anti-hümanist ne demek?

Anti-hümanizm, insanın değerini küçümseyen veya reddeden bir felsefi, sosyopolitik ve edebi harekettir. Hümanizm, insanın önemini vurgulayan ve insanı merkeze alan bir bakış açısıdır. Anti-hümanizm ise insanın eksikliklerini, doğayla olan çatışmalarını veya toplumsal sorunlarını vurgulayarak, insanın doğası gereği kötü veya yetersiz olduğunu savunur.

Anti-hümanizmin kökeni, 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Karamsar bir bakış açısıyla insanın yozlaşmış olduğunu ve toplumun çeşitli sorunlarının kaynağının insan doğasında olduğunu savunan filozoflar, anti-hümanizmin temelini atmışlardır. Marksizm, Freudian psikanaliz ve Sartre'nin varoluşçuluğu gibi düşünce okulları da anti-hümanist fikirlerle ilişkilendirilebilir.

Anti-hümanizm, insanın özgürlük ve başarı potansiyelinin sınırlı olduğunu, kötülük, şiddet ve sömürü gibi olumsuz özelliklere eğilimli olduğunu savunur. İnsanın biyolojik, sosyal ve kültürel faktörler tarafından belirlendiğini, özgür iradesinin sınırlı olduğunu veya tamamen yok olduğunu iddia eder. İnsanın merkezi bir konuma sahip olduğunun cazip bir fikir olmakla birlikte gerçekçi olmadığını savunur.

Anti-hümanizm, insanın yerine doğayı, toplumu veya başka varlık türlerini koyan bir bakış açısıyla birleşebilir. Bu noktada ekoloji, feminizm ve postkolonyalizm gibi hareketler anti-hümanist fikirlere ilgi duyabilir. Anti-hümanizm, eleştirel düşünce ve toplumsal değişim arayışı için bir araç olarak kullanılabilirken aynı zamanda insanın değerini düşük gören bir anlayış olarak eleştirilebilir.