köprülüler dönemi ne demek?
Köprülüler Dönemi
Köprülüler Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda 17. yüzyılın ortalarından 18. yüzyılın başlarına kadar (yaklaşık 1656-1703) etkili olan, Köprülü ailesine mensup devlet adamlarının sadrazamlık yaptığı ve devlet yönetiminde önemli rol oynadığı bir dönemdir. Bu dönem, imparatorluğun iç ve dış sorunlarla boğuştuğu bir zaman diliminde, merkezi otoriteyi güçlendirme, mali düzeni sağlama ve askeri başarılar elde etme çabalarıyla öne çıkar.
Dönemin Önemli Özellikleri:
- Merkezi Otoritenin Güçlendirilmesi: Köprülüler, devleti iç karışıklıklardan kurtarmak ve otoriteyi yeniden tesis etmek amacıyla sert tedbirler almışlardır. Celali İsyanları gibi iç ayaklanmalar bastırılmış ve devletin taşradaki gücü artırılmıştır.
- Mali Reformlar: Tımar Sistemi'ndeki bozulmaların önüne geçilmeye çalışılmış, yeni vergi düzenlemeleriyle devlet gelirleri artırılmaya çalışılmıştır.
- Askeri Başarılar: Köprülüler döneminde, Girit'in fethi gibi önemli askeri başarılar elde edilmiştir. Viyana Kuşatması öncesinde Osmanlı ordusu, Köprülülerin yaptığı düzenlemelerle daha güçlü bir hale getirilmiştir.
- Köprülü Ailesinin Rolü: Köprülü Mehmed Paşa ile başlayan bu dönemde, oğlu Köprülü Fazıl Ahmed Paşa, damadı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa gibi isimler sadrazam olarak görev yapmış ve devletin yönetiminde etkili olmuşlardır.
Önemli Olaylar ve Gelişmeler:
- Girit'in Fethi: 1669 yılında Köprülü Fazıl Ahmed Paşa döneminde Girit'in Venediklilerden alınması, Osmanlı Devleti için önemli bir başarı olmuştur.
- II. Viyana Kuşatması: 1683 yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun Viyana'yı kuşatması, başarısızlıkla sonuçlanmış ve Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olmuştur. Bu yenilgi, Kutsal İttifak Savaşları'nın başlamasına neden olmuştur.
- Karlofça Antlaşması: Kutsal İttifak Savaşları sonucunda 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kayıplarına uğradığı ve gerileme döneminin başlangıcı olarak kabul edilir.
Köprülüler Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 17. yüzyıldaki krizlerinden çıkış arayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmış, ancak uzun vadede imparatorluğun sorunlarına kesin çözümler üretememiştir.