne sürülmektedir:

  • Endotel Hücre Aktivasyonu: APA'lar, endotel hücrelerini aktive ederek prokoagülan (pıhtılaşmayı destekleyici) bir duruma yol açabilir.
  • Trombosit Aktivasyonu: APA'lar, trombositleri aktive ederek agregasyona (kümelenmeye) ve pıhtı oluşumuna neden olabilir.
  • Kompleman Sistemi Aktivasyonu: APA'lar, kompleman sistemini aktive ederek inflamasyona ve doku hasarına yol açabilir.
  • Doğal Antikoagülanların İnhibisyonu: APA'lar, doğal antikoagülan mekanizmaları inhibe ederek pıhtılaşmayı artırabilir.

Klinik Önemi

Antifosfolipid antikorları, aşağıdaki klinik durumlarla ilişkilidir:

  • Antifosfolipid Sendromu (APS): Tekrarlayan arteriyel veya venöz trombozlar, gebelik komplikasyonları (tekrarlayan düşükler, preeklampsi, plasenta yetmezliği) ve trombositopeni ile karakterizedir.
  • Sistemik Lupus Eritematozus (SLE): APA'lar, SLE hastalarında daha sık görülür ve tromboz riskini artırır.
  • Diğer Otoimmün Hastalıklar: Romatoid artrit, Sjögren sendromu gibi diğer otoimmün hastalıklarda da APA'lar tespit edilebilir.
  • Enfeksiyonlar: Bazı enfeksiyonlar geçici olarak APA oluşumuna neden olabilir.
  • İlaçlar: Bazı ilaçlar APA oluşumunu tetikleyebilir.

Tanı

Antifosfolipid antikorlarının tanısı, laboratuvar testleri ile konulur. Uluslararası kriterlere göre, APS tanısı için aşağıdaki laboratuvar kriterlerinden en az birinin karşılanması gerekmektedir:

  1. Lupus Antikoagülanı (LA): İki veya daha fazla testte pozitif sonuç alınması.
  2. Antikardiyolipin Antikorları (aCL): IgG veya IgM izotipinde orta veya yüksek titrede pozitif sonuç alınması.
  3. Anti-Beta 2 Glikoprotein I Antikorları (aβ2GPI): IgG veya IgM izotipinde orta veya yüksek titrede pozitif sonuç alınması.

Laboratuvar testlerinin en az 12 hafta arayla iki kez pozitif olması gerekmektedir. Tek bir pozitif sonuç APS tanısı için yeterli değildir.

Tedavi

Antifosfolipid antikorları pozitif olan ancak APS tanısı almamış hastalar için tedavi, tromboz risk faktörlerine göre belirlenir. APS tanısı almış hastalar için tedavi, tromboz ve gebelik komplikasyonlarını önlemeye yöneliktir:

  • Antikoagülan Tedavi: Varfarin veya düşük molekül ağırlıklı heparin gibi antikoagülan ilaçlar, tromboz riskini azaltmak için kullanılır.
  • Antiplatelet Tedavi: Aspirin gibi antiplatelet ilaçlar, trombositlerin agregasyonunu önleyerek pıhtı oluşumunu azaltır.
  • Gebelik Yönetimi: APS'li gebe kadınlar, heparin ve düşük doz aspirin ile tedavi edilir. Yakın takip ve erken müdahale, gebelik komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olur.
  • İmmünosupresif Tedavi: Şiddetli APS vakalarında, kortikosteroidler veya immünoglobulin gibi immünosupresif ilaçlar kullanılabilir.

Prognoz

Antifosfolipid Sendromu, kronik ve yönetilmesi gereken bir durumdur. Uygun tedavi ile tromboz ve gebelik komplikasyonları riski azaltılabilir. Hastaların düzenli olarak takip edilmesi ve tedaviye uyum sağlaması önemlidir.

Araştırma

Antifosfolipid antikorları ve Antifosfolipid Sendromu hakkında araştırmalar devam etmektedir. Yeni tanı yöntemleri, tedavi stratejileri ve patofizyolojik mekanizmaların anlaşılması için çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle, kompleman sisteminin rolü, hedefe yönelik tedaviler ve biyobelirteçlerin belirlenmesi konularında yoğun araştırmalar yapılmaktadır.

Kendi sorunu sor