Jean-Baptiste-Siméon Chardin (2 Kasım 1699 - 6 Aralık 1779), 18. yüzyıl Fransız resminin en önemli figürlerinden biridir. Özellikle natürmort ve tür resmi alanlarındaki eserleriyle tanınır. Chardin, gösterişli Rokoko tarzından uzak durarak, gündelik nesnelerin ve sıradan insanların yaşamlarını sade ve gerçekçi bir şekilde resmetmiştir.
Chardin, Paris'te doğdu. Babası, bilardo masası yapımcısıydı. Sanatsal yeteneği erken yaşlarda belirginleşti ve ilk eğitimini Pierre-Jacques Cazes'den aldı. Daha sonra Noël-Nicolas Coypel'in atölyesinde çalıştı. Bu dönemde, çoğunlukla sanatçıların figürlerinin kısımlarını çizerek yeteneklerini geliştirdi.
1724'te Académie de Saint-Luc'a kabul edildi. Kariyerinin başlarında, özellikle av hayvanları ve mutfak eşyalarını içeren natürmort resimleri yaptı. 1728'de Académie Royale de Peinture et de Sculpture'e kabul edilmesi, kariyerinde dönüm noktası oldu.
Chardin'in eserleri, dönemin önde gelen eleştirmenlerinden Denis Diderot tarafından büyük beğeni topladı. Diderot, Chardin'in resimlerindeki doğallığı, samimiyeti ve ışık kullanımını övdü.
1730'lardan itibaren, Chardin natürmort resimlerinin yanı sıra, gündelik yaşamı konu alan tür resimlerine de yöneldi. Çocukların oyunlarını, yemek hazırlayan hizmetçileri, ders çalışan gençleri ve benzeri sahneleri resmetti. Bu resimler, dönemin toplumunun değerlerini ve aile yaşantısını yansıtan önemli belgelerdir.
1757'de Académie Royale'in hazinedarı oldu ve sanat öğrencilerine dersler verdi. Ancak, yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle bu görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Chardin'in sanatsal stili, gerçekçilik, sadelik ve samimiyet ile karakterizedir. Gösterişli süslemelerden kaçınarak, nesneleri ve figürleri doğal halleriyle resmetmiştir.
Chardin, Fransız resim sanatı üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Eserleri, sonraki dönemlerde Gustave Courbet gibi realist ressamlara ilham kaynağı olmuştur. Ayrıca, Édouard Manet ve Paul Cézanne gibi modern sanatçılar tarafından da takdir edilmiştir.
Chardin'in eserleri, günümüzde dünyanın önde gelen müzelerinde sergilenmektedir. Eserleri, sadece sanatsal değerleriyle değil, aynı zamanda 18. yüzyıl Fransız toplumunun yaşam tarzını ve değerlerini yansıtan önemli birer belge olarak da kabul edilmektedir.
Chardin, sanatı ile sıradan olanı yücelten, doğallığı ve samimiyeti ön plana çıkaran bir sanatçı olarak tarihe geçmiştir.