Alerjik dermatit hakkında kapsamlı bir Wikipedia tarzı makale aşağıdadır:
Alerjik dermatit (veya atopik dermatit), ciltte kaşıntılı, iltihaplı döküntülere neden olan kronik bir ekzema türüdür. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Alerjik dermatit bulaşıcı değildir.
Alerjik dermatit, dünya çapında yaygın bir rahatsızlıktır. Çocukların %10-20'sini ve yetişkinlerin %1-3'ünü etkilediği tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı daha yüksektir. Genellikle çocukluk döneminde başlar, ancak bazı kişilerde yetişkinliğe kadar devam edebilir veya yetişkinlikte başlayabilir.
Alerjik dermatitin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir.
Ailesinde alerjik dermatit, astım veya alerjik rinit olan kişilerde alerjik dermatit gelişme riski daha yüksektir. Genetik çalışmalar, cilt bariyer fonksiyonu ve bağışıklık sistemi ile ilgili genlerdeki varyasyonların alerjik dermatit riskini artırabileceğini göstermiştir.
Çeşitli çevresel faktörlerin alerjik dermatiti tetikleyebileceği veya kötüleştirebileceği düşünülmektedir. Bunlar arasında:
Alerjik dermatitte bağışıklık sistemi aşırı tepki verir ve ciltte iltihaplanmaya neden olur. Özellikle T hücreleri ve sitokinler adı verilen bağışıklık sistemi moleküllerinin rolü önemlidir.
Alerjik dermatiti olan kişilerin cilt bariyeri genellikle bozulmuştur. Bu, cildin nemini kaybetmesine ve alerjenlerin ve tahriş edicilerin cilde daha kolay nüfuz etmesine neden olur. Fillagrin genindeki mutasyonlar, cilt bariyeri bozukluğu ile ilişkilendirilmiştir ve alerjik dermatit riskini artırabilir.
Alerjik dermatitin belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve yaşa göre farklılık gösterebilir.
Alerjik dermatit teşhisi genellikle klinik muayene ve hastanın tıbbi öyküsüne dayanır. Doktor, ciltteki döküntülerin görünümünü ve yaygınlığını değerlendirecek ve hastanın belirtilerini, tetikleyicilerini ve ailesinde alerjik hastalık öyküsünü soracaktır. Alerjik dermatit teşhisinde kullanılan bazı kriterler şunlardır:
Gerekirse, alerji testleri (deri prick testi veya kan testi) potansiyel alerjenleri belirlemek için yapılabilir. Cilt biyopsisi nadiren gereklidir, ancak diğer cilt hastalıklarını dışlamak için yapılabilir.
Alerjik dermatitin kesin bir tedavisi yoktur, ancak belirtileri kontrol altına almak ve yaşam kalitesini iyileştirmek mümkündür. Tedavi, cildin nemlendirilmesini, iltihaplanmanın azaltılmasını ve kaşıntının giderilmesini amaçlar.
Nemlendiriciler, cilt bariyerini güçlendirmek ve nem kaybını önlemek için önemlidir. Günde birkaç kez, özellikle banyo veya duştan sonra cilde uygulanmalıdır.
Topikal kortikosteroidler, ciltteki iltihaplanmayı azaltan ve kaşıntıyı gideren ilaçlardır. Düşük veya orta güçlü kortikosteroidler genellikle hafif ve orta şiddetli döküntüler için kullanılır. Daha güçlü kortikosteroidler, şiddetli döküntüler için reçete edilebilir, ancak yan etkileri nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.
Topikal kalsinörin inhibitörleri (takrolimus ve pimekrolimus), bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini azaltarak ciltteki iltihaplanmayı azaltan ilaçlardır. Kortikosteroidlere alternatif olarak kullanılabilirler ve genellikle yüz ve boyun gibi hassas bölgelerde tercih edilirler.
Fototerapi (ışık tedavisi), ciltteki iltihaplanmayı azaltmak için ultraviyole (UV) ışığı kullanır. Genellikle orta ve şiddetli alerjik dermatit vakalarında kullanılır.
Şiddetli alerjik dermatit vakalarında, sistemik tedaviler (ağız yoluyla veya enjeksiyonla alınan ilaçlar) gerekli olabilir. Bunlar arasında:
Biyolojik ajanlar, bağışıklık sisteminin belirli hedeflerine yönelik olarak tasarlanmış ilaçlardır. Dupilumab, alerjik dermatit tedavisinde kullanılan bir biyolojik ajandır ve IL-4 ve IL-13 sitokinlerini bloke ederek ciltteki iltihaplanmayı azaltır.
Alerjik dermatit, aşağıdaki komplikasyonlara yol açabilir:
Alerjik dermatitin önlenmesi için kesin bir yöntem olmamasına rağmen, bazı önlemler alınarak belirtilerin şiddeti ve sıklığı azaltılabilir:
Alerjik dermatitin prognozu değişkendir. Birçok çocukta, alerjik dermatit ergenlik dönemine kadar kendiliğinden düzelir. Ancak, bazı kişilerde yetişkinliğe kadar devam edebilir veya yetişkinlikte başlayabilir. Tedavi ve uygun cilt bakımı ile belirtiler kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi iyileştirilebilir.
Alerjik dermatitin nedenlerini, teşhisini ve tedavisini anlamak için devam eden araştırmalar vardır. Bu araştırmalar, yeni tedavi yöntemleri geliştirmeyi ve alerjik dermatiti olan kişilerin yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Genetik araştırmalar , immünolojik mekanizmalar ve çevresel faktörler üzerine odaklanan çalışmalar, hastalığın daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.