Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında, İtilaf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın Sevr kentinde imzalanan bir barış antlaşmasıdır. Antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını büyük ölçüde parçalayarak, Türk egemenliğini sınırlamayı amaçlamıştır. Ancak, Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasıyla antlaşma hiçbir zaman tam olarak yürürlüğe girmemiş ve yerine Lozan Barış Antlaşması geçmiştir.
I. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yanında yer alan Osmanlı İmparatorluğu, savaşın sonunda yenik düşmüştür. Savaşın sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı orduları terhis edilmiş, stratejik noktalar İtilaf Devletleri'nin kontrolüne geçmiştir. Bu durum, Osmanlı topraklarının işgaline zemin hazırlamıştır.
Sevr Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu için son derece ağır koşullar içermekteydi. Başlıca maddeleri şunlardır:
Sevr Antlaşması, Türk halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Antlaşma, Türk milliyetçiliğinin yükselmesine ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlamasına önemli bir zemin hazırlamıştır. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Ankara Hükümeti, antlaşmayı tanımamış ve bağımsızlık mücadelesi başlatmıştır.
Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasıyla Sevr Antlaşması geçersiz hale gelmiş ve yerine Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. Lozan Antlaşması, Türkiye'nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü uluslararası alanda tescil ettirmiştir.
Sevr Antlaşması, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Antlaşma, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin simgesi haline gelmiştir. Günümüzde, bazı çevreler tarafından Türkiye'nin geleceğine yönelik tehditlerin bir örneği olarak gösterilmektedir. Sevr Antlaşması'nın içeriği ve sonuçları, tarihsel ve siyasi tartışmalara konu olmaya devam etmektedir.