19. yüzyıl | 20.
yüzyıl | 21.
yüzyıl
1900'ler |
1910'lar | 1920'ler |
1930'lar | 1940'lar |
1950'ler | 1960'lar |
1970'ler | 1980'ler |
1990'lar
1980 | 1981 |
1982 | 1983 |
1984 | 1985 |
1986 | 1987 |
1988 | 1989
<imagemap>Dosya:1980s replacement montage02.PNG|küçükresim|400px|Sol yukarıdan, saat yönünde: İlk uzay mekiği uzaya fırlatıldı (1981); ABD lideri Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov, iki süpergüç arasındaki ihtilaflar çözülmeye başladı ve Soğuk Savaş'ın sonlarına yaklaşıldı; Soğuk Savaş'ın en büyük simgelerinden birisi olan Berlin Duvarı yıkıldı (1989); ilk kişisel bilgisayar IBM 5150 piyasaya sunuldu (1981); Afrika'da kıtlık (1985); Çernobil Felâketi meydana geldi (1986); İran-Irak Savaşı sonucu bir milyondan fazla insan öldü. rect 2 3 199 169 Space Shuttle Columbia rect 201 1 497 171 End of the Cold War rect 1 172 241 336 Iran–Iraq War rect 246 173 506 336 Fall of the Berlin Wall rect 123 337 323 525 Live Aid rect 326 338 510 536 IBM 5150 rect 0 339 121 515 Chernobyl disaster </imagemap>
1980'ler ("bin dokuzyüz seksenli yıllar" da denir) veya 80'ler ("seksenli yıllar" da denir), 1 Ocak 1980'de başlayan ve 31 Aralık 1989'da sona eren, Gregoryen takviminin içinde bulunan bir onyıl.
Bu zaman dilimi içerisinde görülen, refaha yönelik değişimler yeni endüstri ekonomileri için Batı'nın kültür göçünü, sosyal, ekonomik değişimleri ve genel karışıklıkları ifade eder. Bu süre içerisinde uyuşturucuya karşı küresel bir savaş başlatılır. ABD, otomobil üretimindeki pazarını Japonya'ya ve diğer ülkelere kaptırır. Ucuz işgücü bunu takip etmiş, birçok küresel üretim tekniklerini Meksika, Kore, Tayvan, Çin ve Doğu Avrupa'daki geleneksel üretim kaleleri almıştır. Yeni orta sınıf ekonomiler eski Sovyet Bloku ülkelerinde ve dünyanın diğer bölümlerinde su yüzüne çıkmaya ve radikal dini hareketler Orta Doğu'da kendini açığa çıkartmaya başlamıştır. Batı dünyası, Ronald Reagan'ın ABD başkanı, Helmut Kohl'ün Almanya şansölyesi, Brian Mulroney'in Kanada başbakanı ve Carlos Salinas de Gortari'nin Meksika başkanı seçilmesi ile sağ görüşlü politikacılar ve yükselen neoliberalizm arasındaki rekabete şahit olmuştur.
Doğu dünyasında ise komünist devletlerin hâkim ekonomilerinin zor duruma düşmesi, Polonya, Macaristan, 1989 Çin Tiananmen meydanı ayaklanması, Çek devrimi gibi birkaç komünist rejimin çökmesi veya çökertilme girişimleri ve Warşova Paktı ile Romanya'daki diktatörlük ve Orta ve Doğu Avrupadaki diğer komünist rejimlerin dönüşümleri, komünist rejimlerde SSCB’deki perestroyka ve glasnost rejimleri gibi yenilikçi politika dalgalarıyla sonuçlandı. Bu, 1980 sonları devletlerin sonbaharının mor geçişi olarak adlandırılır. 1989’da Varşova Paktının dağılmasıyla, Sovyet Birlikleri batı dünyası ile olan düşmanlıklarını terk ettiklerini açıklamış ve böylece Soğuk Savaş bitmiştir. Bu değişimler 1990'lar ve 21. yüzyılda da hissedilmeye devam edilecektir.
Birçok 3. dünya ülkesi, özellikle Afrika ülkeleri, 1980'lerde geniş bir borç krizine şahit olmuşlardır.
1980'ler ayrıca 1970 ve 1990'larda dahi olmayan bir nüfus patlamasına sahne olmuştur. Bu büyüme, sadece gelişmekte olan bölgelerde değil, batı milletlerinde de görülmüştür. Nüfus artışı özellikle Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’da çok hızlıydı ve yıllık artış oranı %4’e yakın olmaktaydı.
1980'lerin kültürü tüm dünya çapında benzer etkiler göstermiştir, şöyle ki; Amerika’daki "Seksenler" ile Avrupa ve Asya’daki "Seksenler" benzerdi.
Moskova’daki 1980 Yaz Olimpiyatları, 1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgali dolayısıyla ABD ve diğer 64 ülkenin düzenlediği protesto nedeniyle engellenmiştir.5 Los Angeles’taki 1984 Yaz Olimpiyatları ise, Moskova’daki 1980 Yaz Olimpiyatları'ndaki ABD ve diğer ülkelerin düzenlediği protestoya cevaben Sovyetler Birliği, diğer Doğu Bloku ülkeleri ve müttefikleri tarafından boykot edilmiştir.6
1984 Kış Olimpiyatları Saraybosna, Yugoslavya (şimdiki Saraybosna, Bosna-Hersek)'te düzenlenmiştir. Yugoslavya Olimpiyatları düzenleyen ikinci komünist ülke olmuştur, fakat 1980'de Sovyetler Birliği'nde olduğu gibi batı ülkelerinden herhangi bir boykot gelmemiştir.
Jamaika Millî Kızak Takımı Kanada'daki 1988 Kış Olimpiyatlarında her dönem artık klişe olmuş şekilde yalnızca sürekli kış yaşayan kuzey ülkelerinin etkili olabildiği kış olimpiyat oyunlarında kendilerinden beklenmeyen bir iyi performans sergileyerek dünyayı şaşırtarak medyanın ilgi odağı oldular. 1988'deki Jamaika kızak takımının yaşadığı olaylardan esinlenilerek beş yıl sonra Disney’in yapımcılığında Cool Runnings filmi yapılmıştır. 1986 sezonunda bir dizi ölüm ve sakatlıktan sonra FIA, Grup B müsabakalarını yasaklamıştır.7
Tüm modern dönemlerde olduğu gibi, bilindik kültürde 80'ler modası, farklı çağlardan farklı trendleri birleştirmekteydi. Bu yönelim de modanın ilerlemesine yardımcı olmuştur. 80'lerin belirteci haline gelmiş en tutucu ve en erkeksi moda görünümü, geniş kullanım alanına sahip omuz vatkalarıydı.
70'lerin moda silüeti arka tarafı gevşek ve üstten daha geniş giysilerle özdeşleşirken, bu moda türü 80'lerde tamamen değişerek hem erkek hem de kadınlarda gevşek gömlekler ve daha sıkı ve dar pantolonlara dönüşmüştür. Erkekler, insanlara zenginliklerini sergileme eğilimlerinin bir sonucu olarak güçlü takım elbiseler giymeye başladılar. Giyim markaları bu dönemde inanılmaz derece önem kazandılar. Ralph Lauren ve Calvin Klein markaları bunların önde gelenlerindendi.
ABD’de Madonna "Material Girl" olarak anılmaya başlandı ve birçok genç kız onun modasına ayak uydurmaya gayret gösterdiler. Ünlü film Flashdance (1983) genel olarak halk içinde sweatshirtlerin tanınmasını sağladı. TV dizileri olan Dallas ve Dynasty'de benzer etkiyi bırakmışlardır.
Siouxsie ve The Banshees grubunun solisti Siouxsie, punk öncesi 80'ler Gotik modasına ilham kaynağı olmuştur.
Yeni Romantik ya da yeni romantisizm, gençler arasında oldukça popüler bir moda akımı olarak 80'li yıllarda ortaya çıkmıştır.
Kafa bantları 1982 yılında moda oldu. Bu moda ilk Kaliforniya'da başladı ve buradan yayıldı. Diğer yerleşik tarzlar da tozluklar ve minieteklerde yaşandı, özellikle de Amerikalı amigo kızları tarafından giyilen kısa, alt tarafı geniş etekler olan ra-ra etekleri yaygınlaştı.
Profesyonel dansçıların provalarda kullandıkları temel eşya olan tozluklar, 1982 yılında gençler arasında akım haline geldi. Minietekler ilk olarak 70'lerin başında sahneye çıktı. Bu stiller Valley Kız akımının ünlü olduğu zamanda popüler Frank Zappa ve Moon Unit Zappa şarkılarıyla hatırlanmıştır. O zamanlar moda olan birçok şey harcanırken minietekler popüler çizgisini sürdürdü ve 80'ler ve 90'ların başı boyunca iş kadınlarının takımı olmak adına bir seçenek durumunda kaldı. Genel olarak bu mini etekler tozluklarla beraber giyilmekteydi. Bu çizgiler Amerikan Apparel gibi günümüz modasının mağazalarında hala yer bulmaktadır. Görünüş olarak ise tek renk, basit örnekli ve aynı şekillerle 80'lerin silüetini yansıtmaktadır. İngiltere'de tozluklar çoğunlukla dar kotlar, uzun kazaklar veya süeter ve yüksek topuklu ayakkabılarla birlikte giyilmektedir.
Dynasty dizisi 80'li yıllarda Amerikan kadınlarının modasında büyük bir etki bıraktı.
Dynasty dizisindeki Linda Evans tarafından ün kazanan omuz vatkaları, 80'li yıllarda ve hatta 90'lı yılların ilk üç senesinde popülaritesini sürdürdü. 80'li yıllarda kadınlar arasında omuz vatkalarının birden popüler olmasının arkasında yatan neden, belki de kadınların artık iş hayatında ender olmadıklarını göstermekti ve "takım elbiseleri" ile ofiste artık erkeklerle eşit olduklarının mesajını vermekteydiler. Birçok kadının omuzlarının iç tarafındaki çeşitli boylarda tutturulabilen vatkalar Velcro idi.
Dynasty televizyon dizisi 80'lerde dünya çapında 250 milyon kişi tarafından izlenerek Amerika'nın yaygın moda çizgisine etkilerde bulundu. Hedef kitlesi kadınlar olan dizi, kadınların daha fazla mücevher takarak ekonomik durumlarını sergilemeleri yönünde etkilenmelerini sağladı. Sentetik kumaşlar 80'lerde artık demode oldu. Yün, pamuk ve ipek yeniden yaygın hale gelmişlerdir.
Erkelerin iş giysileri 70'lerden beri ilk kez ince çizgililere dönüş yapmıştır. Yeni ince çizgililer, 30 ve 40'ların takım elbiselerine göre daha dar ve daha hoş olmakla birlikte, 70'lerdekilerle aynıydılar. Üç parçalı takım elbisler gündemden 80'lerin başlarında düşerken, klapa takım elbiseler daha dar hale geldi (50'lerin tarzına benzer). 70'lerde genel olarak beş altı düğmelik uzun yelekler giyilirken, 80'li yıllara gelindiğinde boyları daha kısaldı ve dört düğmelik yeleklerin giyilmesi yaygınlaştı. 80'lerde kravatlar daha dar bir hal aldı ve deriden ince modeller yapıldı. Hem iş hayatında, hem de günlük giyimde alttan düğmeli yakalar yeniden kullanılmaya başlandı.
Bu arada kadın modası ve iş ayakkabıları, 50'ler ve 60'ların başlarında popüler olan hallerine döndü ve sivri uçlu ve çivili topuklu bir hal aldı. Bazı mağazalar, beyaz renkte kanvaz veya saten kaplı moda ayakkabılar depoladılar ve onları müşterilerin istekleri doğrultusunda boyayarak renklendirdiler. Genç kadınlar arasında en popüler ayakkabılar açık renkli ve yüksek topuklu ayakkabılar iken, Jellies'te görüldükten sonra renkli, transparan plastik tabanlı ayakkabılar popüler hale gelmiştir. 80'lerin zirvedeki mankenleri, Carol Alt, Christie Brinkley, Elle McPherson ve Paulina Porizkova olmuştur.
Aerobik egzersiz ve dans temelli televizyon dizileri ve filmlerinin ünü bir dans giyim modası oluşturdu ve buna bağlı olarak tozluk gibi profesyonel dans giysileri sokaklarda giyilmeye başlandı. 1983 yapımı olan Flashdance filmi, kadınlar arasında bir omzu açıkta bırakılmış sökülmüş kazakları yaygınlaştırdı. Streç dansçı giysileri de bu dönemde renkli hale geldi ve oldukça fazla giyildi. Diğer dans giyimi esinlenmeleri Olivia Newton John'un Physical vidyosunda ve Jane Fonda'nın aerobik kuşağı videolarında yer almıştır.
80'lerde erkek giyiminde renkli çizgilerde bir patlama görüldü. Gittikçe ünlenen televizyon dizisi Miami Vice'tan etkilenen erkekler pahalı suit ceketler altına özellikle açık veya pastel renklerde sıradan tişörtler giymeye başladılar. Ceket altına tişört görünüşü genellikle kirli sakal ile birbirine eşlik ettiler, bu akım da Miami Vice dizisindeki Don Johnson karakteriyle ün kazandı ve bu tarzı kendilerine örnek alanlar bu karakterdeki gibi ayakkabılarını çorapsız giyme eğilimi gösterdiler.
80'lerin sonlarına doğru ortaya çıkan erkekler için diğer bir popüler görünüş biçimi de Hawai tişörtleridir. Bu tişörtler çoğunlukla dikişli spor ceketlerle giyilerek birbirinin tamamlayıcısı olmuşlardır. Çoğunlukla gri ve beyaz olmakla birlikte hem günlük, hem iş elbisesi olarak giyilmişlerdir. İş takımı olarak giyildikleri zamanlar, çoğunlukla kravatsız giyilmekteydiler.
Converse ayakkabılar, 80’lerin ilk yarısında popüler oldular. Air Jordan basketbol ayakkabıları (adını basketbol oyuncusu Michael Jordan’dan alır) ilk çıkışını 1984’te yapmıştır. Önceleri günlük yaşamda giyilen atletik ayakkabılar, sonraları yüksek fiyatlı birer moda ürünü olarak meydana çıkmıştır. Ulusal Basketbol Ligi (NBA) ilk zamanlarda ününü artıran bu ayakkabıların maçlarda giyilmesini yasaklamıştır. Sonraları ise birtakım üreticiler özel spor ayakkabılarını kullanıma sunmuştur. Adidas spor ayakkabıları özellikle gençler ve yetişkin erkekler arasında bu onyılda hızlı bir yükseliş göstermiştir; ünlü olmasını sağlayan şey ise Run DMC’nin Benim Adidas’ım şarkısı olmuştur. Nike da Air Max ve benzeri ayakkabılarıyla pazarda benzer etkiyi yaratarak söz sahibi olmuştur. Özellikle siyah veya beyaz deriden künyeler bu dönemde popüler olmuşlardır.
Afrika’nın renkleri (yeşil, sarı ve kırmızı) ağırlıklı kente adı verilen döpiyesler Afrikalı Amerikanlar arasında bir hayli ün kazanmışlardır. Şehirlerdeki hip-hop toplulukları tarafından spor ayakkabılar çoğunlukla bağcıksız giyilmekteydi, bandanalar ve altın takılar takılmaktaydı.
Seksenlerin sonlarında, asitle yıkanmış kotlar ve deri ceketler her iki cinsiyet için de popüler olmuştur. Asitle yıkama, deriyi kimyasal olarak ağartma, kumaşın liflerini bozarak solmaya maruz bırakma, kumaşın orijinal boyasından farklı tonlar oluşturarak kumaş üzerinde beyaz çizgiler ve noktalar oluşturma işlemlerinden oluşur. Bu oluşum heavy metal modası olarak tanındı (on yılın sonlarına doğru her iki cinsin ilgisini çeken geniş kıvırcık saç türleriyle hair metal olarak anıldı).
Jem fabrikasyonla üretilip, hem de elde işlenen solmaya maruz bırakılmış ve sökülmüş kotlar, Poison gibi metal müzik grupları sayesinde popüler bir moda eğilimi haline gelmiştir. Moda dünyasında modayı belirleyen kimselerin eşcinsel erkekler olduğuna dair yaygın bir düşünce olmasına rağmen, 80'li yılların moda kültüründe eşcinsel öğeler önemini kaybetmiştir. Dış mekân giyiminde geniş yürüyüş botları, kotlar ve fanila gömlekler moda haline gelmiştir. Erkekler için kadınsı, kadınlar için erkeksi tarzda giyim toplum arasında hızla yayılmıştır. Dövme ve piercing yaptırma kültürü başlangıç göstermiştir.
Özellikle ABD’deki tutucu gençler "preppy" olarak bilinen tarzda giyinmeye başladılar. Preppy modası tutucu ve klasik stildeki giysi markaları olan Izod Lacoste, Brooks Brothers, Polo ile hatırlanmaktadır. Preppy giysi tarzına bir örnek olarak düğmeleri altta Oxford gömlek, manşetli bej pantolon ve mokasen ayakkabı gösterilebilir. Diğer popüler giysiler de baklava dokulu süveterler ve yeleklerdir. Preppy giyim tarzı denince akla gelen diğer bir öğe de süveter veya kazakların omuzlardan gevşek biçimde boyuna bağlanmasıdır. 80’lerde preppy modasında uçuk ve kalın tişörtler de tasarımcılarının logolarıyla beraber önemli yer tutmaktadırlar.
80’lerde çoğu kadın saçlarını kızıl veya burgonyaya boyamışlardır. Uzun perçemler de o dönemde popülerdi. Kadınlar bu saç stiline uygun olarak tek taraflı geniş küpeler takmaktaydılar.
70'lerde sıkça görülen favoriler, 80 modasında büyük bir önem kaybına uğruyor ve özellikle gençler arasında film ve müzik yıldızlarının etkisiyle büyük ve eksantrik saç şekilleri yaygın hale geliyordu. İçlerinde barındırdıkları parlatıcılarla istenen parlak görünümü ve geniş hacmi sağlayan ve kişilerin saçlarına şekil verilmesinde kullanılan saç köpüklerinin aşırı yaygınlaştığı görüldü. AquaNet gibi saç spreyleri hard rock grubu olan Poison tarafından sıkça kullanılmaktaydı. 1984 yılında favoriler yeniden bir geri dönüş yaptılar fakat bu sefer daha ince, kısa ve 70'li yıllara göre daha düzgün görünümlüydüler. Bu akım 1986 yılının sonlarına dek sürdü. Bu favoriler çoğunlukla (fakat her zaman değil) Mullet (aslan yelesi) saç kesim tarzının bir eklentisi olarak görülmektedir. Mullet birkaç farklı stilde meydana çıkmıştır fakat ana şekli saç boyu yanlardan kısa ve arkadan uzun olacak şekildedir. Mullet banliyölerde ve köylerde genellikle çalışan kesim erkekleri arasında yaygın olmuştur. Bu tutucu görünüş iş dünyasının elit görünümü olan erkeklerde düzgün kesimli kısa ve kadınlarda şık düz saç stilleriyle zıtlaşmaktadır. Beyaz yakalı erkeklerin saç kesimleri yapay bir saç çizgisi oluşturacak biçimde ensenin sık sık tıraş edilmesidir. Kadın saç stillerinde ise on yılın sonunda birden uzun şekiller hakim oldu. 70'lerdeki en uzunu omuzda olan küt kesimin aksine 80'lerin sonlarında uzun saç modelleri sırt hizasına kadar uzanmıştır. 80'lerin ortaları ve sonları boyunca hem erkek hem kadınlarda saçları ayrımak modaya aykırı bulunmuştur.
Kıvır kıvır saçlar genel moda stilinin temsilcisiydi ve dönemin kıyafetleriyle birbirlerini tamamlıyorlardı. "Banana" tokalar ayrıca diğer bir moda ürünüdür. Genç kadınlar uzun ve özgün tasarımlara sahip olan vahşi küpeler takmaktaydılar. Çoğunlukla tek bir küpe takılmaktaydı. Omza kadar uzanan tokalar genellikle çene hizasında veya daha kısa olan saçlarla zıtlaşmaktalardı. Lüle lüle saçlar, zıt renkli çizgiler 80'ler modasında gençler arasında yaygın bulunmaktadır. Birçok genç kadın on yılın sonlarına doğru saçlarını burgonya veya kızıl renge boyamışlardır.
Erkekler için küpeler moda açısından büyük yer tutmaya başlamıştır. İnce metal bileklikler (bilezik de denmektedir) 80'lerde bayağı popüler olmuştur ve büyük toplantılarda dahi insanların bileklerinde görülebilmektedir. Elmas veya inci gibi mücevher tasarımları kadınlar arasında yalnızca güzellik açısından değil, aynı zamanda zenginlik ve gücün de sembolü olarak yaygın biçimde kullanılmışlardır.
İç çamaşırı hem erkek hem kadınlar için önemli birer moda aksesuarı olmuşlardır. Kadın görünümünde genel olarak dantel süslü pastel renkler hakimdir. Sütyenle beraber yapılan kadın gecelikleri de özellikle ceketin boyun çizgisinden görünür vaziyette olanları iş hayatında tercih edilmişlerdir. Erkekler dahi modayı sıkça takip eder olmuştur. Erkekler için tasarlanan iç çamaşırları da renkli olmuştur, aynı zamanda boxerlar "ince" ve kıç tarafından aşağıya doğru düzgün bir kesime sahiptirler.
Her iki cinsiyet ünlülerin sergilediği ve televizyonda gördükleri modaya uygun iç çamaşırları giymeye başladılar. Kadınlar iç çamaşırı için polyester saten kumaşlara ilgi duymaya başladılar. Çoğunlukla erkek çizgilerinde üretim yapan Jocks şirketi tutucu erkekler için dantelli, Fransız kesimli ürünler üretmeye başladı. Televizyonda Moonlighting'de Cybill Shepherd'in giydiği alt ve üstüyle bir arada olan kadın geceliği, külot ihtiyacını ortadan kaldıran mütevazı bir elbise olarak bayağı popüler olmuştur. Parlak mücevher renginde ipek şarmözler ve Dallas ve Dynasty'de görülen saten bluzlar rağbet görmüştür. Yeni Jockey satıcısı beyzbol oyuncusu Jim Palmer küçük bikiniler ve atlet baskılarında kullanılan dikkat çekici koyu tonlar popüler olmuştur. İç giyim modası Geleceğe Dönüş filminde Michael J. Fox'un eflatun renkli Calvin Klein tasarımları ve Oakland Raiders yıldızı Howie Long'un renkli Hanes bikinilerinden etkilenmiştir. Renkli, desenli, resimli erkek mayoları veya iç çamaşırları göz önüne çıkmıştır ve her yaştan erkekler arasında bayağı ün kazanmıştır.
On yılın başında metal kordonlu dijital saatler modaya ağırlığını koydu. İlk yıllarda popüler olmasına rağmen sonraları baskın konumunu kaybetti. Yeni nesil dijital saatler hesap makineli olarak üretilmiştir ve bunlar ilk veri düzenleyiciler olmuştur. Dönemin ortalarında yetişkinler için kadranlı saatler moda olmuştur. Deri kayışlarda ayrıca bir seçenektir. On yılın sonlarına doğru bazı saatlerin yüzlerinde Roma rakamları kullanılmıştır. Bunun yanında diğer bir ultramodern durum göstergesi de Movado müze saatleridir. Saatlerin on ikisinin göstergesinde tek büyük bir noktadan pırıl pırıl tasarımlar kullanılmıştır. Genç kültür de çınlayan plastik Swatch saatleri tercih etmektedirler. Bunlar ilk olarak Avrupa'da ortaya çıkmıştır ve dönemin ortalarında Kuzey Amerika'ya yayılmıştır. Gençler bu saatlerin ikisi veya üçünü aynı kollarına takmaktaydılar.
80'lerin ilk yarısında geniş, plastik çerçeveli gözlükler hem erkekler hem kadınlar için moda olmuştur. Küçük metal çerçeveli gözlükler 1984 ve 1985'te yeniden dönüş yapmıştır ve 80'lerin sonlarında kaplumbağa kabuğu renginde gözlükler moda haline gelmiştir. Bu yeni modalar daha öncekilere göre daha ufak ve ovaldirler. 80'ler boyunca Ray-Ban Wayfarer gözlükleri 1983'teki Tom Cruise'un Risky Business filmiyle popüler olmuşlardır. Ray-Ban Pilot gözlüklerinin satışları 1986 yılında gösterime giren Maverick ve Iceman ile şöhreti yakalayan Tom Cruise ve Val Kilmer'ın oynadığı Top Gun filmiyle %40 artmıştır. Michael Madsen de bu gözlükleri filmlerinde sıkça kullanmıştır.
Miami Vice, özellikle Don Johnson'ın oynadığı Sonny Crockett, bir çift Ray-Ban Wayfarer (Model L2052, Mock Tortoise) giyilmesiyle Ray Ban'ın popülaritesini artırarak 1984 yılında satışlarını 720.000'e çıkardı.
10 yıl ABD'de disko müziğine tepkilerle başladı ve 1970'lerle özleşmiş orkestral müzik gibi birçok müzikten de uzaklaşılmıştır. 1980'lerin müziği daha önce duyulmamış olan bateri eşliğinde sentezör ve klavye ile yapılan elektronik seslerle tanınmıştır. Bu da müzikte önemli bir değişim yaratmıştır. ABD'de MTV kuruldu ve kayıt endüstrisinde müzik vidyoları çok büyük bir etki oluşturdu. Amerikalı Pop artistleri Madonna ve Michael Jackson bu türün öncülüğünü yaptılar ve bunu büyük bir sektör haline getirdiler. New Wave ve Synthpop, birçok İngiliz ve Amerikan sanatçı tarafından geliştirildiler ve özellikle seksenlerin başı ve ortalarında önemli bir fenomen hale geldiler. Hard rock, Heavy metal, Big Hair Bands ve Glam metal, 1980'lerde son derece önemli bir ün kazandılar ve en baskın müzik türleri arasına girdiler. 1985'te birçok sanatçının katılımıyla düzenlenen Live Aid konserleri dikkat çekti ve halkı büyük bir açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan Etiyopya’ya yiyecek göndermek üzere bir hamle yarattı. Hip hop yavaş yavaş güçlü bir müzikal etkiye sahip olmaya başladı.
Cosby ailesi 1984 yılında yayına başladı ve ABD'de art arda beş TV sezonunda Nielsen Ratings ölçümlerine göre 1 numarada kalmıştır.
Bu on yıllık dönem azınlıklar ve eşcinseller için zor başladı. Azınlıkların anlatıldığı müzik kilpleri MTV'de yayınlanmadı ve özellikle San Francisco'da eşcinseller hakkındaki yaygınca gösterilen homofobik programlarda (1980'de yayına başlayan) eşcinsellerden bayağı olarak bahsetmişlerdir. AIDS'in ortaya çıkmasıyla, homoseksüelleri ve homoseksüel arkadaşlıkları yansıtan karakterler çabukca meydana çıkmışlardır (Three's Company, Bosom Buddies). On yıllık dönemin sonuna doğru daha sempatik homoseksüel karakterler Dynasty, Thirtysomething ve Altın Kızlar gibi televizyon programlarında yer almaya başladılar.
80'lerin belli karakterlerine göz attığımızda polisleri göz önüne alan Miami Vice'ın (1984), film değerinde yapımlar olan MTV müzik videolarını örnek olarak verebiliriz.
Oprah Winfrey Show, 20. yüzyıl tabularını yıkıp ve bir itiraf kültürü yaratarak ABD ekranlarında yer almıştır. Bir Yale araştırmasına göre, Oprah Winfrey'in başarısıyla türeyen talk showlar homoseksüeller, biseksüeller ve transeksüellerin ekranlarda görünebilirliği için ihtiyaç duyulan büyük etkiyi ve bunun sayesinde de toplum içine daha fazla karışabilmelerini sağlamışlardır.9
Brandon Tartikoff NBC'de yönetici oldu ve NBC'nin düşük izlenme oranlarını Hill Street Blues, L.A. Law, ALF, Aile Bağları, Cosby ailesi, Cheers, Miami Vice, Altın Kızlar, Kara Şimşek, A Takımı, St. Elsewhere, Night Court, Hunter, Highway to Heaven, Matlock, Remington Steele, A Different World, 227 ve Empty Nest gibi büyük etki uyandıran dizilerle artırmayı başardı. NBC dönemin büyük çoğunluğunda ABD televizyon ağları arasında olmayı başarmıştır.
Fox yayına başladı. CNN ilk 24 saat haber yayınlayan kanal oldu. Belli bölgelere ve beğenilere hitap eden yüzlerce kanallı (örneğin 1982'de kurulan The Weather Channel) yeni kablo ağıyla kablolu televizyonun gelişmesiyle televizyon izleyicileri daha geniş bir seçenek menüsüyle karşı karşıya kaldılar.
İngiltere'de 1989 yılında iki rakip uydu televizyonu sağlayıcısı kuruldu. İngiliz Uydu Yayımcısı ve Sky Televizyonu izleyicilere beş taneye kadar ekstra kanal seçeneği sunmuşlardır fakat her ikisi de Kuzey Amerika'daki kablolu televizyonun başarısını yakalayamamışlardır. Daha sonra iki şirket birleşme kararı almışlardır.
80'lerde birçok akım ve eğilimi yansıtan Punky Brewster genç izleyicilerin ilgisini çekmeyi başarmıştır.
ABD'de o günün en popüler dizisi olan General Hospital'daki Luke Spencer ve Laura Webber'in ilişkileri sayesinde pembe diziler lise ve üniversite öğrencileri arasında yaygınlık kazanmıştır. O dönemde birçoğu akşam 22:00 saatinde yayınlanan yüksek bütçeli yapımlar olan Dynasty, Knot's Landing ve Dallas (dizi) bayağı popüler olmuşlardır.
Amerikan prime time rating devleri Dynasty, Altın Kızlar ve İngiliz pembe dizileri Brookside ve EastEnders'ta düzenli ve uzun süreli rollere sahip olan homoseksüel karakterler sayesinde eşcinsel topluluklar popüler cephede bir ivme yakalamışlardır. Bu akım sayesinde de televizyonda homoseksüel karakterlerin düzenli roller alarak görülebilirlikleri büyük ölçüde artmıştır.
Müzik tabanlı kablo ağları MTV ve MuchMusic ilk olarak ortaya çıktıklarında müzik videoları ve sanatçıların yorumlarıyla pop kültür etkileri Kuzey Amerika gençleri arasında yeni bir akım oluşturmuştur.
Bir oyuncağın etkisinden gidilerek çocuklar için yapılan ilk televizyon programı olan He-Man ve Kainatın Hakimleri, çocuk programları ve oyuncak reklamcılığı arasındaki bağın artmasına neden oldu ve bu oyuncaklar ve çizgi filmler arasındaki büyük bağlantı hem ebeveynlerin hem de birtakım organizasyonların dikkatini çekmiştir. Döneme bu konuda damgasını vuran yapıtlar Transformers, G.I. Joe: A Real American Hero ve Dino-Riders'tır.
ABD ve diğer ülkelerde Animasyon yapım değerleri olarak müthiş bir gelişim gösterdi ve hem sinema filmlerinde hem de televizyonda toplum önünde bir yeniden doğuş yaşamıştır. Star Blazers, Battle of the Planets, Voltran ve Robotech Kuzey Amerika'da ilk dalga anime yapımlarının gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.
Bazı çevreler tarafından Star Trek dizilerinin zirvesi sayılan Star Trek: The Next Generation ilk televizyon gösterimini 1987 yılında yaşamıştır.
Murder, She Wrote izleyiciler arasında büyük sükse yapmıştır.
Mystery Science Theater 3000 1988 yılında Minneapolis UHF bandı KTMA'da yayınlanmıştır; sonraki yıl ise daha sonra Comedy Central olan Comedy Channel'a geçiş yapmıştır.
1 Şubat 1982, David Letterman NBC'nin Late Night with David Letterman programının sunucusu olmuştur ve program Letterman 1993 yılında CBS'e geçene kadar yayında kalmıştır.
6 Aralık 1989'da oldukça başarılı ve ünlü İngiliz bilimkurgu dizisi Doctor Who'nun 26 yıl ve 703 bölüm sonunda yayınlanması bitmiştir.
Bu onyıllık dönemde Amerikan televizyon programları arasında 1. olan yapımlar:
The Simpsons shorts The Tracey Ullman Show'da yer almaya başladı. Simpsons sonraki iki on yıl boyunca devam etmiştir ve Amerikan sitkom tarihinin en uzun yayınlanan programı olmuştur.
80'lerin filmleri birçok tür arasındaki hibrit geçişleriyle farklı tarzları içermektedir. Trend, o güne kadarki en büyük etkiyi yapacak, ilk gösterim haftasında önceki filmlerden daha fazla hasılat getirecek ve seyircilerin seçim yapmak için başka çok fazla seçenek bulamayacağı filmleri üretmek yönündeydi.
On yıl 70'lerin ortalarındaki film sektöründe yaşanan bomba patlamasının devamıyla başladı. 1977 yılındaki Star Wars'un devamı olan The Empire Strikes Back, 1980 Mayıs ayında yılın en büyük etkiyi yapan filmi olarak başladı. Bu film 80'lerin en iyi filmi olarak gösterildi (IMDb'de 80'lerin filmleri arasında en fazla oyu alan filmdir). Bu filmi üçlemenin sonuncusu olan Return of the Jedi (1983) izledi. Bu gelen, birçok benzer fantastik yapım arasından en fazla sevilen film olmuştur. Superman II 1980 sonunda Avrupa ve Avustralya'da gösterime girdi fakat ABD'de 1981'in Haziran ayına kadar gösterimi yapılmadı. İki yönetmen tarafından yönetilmesi film üzerinde uzunca sürecek tartışmalar yarattı ve bunun sonucunda 2006 yılında Superman II: The Richard Donner Cut gösterime girmiştir. 1978 yılındaki Superman çok yapmacık bulunmasına rağmen, Superman II olumlu tepkiler almıştır. The Empire Strikes Backin başarısı üzerine filmin yapımcısı George Lucas, 1981 yapımlı olan, The Empire Strikes Backte yardımcı oyuncu olan Harrison Ford'un oynadığı Raiders of the Lost Ark filmini yapmak üzere Steven Spielberg ile bir araya gelmiştir. Hikâye, Amerikan hükûmeti tarafından kayıp gizemli bir sözleşme sandığını bulmak üzere görevlendirilen arkeolojist ve maceracı Indiana Jones (Ford) hakkındadır ve 1930 tarzı dizilerin yarattığı ilgiyi toplamayı başarmıştır. Film 1981 yılının en beğenilen filmi olmuştur ve devam filmleri de bu on yıl boyunca sürekli en sevilen ilk 10 film arasında bulunmuşlardır. 1982 yılında Spielberg masalsı bilimkurgu bombasını patlattı ve tüm rekorları altüst eden, bütün Star Wars filmlerinden %40 daha fazla kazanan ve ilk 50'deki filmlerin 46'sını gelir olarak ikiye veya üçe katlayan E.T. the Extra-Terrestrial'yi yaptı.
Seksenlerin bilimkurgu dalgasının devamı olarak Avustralyalı deri ceketli kanun dışı yol korsanlarıyla geleceğin çölleşmiş alanlarında mücadele eden Mad Max2 yapıldı. Diğer bir geleceği anlatan yapım olan New York'tan Kaçış distopik bir geleceği anlatan ve kahramanlık karşıtı bir yapım olarak aynı yıl yapıldı. 1982 yılında diğer bir distopyan yapım olan, Harrison Ford'un hain androidleri araştırma görevini üstlenen bir detektifi canlandırdığı Blade Runner filmi çekildi. Dönemin Bilimkurgu filmleri olan iki Star Wars filmi, The Empire Strikes Back ve Return of the Jedi, Geleceğe Dönüş üçlemesi ve Steven Spielberg'ün E.T.'si genel olarak genç izleyicileri hedef kitlesi olarak belirlemiştir.
Seksenler gerilim filmleri için muazzam bir dönem oldu, birçoğu erotik yapıdadır ve 9 1/2 Hafta (1986), Ölümcül Cazibe (1987) ve Body Heat (1981) bunların örneklerindendir. Belki de 80'lerin gerilim filmleri arasından en etkili örneklerden biri David Lynch'in tuhaf kült klasklerinden gelecekteki Amerikan kentlerinin yer altı dünyalarıyla ilgili olan ve 2000'li yıllara dair uyarlamalar bulunduran Blue Velvet (1986); ve diğer biri de Stanley Kubrick'in korku/gerilim türündeki filmi The Shining (1980)'tir.
Fantezi filmler, kılıç ve büyülü filmlerin yeniden dirilmelerini sağladı. 1981 yılında, Ejderha Avcısı, Excalibur ve Raiders of the Lost Ark gösterime girdi fakat fantastik filmler adına asıl patlamayı 1982 yılındaki Barbar Conan filmi yapmıştır. Bu destanda rol alan Arnold Schwarzenegger şöhretin zirvesine çıkma adına büyük bir adım kaydetmiştir. Orijinal hikâye Robert E. Howard'a ait olmasına rağmen, film senaryosu Oliver Stone ve John Milius'un ortak çalışması sonucu yazılmıştır. Filmin devamı 1984 yılında Conan the Destroyer olarak geldi. Schwarzenegger yeniden kılıç kullanıcısı rolüyle 1985'te Red Sonja filmiyle dönüş yaptı. Aynı yıl benzer temalı filmler olan Kılıç ve Büyücü, The Beastmastr ve Ator filmleri gösterime girdi. Bitmeyen Hikâye (1984), Efsane (1985) ve The Princess Bride (1987) gibi masalsı fantastik yapımlar da popüler olmuşlardır. Disney'in 1939 yapımlı klasiği ve büyük bir hayalkırıklığı olan Oz Büyücüsü filminin büyük bütçeli devam filmi olan Oz'a Dönüş video kasetlerde büyük bir başarı yakalamıştır.
Tarihsel, romantik, dramatik filmler arasından Rain Man (1988), Fatal Attraction (1987), On Golden Pond (1981), Terms of Endearment (1983), The Color Purple (1985) ve Out of Africa (1985) filmleri gişelerde iyi bir sonuç elde etmişlerdir. Ayrıca saygın başarıya sahip diğer filmler de Sophie'nin Seçimi (1982), A Passage to India (1984) and Gandhi (1982) olarak gösterilebilirler.
Kovboy filmlerinde Silverado (1985) filmiyle yeni bir tarz ortaya çıkmıştır.10
70'lerdeki korku filmi yaratıcılığı '80'lerin başlarına dek sürdü, daha fazla kan göstermesinin dışında '80 yıllarının birçok başarılı korku filmlerinin devam serileri yapılmıştır. Stanley Kubrick korku filmi olan The Shining (1980)'i çekmiştir. Yaratıcı ve kanlı kapalı atmosferiyle The Evil Dead (1981) birçokları tarafından türünün en iyilerinden biri olarak gösterilmiş ve devam filmi olan Evil Dead II (1987)'yi çekmek kaçınılmaz olmuştur. Halloween filminin yönetmeni John Carpenter'ın yaptığı The Thing (1982) filmi, seyircilerini etkili efektleriyle hayranlık içinde bırakmıştır. Halloween (1978) filminin devamı olan 13. Cuma (1980) ve Elm Sokağı Kabusu (1984) 80'lerin korku filmlerinin popüler yüzleridir. David Cronenberg'in görüntü ve kan efektli Scanners (1982) ve The Fly filminin yeniden çekilen versiyonu James Cameron'un filmi Aliens'tan yalnızca birkaç hafta sonra ve hepsi de 1986 yılında gösterime girdiler. Stuart Gordon'un Re-Animator (1985), Dan O'Bannon'un The Return of the Living Dead ve Lloyd Kaufman'ın The Toxic Avenger (all 1985) da bu dönem filmlerindendir. Hayalet Avcıları, Joe Dante'nin Gremlinleri (her ikisi de 1984) ve Tim Burton'ın Beetlejuice (1988)'i korku komedisi olarak yeni bir tarz ve moda oluşturmuşlardır.
Hayalet Avcıları (1984) tüm Indiana Jones filmleri, Tootsie (1982) ve Üç Adam ve Bir Bebek (1987) filmleri kadar satmıştır. Önceki onyılın felaket filmleri şaka komedisine dayanan güldürülerdir ve Airplane! filmi bunlardan biriydi, bu yoldan gidilerek devam filmleri çekildi ve bunlar 1982 yılında Airplane II: The Sequel, Top Secret! (1984) ve Naked Gun filmleridir. '80'lerin popüler komedi yıldızları Leslie Nielsen, John Candy, Steve Martin, Eddie Murphy, Bill Murray, Chevy Chase ve Dan Aykroyd'durlar. Bill Murray, Steve Martin ve Chevy Chase gibi birçoğu American TV şovu olan Saturday Night Live ile şöhreti yakalamışlardır. Eddie Murphy 48 Saat (1982) ve Beverly Hills Polisi serileriyle (1984–1993) komedi-aksiyon filmelerinde büyük başarı yakalamıştır. Ayrıca ilk 50'de bulunan romantic komediler de Crocodile Dundee (1986), Crocodile Dundee 2 (1988) ve Arthur (1981) filmleridir.
1978'deki Animal House'un büyük etkisi sonucu, bu dönemde de Fast Times at Ridgemont High, Porky's ve Revenge of the Nerds gibi gençlik komedilerinin yükselişinin devam ettiği görüldü. Diğer bir popüler yapım da John Hughes'ün Ferris Bueller's Day Off (1986) filmidir. Daha sonra 90'ların başında Evde Tek Başına serilerini yaratmıştır. Sonraki filmler komedilerde bir yeniden canlanma yaşanmasına yardım etmiştir ve bu filmler genelde ailesel izleyiciye hitap etmeyi amaçlayıp Honey, I Shrunk the Kids ve devam serileri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bir Amerikan lisesinde birçok popüler öğrencinin öldürülmesini (intihar süsü verilerek) konu alan Heathers (1989), gençlik komedisi türüne şaka yollu bir yaklaşım sağlamıştır. Dönemin diğer komedi yapımları da Tootsie (1982), Broadcast News (1987), Big, 18 Again!, Vice Versa ve Like Father, Like Son filmleridir.
Komedilerden göze çarpanlar arasında Polis Akademisi (film) serileri 1984 ve 1993 yılları arasında yapılmıştır. 70'lerin sonları ve 80'lerin başlarında daha önceleri başarılı olmuş yapımların devam filmlerini çekme adına bir moda oluştu. Bu filmlere örnek olarak Trail of the Pink Panther, The Great Muppet Caper ve Porky's II: The Next Day gösterilebilir.
Gençlerin "olgunlaşma" hikâyelerinin yanında daha karmaşık "rite-of-passage" filmleri daha yaşlı oyuncularıyla mevcut alışılmış ritüeli değiştirme veya dönüştürme içine girmişlerdir. 1983'teki Riskli İş, 1984 yapımı Karate Çocuk ve 1985'teki Kahvaltı Kulübü veya St. Elmo's Fire gibi brat-pack türlerinde gençler ön planda olmasına rağmen, olgun bir adamın yaşadığı sıkıntılı yaşamın anlatıldığı Top Gun (1986) veya savaş pilotu olmaya çalışan 'An Officer and a Gentleman, Flashdance'ın kadın kaynakçısının bir balerine dönüşmesi ve Cocoon'un (1985) olgunluk çağlarını atlatmanın hikâyelerini anlatması bu dönüşüm örneklerindendir. Big Chill (1983) yapımı dahi bu türe örnektir çünkü bu filmde de arkadaşının intiharından sonra hayatı direkt olarak etkilenen bir adam anlatılmaktadır.
Yetmişlerde aksiyon filmleri genellikle başına buyruk polis memurlarıyla göz önüne gelmişlerdir fakat Hollywood'da '80lere kadar aksiyon filmleri baskın olamamışlardır ta ki Arnold Schwarzenegger, Sylvester Stallone ve Bruce Willis'in şöhretleri artana kadar. Stallone Rocky serileriyle devam etti ve 82'de Vietnam Savaşından dönen eski küçük bir kasaba şerifini canlandırdığı İlk Kan ve onun devamı olan Rambo 2'de oynadı. Vietnam Savaşı filmlerinin popülaritesi '70 yıllarda bir film olarak gösterilmesi tabu olarak görülmesine karşın '80li yıllarda artmıştır. Platoon ve Stanley Kubrick'in Full Metal Jacket konu olarak bu savaşı seçmişlerdir. Chuck Norris eski bir Vietnam gazisiyken savaş esirlerini kurtarmak üzere geri dönmesinin konu edildiği Missing in Action üçlemesinde (1984, 1985,
James Bond 1981 yılında Roger Moore'un rol aldığı 1979'daki Moonraker'a göre daha gerçekçi olan For Your Eyes Only ile üçüncü onyılına girmiştir. Önceki yıllarda yönetmenler 60'ların Bond'unu yönetme kalıbındayken, bu dönem Bond için yeni bir çağın başlangıcı olmuştur ve serileri yönetmeye başlayan yeni yönetmen John Glen, şekilciliğe daha az önem vererek olaya daha çok "iş yapan adam" yönünden yaklaşmıştır ve 1981'den 1989'a kadarki tüm EON Bond filmlerini o yönetmiştir. Moonraker Bond'un patronu M'nin resmedildiği son düzenli Bernard Lee filmidir. Seksenlerin Bond'unda, birkaç MI6 amiri Bond'u görevine sevketmektedr. 1983 yılı EON Bond olmayan The Empire Strikes Back in yönetmeni Irvin Kershner'ın yönetimiyle ve Sean Connery'nin en son 1971 yılında Diamonds are Forever'da oynadığı role geri dönmesiyle oluşan yeni bölüm Bond filmi Never Say Never Again'in gösterime girmesiyle önemli bir yıldır; gişelerde ve satış hasılatlarında sonraki EON film olan Octopussy ile yarışan film için medya durumu 'Bondların Savaşı' olarak yorumlamaktadır. Daha az bilinen tek seferliğine Bond'u canlandırmış olan George Lazenby aynı yıl bir TV filmi olan The Return of the Man from U.N.C.L.E. ile Bond benzeri bir karakter olan "JB" 'yi canlandırmıştır. A View to a Kill (1985) ile Roger Moore son defa Bond'u canlandırmıştır ve 1987 yılındaki The Living Daylights için Timothy Dalton seçilmiştir ve o da son olarak 1989'da Licence to Kill ile bu rolü almıştır.
Video oyunları ve atarilerin popülaritesinin 1970'lerin orta ve sonlarında artmasına rağmen, sonraki on yıl boyunca bu alandaki teknolojinin hızla gelişmesiyle de devam etti. 1978’de Japonya’da geliştirilen Space Invaders, ilk defa 1979’da bir İngiliz ticaret fuarında gösterildiğinde, 80’lerin başı oyun endüstrisinde büyük bir etki yarattı. Daha sonra onyılın başında Pac-Man’de dâhil bir çılgınlık hissi yaratıldı ve bunları özellikle 1982 ve 1983’te Süper Mario Kardeşler izledi. Oyunlar 1985'te başarılı bir pazar yakaladı ve bu sektörün ünü hala da devam etmektedir. 1980’lerde Atari, ünlü Vidyo Bilgisayar sistemi oyun konsolunun yazılım geliştirme süreçlerinde düzenli kalite kontrolü uygulamasında başarısız oldu. Düşük kalitedeki yazılımların miktarı yüzünden ev konsolu endüstrisinde büyük bir çöküş yaşandı. Nintendo'nun Famicom/NES konsolunun piyasaya çıkmasıyla problemler çözüldü ve yalnızca şirket tarafından onaylanmış oyunların oynanabilmesiyle sektör yeniden canlandı. Bilgisayar motoru ve Sega Mega Drive onyılın sonlarına doğru piyasaya sürülen sonraki nesil oyun konsollarını temsil etmektedirler. Evlerde kullanılan kişisel bilgisayarlar 1980’lerde popüler oldu ve bu on yıl boyunca özellikle ZX Spectrum oyun konusunda sıklıkla kullanıldılar. Yaygın olan IBM Bilgisayarları 1981’de doğdu fakat bu onyıl boyunca oyun amaçlı olmayan bir bilgisayar statüsündeydi. IBM PC’nin yanında Commodore 64 (1982) en popüler 8-bitlik oyun konsoluydu ve onun varisi olarak Amiga (1985), en ünlü 16-bit oyun konsolu olarak bilinmektedir.
Zimbabve, 1980 yılında ABD’nin resmî sömürgelerinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. 1983 yılında ise kuzeyde Müslüman Sudan hükûmeti ve Güney Sudan’da ayrılıkçı Müslüman olmayan isyancılar arasında İkinci Sudan Sivil Savaşı patlak vermiş ve 22 yıl sürecek bir anlaşmazlık ortaya çıkmıştır. 1984–1985 yıllarında, Etiyopya’da baş gösteren açlık üzerine Etiyopyalılara yardım amacıyla uluslararası çabalar sarfedilmiştir. Bunların içinde Temmuz 1985'te düzenlenen ünlü Live Aid konseri de bulunmaktadır.
Nijerya’da 1983 ve 1985 yıllarında askerî darbe görülmüştür. 1986 yılında ise ABD, Libya’ya bir hava bombardımanı gerçekleştirmiştir. Cuito Cuanavale Muharebesi, 1987’den 1988’e Angola İç Savaşı ve Güney Afrika Sınır Savaşlarının bir bölümü olarak yer almıştır. Angola, Küba ve Namibya askeri güçleri ile Güney Afrika’daki askeri güçler ve Angola'lı muhalif UNITA örgütü arasındaki savaş, II. Dünya Savaşı’ndan o güne kadarki Afrika’daki en büyük savaştı. Güney Afrika ve Angola, Namibya, Zambiya arasındaki Güney Afrika Sınır Savaşı, Namibya'nın bağımsızlığının tanınmasıyla 1989 yılında bitmiştir.
6 Nisan 1980 tarihinde on bin Kübalı, siyasi sığınma talebi için Havana’daki Peru büyükelçiliğine akın ettiler. 7 Nisan’da Küba hikümeti, Peru büyükelçiliğine sığınma talebinde bulunan Kübalılar için göç izni verdi.
Peru, 1980’de başlayıp 1990'ların sonlarında bitecek komünist Túpac Amaru Devrimci Hareketi ile yüz yüze kaldı.
Ünlü Beatles üyesi John Lennon, 1980 yılında ABD’de suikaste kurban gitti.
Ronald Reagan, 1980 yılında ABD başkanlığına seçildi. Uluslararası çevrelerde Reagan, komünizmin yayılmasını engellemek, Sovyet Güçlerine karşı ABD ordusuna büyük takviyelerde bulunmak ve Sovyet Birlikleri ile Berlin Duvarını ayırarak Demir Perde ülkelerinin karşısında durmak adına sert bir politika kovalama peşine düştü.
Meksika 1982’de başlayan bir borç krizi ile karşı karşıya kaldı.
İngiltere ve Arjantin arasında, Falkland Adaları’nın topraklarını ele geçirmek üzerine 2 Nisan 1982 – 14 Temmus 1982 tarihleri arasında Falkland Savaşı yaşandı.
Kanada 17 Nisan 1982 tarihinde Kraliçe II. Elizabeth’in imzasıyla yeni bir anayasayla İngiltere’den resmî olarak bağımsızlığını kazandı. Bu olayla Kanada, İngiltere’den tam olarak siyasi bağımsızlığını almış oldu.
ABD, komünizmin yayılmasını engellemek ve uyuşturucu ticaretini durdurmak amacıyla Merkez ve Güney Amerika ülkeleriyle anlaşarak önemli direkt ve dolaylı muhalif gruplarla mücadele içine girmiştir. ABD hükûmeti Kolombiya hükûmetinin kanun dışı kokain endüstrisini yok etmek amacıyla bulunduğu girişimleri destekledi.
ABD, sonradan çok tartışmalı olabilecek biçimde El Salvador’daki sağ yanlısı isyancılara destek verdi, çünkü Amerika'nın yetiştirdiği Salvadorlu milisler tarafından 1000 Salvador sivilinin öldürülmesiyle 11 Aralık 1981 tarihinde El Mozote katliamı yaşandı. ABD, Doğu Karayip Ülkeleri Birliği üyeleri ile beraber 1983 yılında Grenada’yı işgal etti.
ABD’nin Nikaragua’nın içişlerine karışması sonucunda İran-Kontra vakası yaşandı ve bundan dolayı 1986 yılında Amerikan hükûmet görevlileri sorumlu tutularak suçlandılar. Başkan Manuel Noriega’yı devirmek üzere 1989 Aralık’ında Panama’ya ABD askerî harekâtı başladı. Hindistan Havayollarının 182 numaralı uçağı 23 Haziran 1985 tarihinde Sih Kanadalı militanlar tarafından düşürüldü. Bu olay Kanada tarihindeki İçinde Kanadalıların bulunduğu en büyük toplu katliam olarak kayda geçti.
Challenger Uzay Aracı, 28 Ocak 1986’da Florida’da kalkışından kısa bir süre sonra parçalandı ve içinde bulunan 7 mürettebat hayatlarını kaybettiler.
Haitili diktatör Jean-Claude Duvalier, 6 Şubat 1986’da ünlü bir halk ayaklanmasıyla baştan indirildi.
1986 Dünya Fuarı Expo 86, Vancouver’da gerçekleştirildi..
Kanada-ABD arasındaki Serbest Ticaret Antlaşması 1989 yılında kanunlaştırıldı.
Askeri yönetimler Arjantin’de (1983), Uruguay’da (1984-5), Brezilya’da (1985-8) ve Şili’de (1988-9) demokratik yönetime geçtiler.
Antigua ve Barbuda, Belize, (ikisi de 1981’de) ve St. Kitts (1983) bağımsızlıklarını kazandılar.
Mart 1989’da Exxon Valdez kazası ya da diğer bir deyişle petrol felaketi yaşandı.
ABD’de siyah erkeklerin beyaz kadınlarla evlenme oranı %10 oranında gerçekleşti.
1980'de Polonya'daki bağımsızlık hareketleri liberalizasyon ve demokrasiyi ülkeye davet etti. Komünist rejimin girişimleri hükûmet ile hareketi karşı karşıya getirmeye yönelikti. Fakat hareket Lech Walesa tarafından yönlendirildi ve millî federe devletin oluşmasına öncülük etti. Bu süreç diğer komünist rejimi benimsemiş ülkelerde de bağımsızlık yönünde kıpırdanmalara neden oldu.
1981'de Papa II. John Paul, Saint Peter Meydanı'nda suikast girişimi ile karşılaştı.12
İsveç başbakanı Olof Palme 1986'da bir suikast sonucu öldürüldü.13
Mihail Gorbaçov 1985'te Sovyetler Birliği'nin lideri oldu. İlk olarak baskın komünist rejime rağmen yapılan demokratik seçimleri müteakip, politik muhalefetin ifade özgürlüğünü arttırarak hükûmetteki ana reformları başlattı. Gorbachev Soğuk Savaş'ın sonunu hazırladı, tansiyonu düşürmek için ABD ile görüşmelerin arttırılması konusunda ısrarcı oldu.
Roma ve Viyana havaalanları 27 Aralık 1985'te İsrail El Al Havayolları'na karşı yapılan saldırılara sahne oldu. Saldırılar Libya hükûmeti destekli Abu Nidal militanları tarafından yapıldı.
Avrupa Birliği, 1981'de Yunanistan ve 1986'da İspanya ve Portekiz ile bütünleşme kararı aldı.
Doğu Bloku'ndaki pek çok komünist rejim uygulayıcısı ülkede, otoriteryen rejimlere karşı büyük bir politik aktivite ve muhalefet neticesinde önemli politik reformlar gerçekleşti. Bu reformlar, bireysel özgürlüğü içerdiği gibi demokratik yenilenmenin de sözünü vermektedir. Bir istisna olarak Romanya'da uygulanan komünist rejim, kendi iktidarına karşı muhalefeti şiddet yanlısı bir şekilde bastırmıştır. 1989'a kadar devam eden bu süreç, Varşova Paktı ülkelerinin komünist rejimi terk etmeleri ve son olarak Nikolay Çavuşesku'nun idamı ile geçilen çok partili rejimle tamamlanmıştır.
Yugoslavya'da komünist diktatör Josip Broz Tito'nun ölümünü takiben komünist sistemin politik reformlara tabi tutulması süreci işlemeye başladı. Etnik milliyetçilik ve etnisiteler arası çatışmalar, özellikle Sırbistan'da, 1986'da Sırp Bilim ve Sanat Akademisinin memorandumu ile başlayarak ve 1980'lerin sonunda Sırpları sert ve ciddi biçimde etkileyecek olan komünist lider Slobodan Miloşeviç'in Sırbistan ajandası ile bütünleşmesi sonucunda, Sırpların düşmanı olan herkesle mücadeleyi öngörmek Sırp olmayan Yugoslav politikacılar tarafından kınandı.
10 yılın sonunda (1989) Berlin Duvarı yıkıldı ve bunu 1990'da, bölünmüş iki Alman devletinin yeniden birleşmesi takip etti.
Orijinal kaynak: 1980'ler. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Radikal Gazetesi/4.8.2006. MTV'nin kuruluşu.Erişim:31.12.2008 Radikal-çevrimiçi / Yaşam / 25 yılda kendi tarihini yarattı ↩
İngilizce Kaynak Metin http://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Timeline_of_musical_events&action=edit§ion=3 ↩
BBC'de İran-Irak Savaşı.Erişim:31.12.2008 BBC Turkish | Haberler | İran-Irak savaşının üzerinden 25 yıl geçti ↩
BBC'de Palme Suikasti.Erişim:31.12.2008 BBCTurkish.com | Avrupa | 'Papa suikasti emrini SSCB verdi' ↩
Radikal Gazetesi/28.10.2001.Suikastin zanlısından itiraf.Erişim:31.12.2008 Radikal-çevrimiçi / Dış Haberler / 'Palme sanı�ı cinayeti itraf etti' ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page